Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3884 E. 2021/1311 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3884 Esas
KARAR NO: 2021/1311
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04/07/2019
NUMARASI: 2019/242 Esas, 2019/617 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili, 04.06.2014 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketlerin, müflis … A.Ş ‘nin taşra bayileri olduklarını, müflis şirketten alacaklı konumunda olduklarını,alacaklarına ilişkin icra takibi başlattıklarını, takiplerin kesinleştiğini, müvekkili … Ltd.Şti adına başlattıkları takibin, Eyüp … İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı dosyaları olduğunu, … Esas dosya alacaklısı … Ltd.Şti’nin 10 Kasım 2009 tarihli temlikname ile alacağını müvekkili şirkete devrettiğini, takiplerin kesinleşip ayrıca taraflar arasında bir protokol yapılarak borçların ödenmesi konusunda anlaştıklarını, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili … Ltd.Şti adına, Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas, Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarında takip başlatıldığını, dosyaların kesinleştiğini, tarafların protokol imzalayarak ödeme planı yaptıklarını, ancak bu güne kadar ödeme yapılmadığını, müvekkili … Ltd.Şti adına Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, tarafların protokol imzalayarak, ödeme planı yaptıklarını ancak bu güne kadar ödeme yapılmadığını iddia ederek, keşinleşen alacak nedeniyle İflas masasına kayıt taleplerinin, herhangi bir gerekçe sunulmadan İİK 233. maddesine aykırı olarak yapılan red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, müvekkilleri alacağının masaya kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davadan yeni haberdar olduklarını, iflas İdare memurlarının göreve yeni başladıklarını, dosyaların kendilerine henüz teslim edilmemiş olması nedeniyle tafsilatlı bir inceleme yapılamadığını, müflis şirketin belge ve kayıtlarına ulaşma konusunda büyük zorluklar yaşanması ve iflas masasında 2.000 civarı alacak kaydı bulunması nedeniyle dosya hakkında ilk aşamada yeterli bir inceleme yapılamadığını, davacıların farklı alacaklarından dolayı her birinin ayrı bir dava konusu olduğunu, taleplerin tek bir kayıt kabul şeklinde birleştirilmesinin mümkün olmadığını, usul yönünden davanın reddi gerektiğini, İİK ‘nun 235. maddesi gereğince hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının tespiti ile süre geçtikten sonra açıldığının tespiti halinde davanın süre yönünden reddi gerektiğini, alacak iddiası, her ne kadar icra takiplerine dayandırılmış ise de varlık ve miktarlarının kesin olarak tespitinin gerektiğini, talebin fahiş olduğunu savunarak davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEMENİN 2014/186 ESAS, 2017/86 KARAR ve 09.02.2017 TARİHLİ KARARI ile;Bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların müflis şirketin iflas tarihi itibarı İle alacak miktarlarının belirlendiği, davalı müflis şirketin Türkiye çapında İngiliz Markası ve malı … Traktörlerini ithal ettiği, davacıların her biri ve ayrıca dava dışı temlik eden şirketle aralarında ayrı ayrı uzun yıllardan beri ticari ilişkilerinin bulunduğu, bilirkişi raporlarına göre, İflas tarihi itibarı ile hesap edilen miktarlar üzerinden davanın kabulüne, davacı …Ltd.Şti ‘nin Eyüp İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında ki alacağı nedeniyle toplam,1.811.968,91 TL ‘nin, davacı …Ltd.Şti’nin dava dışı … Ltd.Şti’ninden temlik aldığı Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ki alacak nedeni ile 912.855,24 TL ‘nin, davacı … Ltd.Şti ‘nin Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ki alacak nedeni ile 2. 073.023,12 TL ‘nin, davacı …Ltd.Şti’nin Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ki alacak nedeni ile toplam 534.228,21 TL ‘nin, davacı …Ltd.Şti’nin Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ki alacak nedeni ile 748.063,44 TL ‘nin müflis şirket masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
DAİREMİZİN 2017/2079 ESAS, 2019/669 KARAR ve 11.04.2019 TARİHLİ KARARI ile; “…Davacılar müflisin taşra bayileri olduklarını ve müflisten alacaklı olduklarını iddia ederek iş bu kayıt kabul davasını aynı dava dilekçesi ile açmışlardır. Davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı yoktur. Davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı olmaması nedeniyle,dava açılırken alınması gereken harç ile hak düşürücü süreye dair usulü konuların öncelikle tartışılmasına ihtiyaç duyulmuş ve her iki husus, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355. maddesi gereğince re’sen ve öncelikle değerlendirilmiştir. Taraflar arasında ki uyuşmazlık konusu davacı şirketlerin müflisten alacaklarının olup olmadığı ve inceleme ile yargılamanın usul ve yasaya uygun olup olmadığı konularının şimdilik incelenmesinin doğru olmayacağı sonucuna varılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 120. maddesi gereğince, her bir davacının, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığı’nca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlecek tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırması zorundadır.Somut olayda her ne kadar,hüküm kısmında davacı tarafından yatırılan harcın, 6180 TL olduğu belirtilmişse de, yargılama giderleri ile ilgili döküman yapılmadığından hangi davacının hangi tarihte ne tutarda harç yatırdığı anlaşılamamaktadır.Çünkü, dava dilekçesine ekli tevzi formunda gösterildiği üzere, vekalet harcı dahil olmak üzere toplam 61,80 TL harç , davacılardan yalnızca …Ltd.Şti tarafından, 04.06.2014 tarihli makbuzla yatırılmıştır.Diğer davacılar adına yatırılmış olan, başvuru ve peşin harca ait herhangi bir makbuz ve bilgi belge yoktur.Bu durumda hükümde belirtilen harcın 61,80 TL olan ilk yatırılan harca ait olduğu, ancak yazım hatası yapıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece, öncelikle yukarıda belirtildiği üzere, davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığının olmadığı dikkate alınarak, dava açılırken alınması gereken, başvurma ve peşin harcın, her bir davacı için mahkeme veznesine yatırılarak makbuzun dosyaya ibrazının sağlanması, aksi halde, dosyanın 492 sayılı Harçlar Kanununun 30. maddesi gereğince HMK 150. maddede gösterilen süre içinde muameleye konulmaması ve gerekli harcın yasal sürede tamamlanmaması halinde ise dosyanın işlemden kaldırılması ve neticede davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, harç alınmadan HMK 120.madde ve Harçlar Kanunu ‘nun ilgili maddelerine aykırı olarak işin esasının incelenmesi yerinde görülmemiştir. Diğer yandan, İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları düzenlenmiştir. Yasal düzenlemede ki süre hak düşürücü süre olup mahkemece resen gözetilmesi gerekir.İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … esas numaralı dosyasın da, İflas Müdürlüğü 24.07.2014 tarihli cevabı yazıda , İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/415 Esas sayılı dosyasında müflis … A.Ş ‘nin iflasına karar verildiğini, müflis şirket masasında sıra cetvelinin 18.05.2014 tarihli … Gazetesinde ilan edildiğini, davacıların her birinin başvurusu nedeniyle ayrı ayrı kayıt numarası verildiğini, alacağın tamamının reddedildiğini, ret kararının her üç alacaklıya 22.05.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, alacaklılar tarafından masraf yatırılmadığını ifade etmiştir. Dosyada İflas Dairesinin farklı bir beyanına rastlanmamıştır. Dava tarihi, 04.06.2014 tarihidir. Mahkemece, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığına dair bir değerlendirme yapılmamıştır. Halbuki, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 142. maddesinde, ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, hakimin tahkikata başlamadan önce, hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkında itiraz ve def’ileri inceleyerek karara bağlayacağı düzenlenmiştir.Her ne kadar yasal düzenleme yazılı yargılamayı düzenleyen kısımda yer alsa dahi, aynı yasanın 316 vd maddelerinde yer verilen basit yargılama usuli ile ilgili yasal düzenleme kapsamında, 322. maddede, bu kanun ve diğer kanunlarda basit yargılama usulü hakkında hüküm bulunmayan hallerde, yazılı yargılama usulüne İlişkin hükümlerin uygulanacağına vurgu yapılmıştır. Sonuç itibariyle, kayıt kabul ( sıra cetveline itiraz ) davasının İİK ‘nun 235/4. fıkrası gereğince basit yargılama usulüne tabi olması sonucu değiştirmeyecektir. Somut olayda, iflas müdürlüğü cevabı yazılarında, alacaklı davacıların masraf yatırmadığı da belirtilmiştir.Masraf yatırılmamış olması nedeni ile dava açma süresinin ilan tarihinden itibaren hesaplanması gerekecektir. Ayrıca, dava açma süresi, İİK 166. madde gereğince gazetelerde yapılan ilanlardan, en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İİK 235. maddesine göre sıra cetveline itiraz edenlerin cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde dava açmaları gerekir. Aynı yasanın 234/1. Maddesinde ise sıra cetvelinin İİK 166/2. maddeye göre ilan edileceği belirtilmiştir. İflas Müdürlüğünün belirtilen cevabı yazısında sıra cetvelinin … Gazetesinde ilan edildiği bildirilmesine rağmen, Ticaret Sicil Gazetesindeki ilanı ile ilgili bir bilgi verilmemiştir. Sıra cetvelinin, İİK 166/2. maddesi uyarınca ayrıca Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesi gerekir. Mahkemece,anılan gazetede ilan yapılıp yapılmadığı araştırılmamış, kayıt kabul davası açma süresi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Şu halde, üç ayrı davacının, aynı dava dilekçesi ile dava açtıkları, ancak aralarında mecburi dava arkadaşlığının olmadığı ve ayrı ayrı gerekli olan harçları karşılamaları gerektiği gözetilerek, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında eksik harcı bulunan veya hiç yatırmayan davacılara gerekli harçların karşılanması için kesin mehil verilmesi, diğer taraftan, kayıt kabul davasının hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının değerlendirilmesi için, İflas dairesine yeniden müzekkere yazılarak, dava konusu sıra cetvelinin gerek … Gazetesinde gerekse de,Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanma tarihlerine İlişkin bilgi ve belgeler ile mümkünse gazete ilan örnekleri ile birlikte dosyaya ibrazının sağlanması, iflas kararının kesinleşme tarihi ile birlikte,davacıların başvuru sırasında masraf yatırmamış olduklarına dair beyanlarıda teyit edildikten sonra ve özellikle masraf yatırılmadığının sübutu durumunda, İİK 223. madde düzenlemesi de dikkate alınarak davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı konusunda bir karar verilmesi ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığının tespiti halinde uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi, aksi halde işin esası İle ilgili inceleme yapılması gerekirken, eksik inceleme neticesinde esasa dair hüküm verilmiş olması yerinde görülmediğinden,davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin kabulüne karar verilmesi uygun görülmüştür..” Gerekçeleri ile esasa dair inceleme yapılmaksızın, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek ilk derece mahkeme kararı kaldırılmıştır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı olmadığından dava açılırken alınması gereken başvurma harcının ve peşin harcın her bir davacı için mahkeme veznesine yatırılması gerektiği, davacı …Ltd.Şti ve davacı …Ltd.Şti yönünden başvurma ve peşin harcın mahkeme veznesine yatırıldığı 2 adet makbuzun dosyaya ibraz edildiği,davacı alacaklılar tarafından alacak kaydı yaptırılırken tebliğ gideri yatırılmadığı, bu nedenle dava açma süresinin ticaret sicil gazetesinde İlan tarihi olan 24.05.2014 tarihinden itibaren İİK 235. maddesine göre 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığının tespit edildiği, davalı müflis şirketin traktör ithal ettiği, davacılar ve dava dışı … Ltd.Şti arasında uzun yıllardır devam eden ticari ilişkinin olduğu,müflis şirket hakkında İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/415 Esas sayılı dosyasında 12.06.2013 tarihinde iflas kararı verildiği, tasfiye işlemlerinin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yürütüldüğü, davacılar ve dava dışı temlik eden şirket tarafından müflis şirket aleyhine İcra takipleri başlatıldığı, takip konusu alacakların ödenmediği, davacıların alacak isteminin iflas idaresince reddedildiği, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen ve mahkemece benimsenen bilirkişi raporu sonucunda, davanın kabulüne, davacı …Ltd.Şti ‘nin Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasındaki alacağı nedeni ile toplam 1.811.968,91 TL ‘nin, davacı …Ltd.Şti ‘nin dava dışı …Ltd.Şti’den temlik aldığı Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki alacak nedeni ile 912.855,24 TL’nin , davacı …Ltd.Ştinin Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki alacak nedeni ile toplam 534.228,21 TL’nin, davacı …Ltd.Ştinin Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas( Yeni 2014/23987 ) dosyasındaki alacak nedeni ile 748.063,44 TL’nin davalı müflis şirketin İflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, eksik inceleme ile gerekçesiz ve hakkaniyete aykırı karar tesis edildiğini, davalı müflis şirket adına görevi sona eren iflas idare memurlarına çıkarılan tebligatların usulsüz olduğunu, müflis şirketin savunma hakkının kısıtlandığını,bilirkişi raporlarının hüküm tesisine elverişli olmadığını, taleplerin haksız ve fahiş olduğunu, alacağın ticari defter, belge ve kayıtlarla kesin olarak ispatlanması ve müflis şirketin belge ve kayıtlarının da tetkiki gerektiğini,ayrıca alacaklıların asıl alacak ve faiz taleplerinin de fahiş olduğunu, davacılar için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava,İİK nun 235. maddede düzenlenen sıra cetveline itiraz (kayıt kabul )davasıdır. İİK 235. maddede,sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur olduğu düzenlenmiştir. Yasada belirtilen süre,hak düşürücü süre olup, taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. Somut davada, İstanbul … iflas Müdürlüğü’nün … dosyası için verilen İflas Müdürlüğünün 24.07.2014 tarihli tarihli cevabı yazısından, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011 / 415 esas sayılı dosyasında, 12.06.2013 tarihinde iflasına karar verilen … A.Ş ile İlgili sıra cetvelinin 18.05.2014 tarihli … Gazetesi ve 23.05.2014 tarihli ticaret sicil gazetende ilan edildiği, davacılardan … Ltd.Şti tarafından müflis şirket masasına … kayıt numarası ile 2.500.000,00 TL’lik alacak kaydı yaptırıldığı, iflas idare memurları tarafından alacağın tamamının reddedildiği, davacı … Ltd.Şti tarafından müflis şirket masasına … kayıt numarası ile 750.000,00 TL’lık alacak kaydı yaptırıldığı iflas idare memurları tarafından alacağın tamamının reddedildiği, davacı … Ltd. Ştinin müflis şirket masasına 3.500.000,00 TL’lik alacak kaydı yaptırdığı, iflas idare memurları tarafından alacağın tamamının reddedildiği, red kararının her üç alacaklıya 22.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklılar tarafından masraf yatırılmadığı, 17.09.2019 tarihli cevabı yazıda ise alacaklılar tarafından alacak kaydı yaptırılırken tebliğ gideri yatırılmadığından dava açma sürelerinin son İlan tarihi 23.05.2014 tarihinde başladığının belirtildiği,davanın 04.06.2014 tarihinde yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır. Davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığının tespiti sonrasında diğer konular incelenmiştir. Taraflar arasında, müflis şirket hakkında İflas kararı verildiği,davacı alacaklıların borçlu müflis şirketin taşra bayileri oldukları ve alacak iddiaları ile İcra takibi başlattıkları, devamında masaya alacak başvurusunda bulundukları,red kararı üzerine iş bu kayıt kabul davasını açtıkları konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, mahkeme gerekçesinin yeterli olup olmadığı, yeterli inceleme ve araştırma yapılıp yapılmadığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı,alacak hesabının yasal mevzuata uygun tespit edilip edilmediği, davacıların her biri yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdirinin usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığıdır. Dosya kapsamından, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/415 Esas, 2013/124 Karar ve 12.06.2013 tarihli kararı ile davalı şirketin İİK 177/4. fıkrası gereğince iflasına karar verildiği, İflas tasfiye işlemlerinin İstanbul … İflas Müdürlüğünün … nolu dosya üzerinden yürütüldüğü, davacılardan …Ltd.Şti tarafından Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 03.02.2009 tarihinde 498.865,06 TL tutarında cari hesap ekstre alacağın tahsili amacı ile İcra takibi başlatıldığı,15.06.2011 tarihinde dosyanın yenilenerek … Esas numarasını aldığı, İflas tarihi 12.06.2013 tarihinde icra dosyasındaki kapak hesabında alacak miktarının toplam 725.369,70 TL olarak gösterildiği, davacılardan …Ltd.Ştinin davalı şirket hakkında Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 225.000,00 TL asıl alacak,8.775.00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 233.775,00 TL cari hesap bakiye alacağın tahsili amacı ile 21.10.2008 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı,12.06.2013 İflas tarihi itibariyle dosya alacak miktarının 534.228,21 TL olarak hesaplandığı, davacılardan … Ltd.Şti tarafından davalı şirket hakkında Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 1.209.819,20TL cari hesap alacağının tahsili amacı ile 04.06.2008 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin 13.06.2008 tarihli ödeme emrine karşı itiraz ettiği ve dilekçede alacaklıya borcu olmadığını, ancak müvekkili şirket dışında gelişen bir takım sıkıntılar nedeniyle üretim yapılamadığından teslimatın yapılamadığı mükerrer tahsil edilmeye çalışıldığını, ödeme emrinde belirtilen borcu kabul etmediklerini beyan ettiği, alacaklı … Ltd.Şti tarafından davalı şirket hakkında Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 29.07.2008 tarihinde 539.361,69 TL asıl alacak, 24.337,77 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 563.699,46 TL cari hesap ekstre alacağının tahsili amacı ile İcra takibi başlatıldığı, 12.06.2013 İflas tarihi itibariyle dosyada alacak tutarının toplam 1.306.169,78 TL olarak belirlendiği, alacaklılardan …Ltd. Şti tarafından 10.11.2009 tarihinde noterde düzenlenen temlikname ile Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ki bulunan 749.798,04 TL alacak ve ferilerini … Ltd.Ştine BK 162. madde gereğince temlik ettiği, borçlu ve alacaklı …Ltd.Şti ile Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas, … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya alacakları için 17.08.2010 tarihli protokol düzenlendiği, diğer takip alacaklısı … Traktör…Ltd.Şti ile Eyüp 1. İcra Müdürlüğünün 2009/356 Esas sayılı dosyası için 15.08.2010 tarihli protokol imzalandığı, alacaklı …Ltd.Şti ile Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında alacak nedeni ile 17.08.2010 tarihli protokol imzalandığı, davalı şirket hakkında 12.06.2013 tarihinde iflas kararı verildiği,davacı alacaklıların masaya başvurularının masa tarafından reddi üzerine iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. Gerek talimat gerekse de dosya üzerinde bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat sonucunda düzenlenen 30.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda,davacı … Ltd. şirketinin 2007/2008/2009/2010/2011/2012 ve 2014 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında yaptırıldığı,ancak kapanış tasdikinin yaptırılmamış olduğu, 2013 yılı hariç diğer yılların kapanış tasdikinin olmadığı bu nedenle defterlerin sahibi lehine delil olamayacağı, davacı şirketin davalı firmadan asıl borç 1.611.392,17 TL, takip tarihine kadar işleyen faizin 8.775,00 TL,takip tarihinden İflas tarihine kadar işleyen faizin 907.860,29 TL vekalet ücretinin 79.118,27 TLve masrafın 105,60 TL olmak üzere toplam 2.607.251,33 TL davacının alacaklı olduğu belirtilmiştir. Nevşehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat sonucunda düzenlenen 04.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacı …Ltd.Şti ile davalı şirket arasında mal alımı,ödemeler,mal iadeleri ve diğer garanti faturalarının detaylı dökümü çıkarıldığı,davacının 2007-2008 yılları ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede mal alışlarının faturalı olduğu, gerek alınan malların ödemelerinin gerekse sipariş avansı şeklinde yapılan ödemelerin bankalar aracılığı ile genelde çek ile yapıldığının görüldüğünü, davalı adına düzenlenen çeklerin tümünün ödendiğinin kayıtlardan anlaşıldığını,davacının defter ve kayıtlarının tasdik işlemlerinin yapılmış olduğunu, defter ve kayıtlara itibar edileceğini, davacının davalıdan 1.211.539,64 TL alacaklı olduğunu, talebin 1.209.819,20 TL asıl alacak ve bu alacağa muaccel olduğu tarihten itibaren iflas tarihine kadar işlemiş 546.805,13 TL faiz alacağı olduğu belirtilmiştir. Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat sonucu düzenlenen 20.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacı …Ltd.Ştinin 2007 yılı yevmiye defterinin incelenmesinden davacı şirketin 2006 yılı sonu itibariyle davalı şirkete 111.014,32 TL borçlu olduğu, 01.01.2007 tarihinden itibaren yasal defterlerine göre 2007 yılı sonu itibariyle davacı şirketin davalı şirketten yaptığı mal alımları neticesinde 547,25 TL fazla ödemede bulunduğu, 10/12/2008 tarihi itibariyle davacı şirket defterlerine göre davalı şirkete 498.865,06 TL fazla ödemede bulunduğu, alacaklı durumda bulunduğu, 10.05.2009 tarihi itibariyle davacı şirket defter kayıtlarına göre davalı şirkete 548.865,06 TL fazla ödemede bulunduğu, 31.12.2009 tarihli kapanış madde kaydında davacı şirket tarafından davalı şirkete verilen sipariş avansı hesabında 548.865,06 TL kayıtlı olduğu,İcra takibinin 03.02.2009 tarihinde 498.865,06 TL asıl alacak tutarı üzerinden yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirkete 498.865,06 TL fazla ödemede bulunduğu, yapılan bu ödemenin mal alımı karşılığı yapılan sipariş avansı niteliğinde ödeme şeklinde kayıtlı olduğu, bir başka ifade ile davacı şirket tarafından davalı şirket adına yapılmış bulunan sipariş avansı ödemesinin mal alımının gerçekleşmemesi ile davacı alacağı olduğu,davacı şirketin 2009 yılı yasal defter kayıtlarının incelenmesinde, taraflar arasındaki ticari ve cari hesap ilişkisinin İcra takip tarihinden sonra da devam ettiği ve taraflar arasındaki cari ilişki anlamında yapılmış en son 10/05/2009 tarihli hesap kaydı itibarıyla davacı şirketin davalı şirkete 548.865,06 TL fazla ödemede bulunduğu yapılan bu fazla ödemenin mal alımı karşılığı yapılan sipariş avansı niteliğinde ödeme şeklinde kayıtlı bulunduğunun tespit edildiği,davacı şirketin davalı şirket hakkında başlatmış olduğu 03.02.2009 tarihli takip dosyası ile İflas tarihi itibariyle, 498.866,06 TL asıl alacak, 2.509,92 TL İcra masrafı, 195.679,82 TL işlemiş yasal faiz, 30.804,60 TL vekalet ücreti, 20.204,04 TL tahsil harcı olmak üzere toplam 748.063,44 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. 09.11.2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davalı müflis şirketin 2007-2008 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiki ile yıl sonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde olduğu ve usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketlerin talimat yolu ile incelenen ticari defterleri üzerinde bilirkişiler marifetiyle yapılan tespitler ışığında davalı müflis şirketin ilgili yıllara ait kebir defterleri üzerinde karşılaştırma yapmak sureti ile tespit yapılmak istenmiş ise de ticari defterlerin dağınık ve birbiri ile karışmış durumda oldukları,ayrıca kayıtların günlük işlemler toplamı şeklinde işlendiği görüldüğünden bu yönde de değerlendirmenin mümkün olmadığı, kaldı ki bu yönde bir değerlendirme yapılmış olsa dahi karşılaştırmaya baz alınan muhasebe kayıtlarının davalı müflis şirket kayıtlarında bulunup bulunmadığı ile tespit edilebileceği, ancak var ise davalı şirketin davacı şirket kayıtlarından farklılık arz eden kayıtlarının tespit edilemeyeceği, sonuç olarak, davalı müflis şirketin 2007-2008 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiki ile yıl sonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde olduğu ve usulüne uygun tutulduğu,davalı müflis şirket ticari defterleri üzerinde açıklanan nedenlerle inceleme yapılamadığı, bu durumda davacı şirketlerin talimat yolu ile incelenen ticari defterleri üzerinde bilirkişiler marifeti ile yapılan tespitlere göre belirlenen alacaklarının kabulü hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir. 04.04.2016 tarihli ek bilirkişi heyet raporunda, mahkemenin talimatı doğrultusunda Kırşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yaptırılan bilirkişi raporuna konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibine konu edilen alacak için itiraz doğrultusunda alacak tutarına ilave edilmesi gereken 55.344,58 TL avukatlık ücreti dahil iflas tarihi itibariyle alacak toplamının 1.811.968,91 TL olduğu,davacı alacaklı tarafından üçüncü şahıs … Ltd. Şti tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibine konu edilen ve davacı tarafından temlik alınan alacak hakkında müflis şirket defterleri üzerinde herhangi bir inceleme yapılmaksızın takip dosyasındaki veriler dikkate alınarak yapılan hesaplamada İflas tarihi itibariyle alacak tutarının 1.082.263,42 TL olduğu belirtilmiştir. Nevşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat sonucu düzenlenen 13.06.2016 tarihli bilirkişi raporunda, temlik eden …Ltd.Şti lehine temlik olunan …Ltd.Şti arasında temlikname yapıldığı, 749.798,04 TL temlik bedeli belirlendiği, incelenen belge evrak ve defterlerde 2011/2012/2013 yılları defterlerinde … Ltd. Şti ile davalı müflis arasında ticari ilişki kayıtlarına rastlanılmadığı, bu dönemlerde herhangi bir ticari durum defter belge ve kayıtlara göre mevcut olmadığı, temlik sözleşmesine konu alacağın … Ltd. Şti’nin defterlerinde kayıtlı olmadığı, 2008-2009-2010 yıllarına ait defter ve evrakların zamanaşımı dolayısıyla firma tarafından imha edildiğinin söylendiği, temlik alan ile müflis şirket arasında ticari ilişki kayıtlarına rastlanmadığını ve defter kayıtlarına göre borç görünmediği belirtilmiştir. 10.11.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davalı müflis şirketin sadece 2007 yılı ticari defterlerine ulaşılabildiği, davalı müflis şirketin 2007 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiki ile yılsonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde olduğu ve usulüne uygun tutulduğu, davacı ..Ltd.Şti nin incelemeye sunmuş olduğu cari hesap ekstresinde yer alan fatura ve ödemelerin tamamının davalı müflis şirket yevmiye defterinde kayıtlı olduğu, 31.12.2007 tarihi itibariyle davalı müflis şirketin …Ltd.Şti ne 1.428.396,23 TL borçlu olduğunun görüldüğü, 2008 yılı ticari defterleri bulunamadığından takip tarihi itibariyle davacı alacağının davalı müflis şirket kayıtlarında durumunun tespit edilemediği,yine dava dosyasında davalı müflis şirketin davacı …Ltd.Ştine göndermiş olduğu mutabakat mektubu fotokopisinde, davacı şirkete 31.12.2007 tarihi itibariyle 1.428.396,23 TL borçlu olduklarını bildirdikleri , davacı şirketinde söz konusu bakiyeyi teyit ettiği, yine davalı müflis şirketin davacı …Ltd.Ştine göndermiş olduğu mutabakat mektubu fotokopisinde davacı şirkete 29.05.2008 tarihi itibariyle 1.209.819,20 TL borçlu olduklarını bildirdikleri, davacı şirketin söz konusu bakiyeyi teyit ettiği,mutabık kalınan bakiyenin davacı yanın takibe konu ettiği alacak tutarı ile aynı olduğu, davacı …Ltd.Ştinin incelemeye sunmuş olduğu cari hesap ekstresinde yer alan fatura ve ödemelerin tamamının davalı müflis şirketin yevmiye defterinde kayıtlı olduğu, 31.12.2017 tarihi itibariyle davalı müflis şirketin davacı …Ltd.Ştine 1.941.070,88 TL borçlu olduğunun görüldüğü,2008 yılı ticari defterleri bulunamadığından, takip tarihi itibariyle davacı alacağının davalı müflis şirket kayıtlarındaki durumunun tespit edilemediği, mutabakat mektubu fotokopisinde davacı şirkete 10.11.2008 tarihi itibariyle 1.611.392,17 TL borçlu olduklarının bildirildiği, mutabık kalınan bakiyenin davacı yanın takibe konu ettiği alacak tutarı ile aynı olduğu, davacı … Ltd. Şti’nin incelemeye sunmuş olduğu cari hesap ekstresinde yer alan fatura ve ödemelerin bir kısmının davalı şirketin yevmiye defterinde kayıtlı olduğu, 31.12.2017 tarihi itibariyle davalı müflis şirketin davacı …Ltd.Ştine 547,25 TL borçlu olduğu,2008 yılı ticari defterleri bulunamadığından takip tarihi itibariyle davacı alacağının davalı müflis şirket kayıtlarındaki durumunun tespit edilemediği,temlik eden … Ltd. Şti’nin sunmuş olduğu cari hesap ekstresinde yer alan fatura ve ödemelerin tamamının davalı müflis şirketin yevmiye defterinde kayıtlı olduğu,31.12.2017 tarihi itibariyle davalı müflis şirketin temlik eden …Ltd. Şti’ne 912.855,24 TL borçlu olduğunun görüldüğü, 2008 yılı ticari defterleri bulunmadığından takip tarihi itibariyle temlik eden şirket alacağının davalı müflis şirket kayıtlarındaki durumunun tespit edilemediği, mutabakat fotokopisinde temlik eden şirkete 31.12.2007 tarihi itibariyle 912.855,24 TL borçlu olduklarının bildirildiği,temlik eden şirketinde söz konusu bakiyeyi teyit ettiği bu tutarın 749.798,04 TL ‘lık kısmının 10.11.2009 tarihinde Eyüp … Noterliğinin … yevmiye numaralı temliknamesi ile davacılardan … Ltd. Şti’den temlik edildiği belirtilmiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğu belirtilmesine rağmen,hangi raporun gerekçeye neden esas alındığı açıklanmamıştır.Dosya içerisinde davacılar için ayrı ayrı talimat yolu ile alınan bilirkişi raporları ile birlikte mahkemece alınan bilirkişi rapor ve ek raporlar mevcuttur.Hükümde belirtilen alacak tutarlarının karşılığını gösteren ve talepleri bir bütün halinde değerlendiren bilirkişi raporuna rastlanılmamıştır.Her bir alacaklı yönünden masaya kayıt ve kabulüne karar verilen alacak miktarlarının her birinin ayrı ayrı bilirkişi raporlarında yer aldığı,diğer yandan alacaklılardan …Ltd.Ştinin Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ki alacak talebi için kabul edilen 534.228,21 TL ‘nin İcra takip dosyasında yer alan kapak hesabı olduğu buna dair herhangi bir tespite bilirkişi raporlarında rastlanılmamıştır. Yine,Eyüp … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında alacaklı … Ltd.Şti tarafından 10.11.2009 tarihli noterde düzenlenen temlikname ile davacılardan …Ltd.Ştine 749.798,04 TL miktarın temlik edildiği, mahkemece davacının buna İlişkin alacağının 912.855,24 TL olarak masaya kayıt kabulüne karar verilmesine rağmen,İcra ve İflas Kanunun 195. maddesinin değerlendirilmediği,bilirkişi raporlarında buna dair bir açıklamanın yer almadığı, alacak tutarları arasında hangi alacak ve ferilerinin olduğunun tespitine yer verilmediği , bu ve kararda bulunması gereken diğer konuların yokluğu nedeniyle kararın denetimi ve gerekirse düzeltilmesi mümkün olmamıştır. Zira Anayasa’nın 138. ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kuralı bağlanmıştır.Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. ‘ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6’ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki dinlenilme hakkı gereğince, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını,mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık şekilde gerekçelendirmek zorundadır. Eksik,şekli ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma ( hukuki dinlenilme hakkının ), ihlalidir.HMK 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır.Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantıda ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde kararların doğruluğunun denetlenmesi mümkün olacaktır.Ancak somut dosyada, yukarıda yer verilen konular dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.Mahkememizin ikinci derece mahkeme olması ve yasal mevzuat gereğince ilk derece mahkemesi yerine gelerek karar vermesi mümkün ise de İş bu davada uygulanma imkanı bulunamamıştır.Davada birden fazla davacı ve talep mevcuttur.Bir kısım alacaklar yönünden değerlendirme ve gerekse yeniden hesaplama mümkün ise de mahkemenin bu yönde gerekçesi bulunmadığından ve hak kaybı ihtimalinin olması adına yapılmamıştır. Delillerin toplanması ve değerlendirilmesi öncelikle ilk derece mahkemesinin görevleri arasındadır.Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/6. bendinde yapılan değişiklikle, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya eğerlendirilmemiş olması hali aynı maddenin (a) bendi gereğince, bölge adliye mahkemesinin esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine kesin olarak karar vereceği durumlar arasında yer verilmiştir. Kabul şekline ve özellikle masaya kayıt ve kabulüne karar verilen alacak kalemleri olarak tespit edilen alacaklar yönünden, davacıların masaya yazdırılması gereken alacak kalemlerinin değerlendirilmesi uygun görülmüştür. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun yedinci babında iflasın hukuki neticeleri düzenlenmiştir.Yasanın 184. maddesi “ İflas Masası “,üst başlığı ise “Borçlunun Malları Hakkında İflasın Neticeleri “ dir. 193. maddesinde, “ Takibin durması ve düşmesi “ başlığı ile iflasın açılmasının, borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takiplerle, teminat gösterilmesine İlişkin takipleri durduracağı, iflas kararının kesinleşmesi ile bu takiplerin düşeceği, iflasın tasfiyesi müddetince müflise karşı birinci fıkradaki takiplerden hiçbirinin yapılamayacağı, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplere iflastan sonra da takip alacaklıları tarafından İflas masasına karşı devam edileceği, satış bedelinin 151’inci maddeye göre rehinli alacaklılara paylaştırılacağı, artan kısmın İflas masasına intikal edeceğine yer verilmiştir.” Alacaklıların Hakları Üzerine İflasın Tesirleri “ üst başlığı ile 195. maddede, “ Müflisin borçlarının muacceliyet kesbetmesi “ başlığı ile, borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılmasının müflisin borçlarını muaccel kılacağı, iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ve takip masraflarının anaya zammolunacağı ifade edilmiştir. Somut davanın yasal düzenlemeler kapsamında değerlendirilmesi halinde, davacıların İflas kararından önce müflise karşı başlatmış olduğu İcra takiplerinin İflas kararının kesinleşmesi ile düştüğü anlaşılmaktadır.Yani takipler hükümsüz kalmıştır. Bu durumda fiilen yapılan takip masrafları haricinde,vekalet ücreti ve tahsil harcına karar verilemeyecektir.( Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2001/7124 Esas, 2002/483 Karar ve 24.01.2002 tarihli emsal ilamda, “İİK.nun 195. maddesinde takip masraflarınında masaya kaydının istenebileceği hükme bağlanmış olup, vekalet ücreti ve tahsil harcı haricindeki diğer takip masraflarının masaya kabul edilmemesi isabetli değildir“ şeklinde belirtilmiş, emsal,Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/2703 Esas, 2016/5220 Karar ve 30.11.2016 tarihli ilamında ise ilk derece mahkemesi tarafından, “…İİK ‘nın 195. maddesi uyarınca, müflisin borçlarının İflas ile birlikte muaccel hale geleceği ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masraflarının asıl alacağa ekleneceği, bilirkişilerin işlemiş faiz hesabını doğru yaptığı ancak yasal düzenlemenin aksine vekalet ücretinin de asıl alacağa eklendiği İİK 195. maddesinde takip masrafları arasında vekalet ücreti ve tahsil harcına yer verilmediği bu nedenle bilirkişilerin hesaba ekledikleri….TL vekalet ücreti haricindeki alacağın subuta erdiği gerekçesiyle…” bakiye kısmın müflisin İflas masasına kayıt kabulüne karar verildiği…., “ şeklinde verilen karar özeti ilamda açıkça gösterilerek karar onanmıştır.) Dairemizin aynı mahiyette ki 2019/3453 Esas, 2020/144 Karar ve 16.01.2020 tarihli kararı ise Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/1606 Esas, 2021/395 Karar ve 27.09.2021 tarihli ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Yasal düzenlemeler dikkate alınmaksızın masaya kayıt ve kabulüne karar verilen alacak kalemleri arasında vekalet ücreti ile tahsil harcınında dahil edilmeside kabule göre isabetli olmamıştır. Açıklanan tüm nedenlerle,mahkeme kararının yeterli gerekçeyi içermemesi ve kabule göre 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 193, 195. maddeleri dikkate alınmaksızın kayıt kabul taleplerine karar verilmiş olması yerinde olmamıştır. Mahkemece ihtiyaç duyulması halinde yeniden bilirkişi raporu alınarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi için davalı vekilinin istinaf başvurusunun işin esası incelenmeksizin kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin KABULÜNE, 2- İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/242 Esas, 2019/617 Karar ve 04.07.2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine gönderilmesine, 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan davalının peşin olarak yatırmış olduğu 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 5- Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden verilecek hükümde değerlendirilmesine, 6- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/6. bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.18/11/2021