Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3667 E. 2020/1675 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3667 Esas
KARAR NO: 2020/1675
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/09/2019
NUMARASI: 2014/1221 Esas, 2019/803 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 17/09/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili, 06.02.2014 tarihli dava dilekçesinde, davalı müflis …A.Ş ‘nin 26.12.2012 tarihli mahkeme kararı ile iflasına karar verildiğini, İflas müdürlüğüne 26.12.2013 tarihinde başvurularak, Bakırköy 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/283 Esas, 2013/99 Karar ve 31.10.2013 tarihli ilamına istinaden 241.113, 95 TL ile 50.000 USD‘nin başvuru tarihindeki kur üzerinden 104.000 TL olmak üzere toplam 377.889,09 TL‘nin yine aynı ilamdaki müflise ait olan 115.813,03 TL borcun takas ve mahsuben tenzili ile 262.076,87 TL olan bakiyenin İflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesinin talep edildiğini, taleplerinin, kararın kesinleşmemiş olması, ihtilaflı olarak kabulü ile kesinleşmeye göre işlem yapılmasına, müflis masasına başvuran alacaklıların alacağının İİK ‘nın 206. maddesi gereğince yapılacak olan sıra cetveli ile değerlendirileceğinden ve sıra cetveline göre dağıtımın söz konusu olacağı, alacaklının adi alacağına konu takas mahsup talebinin reddine şeklinde karar verildiğini, kayıt kabul talebine konu alacağın ilama dayalı olduğunu, takas mahsup taleplerinin BK 142 ve 143. maddelerine dayandığını belirterek, alacağın İflas masasına kayıt ve kabulüne ve takas mahsup taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, 03.04.2018 havale tarihli beyan dilekçesinde, davanın konusu ile açılmış olan derdest dava bulunduğundan iş bu davanın görülmesinde hukuka uygunluk olmadığını, davanın tüm sonuçları ile ortadan kaldırılması gerektiğini, ayrıca takas mahsup talebinin hukuka uygun bir talep olmadığını, alacaklının alacağını İflas masasına kaydettirebileceğini başka bir hakkının bulunmadığını belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacı tarafça alacak davasına dayanak yapılan Bakırköy 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/289 Esas sayılı ilamının karar tarihi olan 31.10.2013 tarihinde davalı karşı davalı şirketin müflis olduğu , İflasın 26.12.2012 tarihinde açıldığı, 2013/289 Esas sayılı dosyada davacıların alacağının tahsiline karar verildiği, ilama dayalı olarak iş bu davanın açıldığı, dava açmakta hukuki yararın bulunduğunun değerlendirildiği, ancak yargılama aşamasında davacıların alacak başvurusuna dayanak yaptığı ilamın Yargıtay ‘ca bozulması üzerine Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/592 Esas sayılı kararında davacıların dosya alacak başvurusuna, da konu olan aynı alacağa ilişkin olarak belirlenen tutarın, İflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilip kararın kesinleşmiş olması nedeniyle dosyaya konu istemin konusuz kaldığı, dava tarihi itibariyle davacının haklı olduğu gerekçesiyle, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, mahkemenin 20.12.2007 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, davadaki diğer taleplerinin takas ve mahsup talebi olduğunu, mahkemece bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, ek rapor düzenlendiğini, raporda, takas ve mahsup taleplerinin haklı ve yasal bulunduğu, aranan şartların dosyada mevcut olduğu, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi kararı üzerinden karşılıklı alacaklar nazara alınarak hesaplamalar yapılmak üzere takas mahsup işlemi sonucu İflas masasına kayıt ve kabul edilecek alacak miktarının tespit ettirildiğini, takas mahsup taleplerinin yok sayıldığını, takas ve mahsup talebi hakkında karar verilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve işin esastan incelenmesi suretiyle talepleri ve davalarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür.Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan ,en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar.İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabule elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. m).Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi , sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.Somut olayda, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … İflas dosyası için verilen 13.02.2014 tarihli İflas Müdürlüğü yazı cevabında, Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/655 Esas sayılı dosyasında 26.12.2012 tarihinde iflasına karar verilen müflis … A.Ş ‘nin tasfiye işlemlerinin basit tasfiye olarak yapılmasına karar verildiği, İflas kararının kesinleştiği, davacıların 377.889,09 TL ‘lik alacak talebinde bulunduğu, alacağa konu Bakırköy 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/289 Esas, 2013/99 Karar sayılı ilamının kesinleşmemiş olduğundan alacağın ihtilaflı olarak kabulü ile kesinleşmeye göre işlem yapılmasına, müflis masasına başvuran alacaklıların alacağı için İİK ‘nın 206. maddesi, gereğince yapılacak olan sıra cetveli ile değerlendirileceği ve sıra cetveline göre dağıtım söz konusu olacağı için adi alacağa konu takas mahsup talebinin reddine karar verildiği, sıra cetvelinin 30.01.2014 tarihli … Gazetesinde ve 27.01.2014 Tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ayrı ayrı ilan edildiği, sıra cetvelinin tebliğ için tebliğ giderinin verildiği, sıra cetveli masa kararının davacı vekiline 31.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmiştir. Davanın, 06.02.2014 tarihinde, yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığının anlaşılması üzerine diğer hususların incelenmesine geçilmiştir.Taraflar arasında ,iş bu uyuşmazlık öncesinde İnşaat Sözleşmesinden kaynaklı İtirazın iptali ve karşı dava olarak alacak konusu hukuki ihtilafın olduğu, ilgili mahkeme kararının bir kaç kez Yargıtay bozma ilamı sonrasında verilen karar neticesinde kesinleştiği, ilgili dosyada, davacıların açmış olduğu karşı davanın kayıt kabul davasına dönüşmesi neticesinde mahkeme tarafından davacıların alacak talepleri hakkında kayıt kabul hükmü tesis edildiği konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı, alınan rapor ve ek bilirkişi raporlarına rağmen takas mahsup kararına dair hüküm tesis edilmemesinin yerinde olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, davacıların işveren, davalı şirketin yüklenici olduğu, 27.02.2007 tarihli “İnşaat Sözleşmesi “ gerçekleştirildiği, davalı şirket tarafından, davacı gerçek kişilere karşı, 26.05.2008 tarihinde, sözleşme ve fatura toplamı 153.258,74 TL alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığı, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/461 Esas sayılı dosyasında davalı gerçek kişilerin cevap dilekçesi ile birlikte, davacı şirketten, eksik, ayıplı işler ,kira bedeli, cezai şart vb olmak üzere 400.000,00 TL tazminat İle 50.000 USD tutarlı cezai şart alacağını talep ettiği , Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/461 Esas, 2010/624 Karar ve 04.11.2010 tarihli ilamı ile asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2011/1544 Esas, 2012/4189 Karar ve 05.06.2012 tarihli ilamı ile bozulduğu, Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/655 Esas, 2012/1401 Karar ve 26.12.2012 tarihli karar ile davacı şirketin İflas erteleme kararının 1 yıl daha uzatılması talebinin reddi ile iflasına karar verildiği, Bakırköy 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/289 Esas, 2013/99 Karar ve 31.10.2013 tarihli kararı ile asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2014/7075 Esas, 2015/3322 Karar ve 11.06.2015 tarihli ilamı ile, asıl davada davacı yüklenici talebi yönünden 153.258,74 TL ‘nin kabulü ile İcra takibinin bu bu miktar üzerinden devamına, karşı davada ise 91.113.95 TL ile 50.000 USD cezai şart bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulduğu, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/592 Esas, 2016/1101 Karar ve 29.12.2016 tarihli kararı ile asıl davanın kabulüne, karşı dava yönünden, davalının iflası ile davanın kayıt kabul davasına dönüştüğünden davanın kısmen kabulüne, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında 295.370,60 TL nin karşı davacıların alacağı olarak İflas masasına kayıt ve kabulüne, fazla İstemin reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2017/1006 Esas, 2017/3077 Karar ve 20.09.2017 tarihli ilamı ile onandığı, davacıların masaya ilk derece mahkemesinin 2013/289 Esas, 2013/99 Karar ve 31.10.2013 tarihli ilamı sonrasında başvurduğu, başvuruda mahkemenin ikinci bozma öncesinde vermiş olduğu, 241.113,95 TL ile 50.000 USD Karşılığı olmak üzere toplam 377.889,09 TL yi talep ettiği, bu miktardan mahkemenin asıl alacak için kabul ettiği toplam 115.813,03 TL‘nin takas ve mahsubunu bakiye 262.076.87 TL nin kayıt ve kabulüne karar verilmesini istediği, talebe konu ilamın bozulduğu, bozma sonrasında kesinleşen hükümde davacılar yararına 295.370,60 TL alacağın kayıt ve kabulüne karar verildiği, ilk derece mahkemesi tarafından alacağa esas mahkeme ilamının kesinleşmesi beklenerek hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır. Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararı üzerine, davacı şirketin borçlu gerçek kişiler aleyhine, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında başlatmış olduğu icra takibini yenilemesi ile İcra dosyası, 2017/4951 Esas numarasını almıştır. Borçlu gerçek kişilerin şikayeti üzerine, Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/345 Esas, 2018/381 Karar ve 27.03.2018 tarihli kararı ile şikayetin kısmen kabulüne, kapak hesabının 354.318,52 TL olarak tespitine, aşan talep ve itirazların reddine karar verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesinin 2017/1916 Esas, 2018/522 Karar ve 14.03.2018 tarihli kararı ile şikayete konu talebin icra müdürlüğünün 24.03.2017 tarihli kararı “ takas mahsup işlemi İcra dairesince yapılamayacağından “ şeklinde açıklanan gerekçeye dayalı olarak verildiğinden, borçlunun takas talebini icra Mahkemesine beyan edebileceği gibi bu talebini İcra müdürlüğüne de sunmasının mümkün olduğu, İcra müdürlüğü tarafından talep doğrultusunda işlem yapılması gerektiği ( Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 22.02.2005 tarih, 2005/12463 Esas, 2005/16277 Karar) bu nedenle icra müdürlüğünün şikayete konu 24.03.2017 tarihli kararının doğru ve yerinde olmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak yerine şikayetin kabülüne dair yeniden hüküm tesis edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.31.05.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda sonuç olarak, davacıların alacaklarını takas edebilmeleri için bulunması gereken şartların mevcut olduğu, somut olayda, davacıların alacaklarının ne zaman muaccel olduğunun dosya kapsamı itibarıyla tespit edilemediği, alacaklarının, müflis şirketin başlattığı İcra takibinin tarihi olan 24.04.2008 tarihinden önce muaccel olduğunun tespit edilmesi ihtimaline göre hesap yapılarak, müflis şirketin İflas masasına 19.239,55 TL tutarında alacak kaydı yaptırılabileceği sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.29.03.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda ise, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/592 Esas sayılı dosyasına sunulan 25.08.2009 tarihli bilirkişi heyet raporunda davalı müflis şirketin temerrüde düştüğü tarihin 15.11.2007 olarak kabul edilerek hesaplama yapıldığının görüldüğü ve Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesin de bu raporu hükme esas aldığının tespit edildiği, müflis şirketin temerrüde düşme tarihinin 15.11.2007 olarak kabul edildiğine göre davacıların alacağının en geç 15.11.2007 tarihinde doğduğunun anlaşıldığı, kök rapordaki hesaplamanın geçerliliğini koruduğunu belirtmek gerektiği ifade edilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun beşinci kısmında,” Hüküm ve Davaya Son Veren Taraf İşlemleri “ düzenlenmiştir. Düzenlemenin 297. maddesi “ Hükmün kapsamı “ dır. 297/2. fıkrada “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir “ İfadelerine yer verilmiştir.Somut davada, davacılar dava dilekçesinin içeriğinde ve sonuç kısmında açıkça, alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne, yasalara uygun takas mahsup talebinin de kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Mahkeme tarafından gerek gerekçede, gerekse de hüküm kısmında bu konuda bir açıklamaya yer verilmediği gibi HMK 297/2. fıkrasındaki emredici düzenlemeye aykırı olarak takas ve mahsup talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmemiştir.Yasa gereğince bütün talepler hakkında hüküm kurulması gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297/2. fıkrası gereğince, davacıların dava dilekçesinde yer alan takas mahsup talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetli olmamıştır. İşin esası hakkında inceleme yapılabilmesi için ilk derece mahkemesi tarafından bu konuda bir karar verilmesi gerekeceğinden, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2- İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1221 Esas, 2019/803 Karar ve 18.09.2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,3- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine gönderilmesine,4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davacıların peşin olarak yatırmış olduğu 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,6- İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a.6. bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.17/09/2020