Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3755 E. 2020/341 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3755 Esas
KARAR NO : 2020/341
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/832 Esas
KARAR TARİHİ: 22/10/2019
TALEP: İHTİYATİ HACİZ
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 31 Temmuz 2018 tarihli Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 8. Maddesinde “müşterinin sözleşme süresi içinde iki kez üst üste fatura tutarlarının tamamını ödememesi durumunda, ABH sözleşme konusu hizmetleri durdurma ve sözleşmeyi tek taraflı olarak anında feshetme hakkına sahiptir” düzenlenmesinin yer aldığını, bu düzenlemeye göre davalı, fatura borcunu ödemediğinden sözleşmenin feshedildiğini, müvekkil şirketten aldığı hizmetler karşılığı kesilen faturaların davalı borçlu şirkete gönderildiğini, faturalara süresi içerisinde davalı borçlu tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığını, ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı-borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, davalı-borçlu tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline ve takibin devamına, geçici koruma tedbiri olarak ihtiyati haciz taleplerinin kabülü ile davalı borçlunun menkul ve gayrimenkul mallari ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının dava kesinleşinceye kadar kadar haczine karar verilmesini talep etmiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 22/10/2019 tarihli ara karar ile, ihtiyati haciz talebinin dayanağı olan fatura ve sözleşme, tek başına alacağın varlığını ispatlar nitelikte olmadığı, bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilebilmesine ilişkin İİK’nın 257. maddesinde öngörülen koşullar oluşmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ; Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu istinaf dilekçesinde; vadesi gelmiş faturalar dosyada mevcut olduğu, davalı tarafça, borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir belge icra dosyasına sunulamadığını, borcun muaccel olduğu ve sona ermediği açık olup yasanın ihtiyati haczin verilebilmesi için aradığı koşulları gerçekleştiğini, müvekkil alacağının ispatlanmış olsa da alacağın tahsil kabiliyeti olmayacağını, zira, yazılı basın ve sosyal medyada yer alan haberlerde davalı borçlunun ekonomik olarak zor durumda olduğu hatta, davalı şirketin sahibi olduğu … ödeme güçlüğü içinde olduğu yönünde çok sayıda haberler bulunduğunu, mahkeme tarafından ihtiyati haciz kararı verilmemesi durumunda müvekkilin dava sonunda alacaklarını tahsil etmesi mümkün olamayacağından ihtiyati haciz talebimizin kabulü ile davalı borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının dava kesinleşinceye kadar haczine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Sözleşmeden kaynaklı faturaya dayalı alacağının tahsili için talep edilen ihtiyati haciz istemi yazılı gerekçeyle reddedilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir. İhtiyati haciz, İİK’nin 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. 257. madde uyarınca, ihtiyati haczin vadesi gelmiş bir para borcu için istenebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz istenebilmesi için borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması, yahut kaçmış olması veya bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gereklidir.İİK’nın 258/1 fıkrasına göre de, alacaklının, alacağı ve icabın- da haciz talepleri hakkında, mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, kesin bir ispat aranmamakta, özellikle hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanmasının tercih edilmesi gereken bir seçenektir. (Yargıtay 19.HD. 23.01.2014 t. 2023/18723-2014/1804) Somut olayda, talebe konu alacağın, taraflar arasında düzenlenen, uçak bileti, konaklama (yurt içi & yurt dışı otel rezervasyon), araç kiralama&transfer, vize ve kurumsal etkinlik/organizasyon hizmetlerini ve tarafların hak ve yükümlülüklerini içerir hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı olduğu görülmüştür. Talep eden dilekçesinde sözleşme ve faturalara dayanmıştır. Tarafların sözleşmeden doğan edimlerini yerini getirip getirmediği ve alacak miktarının tespiti hususunda ibraz edilen belgelerin niteliği ve dosya kapsamına göre, İİK 258/1. maddesinde düzenlenen kanaat getirecek deliller kapsamında değerlendirilemeyeceğinden yaklaşık ispat koşulu ve İİK’nın 257.madde ön görülen koşullar oluşmadığından ilk derece mahkemesinin ihtiyati haczin reddine ilişkin kararı yerindedir. Açıklanan nedenlerle mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 165,70 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 66,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/02/2020