Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3838 E. 2020/1825 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3838 Esas
KARAR NO: 2020/1825
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 27/12/2018
NUMARASI: 2018/47 Esas, 2018/1268 Karar
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatif üyesi müvekkilinin daha önce 07/04/2001 tarihli genel kurul kararı ile ihracına karar verildiğini, Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/20 E., 2007/775 K. sayılı kararı ile ihraç kararınnı iptal edildiğini, kararın kesinleştiğini, … Blok … no’lu bağımsız bölümün müvekkiline aidiyetinin tespiti ile müdahalenin meni’ne ilişkin davanın, İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi 2009/149 E., 2015/374 K. sayılı kararı ile kabul edildiğini, dosyanın Yargıtay aşamasında olduğunu, derdest davaya rağmen davalının yeniden ihraç kararı aldığını, bu kararın İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/129 E., 2012/965 K. sayılı kararı ile iptal edildiğini, kararın 11/02/2014 tarihinde kesinleşiğini, davalının yeniden ihraç kararı aldığını, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/186 E., 2014/510 K. Sayılı kararı ile iptal edildiğini, kararın Yargıtayca onandığını, dosyanın karar düzeltme aşamasında bulunduğunu, derdest davalar nedeni ile borç miktarının kesinleşmediğini, ihtarnamede bildirilen miktarın gerçek borç miktarı olmadığını, ihtarnameler dayanak yapılarak ihraç kararı verilemeyeceğini, karar ve dayanak ihtarnamelerin usul ve esas ile koop. ana sözleşmesine aykırı olduğunu, üyelikten ihraç kararlarının iptaline yönelik davalar kesinleşmeden, yeniden üyelikten ihraç kararı verilemeyeceğini, buna rağmen davalının 02/02/2017 gün 201/3 sayılı kararla müvekkilini üyelikten ihraç ettiğini, ihracın dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu belirterek 02/02/2017 gün ve 2017/3 sayılı üyelikten ihraç kararının iptali ile … Blok … no’lu bağımsız bölümün müvekkiline tahsis edildiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü sürü içinde açılmadığını, ihtarnamelerin sonuçsuz kalması üzerine haklı olarak ihraç kararı verildiğini, davacının aidat borcunu ihtara rağmen yerine getirmediğini, tahsis talebinin İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu edildiğini, talebin derdestlik nedeni ile reddi gerekitğini, … nolu bağımsız bölümün davacıya tahsis edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir,
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, 02/02/2017 tarihli yönetim kurulu kararının davacıya 22/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın üç aylık hak düşürücü süreden sonra 11/01/2018 tarihinde açıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ihraç kararının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, tebliğ zarfında içerik ve muhatabın adreste bulunmama sebebininde belirtilmediğini, ihraç kararının tebliğinin geçerli olup olmadığı yönünde yerel mahkeme tarafından araştırma yapılmadığını, gerekçenin yetersiz olduğunu, ihraç kararına ilişkin yönetim kurul kararının yok hükmünde olduğunu, taraflar arasında tespit hükmünde olan derdest davaların halen devam ettiğini, dava konusu dairenin davacıya ait olduğuna dair mahkeme kararının bulunduğunu, buna rağmen davalının dürüstlük kuralına aykırı olarak müvekkili hakkında ihraç kararları aldığını, davalıya karşı cevap ve ihtarlar keşide edilmesine rağmen, davalının cevap vermediğini, davalı ile müvekkili arasında ihraca ilişkin derdest davaların bulunduğunu, derdest davalar nedeni ile borç miktarının kesinleşmediğini, ihtarnamede bildirilen borcun gerçek borç olmadığını, kararda yönetim kurul kararı olduğunun belirtilmediğini, temerrütün gerçekleşmediğini, davalının işbu karardan önce aldığı üyelikten ihraç kararlarının iptaline yönelik davalar ile gerçek borcun tespitine yönelik davalar kesinleşmeden yeniden üyelikten ihraç kararı verilemeyeceğini, … Blok … no’lu bağımsız bölümle ilgili İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/149 E., 2015/374 K. Sayılı dosyasında talebin müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini de kapsadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, kooperatif ortaklığından ihraç kararının iptali ile bağımsız bölümün tahsis edildiğinin tespitine ilişkindir. Uyuşmazlık, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı noktasında toplanmıştır. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun (KK) 1. maddesinde de açıklandığı üzere, kooperatifler; ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla, gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan tüzel kişiliklerdir. Anılan Kanun’un “Ortaklıktan Çıkarılma Esasları ve İtiraz” başlıklı 16. maddesi; “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar. Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir. Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmiyen çıkarılma kararları kesinleşir. (Ek fıkra: 06/10/1988-3476/4 md.) Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” hükmünü amirdir. Bu hüküm göstermektedir ki, ortağın ana sözleşme gereği belirlenen parasal yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmekte; bu gereği yerine getirmediği için ihraç edilen üyeye ise kooperatif üyeliğinden ihraç kararının usulünce kendisine tebliğinden itibaren üç aylık süre içinde itiraz olanağı tanınmaktadır. Hak düşürücü süre mahkeme tarafından re’sen incelenmelidir. Davalı kooperatifin, davacıya keşide edilen dayanak parasal yükümlülüklerle ilgili Gebze … Noterliğinin 28/09/2016 tarih ve … yevmiye nolu 1. ihtarnamesi ve Gebze … Noterliğinin 24/10/2016 tarih ve … yevmiye nolu 2. ihtarnamesi gereğince 02/02/2017 tarih ve 2017/3 Sayılı Yönetim Kurulu kararı ile davacı hakkında ihraç kararı aldığı, ihraç kararının Gebze … Noterliğinin 08/02/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile tebliğe çıkardığı anlaşılmaktadır. Tebligat parçası incelendiğinde; ihraç kararının 22/09/2017 tarihinde muhatabın bulunmaması nedeni ile muhatap ile aynı yerde ikamet eden görünüşüne göre 18 yaşını bitirmiş ehil oğlu … imzasına tebliğ edildiği, davanın 11/01/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” hükmü, Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” düzenlemesi yer almaktadır. Mevcut bu mevzuat karşısında, öncelikle kendisine tebliğ yapılacak şahsın adreste bulunmadığı tespit edilerek mazbataya yazılmalı, daha sonra aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine tebligat yapılmalıdır. Tebliği yapacak memurun kendisine tebliğ yapılacak kişinin adresten geçici mi sürekli mi ayrıldığını araştırma yükümlülüğü bulunmamaktadır. (YARGITAY 12. Hukuk Dairesinin 03/06/2020 tarih, 2019/6294 E. 2020/3700 K. Sayılı ilamı) Tüm dosya kapsamına nazaran; ihraç kararının davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, ilk derece mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b.1, 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde ilgili Yargıtay dairesinde Temyiz Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/10/2020