Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/404 E. 2022/434 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/404 Esas
KARAR NO: 2022/434
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 27/09/2018
NUMARASI: 2015/1164 Esas, 2018/897 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında düzenlenen 13.10.2015 tarihli protokol uyarınca müvekkilinin 2 ay süre ile davalı şirkete, ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi, İSO 10002 Müşteri Memnuniyeti ve ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi kurma çalışması yapacağını, eğitim, danışmanlık ve belgelendirme hizmeti bedelinin toplam 17.000 Euro ve KDV olarak kararlaştırıldığını, ancak davalının gerekçe göstermeden 27/10/2015 tarihli mail ile sözleşmeyi tek taraflı olarak, müvekkilinin sözleşme gereği üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen haksız olarak feshettiğini, ödenmeyen hizmet bedelinin tahsili için davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek davalının takibe itirazının iptalini ve alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; davacının çalışma, eğitim ve denetimlerini yerine getirmediğini, müvekkili şirketi bir kez ziyaret ettiğini ve herhangi bir eğitim yapmadığını, müvekkili şirket çalışanlarına işyerinden ve müvekkili şirketten memnun olup olmadıklarını dair soru sorarak İSO Sertifikası ile alakalı olmayan eylemler gerçekleştirdiğini, eğitim ve danışmanlık hizmetlerin hiçbirini vermemesi ve giriştiği faaliyetlerin protokolle alakasının olmaması nedeniyle sözlemeden dönüldüğünü, davacının tüm eğitimler verilmiş ve süreç tamamlanmış gibi İSO sertifikaları ile birlikte fatura düzenlediğini, gerekli hizmet verilmeden salt sertifika düzenleyerek ücret talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini ve davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davalı şirketin sözleşmeyi haklı olarak feshettiğine dair delil bulunmadığı, davacının fesih tarihi itibariyle tüm edimlerini yerine getirmemiş olsa da, fesih tarihine kadar sözleşme hükümlerine uygun davrandığı ve haksız fesih nedeniyle bakiye ücrete hak kazandığı, davalının takipten önce temerrüde düşürülmemesi nedeniyle takipte işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 33.099,00 TL asıl alacak yönünden devamına, işlemiş faiz yönünden davanın reddine, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; mahkemenin davacının fesih tarihi itibarıyla tüm edimlerini yerine getirmediğini tespit etmesine rağmen müvekkili şirketin sözleşmeyi feshinin haksız olarak nitelendirmesinin doğru olmadığını, davacının gerekli çalışma, eğitim ve denetimleri gerçekleştirmediğini, 18/10/2015 tarihinde tek bir ziyaret gerçekleştirdiğini ve bu ziyarette de müvekkili ile çalışanların ilişkisini zedeleyecek şekilde davrandığını, kararın gerekçeden yoksun ve çelişkili olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME İstinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava, hizmet alımı sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında düzenlenen 13.10.2015 tarihli protokol uyarınca davacının 2 ay süre ile davalı şirkete ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi, İSO 10002 Müşteri Memnuniyeti ve ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi kurma çalışması yapacağı, eğitim, danışmanlık ve belgelendirme hizmeti bedelinin toplam 17.000 Euro ve KDV olarak kararlaştırıldığı, davalının 27/10/2015 tarihli mailinde İSO süreci ile ilgili davacı ile devam etmeme beyanını bildirdiği, davacının ödenmeyen sözleşme bedelinin tahsili için davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, davalının takibe yasal süresinde itirazı üzerine itirazın iptali için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini kanıtlayamadığı ve kalan tüm sözleşme bedelinin ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının sözleşmeyi haklı neden ile süresinden önce feshedip etmediği, sözleşmenin süresinden önce feshi halinde davacının tüm sözleşme bedelini talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır. 13.10.2015 tarihinde yürürlüğe giren protokolün 2. maddesinde ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi, İSO 10002 Müşteri Memnuniyeti ve ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi kurma çalışmasının iki ay süreceği kararlaştırılmış, 4. maddede hizmet bedeli 17.000,00 Euro+KDV olarak belirlenmiştir. Protokolün 5.B maddesi ise “Protokol, şartlarına uyulduğu müddetçe ve aksi ispat edilmedikçe, hiçbir şekilde tek taraflı olarak feshedilemez” hükmünü düzenlemektedir. Taraflar arasındaki mail yazışmaları, eğitim tutanakları, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının sözleşmeyi herhangi bir neden belirtmeden tek taraflı feshettiği ve davacının edimini yerine getirmesine engel olduğu, davalının protokolün haklı nedenle feshedildiğine dair somut belge ve delil sunmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki protokol tam iki tarafa borç yükleyen ve sürekli bir borç ilişkisi doğuran hizmet sözleşmesi niteliğindedir. Ancak davalı sözleşmeyi süresinden önce feshederek davacının hizmet edimini yerine getirmesini imkansız hale getirmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki sözleşme ve davalının istinaf nedenleri de gözetilerek davacının sözleşme bedelinin tamamına hak kazandığına dair ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1164 Esas, 2018/897 Karar ve 27/09/2018 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davalı tarafça peşin olarak karşılanan 565,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 481,55 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE, 4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktiren yer olmadığına, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince miktar itibarıyla kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.07/04/2022