Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3836 E. 2020/418 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3836 Esas
KARAR NO: 2020/418
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ:14/06/2019
NUMARASI: 2017/353 Esas
DAVA: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatif üyesi olduğunu, davalı kooperatif ile dava dışı şirket arasında Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi akdedildiğini, yüklenicinin edimini yerine getirmediğini, kooperatif tarafından yüklenici ve yüklenicinin taşınmazları devrettiği 3. kişilere karşı Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/805 Esas, 2014/166 Karar sayılı dosyada sözleşmenin feshi ve tapu iptal tescil davası açıldığını, davanın kooperatif lehine sonuçlandığını, yüklenici tarafından 3. kişilere devredilen taşınmazlar üzerine konulan tedbirlerin, davalılardan … ile …’ın kooperatif avukatı olarak kooperatif genel kurul ve yönetim kurulu kararı olmadan vekillik ilişkisini kullanarak kaldırdıklarını, 3. kişi … adına olan taşınmazlardan 22 adedinin kooperatif vekili olan … adına kayıt ve tescilinin sağlandığını, 3.kişi … adına kayıtlı 4 adet bağımsız bölümün kooperatif adına kaydı yapılması gerekirken, davadan feragat edilerek davalı avukatlarının yeğeni ve aynı zamanda kooperatif ikinci başkanı olan … adına devir ve tescilinin yapıldığını ve bu suretle kooperatifin zarara uğratıldığını, bunların dışında davalılardan … ve …’ın aynı şekilde kooperatifli ilgili taşınmazlara ilişkin onlarca daireden kira toplayıp, kira bedellerini kendi hesaplarına aktardıklarını belirterek davalılar üzerinde bulunan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile kooperatif adına tesciline, diğer taşınmazların bedelinin tahsiline, taşınmazların üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar/davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; 14/06/2019 tarihli ara kararla, takdiren 225.000,00 TL. Nakti yada kesin ve süresiz teminat mektubu karşılığı toplam 27 adet taşınmazın üzerine 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Bir kısım davalılar vekili tedbir kararına itiraz etmişler, ilk derece mahkemesi 16/07/2019 tarihli ara kararıyla tedbir kararına karşı yapılan itirazların reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Bir kısım davalılar vekili ve davalı … istinaf dilekçelerinde; davacının bir haftalık süre içerisinde tedbirin infazı konusunda mahkemeye müracaat etmediğini, tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılacağını, ayrıca HMK’nun 389. Maddesindeki yasal şartların oluşmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Talep, ihtiyati tedbir arar kararına karşı davalıların yaptığı itirazın reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece 14/06/2019 tarihinde tesis edilen tedbir ara kararı gereğince teminatın davalı tarafça 01/07/2019 saat 16:02’de yatırıldığı tahsilat makbuzundan anlaşılmıştır. HMK’nun 393/1. maddesinde tedbir kararlarının verildiği tarihten itibaren 1 hafta içinde uygulanmasının istenmemesi durumunda kendiliğinden kalkacağı düzenlenmiştir. İhtiyati tedbir kararının uygulanmasının talep edilebilmesi için gereken bir haftalık süre kararın verildiği tarihten itibaren başlamakta, tefhim ya da tebliğ şartı aranmamaktadır. Kanunun gerekçesinden de anlaşıldığı üzere, geçici hukuki koruma niteliğinde olan ihtiyati tedbirin gereğinin bir an önce yerine getirilmesi, ihtiyati tedbirin çok uzun süre uygulanmadan hukuki olarak varlığını koruyarak kötüye kullanıma açık hâle gelmemesi için kararın takibinin ve uygulanmasının istenmesi sorumluluğu ihtiyati tedbir talep edene yüklenmiştir. Tüm dosya kapsamı nazaran; davacının süresince tedbirin uygulanmasını talep etmediği, tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılacağından mahkemenin ret kararı usul ve yasaya uygun bulunmadığından, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına, tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılacağı yönünde dairemizce karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1b-2 maddesi gereğince KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/07/2019 tarih ve 2017/353 Esas sayılı ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararının KALDIRILMASINA, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/06/2019 tarih ve 2017/353 Esas sayılı ihtiyati tedbir kararının HMK’nun 393. maddesi gereğince KENDİLİĞİNDEN KALKMIŞ SAYILACAĞINA, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davalı tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına ve hükme bağlanmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1.f bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/02/2020