Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/371 E. 2019/644 K. 04.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/371 Esas
KARAR NO : 2019/644
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06/12/2018 (Ara Karar)
NUMARASI : 2018/1440 E.
DAVA : KOOPERATİF GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ
TALEP : İHTİYATİ TEDBİR
KARAR TARİHİ: 04/04/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı kooperatifin 18/11/2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında, 17 binanın malikleri tarafından yapılan kaçak imalatların imar barışından faydalanmaları için karar alındığını ve üyelerden aidat toplanmasına karar verildiğini belirterek bu kararın iptaline, müvekkilinin kooperatif genel kurulu kapsamında ödemek zorunda kalacağı 15.345,59.-TL’nin dava sonuna kadar ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesi, 06/12/2018 tarihli ara kararla yasal koşulları oluşmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiş, davacı vekili bu red ara kararına karşı yasal süresinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacı Vekili İstinaf Taleplerinde;Mahkemece dava dilekçesi ve ekinde belirttikleri hususların değerlendirilmediğini, Kooperatifin 17 kaçak imalat yapan bina malikinin imar barışı bedelini ödeme sorumluluğu olmadığını, kararın yasaya ve ana sözleşmesine aykırı olduğunu belirterek yerel mahkemenin, davacının ihtiyati tedbir telebini red eden 06.12.2018 tarihli ara kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiş; İstinaf Dilekçesi Davalı Vekiline 09/01/2019 Tarihinde Elden Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 15/01/2019 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek; İhtiyati tedbir talebinin imar barışı başvurusunun süresini kaçırmaya yol açacağını, HMK’nun 390/3 maddesinde öngörülen yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediğini belirterek davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.Dava, derdest davada ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. İhtiyati tedbirin şartlarına ilişkin HMK.nun 389.maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.Aynı yasanın 390/3.maddesine göre, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.Dosya kapsamına göre, kaçak imalatlardan yapan üyenin sorumlu olduğu ve diğer üyelerin bu sebeple imar barışı nedeniyle ödenmesi gereken bedelden sorumlu olmadıkları ileri sürülmüş ise de, dosyada yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ilk derece mahkemesince verilen red kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-f Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/04/2019