Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3728 E. 2023/842 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3728 Esas
KARAR NO: 2023/842
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/05/2019
NUMARASI: 2015/426 Esas, 2019/575 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesi ile; davalı ile aralarında davalıya yemek hizmeti verilmesi konusunda yapılan sözleşme gereğince verilen yemeklere ilişkin ödenmeyen bakiye 131.808,60-TL alacağın tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 05/01/2015 tarihinde takibe başlandığını, davalının 07/01/2015 tarihinde müvekkil hesabına 47.703,87-TL yatırdığını, sonrasında 13/01/2015 tarihinde borca itirazı üzerine takibin durduğunu, borçlunun itirazının haksız olduğunu, bu nedenle takibe konu alacağın ödenmeyen 84.104,73-TL’lik kısmi yönünden davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı şirket ile aralarında yemek hizmeti alım sözleşmesi bulunduğunu, davacının bir kısım faturaları sözleşmeye aykırı olarak fahiş miktarda düzenlediğinin fark edilmesi neticesinde taraflar arasında 08.12.2014 tarihinde yazılı hesap mutabakatı yapıldığını ve davacıya olan borcun 98.254,62-TL olduğu yönünde mutabakat yapılıp imzalandığını, 46.432,06-TL ve 30.000,00-TL tutarlı 2 adet çek verildiğini, 07.01.2015 tarihinde yapılan ödeme ile borcun tamamen ödendiğini, düzenlenen iade faturalarının davacı tarafından haksız olarak talep edilen kısma ilişkin olduğunu ve bu hususta tarafların mutabık kaldıklarını, davacı şirkete borcunun bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; 18.04.2018 tarihli ve denetime elverişli olduğu kabul edilen rapor uyarınca; davacının davalıya kestiği faturalar ve davalının karşılığında yaptığı banka ve çekle ödemeler sonrasında 01.12.2014 tarihi itibariyle davacının davalıdan 98.254,62 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin 08.12.2014 tarihinde davacıya 98.254,62 TL borçlu olduğunu bildirdiği, davalı tarafından davacıya kesilen 01.12.2014 tarih ve 8.690,60 TL ile 01.12.2014 tarihli ve 74.932,45 TL tutarlı fiyat farkı faturalarının bu mutabakat formunda belirtilen tutara dahil edilmiş olduğu, yani mutabakatın davacı tarafça fazla olarak kesilen fatura tutarından toplam 83.883,05-TL tutarlı 2 adet iade faturası düşülerek yapıldığı, davacının davalıya kestiği faturanın tamamının ve davalı ödemelerinin tarafların defter ve kayıtlarında eksiksiz olarak kayıtlı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı tarafından düzenlenen toplam 83.883,05 TL tutarlı 2 adet iade faturasından kaynaklandığı, bilirkişi tarafından yapılan incelemeler sonrasında fiyat farkı hesaplamasının doğru olduğunun görüldüğü, buna göre takip tarihi itibari ile davalının davacıya 54.014,28 TL borçlu olduğu, takip tarihinden sonra 07.01.2015 tarihinde 47.703,87 TL, 13.01.2015 tarihinde 9.310,41 TL davacı hesabına banka yolu ile ödemenin yapıldığı anlaşıldığından takip tarihi itibari ile belirlenen 54.014,28 TL borç üzerinden davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 57.014,28-TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,Davalının takip başlatıldıktan sonra 07/01/2015 tarihinde yapmış olduğu 47.703,87-TL, 13/01/2015 tarihinde 9.310,41-TL ödemelerin icra dairesi tarafından infaz aşamasında dikkate alınmasına,Alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,Alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine şekilde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı ve davalı vekilleri tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; davalının sunduğu 08/12/2014 tarihli mutabakat belgesinin tahsilat makbuzları arasında fark ettirilmeden imzalatıldığını, mutabakat belgesini kabul etmediklerini, davacıya verilen yemek hizmeti nedeniyle kararlaştırılan bedeller üzerinden fatura düzenlendiğini, davalının yemek hizmeti almasından 5 ay sonra faturaların usulüne uygun olmadığını iddia edip fiyat farkına ilişkin iade faturası düzenlemesinin kabul edilemeyeceği bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak takip konusu yapılan alacağın tamamı yönünden davanın kabul edilmesi ve likit olan alacak sebebiyle icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; taraflar arasında düzenlenen mutabakat belgesi bakiyesi 57.014.28-TL’nin takip sonrası, itiraz öncesinde ödenmiş olması nedeniyle davanın hukuki yarar yokluğundan red edilmesi ve aleyhlerine masraf ve ücreti vekalete hükmedilmemesi, takibe geçmekte davacı kötü niyetli olduğundan haksız takip tazminatına karar verilmesi gerektiğini beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE HUKUKİ GEREKÇE:Dava, davacı tarafından 131.808,60-TL alacağın tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müd. … Esas sayılı dosyası ile 05/01/2015 tarihinde takibe başlandığı, davalının 07/01/2015 tarihinde davacı hesabına 47.703,87-TL yatırdığı sonrasında 13/01/2015 tarihinde borca itirazı üzerine takibin durdurulması üzerine, borçlunun itirazının haksız olduğu iddiasıyla takibe konu alacağın ödenmeyen 84.104,73-TL’lik kısmi yönünden davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf, 08/12/2014 tarihli hesap mutabakatının davacıyı bağlayıp bağlamadığı, dolayısıyla mutabakat tarihinde davalının bakiye borcunun toplam 98.254,62-TL olup olmadığı, davalının davacı tarafça kesilen faturaların aralarındaki anlaşmaya ve gerçeğe aykırı düzenlendiği iddiasıyla 5 ay sonra, taraflar arasındaki mutabakatı gerekçe göstererek fiyat farkına dair 83.893,05-TL tutarlı iade faturası düzenlemesinin ve bu miktarın taraflar arasındaki alacak borç hesabından düşülmesinin kabul edilip edilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır. Taraflar tacir olup, tüm işlemlerinde gerekli dikkat ve özeni göstermek zorunda olduklarından, davacının imzasını kabul ettiği 08/12/2014 tarihli hesap mutabakatının tahsilat makbuzları imzalatılırken fark ettirilmeden kendisine imzalatıldığı durumdaki iddiasının kabul edilemeyeceği, hesap mutabakatının davacı yönünden bağlayıcı olduğu kabul edilmelidir. Hükme esas alınan 18/04/2018 tarihli bilirkişi raporu ile değerlendirmeleri ve sonucu itibariyle bu raporu doğrulayan 22/03/2019 tarihli rapor da ” Davacı şirket tarafından düzenlenen 291.156,33 TL tutarındaki fatura karşılığının hesaplanan birim fiyatlar üzerinden 205.158,69 TL olması gerekeceği; 85.997,64 TL’nin fazla olduğu ve bu tutara İlişkin fiyat farkı faturası kesilebileceği, 08.12.2014 tarihli mutabakat metninin, hizmet bedel farkı uyuşmazlığını gidermek amacıyla tarafların üzerinde anlaştıkları bir protokol olarak kabul edilebileceği, Mutabakat metninde davacının imzası da bulunduğundan davacının, 01.12.2014 tarihli 74.932,45 TL ve 8.690,60 TL tutarlı faturaların da dâhil olduğu mutabakat metnindeki bakiyeyi kabul ettiği ve davacının davalıdan protokol tarihi olan 08.12.2014 tarihi itibarı ile 98.254,62 TL alacaklı olduğu, Taraflar arasında bir cari hesap ilişkisinin var olduğunun kabul edilmesi halinde dahi, davacı mutabakatı kabul etmiş olduğundan 3 numaralı bentteki sonucun değişmeyeceği ve yine davacının 08.12.2014 tarihi itibarı İle davalıdan 98.254,62 TL alacaklı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, Davacı …’in davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’den takip tarihi itibarı ile 57.014,28 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından 07/01/2015 tarihinde 47.703,87-TL 13/01/2015 tarihinde 9.310,41-TL olmak üzere bu tutarın takip tarihinden sonra ödendiği bildirilmiştir.” Şeklinde belirlenmiştir. Yukarıda da ifade edildiği gibi hesap mutabakatı davacıyı bağlamaktadır. Ayrıca bilirkişilerce raporlarında açıklandığı üzere davalının fiyat farkı, faturası düzenlemesinin uygun olduğu, hesap mutabakatı bakiyesi ve davalı ödemeleri gözetildiğinde takip tarihi itibariyle davalının 57.014.28-TL borçlu bulunduğu, bu miktarın tamamının takipten sonra 13/01/2015 itiraz tarihinden önce ödendiği, davacı tarafından ödenen 57.014,28-TL’nin 07/01/2015 tarihinde ödenen 47,703,87-TL’lik bölümü dava konusu yapılmamış olup, bu miktarı aşan takip bakiyesi 84.104.73-TL dava konusu yapılıp itirazın iptali talep edildiğinden 13/01/2015 itiraz tarihinde 9.310,41-TL daha davalı tarafından ödenerek bakiye yönünden takibe itiraz edilmesine rağmen davacı tarafça ödenen bu miktarda dava konusu yapılmış olup, ödenen bu miktar yönünden itirazın iptali davası açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından, dava konusu yapılan bakiye 74.794,32-TL yönünden yukarıda açıklandığı üzere davacının alacaklı olmadığı anlaşılmakla, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiş olması yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin davanın kabulüne karar verilmesine ilişkin istinaf talebinin reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine, davalının tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b.1bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/426 Esas 2019/575 Karar ve 23/05/2019 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE,3-Davanın REDDİNE,a)Davalının kötü niyet tazminat talebinin de REDDİNE,b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.436,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.166,45 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,d)Davalı tarafından yapılan 676,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, e)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, İstinaf Başvurusu Yönünden;4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 -TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,6-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85-TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 973,66- TL harçtan mahsubu ile bakiye 703,81- TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 7-Davalı tarafından karşılanan 43,00-TL istinaf yargılama giderleri ile 391,15 – TL istinaf başvurma ve karar harcı olmak üzere toplam 434,15 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,8) 6100 sayılı HMK’nın 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra artan kısmın yatıran tarafa İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.2 bendi ile aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/09/2023