Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3780 E. 2023/920 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3780 Esas
KARAR NO: 2023/920
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08/05/2019
NUMARASI: 2018/132 Esas, 2019/467 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 28/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili banka ile müflis şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmeleri uyarınca müflis şirkete kredi tahsis edildiğini, kredi borçlarının vadesinde ödenmemesi üzerine 20/09/2016 tarihli ihtarname ile; kredi sözleşmesine konu teminat mektupları bedellerinin iadesi, müflise verilen çek defteri nedeniyle müvekkili bankanın çek sorumluluk tutarından kaynaklanan gayri nakdi kredi alacağının depo edilmesi ve mevcut kredi borcunun ödenmesinin istendiğini, ancak ihtarın gereğinin yerine getirilmediğini, müflisin iflas tarihi itibarıyla tazmin edilen teminat mektuplarından kaynaklanan 83.520,00 TL, takip masraflarından kaynaklanan 306.752,00 TL ve çek taahhüt riskinden kaynaklanan gayri nakdi kredi olarak 26.145,00 TL borcu bulunduğunu, ayrıca müflis şirketin dava dışı … LTD ve … LTD şirketlerine kullandırılan kredilere kefaleti nedeniyle müvekkili bankaya borcu bulunduğunu, ancak iflas idaresinin alacaklarının masaya kaydı talebini reddettiğini belirterek nakit alacak 81.168.265,43 TL, çek taahhüt riskinden kaynaklanan 26.145,00 TL gayri nakdi alacak, 1.218.012,00 TL nakit ve 31.875,00 TL gayri nakdi alacağın masaya kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı müflis şirkete izafeten iflas idaresi süresinde davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; yapılan bilirkişi incelemesine göre davacının iflas tarihi itibariyle 81.555.524,02 TL nakit kredi alacağı, 83.520,00 TL teminat mektubu riskinden doğan alacağı, 26.415,00 TL çek riskinden doğan alacağı olmak üzere toplam 81.665.459,02 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile toplam 81.665.459,02 TL alacağın iflas masasına kaydına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresinde davalı müflis iflas idaresi vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil olacağına dair sözleşmenin 26. maddesinin genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, genel işlem şartlarının varlığı halinde sözleşmenin karşı tarafının, kendisinden daha üstün konumda bulunan tarafça sunulan standarta sözleşme içeriğine müdahale etme imkanı bulamadığını, tek taraflı banka kayıtlarının hükme esas alınmasının HMK’nın 222/3 fıkrasına uygun olmadığını, temerrüt faizi hesabının kat ihtarının kendilerine tebliğinden bir gün sonra 25/09/2016 tarihinden başlatıldığını, kat ihtarına itiraz süresinin dikkate alınmadığını, hükme esas alınan 15/04/2019 tarihli raporun sonrada sunulan belgeler dikkate alınarak düzenlendiğini, sözkonusu belgelerin sunulmasına muvafakatlerinin bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, iflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir(İİK 223. Madde). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğünün 23.02.2018 tarihli cevabı yazısı ve eklerinden, davacının masraf verdiği, ret kararının 21/08/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının 15 günlük hak düşürücü süre içinde, 21.08.2017 tarihinde alacağın masaya kaydı için eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 81.555.524,02 TL nakit kredi alacağı, 83.520,00 TL teminat mektubu riskinden doğan alacak ve 26.415,00 TL çek riskinden doğan alacak olmak üzere toplam 81.665.459,02 TL alacağın masaya kaydına karar verilmiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir.İstinaf konusu edilen uyuşmazlık; davacının yargılama sırasında sunduğu belgelerin hükme esas alınıp alınamayacağı, davacı bankanın kayıtları esas alınarak alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan banka defter ve kayıtlarının kesin delil teşkil edeceğine dair hükmün genel işlem koşulu niteliğinde bulunup bulunmadığı ve temerrüt tarihi hususlarında toplanmaktadır.İlk derece mahkemesinde alınan 25/09/2018 tarihli raporda; müflisin borçlusu olduğu kredi sözleşmeleri kapsamında düzenlenen teminat mektuplarının müflis şirketin iflasından sonra 21/12/2016 tarihinde tazmin edildiği ve bedeli olan 83.520,00 TL’nin …’a ödendiği, bu nedenle teminat mektubu riskinin bankaya depo edilmesi gerektiği, çek taahhüdü ve teminat mektupları komisyonu yönünden delil sunulmadığı, ayrıca davacının dava dışı şirketlere kefaleti nedeniyle iflas tarihi itibarıyla 75.827.585,00 TL ana para, 4.594.000,03 TL işlemiş faiz ve 1.133.938,99 TL temerrüt faizi olarak toplam 81.555,524,02 TL tutarında borcu bulunduğu, kefil olunan borcun ödenmesi için çıkarılan ihtarın 23/09/2016 tarihinde müflise tebliğ olunduğu, ihtarda tanınan bir günlük ödeme süresi nedeniyle müflis şirketin 25/09/2016 tarihinde temerrüde düştüğü, davacının 81.555,524,02 TL ve teminat mektubunun tazmininden kaynaklı 83.520,00 TL alacağı bulunduğu, davacının asaleten borçları için çıkarılan 20/09/2016 tarihli ihtarnamenin davalıya tebliğine dair belge sunulmadığından bu alacaklarla ilgili temerrütün takip tarihinde gerçekleştiği, davalının kefaleten borçları için çıkarılan 23/09/2016 tarihli ihtarnamenin ise 25/09/2016 tarihinde müflise tebliğ edildiği, ihtarnamede belirtilen bir günlük ödeme süresi dikkate alındığında bu borçlar için temerrüdün 26/09/2016 tarihinde gerçekleştiği belirtilmiştir. Bilirkişi 04/03/2019 tarihli ek raporunda da kök raporundaki kanaatini tekrarlamıştır.Bilirkişi 15/04/2019 tarihli ikinci ek raporunda ise, yukarıda tespit ettiği alacaklı yanında, müflisin iade etmediği 25 adet çek yaprağından her biri için banka sorumluluk tutarı olarak toplam 32.225,00 TL’nin depo edilmesi gerektiği, ancak davacı bankanın talebinin 26.415,00 TL olduğu belirtilmiştir. Davalı müflis şirket, matbu olarak düzenlenen genel kredi sözleşmelerinin tek taraflı delil olarak kabul edilemeyeceğini savunmuştur. Anılan sözleşmelerde, taraflar arasında çıkabilecek uyuşmazlıklarda banka defter ve kayıtlarının münhasıran delil sözleşmesi sayılacağı kabul edildiğinden, davalının bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Nitekim Yargıtay 19. HD’nin 2011/1056 Esas, 2011/5384 Karar sayılı kararı bu doğrultudadır. Davalı ayrıca, davacının çek taahhüdünden kaynaklı gayri nakdi alacağına ilişkin belgelerin sonradan sunulduğunu, bu belgelere muvafakatinin olmadığını savunmuştur.HMK’nın 222/1 fıkrası; “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir” hükmünü içermektedir.Bu kapsamda bilirkişi heyetince banka kayıtları yerinde incelenirken, tespit edilemeyen belgelerin sonradan sunulması, HMK’nın 222/1 kapsamında mümkün görülmüştür.Ayrıca davalı müflis şirketin asaleten borçları için çıkarılan 20/09/2016 tarihli ihtarnamenin davalıya tebliğine dair belge sunulmadığından bu alacaklarla ilgili temerrütün takip tarihinde gerçekleştiği, davalının kefaleten borçları için çıkarılan 23/09/2016 tarihli ihtarnamenin ise 25/09/2016 tarihinde müflise tebliğ edildiği, ihtarnamede belirtilen bir günlük ödeme süresi dikkate alındığında bu borçlar için temerrüdün 26/09/2016 tarihinde gerçekleştiği anlaşıldığından, davalı müflis şirket iflas idaresinin temerrüt tarihi yönünden istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir.Buna göre anılan rapor gerekçeli, ayrıntılı ve hüküm kurmaya elverişli olup, davacının iflas tarihi itibariyle 81.555.524,02 TL nakit kredi alacağı, 83.520,00 TL teminat mektubu riskinden doğan alacağı, 26.415,00 TL çek riskinden doğan alacağı olmak üzere toplam 81.665.459,02 TL alacağı bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerindedir.Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğine davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/132 Esas, 2019/467 Karar ve 08/05/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/09/2023