Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3693 E. 2020/1868 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3693 Esas
KARAR NO: 2020/1868
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13/03/2019
NUMARASI: 2018/846 Esas, 2019/253 Karar
DAVA: İflas (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İflas (İİK 173))
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili,16.07.2018 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin davalı şirketler aleyhinde İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yoluyla takip başlatıldığını, davalı borçlu şirketlerin ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen bugüne kadar dosya borcunu ödemediğini, davalı borçluların iflasa tabi şirket olduklarını, takibin kesinleşmesinden sonra adreslerini Çekmeköy / İstanbul ‘a taşımış oldukları için davanın bu mahkemede ikame etmeleri gerektiğini belirterek, 7 günlük süre içerisinde meblağın borçlular tarafından ödenmemesi halinde davalı takip borçlularının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, müvekkillerinin iflasını gerektirir herhangi bir hukuki veya finansal durumun bulunmadığını, müvekkili şirketlerin İnşaat ve mekanik işleri yapmakta olup faaliyetlerinin sorunsuz şekilde devam etttiğini, müvekkillerinden … şirketinin davacıdan aralarındaki ticari ilişki nedeniyle 2015 yılından bu yana alacaklı bulunduğunu , 10.03.2017 tarihinde İcra takibi başlatıldığını, İtirazın iptali davasının İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1040 Esas sayılı dosyasında görüldüğünü, davacının başlatmış olduğu ödeme emrine İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/953 Esas sayılı dosyasında itiraz edildiğini, müvekkili şirketin davacıdan alacağının İcra takip çıkışına göre 565.189,70 TL iken karşı tarafın alacaklı olduğunu iddia ettiği çekin yalnızca 50.000,00 TL tutarında olduğunu, çekin teminat amaçlı verildiğini herhangi bir borçlarının olmadığını, ayrıca çek üzerinde tahribat yapıldığını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/2245 soruşturma nolu dosyasında suç duyurusunda bulunulduğunu savunarak ,davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, 19.07.2018 tarihli tensip tutanağının “9”nolu bendinde, davacı tarafa, iflas istedikleri şirketler için ayrı ayrı 15.000’er TL olmak üzere 30.000,00 TL İflas avansı ile 500,00 TL dosya avansı olmak üzere toplam 30.500,00 TL ‘nin duruşma tarihine kadar mahkeme veznesine depo edilmesi için süre verilmiştir. Mahkemece, tensip tutanağında duruşma günü olarak belirlenen 21.11.2018 tarihli ön inceleme duruşmasının “7” nolu ara kararı ile “Davacı vekiline tensip zaptının 9 nolu bendi uyarınca 2 davalı şirket için 15.000,00 er TL den olmak üzere 30.000,00 TL iflas avansı ile 500,00 TL dosya avansı olmak üzere toplam 30.500,00 TL ‘nin 2 haftalık kesin süre içerisinde mahkememiz veznesine yatırılmasına ,yatırılmadığı takdirde davanın dava şartı yokluğundan usülden reddedileceğinin ihtarına “ dair söz konusu ifadelerin yer aldığı ihtarda bulunulmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI; Mahkemece, İİK ‘nın 160. maddesi gereğince, İflas isteyen alacaklının ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflardan sorumlu olduğunu, 19.07.2018 tarihli tensip tutanağının 9 nolu ara kararı uyarınca davacı vekiline iki davalı için toplam 30.000,00 TL İflas avansı yatırılması için 2 hafta kesin süre verildiği, tensip tutanağının davacı vekiline 06.08.2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacı vekilince verilen süreye rağmen İflas avansının yatırılmadığı ,21.11.2018 tarihli duruşmada davacı vekiline 30.000,00TL iflas avansını yatırması için 2 haftalık kesin süre verildiği aksi halde davanın dava şartı yokluğundan usülden reddedileceğinin ihtar edildiği, verilen kesin süreye rağmen davacının iflas avansını yatırmadığı gerekçesi ile davanın İİK 181. madde yollaması ile İİK 160.maddesi, HMK 114,115. maddeleri gereğince usülden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, mahkemenin, Yargıtay yerleşik içtihatlarına aykırı şekilde iflas avansı yatırmalarına dair ara karar vererek, kesin süre ihtaratında bulunulduğunu, davanın İflas avansı yatırılmadığı için usülden reddedildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, iflas davasındaki giderlerin, kamu düzenine İlişkin olması sebebiyle devlet hazinesinden de karşılanabileceği, bu nedenle iflas avansının çok fahiş tutarda olmasının da dikkate alınarak davanın reddedilemeyeceğinin içtihatlarda açıkça izah edildiğini iddia ederek kararın kaldırılmasını ve yargılamaya devam ile davacı borçluların iflaslarına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK 171 vd maddelerde düzenlenen kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile başlatılan takip sonucu açılan iflas davasıdır. Dosya kapsamından, davacının, davalı her iki şirket hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, “ Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yolu İle“ 16.07.2018 tarihinde takip başlattığı, takip konusu alacağın, 11.05.2018 tarihli 50.000,00 TL tutarlı bir adet çek olmak üzere toplam 55.100,00 TL alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, İİK 171 vd maddeleri gereğince İflas yolu İle başlatılan takip neticesinde açılan iflas davasında, İİK 160. maddesinin uygulanma yeri, dava şartı olup olmadığı ile böyle bir talepte, İİK 178. maddesinde düzenlenen, borçlunun müracaatı ile doğrudan doğruya iflas halinde, gerektiğinde uygulanma yeri bulunan HMK ‘nın 325. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı ile kararın bu anlamda usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK ‘nun 171. maddesinde “ İflas yolu ile takip “ düzenlenmiştir. Aynı yasanın 181. maddesinde ise, 159,160,164,165 ve 166’incı maddelerin bu fasıl hükmüne göre vukua gelen iflaslarada tatbik olunacağına yer verilmiştir. Uygulanması gerektiği belirtilen 160. maddede ise “ masrafların peşin verilmesi “ üst başlığı ile iflas isteyen alacaklının ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflardan sorumlu olduğu, mahkemenin, bu masraflar ile iflas kararının kanun yolları için gerekli bütün tebliğ masraflarının peşin verilmesini isteyeceği düzenlenmiştir. İİK .nın 160. maddesi kamu düzenindendir. İflas isteyen alacaklı, alacaklılar toplantısına kadar gerekli giderleri ödemek zorundadır. Mahkemenin, bu masrafların peşin verilmesini ara kararıyla istemesi, bu yükümlülük yerine getirildikten sonra ancak davaya devam edilmesi gerekecektir. Çünkü, yasanın öngördüğü bu yükümlülük davanın görülebilmesi şartıdır. Bir diğer anlamıyla dava şartıdır. Mahkemece, ihtarnameye rağmen, gerekli masrafları karşılamayan davacı alacaklının açmış olduğu iflas davasının usülden red kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114. maddesinde dava şartları düzenlenmiştir.114/2. fıkrada ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğuna yer verilmiştir. İcra ve İflas Kanunun 160. maddesinde düzenlenen, masrafların peşin verilmesine dair düzenlemenin, HMK 114/2. fıkrada yer verilen dava şartlarından olması nedeniyle, dava şartı noksanlığının giderilmesi için verilen kesin süreye rağmen davanın aynı yasanın 115/2. fıkrası gereğince usülden red kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde iddiaları arasında yer alan emsal Yargıtay ilamlarının, her ne kadar her hangi bir dosya numarası verilmemiş olsa dahi ,İİK 178. madde gereğince borçlunun müracaatıyla açılmış olan doğrudan doğruya iflas hallerine İlişkin olduğu kanaatine varılmıştır. İİK 178/1. fıkrada borçlunun aciz halinde bulunduğunu bildirerek yetkili mahkemeden iflasını isteyebileceği düzenlenmiştir.Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK ‘nın 376. maddesinde, sermayenin kaybı, borca batık olma üst başlığı ile çağrı ve bildirim yükümü düzenlenmiş, 376/3. fıkrada, şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulunun bir ara bilanço çıkartarak, şirket aktiflerinin alacaklarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması halinde bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildireceği ve iflasını isteyeceğine yer verilmiştir. Devamında ise, yönetim kurulu tarafından İflas İsteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olması gerekli görülmüş ve aksi halde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvurunun iflas bildirimi olarak kabul olunacağı ifade edilmiştir. İİK ‘nın 160. maddenin ilk fıkrasında, iflas isteyen alacaklının masraflardan sorumlu olduğu açıkça ifade edilmişken borçluya böyle bir sorumluluk yüklenmemiştir. Aksine, yukarıda ifade edilen yasal düzenlemeler kapsamında, mahkemece re’sen araştırma ilkesi kapsamında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 325. maddesi gereğince işlem yapılmasında bir aykırılık mevcut değildir. Bu nedenle, yukarıda ifade edilen ve davacı vekilinin istinaf nedenlerine gerekçe göstermiş olduğu yasal düzenleme farklı olduğundan buna dair istinaf nedenlerinin de isabetli olmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, İİK nun 171 vd . maddesi gereğince, iflas talebinde bulunan davacı alacaklı tarafından, verilen kesin süreye rağmen dava şartına dair noksanlığını yerine getirilmemiş olması nedeniyle, davanın usülden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/846 Esas, 2019/253 Karar ve 13.03.2019 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan ,davacının peşin olarak yatırdığı 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3- Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İİK ‘nun 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/10/2020