Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3945 E. 2023/848 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3945 Esas
KARAR NO: 2023/848
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2018/614
KARAR NO: 2019/969
KARAR TARİHİ: 08/10/2019
DAVA: MENFİ TESPİT (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; “Davalı şirketin müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduğunu, müvekkilinin servis taşımacılığı yaptığını, davalı şirkete de servis hizmeti verdiğini, mevcut sözlemeye istinaden davalıya teminat olmak üzere üzeri boş bırakılan senet verdiğini, senedin karşı tarafa olan güven ve iyi niyete dayalı olarak verildiğini, taraflar arasında mevcut sözleşmenin Mayıs 2014 tarihinde karşılıklı olarak sonlandırıldığını, müvekkilinin davalıya hiçbir şekilde borcunun olmadığını, buna karşılık verilen teminat senedinin davalı tarafından kötü niyetli olarak icra takibine konu edildiğini, senedin müvekkiline iade edilmediğini belirterek davanın kabulü ile davalının icra takibine konu ettiği İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasındaki takip konusu senet ile ilgili müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, dava konusu senedin iptaline, davalının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi yapmış olması nedeni ile davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 06/05/2019 tarihli yasal süre içerisinde verilmeyen beyan dilekçesinde; davacı tarafça, bonoların teminat bonosu olduğu iddia edilmekte ise de bonoların teminat bonosu olmadığını, bononun müvekkilinin alacağına karşılık verilen bono olduğunu, davalının çalıştığı süre içerisinde müvekkiline ödemesi gereken ücretleri eksik ödediğini, davacının bu borcuna karşılık da müvekkiline bono düzenleyip verdiğini, borcun kaynağının, davacının müvekkili adına topladığı bedelleri müvekkiline teslim etmemesi olduğunu beyanla haksız ve kötü niyetli olarak açılan işbu davanın reddine, %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; iddia, savunma ve taraf ticari defter kayıtları, bilirkişi incelemesi sonucunda, “dosyaya sunulu bulunan davacıya ait faturaların incelenmesinde, davacının davalıya hizmet verdiği ve buna istinaden faturalar düzenlediği anlaşılmaktadır. Takibe Konu olan senet protesto edilmemiştir. Senetteki vade 30.10.2015 olmasına karşın 25.04.2015 tarihinde icra takibine konu edilmiştir. Senet üzerinde tutarı 22.000.00 TL yazmasına karşın 15.000.00 TL üzerinden alacak talebinde bunulmuş olması karşısında davalı şirketin bu miktar davacıdan alacaklı olduğunu kanıtlaması gerektiği, dosyamızda davalının davacıdan alacaklı olmasını gerektirir bir ilişkinin bulunmadığı, Senet üzerinde bedelinin hizmet karşılığı ahzolunduğu yazılı olması karşısında davalının davacıya hizmet vermediği, bilakis hizmet aldığı, davacı, senedin teminat olarak verildiğini bildirmiş olması karşısında senet üzerinde bedelinin teminat olduğu konusunda bir şerh bulunmadığı, Senet bedelinin 22,000.00 TL olmasına karşın 15.000.00 TL talep edilerek icra takibine konu edilmesine karşılık davalı talep kadar alacaklı olduğunu kanıtlaması ” gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar taraflarca yasal süresi içinde istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davacının, dava konusu bononun teminat senedi olduğunu ispat edememesine karşın yerel mahkemece borçsuzluğun tespitine karar verildiğini, senede karşı yapılan iddiaların ticari defter kayıtları ile değil yine senetle ispatlanması gerektiği, bu nedenle davanın reddi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili katılma suretiyle verdiği istinaf dilekçesinde istinaf nedenleri olarak; davalının, kötü niyetli olarak icra takibine geçmiş olması sebebiyle davacı lehine haksız takip tazminatına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME Dava, davacının keşidecisi, davalının lehtarı olduğu 22.000,00-TL bedelli, 15/01/2015 düzenleme tarihli, 30/10/2015 ödeme tarihli davalı tarafça takip konusu yapılan bononun, taraflarca karşılıklı mutabakatla sonlandırılan sözleşmenin düzenlenmesi sırasında davalıya borç olarak teminat amaçlı imzalanıp verildiği, sözleşme nedeniyle davalıya bir borcun bulunmadığı dolayısıyla senedin teminat altına aldığı bir borcun olmadığı iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince, davacı tarafça sunulan faturalar ve dosya kapsamının incelenmesi suretiyle bilirkişi raporu alınmış olup, senetteki vade tarihinden önce icra takibine geçilmiş olması, senet tutarının 22.000,00 TL olmasına karşın 15.000,00 TL alacak için takibe konu edilmesi, senet üzerinde belirli hizmet karşılığı alındığı yazılı olması karşısında davalının davacıya hizmet vermediği, bilakis hizmet aldığı, davalının davacıdan alacaklı olduğunu kanıtlaması gerektiği gerekçe gösterilerek davalının senet nedeniyle alacaklı olduğunu ispatlayamadığı kabul edilerek, senet nedeniyle davacının borçlu olmadığı yönünde karar verilmiş ise de; Senedin teminat senedi olduğunun yazılı belgeyle ispatlanması gerekmesi, davacı tarafça bu nitelikte belge sunulmaması, salt davacı tarafça sunulan faturalar incelme konusu yapılarak, alınan bilirkişi raporunun davacının davadan alacaklı olduğu hususunu ortaya koyamayacağı, bağlı olarak taraf ticari defter kayıtları incelenmeden alınan bu raporun hükme esas alınamayacağı, dava konusu senedin teminat senedi olduğu ve bu teminat senedi nedeniyle borçlu olmadığı iddiasının ispat yükünün davacı tarafa ait olduğu, davacının bu iddiasının yazılı ve yasal delillerle ispat edilemediği gözetildiğinde davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf talebinin reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b.2 bendi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesine ait kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 14. asliye ticaret mahkemes 2018/614 Esas – 2019/969 Karar 08/10/2019 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE, 3-Davanın REDDİNE, b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 312,84 TL harçtan mahsubu ile bakiye 42,99 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, d)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, e)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
İstinaf Başvurusu Yönünden; 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85-TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 256,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,69 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 7-Davalı tarafından karşılanan 377,46 TL istinaf başvurma ve karar harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 9-6100 sayılı HMK’nın 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra artan kısmın yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.2 bendi ile aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/09/2023