Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/450 E. 2022/556 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/450 Esas
KARAR NO: 2022/556
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11/09/2018
NUMARASI: 2017/599 Esas, 2018/658 Karar
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 2009 yılına kadar aidat borçlarını da düzenli olarak ödediğini, ancak bu tarihten sonra kooperatif başkanının sözlü hakaretleri sonrası hukuksuz ve sebepsiz olarak kooperatif üyeliğinden uzaklaştırıldığını, kura çekiminde adına isabet eden ve bu tarihe kadar kiraya vererek mülkiyetinden faydalandığı Yakacık … Mahalle … sokak. … K:… D:… daki taşınmazın tapusunu alamadığını, 2005-2006-2007-2008-2009-2010- 2011-2012 yılı genel kurulunun yapıldığı 10.02.2013 tarihindeki Olağan Genel Kurul Toplantısına çağrılmadığını, yine 2014 ile 2015 yıllarına ait 26.06.2016 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısına da çağrılmadığını, davalı Kooperatifin 10.02.2013 tarihli Genel Kurulunun Ticaret sicil gazetesindeki ilanında müvekkil hakkında “Kooperatifimizdeki … Blok D:… da önceden üye olarak kayıtlı olup yükümlülüklerini yerine getirmediği için kendisi istifa eden ve Yönetim kurulumuzca istifası kabul gören” üyemiz diyerek müvekkilini istifa etmiş gibi gösterildiğini, istifanın sözkonusu olmadığını, davalıya çekilen ihtarın tebliğ edilemediğini, bunun üzerine Çevre ve Şehircilik İstanbul İl Müdürlüğünden ilgili hisse ve müvekkilinin üyelik durumuna ilişkin bilgi istendiğini, Müdürlüğün cevabi yazısında, müvekkilinin 2006 yılından sonra genel Kurul Toplantısına çağrılmadığı, son 2004 yılı olağan genel kurul toplantısı hazirun listesinde isminin yer aldığı, bundan sonraki genel kurul hazirun listesinde adının geçmediği, müvekkili hakkında ortaklıktan çıkarılmaya yönelik herhangi bir karara rastlanılmadığının bildirildiğini belirterek müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine, söz konusu taşınmazın daha önce üçüncü kişi ya da kişilere devri yapılmış ise müvekkilimin üyeliğine uygun bir taşınmazın müvekkile tahsisine, şayet böyle bir taşınmaz da yok ise fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 10.000 TL daire karşılığı maddi tazminatın davalı koooperatiften alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının kooperatifte 21.12.1989 tarihine kadar 13 no.lu üye olarak yer aldığını, Yalova …Noterliği’nin 21.12.1989 tarihli … no.lu istifanamesi ile üyelik ve ortaklıktan ayrıldığını, istifanın Kooperatif Yönetim Kurulunun 16.04.1990 tarihli kararı ile kabul edildiğini, davacının Kooperatif üyeliği esnasında hiçbir aidat ve ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ancak aradan geçen uzun yıllarda davacının, Kooperatife ilk üye olduğu tarihten itibaren muacceliyet kesbetmiş olan tüm borçlarını işlemiş faizleri ile birlikte ödeyeceğini taahhüt etmek suretiyle, İstanbul …Noterliği’nin 01.07.2002 tarihinde gerçekleştirmiş olduğu Kur’a Çekilişi’ne iştirak etmek istediğini, davacının Kooperatifin diğer üyeleri ile uzun yıllar öncesine dayanan insani ilişkileri ve tüm borçlarını ödeme taahhüdü gözetilmek suretiyle Kur’a Çekilişi’nde adının yer aldığını, ancak, davacının borçlarını ödemediği için hiçbir şekilde yeniden üye olarak alınmadığını, Kur’a neticesinde, davacıya … Blok D:…’nın isabet ettiğini, davacıya borçlarını ödemesi için mehil verildiğini, borcun ödenmediğini, davacıya, Sakarya …Noterliği’nin 11.04.2006 tarihli … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile 1989 yılında istifa ettiği, ancak, üyelik ve borçluluğu hakkındaki son durumu görüşmek için ödeme makbuzları ile birlikte 1 ay içinde Kooperatife müracaat etmesi gerektiğinin bildirildiğini, davacının, bu bildirime de riayet etmediğini, hiçbir ödemede bulunmadığını, davacının haksız bir kısım ithamlarla Kooperatif Yönetimi hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İstanbul Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü’ne şikayetlerde bulunduğunu, davacının daha önce istifa etmesi nedeni ile davacı hakkında kooperatifçe yeni bir karar alınmadığını, davacı taleplerinin tümünün zamanaşımına uğradığını, Kooperatife hiçbir ödemede bulunmamasına rağmen hak talep etmekte olan davacı tarafın, üyelik tespiti yönündeki talebinin kabul edilmesi ihtimalinde dahi, müvekkili Kooperatifin 1989 itibaren tüm alacaklarının ve bugüne kadar diğer üyelerden de aylık olarak yıllardır tahsil edilmiş olan aidat, şerefiye ve diğer mali mükellefiyetlerin, işlemiş olan tüm faizleri ile birlikte uzman bilirkişi heyeti tarafından hesaplandıktan sonra davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI; Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporuna göre; davacının 1989 yılında istifa edinceye kadar davalı kooperatifin üyesi olduğu, istifasının kooperatif yönetim kurulunca kabul edildiği ancak sonrasında davalı kooperatifin yapılan üç genel kuruluna da katıldığı, izleyen bir kaç yıla ait genel kurul hazerun cetvellerinde de adının yer aldığı, 2002 yılında yapılan kura çekilişinde davacı adına daire tahsis edildiği, davalının 2006 yılında kooperatif üyeliği ve borçların görüşülmesi amacıyla davacıya ihtarname gönderdiği, bu haliyle kooperatif üyeliğinden istifa eden davacının zımnen tekrar kooperatife üye olduğunun davalı tarafça da kabul edildiği, ancak 2006 yılında davalı tarafça gönderilen ihtarnameye davacının sessiz kaldığı ve kooperatifle herhangi bir bağlantı kurmadığı, aidat borçlarını takip etmediği, kendisine tahsis edilen dairenin kullanımını 2009 yılı itibariyle bıraktığı ve bu tarihten yaklaşık 8 yıl sonra davalı kooperatife ihtarname göndererek üyelik aidat borcu bulunup bulunmadığını sorma yoluna gittiği, davacının kendisinin üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, dolayısıyla bu davayı açmasının TMK 2.maddesi uyarınca iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesi ile davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 17.04.2017 tarih ve E. 2015/3195, K. 2017/1143 sayılı kararında da belirtildiği üzere, davalı kooperatifin, dava tarihine kadar aidat toplayan bir kooperatif olup olmadığı hususunda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadığını, mahkemece kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak, genel kurul kararları ile aidat alınmasına dair karar alınıp alınmadığı ve üyelerin varsa kooperatif hesabına aidat yatırıp yatırmadıklarının tespiti ile TMK’nın 2. Maddesinin değerlendirilmesi gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, müvekkilinin davalı kooperatife aidat borcunun bulunmadığı gibi davalı kooperatiften 10,00 TL alacaklı gözüktüğünü, bu durumun bilirkişi raporu ile belirlendiğini, müvekkilinin kendisine tahsis edilen dava konusu daireyi 2006-2009 yılları arasında kiraya verdiğini, daireden alınan kira bedellerinin kiracısı aracılığıyla kooperatife düzenli olarak fazlasıyla ödendiğini, müvekkiline 2006 yılında gönderilen ihtarnamenin “ortaklıktan çıkartma” ile ilgili olmadığını, müvekkilinin kiraya verdiği hisse sonucu Kooperatif tarafından kiracı hakkında müvekkiline bildirim yapılmaksızın tahliye davası açılarak tahliye işleminin yapıldığını, müvekkili tarafından 2009, 2012 ve 2014 yılında İstanbul İl Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğüne üyelik durumuyla ilgili başvuru yapıldığını, bu yazılara cevap verildiğini, dava konusu hissesinin akıbeti ve kime devredileceği konusunda Genel kurul gündemine alınması ve bu hususta karar verilmesinin 2014 yılındaki Ticaret Sicil gazetesinde gösterildiğini, 2017 yılında davalıya gönderilen ihtarnamenin adreste bulunmadığından iade edildiğini, tüm bu durumların müvekkilinin ihtarnameye sessiz kaldığı şeklinde yorumlanamayacağını, müvekkilinin üyelikten kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirdiğini, bu durumun Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 23/07/2009 tarihli cevabi yazısı ile sabit olduğunu, davalı tarafından, müvekkilinin parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğine ilişkin bir ihtarname göndermediğini, müvekkilinin üyelikten çıkartılmasına ilişkin herhangi bir karar da alınmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, talebin reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, davacının davalı kooperatife üyeliğinin tespiti, kendisine konut tahsisi, mümkün olmadığı takdirde konut yerine bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davacının davalı kooperatif üyesi olup olmadığı, tahsis ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Mahkemece uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır. 27.02.2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacının kooperatif ortağı iken 21/12/1989 tarihinde Yalova … Noterliğinin … Y. no.lu ihtarnamesi ile üyelikten istifa ettiği, istifanın 16/04/1990 tarihli yönetim kurulu kararı ile kabul edildiği, davacının daha sonra kooperatifin yapmış olduğu 26/06/2005 tarihli genel kurula çağrıldığı, 01/07/2002 tarihinde yapılan kura çekiminde kendisine isabet eden dairenin davacıya teslim edildiği, davacının istifasından sonra tekrar ve yeniden kooperatif ortaklığına kabul edildiği, davalı kooperatifin davacının borçlu olduğu hususunda bir belge sunmadığı, kooperatif tarafından ibraz edilen ticari defterlerin açılış tasdiklerinin TTK hükümleri uyarınca süreleri içerisinde yaptırıldığı, 2002-2003-2004-2005-2006-2007-2008-2009-2010-2011-2012- 2013 -2014 ticari defterlerinin kayıt altına alınmamış boş olarak ibraz edildiği, 2006 yılı ticari defterlerinin ibraz edilmediği, 2015-2006 yıllarına ait defteri kebir ve envanter defterlerinin kayıt altına alınmamış boş olarak ibraz edildiği, Körfez Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/864 E.1999/717 K. sayılı 30/12/1999 tarihli kararı gereğince kooperatife ait işyerinin 17/08/1999 tarihinde meydana gelen depremde çöktüğü, çökme sebebi ile işyerinde bulunan eşyalar ile birlikte muhasebe kayıt ve defterlerinin zayi olduğunun tesbitine karar verildiği, davalı kooperatifin 2015 yılı yevmiye defterine göre davalı kooperatifin davacıya 10 TL. borçlu durumda bulunduğu ve bu borcun 31/12/2016 kapanış kayıtlarında da devam ettiği, kura çekiminin 01/07/2002 tarihinde İstanbul …Noterliği huzurunda yapıldığı ve davacıya kura zabtında …’nci sırada … Blok … no.lu dairenin isabet ettiği, bu dairenin davacı tarafından kullanıldığı ve halen başka bir kooperatif ortağına da tahsis edilmediği, arsa tapusunun kooperatif adına kayıtlı olduğu, kat irtifakı tesis edilmediğinden, bağımsız bölümlere ait müstakil tapu bulunmadığı, kura zaptında … Blok, …. Kat, … nolu dairenin davacı …’e tahsis edildiği, geçen süre içerisinde bu dairenin davacı tarafından tasarruf edilerek kiraya verildiği, kooperatif tarafından kat irtifakı tesis edilerek ferdileşmeye geçilmesi durumunda, söz konusu dairenin davacıya tahsis edilmesinin mümkün olduğu, bir kısım blokların inşaatının halen devam ettiği belirtilmiştir. 27.06.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda; 14/03/1987- 26/06/2005 tarihlerini kapsayan genel kurullarda aidatlarla ilgili karar alındığını, 26/06/2005 tarihinde yapılan genel kuruldan sonraki yıllara ilişkin davalı kooperatifin genel kurulunun 10/02/2013 tarihinde yapıldığı, 31/05/2006 tarihinde yapılan ve sonrasına yapılan genel kurullarda aidat kararı bulunmadığı, 02/07/2017 tarihli genel kurulda 1 yıllık aidat ödeme kararı alındığı, yapılan hesaplamalara göre, normal bir kooperatif üyesinin 26/05/2017 tarihine kadar ödemesi gereken aidat toplam tutarının 14.233,00 TL olduğu, bağımsız bölümün dava tarihi 26.05.2017 itibariyle hesap ve tespit edilen güncel rayiç değerine davalı vekili tarafından yapılan itirazın yerinde olmadığı ifade edilmiştir. Somut olayda; davacının kooperatif ortağı iken 21/12/1989 tarihinde Yalova … Noterliğinin … Y. no.lu ihtarnamesi ile üyelikten istifa ettiği, istifanın 16/04/1990 tarihli yönetim kurulu kararı ile kabul edildiği, daha sonda davalı vekilinin de, cevap dilekçesinde belirttiği “..davacının Kooperatifin diğer üyeleri ile uzun yıllar öncesine dayanan insani ilişkileri ve tüm borçlarını ödeme taahhüdü gözetilmek suretiyle..”01/07/2002 tarihinde yapılan kura çekilişine davet edildiği, kur’a çekilişinde davacıya … Blok, … Kat, … nolu dairenin isabet ettiği, dairenin davacıya teslim edildiği, dairenin tamamlanarak davacı tarafından kiraya verildiği, davacının 26/06/2005 tarihli genel kurula çağrıldığı, 14/03/1987-26/06/2005 tarihlerini kapsayan genel kurullarda aidatlarla ilgili karar alındığı, davalı kooperatifin 2015 yılı yevmiye defterine göre davalı kooperatifin davacıya 10,00 TL. borçlu durumda bulunduğu ve bu borcun 31/12/2016 kapanış kayıtlarında da devam ettiği, 26/06/2005 tarihinde yapılan genel kuruldan sonraki yıllara ilişkin davalı kooperatifin genel kurulunun 10/02/2013 tarihinde yapıldığı, 31/05/2006 tarihinde yapılan ve sonrasına yapılan genel kurullarda aidat kararı bulunmadığı, 02/07/2017 tarihli genel kurulda 1 yıllık aidat ödeme kararı alındığı, davanın 26/05/2017 tarihinde açıldığı, aidat kararı bulunmayan dönem itibari ile davacının davalı kooperatife davalı defterlerine göre borcunun bulunmadığı, davalı tarafın, istifanın kabulünden sonraki davranışlarının, davacının üyeliğinin zımnen kabul anlamını taşıdığı, kooperatif inşaatlarının devam ettiği, aidat kararı bulunmayan dönemde davacının kooperatifle ilişki kurmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından davranışının TMK’nun 2. Maddesi kapsamında değerlendirilmesinin hatalı olduğu, davacının kooperatif üyesi olduğunun kabulü ile sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Bu sebeple davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2- İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/599 Esas, 2018/658 Karar ve 11/09/2018 tarihli kararının HMK 353/1a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 6- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/04/2022