Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/463 E. 2022/578 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/463 Esas
KARAR NO: 2022/578
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08/11/2018
NUMARASI: 2017/871 Esas, 2018/1129 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 12/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan, davalı şirkete ait araçların ihlalli geçişleri nedeniyle, geçiş ücretleri ve 10 katı oranında ceza tutarının tahsili için davalı aleyhinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının geçiş bedeline itiraz etmeyip 1.480,65 TL geçiş bedelini ödediğini, ceza tutarına itiraz ettiğini, araçların OGS veya HGS’den geçiş ücretinin tahsil edilememesi ve OGS/HGS ile ilgili anlaşmalı bankadan provizyon alınamaması halinde gişedeki bariyerin açılmadığını ve gişe memurunun nakit yada kart ile ödeme talep ettiğini, ödeme gerçekleşmezse bilgilendirme amaçlı ihlalli geçiş bildiriminin sürücüye teslim edildiğini, ihlalli geçişi takiben 15 gün içinde ödeme yapılması halinde ceza tahakkuk ettirilmediğini, müvekkili şirketin 15 günlük sürede ödeme yapılmaması halinde araç sahiplik bilgisine ulaşabildiğinden bu sürede araç sahiplerine bilgilendirme yapma imkanı olmadığını belirterek davalının ihlalli geçiş ceza tutarı 14.806,78 TL’ye yönelik takibe itirazının iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; müvekkili şirketin araçlarında OGS cihazı bulunduğunu ve yeterli bakiye olmasa dahi bankaca yapılan anlaşma gereği müvekkilinin hesabından veye kredi kartından tahsil edilmek üzere banka tarafından ödendiğini, geçiş ücreti tahsil edilememesinde müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, ihlalli geçiş bildirimine dair tutanak olmadığını, müvekkilinin geçiş ücretini ödemek için hesap numarası bildirilmesi talebinin cevapsız bırakıldığını ve haksız takip başlatıldığını, müvekkilinin takipte geçiş bedelini ödediğini belirterek davanın reddine, davacının % 20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece; davalı şirkete ait araçların otoyoldan ihlalli geçişlerine ilişkin olarak davalıya bir bildirim yapılmadığı, ihlalli geçiş bildirim belgelerinin tek taraflı düzenlendiği, ihlalli geçiş yapan aracın sürücü veya malikine geçiş bildirimi tebligatı yapıldığının kanıtlanamadığı, bu nedenle davalı şirketten sadece 1.480,65 TL geçiş ücretinin talep edebileceği, geçiş ücretine ilişkin olarak cezai şart talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 1.480,65 TL alacak üzerinden devamına, alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına hükmedilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; dava dilekçesini tekrarla, KGM işletimindeki otoyollarda gerçekleşen ihlallerde 6001 Sayılı Yasa’nın 30/1. maddesi gereği düzenlenen idari para cezaları için aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca tebliğ zorunluğu olduğunu, müvekkili şirket tarafından işletilen otoyol için farklı usul öngörüldüğünü, müvekkilinin ihlalli geçişten itibaren 15 günlük ödeme süresi geçmeden ve ceza muaccel hale gelmeden araç sahibi bilgilerine de erişemediğinden bildirim yapmasının mümkün olmadığını, yargılama sırasında geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki cezanın 4 katı olarak değiştirildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; geçiş ücreti olan 1.480,65 TL’yi icra takibinde ödemelerine rağmen mahkemenin bu hususu gözden kaçırarak takibin 1.480,65 TL geçiş ücreti yönünden devamına karar verdiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın tamamen reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, ihlalli geçiş ceza ücretinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 1.480,65 TL geçiş ücreti ve 14.806,50 TL ceza tutarı olarak toplam 16.287,15 TL üzerinden takip başlattığı, davalının geçiş ücretini takip dosyasına ödediği, ancak ceza tutarı yönünden yasal süresinde borca itiraz ettiği, davacının ceza tutarı olan 14.806,50 TL yönünden takibe itirazın iptali talebiyle işbu davayı açtığı görülmektedir. Mahkemece, geçiş ücreti 1.480,65 TL yönünden takibe itirazın iptaline karar vermiş, taraf vekilleri hükmü istinaf etmiştir. 1-HMK’nın 26. maddesi uyarınca hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Somut olayda davacı 1.480,65 TL geçiş ücreti ile 10 katı tutarında 14.806,50 TL ceza ücretinin tahsili için takip başlatmış, davalı taraf geçiş ücreti 1.480,65 TL’yi takip dosyasında ödemiş ve sadece 14.806,50 TL ceza tutarı yönünden takibe itiraz etmiştir. Davacı da dava dilekçesinde 14.806,50 TL ceza tutarı yönünden davalının takibe itirazının iptalini talep etmiştir. Ancak mahkemece bu husus gözden kaçırılarak davacının talebini aşar şekilde, dava konusu olmayan geçiş ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. 2-Davacı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde ise; Davalı şirketin maliki bulunduğu araçların davacının işlettiği otoyolda geçiş yaptığı, geçiş bedeli toplamının 1.480,65 TL olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık olmayıp, uyuşmazlık; davacı tarafından bu bedele 10 katı tutarında tahakkuk ettirilen 14.806,50 TL ceza tutarının yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davanın dayanağını oluşturan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesinde “…(5) 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza genel hükümlere göre tahsil edilir. …” hükmü düzenlenmişken 25/05/2018 tarih ve 30431 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/5/2018 tarih ve 7144 sayılı Kanunun 18. maddesi ile birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “on” ibareleri “dört” şeklinde değiştirilmiştir. Aynı Kanunun 19. maddesi ile 6001 sayılı Kanuna geçici 3. madde ilave edilmiştir. 6001 sayılı Kanuna eklenen Geçici 3. madde de ise “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30. maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” düzenlemesi yapılmıştır. Kanunun 30. maddesinin, 27.03.2015 tarihli ve 6639 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişiklik yapılan (7) numaralı fıkrasında, geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin (1) numaralı ve (5) numaralı fıkralarında belirtilen cezaların uygulanmayacağı öngörülmektedir. Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesince 6001 sayılı Kanunun 30/7 maddesinin Anayasa aykırılığı iddiası ile açılan davada, Anayasa Mahkemesi 18.01.2018 tarih, 2017/166 E. 2018/8 Karar sayılı kararında “…. İşletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren eylem ücret ödemeden geçiş yapılması anında tamamlanmış olacaktır. Bu durumda, kuralda belirtilen ödemesiz geçiş tarihinden itibaren on beş gün içinde geçiş ücretinin ödenmesi hâlinde cezanın uygulanmayacağına ilişkin düzenleme oluşan neticeyi ortadan kaldırılmakta olup ihlalli geçiş eylemini gerçekleştirenler lehine getirilmiş bir düzenlemedir…. kuralda, cezasızlık hâlinin kapsamı, eylemin sonucu olarak öngörülen yaptırımın hangi hâlde uygulanmayacağı, ödemenin hangi süre içinde yapılması gerektiği açık, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olarak belirlenmiştir. Geçiş ücretinin ödenmesi şekil ve yöntemlerinin tümünün önceden öngörülmesi ve kanun koyucu tarafından tek tek belirlenerek kanun metninde ifade edilmesi oldukça güçtür. Geçiş ücretinin tahsili yöntemlerinin zaman içinde değişip gelişebileceği ve otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerinin tahsili yöntemlerinin benzerlik arz ettiği hususları dikkate alındığında kuralda belirlilik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır…” yönünde karar vermiştir. Bu durumda davalının ihlali sebebiyle davacının, davalıya ayrıca bir bildirim yapmasına gerek bulunmadığı anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davalı şirkete ait araçların davacı şirketin işlettiği yolda ihlalli geçiş gerçekleştirdiği, davacı tarafından 03/07/2017 tarihinde başlatılan takipten sonra, 16.05.2018 tarihli değişiklik ile “…geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. …” hükmündeki “on” ibaresinin “dört” şeklinde değiştirildiği, yasal düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibari ile geçiş ücreti davalıdan tahsil edilmediğinden bu durumdan davalının da faydalandığı, davacının ihlal sebebi ile davalıya ayrıca bir bildirim yapmasına gerek bulunmadığı, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan geçiş ücretinin 4 katı tutarı olan (1.480,65 TL x 4) 5.922,60 TL ceza ücreti nedeniyle alacaklı olduğu görülmektedir. Bu nedenle bu miktar yönünden takibe itirazın iptali karar verilmesi gerekirken, dava konusu edilmeyen 1.480,65 TL geçiş ücreti yönünden hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ayrıca alacak likit olduğundan hükmedilen tutarın % 20’si oranında icra tazminatına da hükmedilmelidir. Öte yandan yargılama sırasında 6001 Sayılı Yasa’nın 30/5 fıkrasında yapılan değişiklikle, dava tarihinde geçiş bedelinin 10 katı tutarında uygulanan cezanın, 4 katına düşürüldüğü anlaşılmaktadır. Davanın devamı sırasında, dava konusu alacağın ödenmesi, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayri menkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Davanın konusuz kalması halinde, mahkemece; yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haklı olduğunun tespit edilmesi, o taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekir. Başka bir deyişle, yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada, yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden taraf lehine “maktu vekalet” ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin ise karşı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 E.-2009/526 K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” belirtilmiştir. Şu halde davacının fazlaya ilişkin talebinin davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun nedeniyle konusuz kaldığı, davacının dava tarihinde davanın tamamı yönünden haklı olduğu gözetildiğinde yargılama giderlerinin tamamından davalının sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, mahkemenin davacının dava konusu etmediği geçiş ücretine hükmetmesinin doğru olmaması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerektiği; davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden de, mahkemece geçiş ücretinin 4 katı tutarı olan (1.480,65 TL x 4) 5.922,60 TL ceza ücretine, kalan ceza ücreti talebi yönünden ise esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, ceza ücreti yönünden davanın tamamen reddine karar verilmesini doğru olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulü ile takibin 5.922,60 TL ceza tutarı yönünden devamına karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Tarafların istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile AYRI AYRI KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/871 Esas, 2018/1129 Karar ve 08/11/2018 tarihli kararının HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE, 2-a) Davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibe itirazının KISMEN İPTALİ İLE takibin 5.922,60 TL ceza ücreti ve bu alacağa takip tarihinden itibaren uygulanan faiz yönünden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin konusuz kalması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, b) Davalının kabul edilen asıl alacağın (5.922,60 TL) % 20’si tutarında icra tazminatına mahkum edilmesine, c) Alınması gerekli 404,57 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 252,87 TL harçtan mahsubu ile bakiye 151,70 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, d) Davacı tarafından karşılanan 31,40 TL başvuru harcı ve 252,87 TL peşin harç ile (800,00 TL bilirkişi ücreti ve 127,40 TL posta masrafı) 927,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, e) Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, f) Hüküm tarihinde yürürlülükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, İstinaf Başvurusu Yönünden; 3-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak karşılanan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, Davacı tarafından karşılanan 98,10 TL istinaf başvuru harcı, 35,90 TL istinaf karar harcı ve 31,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 4-Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak karşılanan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, Davalı tarafından karşılanan 98,10 TL istinaf başvuru harcı, 35,90 TL istinaf karar harcı ve 3,40 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından sarf edilmeyen miktarın kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/2 bendi ile aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.12/05/2022