Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3834 E. 2023/845 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3834 Esas
KARAR NO: 2023/845
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/610
KARAR NO: 2019/192
KARAR TARİHİ:21/02/2019
DAVANIN KONUSU: Sigorta (… Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde; müteveffa muris … ile … bank Beşyüzevler şubesi arasında imzalanan Genel Kredi Kullandırma Sözleşmesi gereği 12.525,90 TL geri ödemeli 36 ay vadeli … nolu kredinin müteveffaya kullandırıldığını, müteveffa muris ile imzalanan genel kredi sözleşmesinin güvencesi ve eki olan dava konusu … nolu … Sigortası poliçesi tanzim edildiğini, 27.08.2011 tarihinde kredi kullanan …’in vefat ettiğini, davalı sigorta şirketine poliçe gereği, vefat nedeni ile kredi tutarının ödenmesinin ihtar edildiğini, davalı sigorta şirketinin, davacının, Kronik Akciğer Hastalığı bulunduğunu, bildirmemesi nedeni ile talebi reddettiğini beyan ederek Müteveffa … ile … bank Beşyüzevler/İstanbul şubesi arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi tanzim edilen … nolu … Sigortası poliçesi gereği vefat nedeni ile Davalı sigorta şirketi tarafından kredi tutarı bedelinin ödenmesine, vefat nedeni ile ödenmiş olan kredi taksitlerinin davacıya iadesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının aktif dava ehliyetine sahip olmadığını, Müvekkil Şirket Avivasa ile sigortalı … arasında akdedilmiş olan … poliçe numaralı 27-70 Yaş Kredili … Sigorta Poliçesi 24.06.2010 tarihinde karşılıklı olarak imzalandığını ve poliçenin yenilenerek … poliçe numarası ile devam ettiğini, Yenilenmiş poliçenin başlangıç tarihi 24.06.2011, bitiş tarihi 24.06.2012 olarak belirlendiğini,Taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi kapsamında vefat eden sigortalıya daha önceden geçirmiş olduğu bir hastalık veya süregelen bir hastalık olup olmadığı, tedavi görüp görmediği, düzenli olarak ilaç kullanıp kullanmadığı hususu hem sözlü olarak sorulduğunu, vefat eden sigortalının beyanlarında hiçbir hastalık bildirmediği gibi formu okuyarak imzaladığını, beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, Vefat eden sigortalının bu hatalı beyanları kapsamında risk değerlendirmesi yapılarak, Müvekkil Şirket tarafından … poliçesi imzalandığını, Poliçelerin yenilenmesinden belirli bir süre sonra 27.08.2011 tarihinde sigortalının kronik obstruktif akciğer hastalığı ve kronik iskemik kalp rahatsızlığı nedeni ile vefat ettiğini, Sakarya Yenikent Devlet Hastanesi tarafından 02.08.2011 tarihinde düzenlenen Epikiriz Formu raporlarında Müteveffanın önceki tarihlerde kronik iskemik kalp rahatsızlığı olduğunun tespit edildiğini, davacının sigorta poliçe kapsamında talep edebileceği maksimum tutarın 7.787,00 TL’yi geçemeyeceğini, davacının hangi verilere göre 12.525,90 TL talep ettiğini anlayamadıklarını Müteveffa ile dava dışı … bank arasındaki kredi sözleşmesi ve kredi borcuna müvekkil sigorta şirketinin taraf olmadığı gerçeği, davacının davadaki taleplerinin usulen ve hakkaniyet gereği müvekkile karşı yöneltilemeyeceğini beyan ederek, öncelikle davacının davasının aktif dava ehliyeti yokluğundan usulden Reddine, davacının haksız ve hukuka aykırı davasının ve taleplerinin esas yönünden reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; “Düzenlenen bilirkişi heyeti raporuna göre de, tespit edilen hususlar dikkate alındığında, hastalığını sigorta sözleşmesinin kurulabilmesi ve bu sözleşmeden menfaat sağlamak amacıyla kasten gizlemiş olduğuna dair dosyada herhangi bir delilin olmadığı, böyle bir şeyin olağan hayat akışı gereği olmasının mümkün olamayacağı ve hastalığını Sigortacıya bildirmemesinin sigortacının sözleşmeyi hiç yapmaması ya da daha ağır koşullarla yapmasını gerektiren bir sebep olmadığı ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2013/394 E.- 18065 K.) ayrıca murisin poliçe dönemi öncesi geçirmiş olduğu akciğer rahatsızlığı ile ölümüne neden olan kalp rahatsızlığı arasında illiyet bağının bulunmadığı, illiyet bağının mevcut olmadığı durumda kastı olup olmadığına bakılmaksızın sigortacının tazminat verme yükümlülüğünün baki kalacağı, netice olarak bilirkişilerin de tespit ettiği ve yargıtayın yerleşik içtihatlarında da isabetle belirtilen hususlar doğrultusunda ve daini mürtehin sıfatıyla … bank’tan alınan ve bakiye kredi borcunun bulunmadığını bildirir yazı ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak 7.787,00-TL lık poliçe teminatının davacılara ödenmesi yönünde rapor düzenlendiği, Davacı vekili 29/02/2016 tarihli ıslah adı altında dilekçe sunduğu ve dilekçesinde dava değerini 7.645,44 TL olarak gösterdiklerini , rapor doğrultusunda davayı ıslah ederek 7.787,00 TL’nin 7.645,44 TL’sinin vefat tarihi olan 27/08/2011(aksi halde 22.09.2011 tarihinden kabul olmaması durumunda 22.09.2011 ) tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte bakiye 141,56 TL’sini ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile iadesine karar verilmesini talep etmiş ise de , dosya kapsamında yapılan incelemede davanın 12.525,90-TL dava değeri gösterilerek ve bu değer üzerinden harç yatırılarak açıldığı, davacının talebinin asıl alacak yönünden ıslah niteliği taşımadığı yalnızca faize ilişkin kısmın ıslah olarak değerlendirilebileceği anlaşılmıştır Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi heyetinin kök ve ek raporları,hakkaniyet, nesafet gereği ve yukarıda açıklanan nedenlerle 7.787,00-TL lik poliçe teminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş olup … Sigortaları Genel Şartları`nın B maddesi uyarınca sigortalının vefatı halinde hak sahipleri tarafından ölüm ile ilgili bilgi ve belgelerin sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 10 gün içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşeceği, dosya kapsamında sigorta şirketine başvuru talebi bulunmakla birlikte tarihin bulunmadığı ancak sigorta şirketinin 29.09.2011 tarihli cevap yazısının dosya kapsamında olduğu ve daha öncesinde başvurunun her iki tarafında kabulünde olduğu anlaşılmış olmakla temerrüt tarihi olarak 29.09.2011 tarihi esas alınmış olup ıslah talebi doğrultusunda yasal koşulları oluşan ticari faiz talebinin de kabul edilmesi” gerektiği gerekçesiyle; 29/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle birlikte 7.787,00 TL’nin davalı sigorta şirketinden alınarak Gaziosmanpaşa 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 08/09/2011 tarih ve 2011/792 esas, 2011/876 karar sayılı veraset ilamında gösterilen oranlarda davacılara ödenmesine, Fazlaya ilişkin 4.738,9 -TL istemin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı … davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; red edilen miktarın dava dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde talep konusu yapılmadığı, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü karar verilerek red edilen miktar yönünden masraf ve ücreti vekalet ile sorumlu tutulmalarının yerinde olmadığı iddia edilerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; yerel Mahkeme tarafından verilen kararda, hükme dayanak olan bilirkişi raporuna yapmış olduğumuz itirazlar giderilmeksizin karar verilmiştir. Oysa ki, müteveffa-sigortalının oldukça önemli olan hastalığını sigortalanma esnasında bizzat sorulmuş olmasına rağmen beyan etmediği tespit edilmesine rağmen, ölüm nedeni ile arasında illiyet bağı olmadığı savıyla sigorta teminatının ödenmesi gerekir yönündeki görüş ve bu görüşe dayanılarak verilen kararın kabulü mümkün değildir. Bilirkişi kök raporunda gizlenen hastalık Koah ile ölüme neden olan İskemik kalp hastalıklarının her ikisinin de kronik ve ilerleyici olduğu ancak günümüz koşullarında arada kesin bağ kurmanın mümkün olmadığı yönünde görüş verilmişir. Ancak, ölüme neden olan hastalık ile gizlenen arasında bağ vardır (Komordibite diye izah edilmiştir) Sigortalı doğru beyanda bulunma yükümlülüğüne aykırı davranmış iken ve doğru beyanda bulunma yükümlülüğüne aykırı davranmanın neticesi kanunda “sigorta şirketine cayma hakkı verilmesi” şeklinde düzenlenmiş iken poliçenin geçerli sayılarak poliçeden doğan vefat teminatının ödenmesi gerektiği yönündeki kararın kabulü mümkün değildir. İzah olunan nedenlerle Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE HUKUKİ GEREKÇE: Dava, Kredi … poliçesine dayalı teminat altına alınan bakiye kredi borcu ile ödenen kredi borçlarının ödenmesi talebine ilişkindir. Mahkemece davacının mevcut hastalıkları ile ölümü arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı alınan bilirkişi raporlarına göre; davacılar murisi müteveffanın, hastalığını sigorta sözleşmesinin kurulabilmesi ve bu sözleşmeden menfaat sağlamak amacıyla kasten gizlemiş olduğuna dair dosyada herhangi bir delilin olmadığı, böyle bir şeyin olağan hayat akışı gereği olmasının mümkün olamayacağı ve hastalığını Sigortacıya bildirmemesinin sigortacının sözleşmeyi hiç yapmaması ya da daha ağır koşullarla yapmasını gerektiren bir sebep olmadığı ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2013/394 E.- 18065 K.) ayrıca murisin poliçe dönemi öncesi geçirmiş olduğu akciğer rahatsızlığı ile ölümüne neden olan kalp rahatsızlığı arasında illiyet bağının bulunmadığı, illiyet bağının mevcut olmadığı durumda kastı olup olmadığına bakılmaksızın sigortacının tazminat verme yükümlülüğünün baki kalacağı bildirilmiş olup, dosya kapsamına uygun bulunan bilirkişi raporu ile gizlenen hastalık ile davacının ölümü arasında illiyet bağı bulunmadığından, davalı sigorta müteveffanın ölüm sebebi ile teminat altına alınan kredi borcundan teminat limiti 7.787,00-TL ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğundan, netice olarak bilirkişilerin de tespit ettiği ve yargıtayın yerleşik içtihatlarında da isabetle belirtilen hususlar doğrultusunda ve daini mürtehin sıfatıyla … bank’tan alınan muvafakat ve bakiye kredi borcunun bulunmadığını bildirir yazı ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak oluşturulan hükümde hukuka aykırılık görülmemiştir. Yine, dava dilekçesinin incelenmesinde, davanın 12.525,90-TL dava değeri gösterilerek ve bu değer üzerinden harç yatırılarak açıldığı, davacının talebinin asıl alacak yönünden ıslah niteliği taşımadığı, dava değerinin ıslah dilekçesiyle düşürülmesinin başlangıçtaki neticeyi talebi etkilemeyeceği dolayısıyla yalnızca faize ilişkin kısmın ıslah olarak değerlendirilebileceği gerekçesiyle fazlaya ilişkin 4.738,9-TL istemin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmediğinden her iki tarafın istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacının ve davalının istinaf başvurularının esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 269,85-TL harçtan davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45-TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 269,85-TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 133,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 136,85-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 14/09/2023