Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3691 E. 2020/1073 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3691 Esas
KARAR NO: 2020/1073
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/424 Esas
KARAR NO: 2018/779
KARAR TARİHİ: 16/10/2018
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 17/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Kadıköy İflas Müdürlüğünün 11/06/2009 tarihli … iflas sayılı müzekkeresi ile Kadıköy 3. Ticaret mahkemesi’nin 2008/798 E. Sayılı dosyasından 09/06/2009 günü davalının iflasına karar verildiğini, müvekkilinin Kadıköy İflas Müdürlüğüne başvuruda bulunarak İzmir 3. Tüketici Mahkemesinin 2008/289 E. Sayılı dosyası ile açılan tazminat davasından dolayı alacaklı olduğunu ve bu alacağa ilişkin masaya kaydının yapılması söz konusunun olduğunu ancak iflas idaresi alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle reddine karar verdiğini, bundan dolayı davanın ikame edildiğini belirterek, iflas idaresi tarafından verilen ret kararının kaldırılmasına, müvekkilinin alacağının iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu alacağa ilişkin İzmir 3. Tüketici Mahkemesinde açılan 2008/289 E. Sayılı davada yargılamanın sürdüğünü, anılan davada davalılar aleyhine bir karar verilmesi durumunda da rücunun olamayacağını İzmir 3. Tüketici Mahkemesinin 2008/289 E. Sayılı dosyası üzerinden müvekkilinin davacı TOKİ’ye borcunun bulunmadığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacı, alacağına dayanak olarak İzmir 3. Tüketici Mahkemesinin 2008/289 Esas sayılı dava dosyasını gösterdiğini, kayıt kabul davası için hatta masaya başvuru olması için öncelikle muaccel olmuş bir alacağın varlığı şart olduğu, ileride muaccel olacak alacaklar için masaya kayıt talebi mümkün olmadığı, davacı masaya başvuru yaptığı tarih olan 18/12/2009 tarihinde müflisten alacaklı olmadığı, davacı ancak, mahkeme tazminata mahkum ederse, bu karar sonucunda tüketiciye bir ödeme yaparsa, o takdirde müflis şirkete rücu etme hak ve alacağına kavuşacağı, davacının, en erken İzmir …İcra müdürlüğüne ödeme yaptığı 19/03/2010 tarihinde rücu edilebilir bir alacağın sahibi olduğu, diğer alacaklılara göre sıra cetvelinde öne geçmek için müeccel ve varsayıma tabi, ileride hükmedilebilir bir karara dayanılarak masaya başvuru yapılması dürüstlük kuralına da uygun olmadığı, öte yandan davacı kayıt kabul davası devam ederken talebini artırıp masaya tekrar başvuruda bulunamayacağı, kayıt kabul davaları bu şekilde ıslah edilebilir bir dava da olmadığı (Y, 23. HD, 2015/4242 E,2017/1561 K ) mahkeme, asıl alacak tutarı bakımından masaya başvuru ile bağlı olduğu, fazlasına hükmedilemeyeceği, aksi halde kayıt kabul davası için yasada öngörülen 15 günlük hak düşürücü sürenin de bir anlamı kalmayacağı, sonuç olarak muaccel olmayan alacak için masaya yapılan başvuru usulüne uygun bir başvuru olmayıp, masa red kararı da yerinde olduğundan, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Mahkeme gerekçeli kararında masaya kayıt tutarında kesin ve belli bir miktar belirtilmemiş olduğu gerekçesi de tamamen hatalı olduğunu, Zira 18/12/2009 tarihinde 96.011,00 TL’nin masaya kayıt ve kabulü talep edilmiş bu talebin reddedilmesi üzerine de huzurdaki dava ikame edildiğini, tüketici … tarafından açılan davada verilen kararın kesinleşmesi üzerine idarece bu tutar icra hesabına yatırılmak sureti ile ilgiliye ödendiğini, müvekkil kurumun rücu hakkı doğduğunu, davalı iflas idaresi aleyhine benzer mahiyette tesis edilen kayıt kabul kararları Yargıtay onamasından geçtiğini, bu doğrultuda pek çok emsal yargıtay kararı ve başta yerel mahkemenin bizzat kendisinin de aynı konuda verdiği kabul kararlarına rağmen huzurdaki davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi usul ve yasaya açıkça aykırı olup verilen kararın kaldırılması ile kayıt kabul davamızın müstakar Yargıtay kararları uyarınca masaya ilk talep edilen tutar üzerinden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, iflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, Kadıköy İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı müflis … Ltd. şirketine ilişkin iflas dosyasında davacı 88 kayıt başvurusu ile mahkemece hükmedilen asıl alacak, faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte toplam 96.011,00 TL alacak kayıt başvurusunda bulunduğu, iflas idaresince düzenlenen ek sıra cetvelinde alacağın tamamı reddedildiği, sıra cetveli 26/02/2010 tarihinde … Gazetesinde ve 02/03/2010 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ayrı ayrı ilan edildiği, davacı tarafça masraf yatırıldığından red kararı alacaklı vekiline 16/03/2010 tarihinde tebliğ edildiği, davacının, 18/03/2010 tarihinde yani red kararının tebliğ tarihinden itibaren yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde davayı açtığı, davacı masaya başvurusunda İstanbul 1. Tüketici Mahkemesinde harca esas değer olarak gösterilen tutar ile bu tutara masaya başvuru tarihi olan 18/12/2009 tarihine kadar işleyecek faizi hesaplayarak masaya 96.011,00 TL üzerinden kayıt talebinde bulunmuştur. Davacı 03/02/2011 havale tarihli dilekçesi ile, alacağına dayanak olarak İzmir 3. Tüketici Mahkemesinin 2008/289 Esas sayılı dava dosyasını göstermiş olup bu davada kendisi aleyhine dava dışı tüketici tarafından dava açıldığını, davanın kabul edilmesi halinde ödeme yapmak zorunda kalacağını, ödediği tutarı müflise rücu edebileceğini ileri sürerek masaya kayıt talebinde bulunmuş olup 03/02/2011 ıslah dilekçesi ile 3. Tüketici Mahkemesinin 2008/289 Esas sayılı dosyasının temyiz incelemesi sonucu onandığından İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına 136.820,47 TL ödeme yaptığını önceki alacak talebine müstenit ödenen fark bedeli olan 40.809,47 TL alacağın masaya kaydedilmesi için de başvuruda bulunduğunu belirterek davasını 136.820,47 TL’ye yükseltmiştir. İzmir 3. Tüketici Mahkemesinin 2008/289 Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; dava dışı tüketici … tarafından, Toki ile birlikte müflis şirkete karşı tazminat davası açılmış olup yapılan yargılama neticesinde 10/09/2009 tarihinde, davanın kabulü ile 74.150,00 nin davalılardan müştereken tahsiline karar verilmiş, karar Yargıtay incelemesinden geçerek 02/06/2011 kesinleşmiştir. Verilen kararın kesinleşmesi üzerine dava dışı tüketici …’un ilama istinaden icra takibine giriştiği, İzmir … İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyasında borçlu TOKİ 19/03/2010 tarihinde 136.820,47 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalardır. Bu sebeple iflas masasına kaydedilecek alacağın iflas tarihinden önce doğmuş olması gerekir. Mahkemece, muaccel olmayan alacak için masaya yapılan başvuru usulüne uygun bir başvuru olmayıp, masa red kararı da yerinde olduğundan, henüz müflisten alacaklı olmamış davacının davasının usulden reddine karar verilmiştir. Somut olayda müflis şirket tarafından imal edilen taşınmazları satın alan tüketici tarafından davacı TOKİ’nin müşterek müteselsil sorumluluğundan hareketle tazminat davası açıldığı, masaya başvuru tarihinde davanın henüz sonuçlanmadığı ve davalı TOKİ tarafından henüz ödeme yapılmadığı görülmüştür. Ancak Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/9511 Esas 2019/4081 Karar 07/10/2019 tarihli ilamında ve benzer nitelikteki uygulamalarında “davanın kabulü halinde alacağın mahkemece kabul tarihinde değil eksik bırakılan bağımsız bölümün teslim tarihinde doğduğu kabul edilmelidir. Bu tarih iflas tarihinden önce olması nedeniyle eldeki davada kaydı istenen bedelin iflas tarihinden önce doğduğunun kabulü gerekir. Tüketiciler tarafından takip edilen davaların davacı aleyhine sonuçlanma ihtimali bulunduğundan dava edilen bu alacağın masaya nizalı alacak olarak kaydının yapılması gerekir. ” şeklinde ifade edilmiştir. Yargılama sırasında davacı aleyhine tüketici tarafından açılan tazminat davasının sonuçlandığı ve temyiz incelemesi sonucu kararın kesinleştiği, kesinleşmiş mahkeme ilamı uyarınca davacı tarafça tüketiciye ödeme yapıldığı bu nedenle yürürlükte bulunan TBK’nin 167. maddesine dayalı rücu hakkının doğduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla, davacının, İzmir 3. Tüketici Mahkemesinin 2008/289 Esas sayılı dosyası kapsamında dava dışı tüketiciye yapmış olduğu ödeme nedeniyle kayıt kabul isteminin iflas masasına başvurulan alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere davacının, müflis şirketten alacağı bulunup bulunmadığının, rücuen alacak şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin sonucuna göre talebin değerlendirilmesi gerekirken dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi hukuka uygun bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, tarafların davanın esası ile ilgili gösterilen delilleri hiç değerlendirilmeden davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince esası incelemeden kararın kaldırılmasına, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/424 E. 2018/779 K. 16/10/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 165,70 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 66,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi17/06/2020