Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/452 E. 2019/875 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/452 Esas
KARAR NO : 2019/875
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2018
NUMARASI : 2018/542 2018/1224
DAVANIN KONUSU: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 09/05/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin …’ den alacaklı olduğunu, alacağının iflas masasına kaydının talep edildiğini, talebin reddedildiğini iflas idaresinin kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek reddedilen alacağının iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı İflas İdaresine usulünce tebligat yapılmış olup davaya karşı yazılı beyanda bulunulmamıştır. Davalı vekili, 04.12.2018 tarihli duruşmada davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi; TMSF Fon Kurulunun 17/11/2011 tarihli 2017/289 sayılı kararı ile 5411 sayılı yasanın 110. maddesinin yollaması ile, 106/5 maddesi gereğince 1. Alacaklılar Toplantısı yerine kaim olmak üzere ilgili yönetmeliğin 20. maddesi gereğince iflas tasfiyesinin yürütülmesi bakımından iflas idare memuru adaylarının isimlerinin belirlendiği, iflas idare memurlarının tamamının fonun gösterdiği adaylardan oluştuğu, …’ nin iflas tasfiyesinin 5411 sayılı yasanın 106. maddesi ve ilgili yönetmelik çerçevesinde fon tarafından yürütüldüğü, iflas idare memurları tarafından düzenlenen sıra cetvelinin TMSF’ nin bankacılık kanunu uyarınca tek yanlı olarak aldığı idari nitelikte bir işlem olduğu, iflas idaresinin TMSF adına hareket ettiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 29/02/2016 tarih ve 2015/4757 E. 2016/1217 K. Sayılı ilamınında bu yönde olduğu, davanın idari yargının görev alanında bulunduğu gerekçesi ile 6100 sayılı HMK’nun 114/b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK’nun 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf taleplerinde;İcra İflas Kanunu 235. Maddesi gereğince görevli mahkemenin iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesi olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı …İflas İdaresi Vekili İstinaf Taleplerinde; 1-5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 106/5. Maddesi gereğince Fonun, Bankacılık Kanunu’nun uygulanması ile sınırlı olmak üzere İ.İ.K’nın sayılan bazı maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine haiz olarak bankayı tasfiye etmekle görevlendirildiğini, bu durumun TMSF’nin Bankacılık Kanunu uyarınca tek yanlı olarak almış olduğu idari nitelikli bir işlem olduğu kanaatiyle, idari işlem niteliği kazandırmayacağını, daha etkin ve hızlı hareket edilmesini teminen bazı özel düzenlemelere ihtiyaç duyulması, kanun koyucunun bu konuda bazı özel düzenlemeler yapmasını gerektirdiğini, kanuni dayanağı olmadığı halde “idare” niteliği olmayan bir tüzel kişiliğe mahkeme kararıyla kamu tüzel kişiliği tanınması sonucunun doğacağını, 2-Yerel mahkemenin gerekçeli kararında emsal gösterilen Yargıtay kararına katılmanın mümkün olmadığını, emsal kararın mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu kapsamında alındığını, huzurdaki davanın ise 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na göre yürütüldüğünü 3-İİK.’nun “Sıra cetveline itiraz ve neticeleri” başlıklı 235. Maddesi gereğince bu tür davaların adli yargının görev alanına girdiği ve Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunun kanun metninde de açıkça yer aldığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı taraf vekilleri tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;Dava, …’ den alacağının iflas masasına kaydedilmesine yönelik talebin reddi üzerine, alacağının iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talebine ilişkindir. Uyuşmazlık, davaya bakmaya idare mahkemelerinin görevli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır…. Bankası A.Ş.’ nin BDDK’ nın ve Fon Kurulu’ nun 29/05/2015 tarihli kararları doğrultusunda fona devredildiği 27/07/2016 tarihli BDDK kararı ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 107. maddesi uyarınca faaliyet izninin kaldırıldığı ve bu kararın 23/07/2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlandığı Fon Kurulu’ nun 22/12/2016 tarihli kararı ile 5411 sayılı yasanın 106/3 maddesi uyarınca bankanın doğrudan iflasın mahkemeden talep edilmesine karar verildiği ve İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/11/2017 tarih ve 2017/41 E 2017/942 K. Sayılı karar ile 5411 sayılı yasanın 106. maddesi uyarınca … Bankası A.Ş.’nin iflasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesinin kararında da işaret edildiği üzere, 5411 sayılı yasanın 106/5 maddesinde ”Fon bu kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İİK ‘nun 166., 218., 219., 234., 236., 249., 251., 254. Maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesi , alacaklılar toplantısı iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder.” hükmü yer almaktadır. Diğer yandan “Faaliyet İzni Kaldıralan Bankalardaki Sigortalı Mevdiat ve Sigortalı Katılım Fonunun Ödenmesi ile Bu Bankaların İflas ve Tasfiyesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik” in ,”İflas Yoluyla Tasfiye” başlığını taşıyan 4. bölümünde bankacılık yasası uyarınca iflasına karar verilen bankaların iflas ve tasfiyesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Somut olayda TMSF Fon Kurulunun 17/11/2011 tarihli 2017/289 sayılı kararı ile 5411 sayılı yasanın 110. maddesinin yollaması ile, 106/5 maddesi gereğince 1. Alacaklılar Toplantısı yerine kaim olmak üzere ilgili yönetmeliğin 20. maddesi gereğince iflas tasfiyesinin yürütülmesi bakımından iflas idare memuru adaylarının isimlerinin belirlendiği, İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 24/11/2017 tarih ve 2017/7-6 E.K. Değişik İş nolu kararı ile fon tarafından önerilen ve gerekçeli kararda belirtilen kişilerin iflas idare memuru olarak atanmasına karar verildiği, iflas idare memurlarının tamamı fonun gösterdiği adaylardan oluştuğu açıktır. …’ nin iflas tasfiyesi 5411 sayılı yasanın 106. maddesi ve ilgili yönetmelik çerçevesinde fon tarafından yürütülmekte olup iflas idare memurları tarafından düzenlenen sıra cetvelinin TMSF’ nin bankacılık kanunu uyarınca tek yanlı olarak aldığı idari nitelikte bir işlem olduğu kabul edilmesi gerektiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’ nin 20/02/2019 tarih ve 2016/3833 E. 2019/582 K.sayılı ilamında ve benzer pek çok içtihadında da işaret edildiği gibi huzurdaki davanın idari yargının görev alanında bulunduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nun 114/b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK’nun 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince tarafların istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubuna, bakiye 32,30 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,20 TL olmak üzere toplam 55,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/05/2019