Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3765 E. 2023/872 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3765 Esas
KARAR NO: 2023/872
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2019
NUMARASI: 2018/920 Esas, 2019/1020 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya ait … plakalı araçların müvekkili şirketin işletme hakkı sahibi olduğu Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Çevre Otoyolundan 02/10/2016-16/01/2018 tarihleri arasında geçiş ücreti ödemeksizin ihlalli geçiş yaptığını, davalı aleyhinde başlatılan icra takibinde asıl alacağın, geçiş ücreti ve bunun 10 katı olarak hesaplandığını, gecikme cezalarının 7144 sayılı kanun ile 10 katından 4 katına düşürülmesi sebebiyle harca esas değerin de bu doğrultuda uyarlandığını, buna göre bedeli ödenmeyen geçiş ücretleri ve bu ücretlere ait yasal cezalar toplamının 508.995,10 TL olduğunu, davalının icra takibinde borcun 101.741,73 TL’lik kısmını kabul edip kalanına itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, yasa değişikliği sebebiyle geçiş ücretinin 4 katını aşan ceza bedellerinin dava konusu olmadığını belirterek davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında takibe kısmi itirazının iptali ile takibin, geçiş ücreti ve gecikme cezası olmak üzere toplam 508.995,10 TL asıl alacak ile bu alacağa takip tarihinden önce işlemiş faiz 19.934,13 TL ve KDV 3.588,14 TL yönünden takip talebinde gösterilen şartlarla devamına, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine ve borçlunun araçlarının, borca yetecek kadar olan kısmının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı, davetiye tebliğine rağmen davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; davalının geçiş ücreti dışında kalan 4 katı ceza miktarına itiraz ettiği, davanın konusunu da ceza miktarının oluşturduğu, dosya içerisindeki kayıtlardan davalıya ait araçların davacının işlettiği otoyol ve köprüden geçiş yaptığı ve bu geçiş ücretinin 101.741,73 TL ve ceza miktarının geçiş ücretinin 4 katı olan 407.253,37 TL olduğu, davalının bu ceza miktarını ödemediği, dava konusunun ceza miktarına ilişkin olması nedeniyle faiz talebinin reddi gerektiği, alacağın likit ve hesaplanabilir olduğu kabul edilerek davacının davasının kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptaline, takibin 407.253,37 TL üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren %9,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin asıl alacak tutarının geçiş ücreti ve ceza miktarı olmak üzere toplam 508.995,10 TL olduğunu, asıl alacağa eklenen 19.934,13 TL takip öncesi faiz ve 3.588,14 TL KDV ile birlikte toplamda takip tutarının 532.517,37 TL olduğunu, borçlunun, borcu 101.741,73 TL olarak kabul ettiğini, işbu davada harca esas değerin 430.775,64 TL olduğunu, Mahkemece, geçiş ücretinin 4 katı olan 407.253,37 TL tutarındaki ceza miktarı yönünden davanın kabul edildiğini, ancak takip öncesi faiz ve KDV taleplerinin dikkate alınmadığını, Mahkemece, dava konusunun ceza miktarına ilişkin olduğundan bahisle takip öncesi faiz talebinin reddedildiğini, oysa geçiş ücretinin 4 katı tutarındaki para cezasının da asıl alacağa dahil bir kalem olduğunu, takip öncesi faizin de asıl alacağın üzerine işletilen bir faiz olduğunu ve feri alacakların asıl alacaktan ayrı düşünülemeyeceğini, TBK’nun 117 maddesi uyarınca, muaccel bir borcun borçlusunun, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği belirtilmiş ise de, somut olayda ise, faizin, ihlalli geçiş sağlayan araç sahibinin, geçiş ücretini para cezası ile muhatap kalmaksızın 15 günlük süre içerisinde ödemediği takdirde işlemeye başlayacağını, 15 gün sonunda basiretli bir tacir olan borçluya ayrıca ihtara gerek bulunmadığını, müvekkili şirketin böyle bir yükümlülüğünün de bulunmadığını, davalıya, ihlalli geçiş nedeniyle yüklendiği borcu tebliğ etmekle yükümlü olmayan müvekkili şirketin yasalara ve usule uygun olarak yine yasa gereği tanınan 15 günlük sürenin ardından temerrüde düşürerek takip öncesi faize hak kazanmasına rağmen mahkemenin bu taleplerini kabul etmediğini, Mahkemece, KDV alacaklarının da dikkate alınmadığını, uygulamada İcra İflas Yasası kapsamında takibe alınan borçların tahsili aşamasında 3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin kanun hükümleri çerçevesinde icra daireleri tarafından hesaplanmak suretiyle yürütülen faizlerin, katma değer vergisine tabi olduğunu, dolayısıyla yasal düzenlemeler çerçevesinde icra yoluyla tahsil edilen veya açılan davalarda mahkemeler tarafından hükmolunan faiz alacakları katma değer vergisine tabi olduğundan yasaya uygun olan temerrüt faizi üzerinden katma değer vergisinin hesaplanması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, ihlalli geçiş ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacının, davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 1.119.159,10 TL geçiş ücreti ve para cezası, 43.830,41 TL faiz, 7.889,44 TL KDV olmak üzere toplam 1.170.878,95 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun ödeme emrine karşı yasal süresinde sunduğu itiraz dilekçesinde, borcun geçiş ücreti olarak 101.741,73 TL’lik kısmına itirazının olmadığını, borcun 1.017.417,37 TL’lik kısmı ve fer’ilerine itiraz ettiğini belirttiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, davacının ise İİK 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.Mahkemece uyuşmazlık ile ilgili bilirkişi raporu alınmış olup bilirkişi tarafından sunulan 28/08/2019 tarihli raporda özetle; ihlalli geçiş bedellerinin 104.471,90 TL olduğu, 37 adet ihlalli geçiş bedeli olan 2.295,45 TL’nin tahsil edilmesi sebebiyle ihlalli geçiş bedelinin sonuç olarak 102.176,45 TL olduğu, gecikme bedelinin ise 406.776,00 TL olduğu, buna göre toplam 508.952,45 TL üzerinden uygulanan %9,75 faiz oranının 20.679,36 TL olduğu, faize %18 oranında 3.722,28 TL KDV hesaplandığı, buna göre davalının, davacıya toplam 553.354,09 TL tutarında borçlu olduğu bildirilmiştir.Mahkemece, dava konusu edilen ihlalli geçişe ilişkin ceza miktarı olan 407.253,37 TL yönünden dava kabul edilerek takip tarihinden itibaren bu miktara %9,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak takibin devamına ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Fazlaya ilişkin talep ise, icra takibi ile talep edilen takip öncesi işlemiş faiz ve işbu faizin KDV miktarıdır. Davacı, hükmü işbu taleplerin de kabulüne karar verilmesi gerektiği yönüyle istinaf etmiş olup uyuşmazlık davacının söz konusu taleplerin de haklı olup olmadığı ve talebe konu bedellerin ödenmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.Somut davada, Mahkemece, dava konusunun ceza miktarına ilişkin olduğu gerekçesiyle faiz talebi reddedilmiştir.TBK’nun 117/1 maddesine göre, muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Davacının yasal dayanağı olan 6001 sayılı Kanunun 30/7 maddesine göre ise, geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezaların uygulanmayacağı belirtilmiştir. Davacı ise, ihlalli geçişi takiben 15 gün içerisinde bu geçiş ücretlerinin ödenmemesi sebebiyle ayrıca bir ihtara gerek olmaksızın davalının bu süre sonunda temerrüde düştüğünü ileri sürmüştür. Oysa davacının dayanağı olan madde, ayrıca bir ihtar ve bildirim yapılması gerekmeden, ihlalli geçiş sebebiyle ceza bedelinin talep edilebilmesi olanağını tanır. Yoksa ödeme yapılmadığından bahisle maddede belirtilen süre sonunda temerrüdün oluştuğu ve bu tarih itibariyle faizin işlemeye başlayacağından söz edilemez. Bu nedenle takip öncesi işlemiş faizin talep edilebilmesi için davalının yasanın aradığı şekilde usulünce temerrüde düşürülmesi gerektiği, ancak dosya kapsamında TBK’nun 117. maddesinde belirtildiği şekilde icra takibinden önce davalının temerrüde düşürüldüğüne dair bir delilin davacı tarafça icra dosyası ve dosya kapsamına ibraz edilmediği, esasen davacının böyle bir iddiasının da bulunmadığı, bu sebeple davalının işlemiş faiz ve dolayısıyla faizin KDV’sinden de sorumlu tutulamayacağı, bu açıdan davacı vekilinin istinaf sebebinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Öte yandan işlemiş faize yönelik talebin bu nedenle reddi gerekirken Mahkemece, dava konusunun ceza miktarına ilişkin olduğu gerekçesiyle faiz talebi reddedilmiş ise de esasen varılan sonucu değiştirmeyecek olan bu yanılgıya sadece değinmekle yetinilmiştir.Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/920 Esas, 2019/1020 Karar ve 17/10/2019 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1 bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,75 TL maktu istinaf karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,35 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.21/09/2023