Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3638 E. 2020/1158 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3638 Esas
KARAR NO: 2020/1158
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/09/2019
NUMARASI: 2019/116 Esas, 2019/418 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ: 25/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin Kocaeli 4. İş Mahkemesinin 2013/83 Esas, 2013/375 Karar sayılı kararı ile hükmedilen ilamın infazı için davalı şirket aleyhine Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … Takip sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlattığını, icra emrinin borçluya tebliğine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek icra iflas kanunun 177/4. maddesi gereğince borçlunun iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir etmiştir.
SAVUNMA Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin borcunu karşılayacak miktarda malvarlığı bulunduğunu, ancak şirkete ait taşınmaz üzerinde tedbir bulunduğundan satışının yapılamadığını, davacının bu taşınmazı icra yolu ile satışa çıkararak alacağını tahsil edebileceğini, anonim şirketlerin doğrudan iflasına karar verilebilmesi için, şirket aktiflerinin borçları karşılayıp karşılamadığının tespiti gerektiğini, şirket aktiflerinin rayiç değerlerine göre müvekkili şirketin borca batık olmadığını, bu nedenle iflas şartlarının oluşmadığını, iflas avansının yatırılmaması halinde dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, İİK 177.maddede belirtilen doğrudan iflas şartlarının oluştuğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalının istinaf yoluna başvurması üzerine Dairemizin 2017/831 Esas, 2019/468 Karar sayılı kararı ile; “.. İİK’nın 177/4 bent 2. Cümlesi uyarınca, davalı şirket temsilcisinin dinlenilmek üzere mahkemeye çağrılması için meşruhatlı davetiye çıkarılması, davetiyeye uyarak gelmesi halinde dinlenmesi gerekirken, emredici nitelikle olan ve esasen re’sen dikkate alınması gereken anılan yasal düzenleme gözetilmeden iflas kararı verilmesi doğru olmadığı” belirtilerek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın kaldırılmasından sonra mahkemece, davalının ilama dayalı takibe rağmen borcu ödemediği, davacının iflas avansını süresinde yatırdığı ve İİK’nın 166/2 maddesi uyarınca ilanların yapıldığı, davacı şirket temsilcisine çıkartılan davetiyeye rağmen duruşmaya katılmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı şirketin İİK’nın 177/1-4 bendi uyarınca iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece borçlu şirketi temsile yetkili kişi celbedilip, dinlenmeden hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin borcu karşılamaya yetecek malvarlığı bulunduğunu, ancak taşınmazının üzerindeki tedbir nedeniyle satılamadığını, anonim şirketlerin doğrudan iflasına karar verilebilmesi için, şirket aktiflerinin borçları karşılayıp karşılamadığının tespiti gerektiğini, şirket aktiflerinin rayiç değerlerine göre müvekkili şirketin borca batık olmadığını, bu nedenle iflas şartlarının oluşmadığını, iflas avansının yatırılmaması halinde dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf talebine cevap vermemiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME Dava, ilama dayalı işçilik alacağının icra emri ile istenmesine rağmen ödenmemesi iddiasına dayalı iflas istemine ilişkindir. İİK’nın 177/1.4 bendi uyarınca ilama dayalı alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse, alacaklının talebiyle, iflasa tabi borçlunun iflası istenebilir. Türkiye’de bir yerleşim yeri veya temsilcisi bulunan borçlunun iflas talebi üzerine dinlenmesi gerekir. İİK’nın 178/2 maddesi yollaması ile İİK’nın 166/2 maddesi uyarınca iflas talebi ilan edilmeli, ayrıca İİK’nın 181 maddesi yollaması ile İİK’nın 160 maddesi uyarınca mahkemece, ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflar ile iflas kararının kanun yolları için gerekli bütün tebliğ masraflarının peşin verilmesi istenmelidir. Dosya kapsamından, Kocaeli … İcra Dairesinin … Takip sayılı dosyasında, davacı alacaklı … tarafından borçlu davalı … A.Ş aleyhine işçilik alacakları ile ilgili ilama dayalı 20.865,17 TL tutarında takip talebinde bulunulduğu, takibin kesinleştiği görülmüş, mahkemece de davalı şirketin, ilama dayalı alacağı icra emrine rağmen ödemediği ve İİK 177/4. maddesinde sayılan doğrudan doğruya iflas nedeninin oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı şirketin ilama dayalı alacağı icra emrine rağmen ödemediği, takibin kesinleştiği, davacının iflas avansını ve gerekli masrafları yatırdığı, iflas talebinin İİK’nın 166/2 maddesinde öngörülen usulle ilan edildiği, ancak varsa diğer alacaklıların davaya müdahale veya itiraz etmedikleri, borçlu şirket temsilcisinin dinlenmesi için davetiye de tebliğ edildiği, ancak temsilcinin duruşmaya gelmediği gözetildiğinde, mahkemece, İİK’nın 177/1.4 bendi gereğince borçlu şirketin iflasına karar verilmesi yerindedir. Davalı şirket vekili, müvekkili şirketin anonim şirket olup, İİK’nın 179. maddesi uyarınca iflası için borca batık olması gerektiğini savunmuşsa da, doğrudan doğruya iflası düzenleyen İİK’nın 177/1-4 maddesi şekli nitelikte olup, borçlunun aciz halinde olup olmaması önem taşımaz (Yargıtay 19. HD’nin 12/07/2007 tarih ve 2007/7428 Karar sayılı kararı). Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 39,10 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL harçtan peşin olarak yatırılan 121,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,30 TL olmak üzere toplam 66,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile İİK’nın 164. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.25/06/2020