Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3615 E. 2023/684 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3615 Esas
KARAR NO: 2023/684
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2015/626 Esas, 2019/1124 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin turizm ve seyahat acenteliği yaptığını, … fuarına katılmak için Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri ve Ekonomi Bakanlığı yetkililerinin vize işlemlerinin yapılması bakımından davalı şirket ile anlaştıklarını, vize ile ilgili gerekli olan tüm işlemlerin müvekkilince yapılmasından sonra 04/02/2015 tarihinde davalı şirketin arandığını ve kendilerine, vizelerin uçuş günü olan 07/02/2015 tarihine kadar e-mail yoluyla geleceğinin güvencesi ve bilgisinin verildiğini, ancak sadece 3 kişinin vizesinin çıktığını, vizesi çıkmayan bir kişinin ikameti İstanbul olduğu için kendi evinde kaldığını, bunun dışında vizesi çıkmayan 13 kişi ile gruptan ayrı hareket etmesi mümkün olmayan diğer 3 kişinin müvekkili şirket tarafından İstanbul’da otele yerleştirilmek zorunda kalındığını, davalı şirketin vize çıkaramayacağının anlaşılması üzerine müvekkili şirketin kendi özel ilişkilerini kullanarak 08/02/2015 tarihinde vizesi çıkmayan 14 yolcunun vizesinin çıkmasının sağlandığını ve aynı gün yolcuların, ücret farkı ödenerek Dubai’ye uçmalarının sağlandığını, vizelerin zamanında yetiştirilememesi sebebiyle 17 kişi için uçak değişiklik ve fark bedeli olarak 10.733,78 TL, 16 kişi için otel konaklama bedeli olarak 3.250,36 TL, akşam yemeği olarak 1.159,00 TL, 16 kişinin … oteline 1 gecelik no-show bedeli olarak 7.736,11 TL ve 1 kişinin Dubai’de ki … oteline 1 gecelik no-show bedeli olarak 1.413,19 TL olmak üzere toplam 24.292,44 TL ödendiğini, davalının basiretli bir tacir gibi davranmaması sebebiyle ve kusuru yüzünden müvekkilinin maddi ve manevi zarar görerek ticari itibarının zedelendiğini belirterek 24.192,38 TL maddi zarar ve 10.000,00 TL manevi zarar tazminatının temerrüt tarihi itibariyle işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin vize başvurusu ile ilgili olarak tüm sorumluluklarını ve yapılması gerekenin fazlasını eksiksiz yerine getirdiğini, ancak başvuru için gerekli belgelerin talep edilen süre içerisinde tam ve eksiksiz şekilde teslim edilmediğini, vize başvurusunun değerlendirme süresinin 3-4 gün olduğunu, başvurucu tarafından tüm evrakların eksiksiz şekilde tamamlanarak vize başvurusunun Cuma, Cumartesi ve Dubai resmi tatil günleri hariç olmak üzere seyahatten en az 3-4 gün önce yapılması gerektiğini, bu hususun vize başvuru formu ve internet sitelerinde yer aldığını, davacının, belgeleri bu süre içerisinde sunmadığını, bu nedenle müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, ödemeyi onaylayan mail order 04/02/2015 tarihinde 15:03’de ve rezervasyona bir kişinin daha ilave edilmesi mailinin ise aynı gün 15:46’da geldiğini, ön onay talebinin gönderilmesi üzerine onay bilgisinin müvekkiline aynı gün 16:12’de ulaştığını, başvuruların yüklenmesi için son işlem saati 15:00 olduğu için başvuruların müvekkili şirketçe 05/02/2015 tarihinde girildiğini, bu tarih işlem günü olsa da 06-07/02/2015 tarihlerinin, Cuma ve Cumartesi olması sebebiyle Dubai’de iş günü değil tatil olduğunu, davacı şirketin bu hususları değerlendirmeye katmadan başvurusunu süresinde yapmış gibi talepte bulunmasının haksız olduğunu, davacı şirketin yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle vize başvuru koşullarını ihlal ettiğini, müvekkili şirketin görevinin sadece vize başvurularını kabul etmek ve ilgili devlet yetkililerine iletmekle sınırlı olduğunu, müvekkilinin, davacının müşterilerine vize verilmemesi yada geç verilmesinden doğacak kayıp yada zararlardan sorumlu olmadığını, tüm bu hususların Dubai Vize Başvuru Formunda da yazılı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; tarafların ticari defter ve belgeleri, e-mail yazışmaları, vize başvuru evrakları, faturalar, ihtarname, tanıklar ve dayanılan diğer deliller ile alınan hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli 31/07/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından, davalı şirkete Dubai’de yapılacak fuar için 17 kişilik grup vize başvurusu yapıldığı ve davalı tarafın da bunu kabul ederek aralarında ticari ilişki başladığı, davalı tarafça grup vize işlemlerinin zamanında yerine getirilmemesi nedeniyle, davacının talebi gibi 24.192,38 TL gidere katlanmış olduğu ve maddi zarara uğradığı, ancak itibar kaybına uğradığı gerekçesi ile manevi tazminat talep edilmiş ise de, davaya konu olayda, davacının tüzel kişi tacir olduğu ve zararın ticari ilişkinden kaynaklanan maddi zarar olduğu, davacı şirketin manevi varlığına veya bütünlüğüne yönelik bir saldırı söz konusu olmadığından bahisle manevi tazminatın yasal şartlarının oluşmadığı gerekçelerine istinaden davanın kısmen kabulü ile 24.192,38 TL maddi tazminatın, ihtarnamenin tebliğini takip eden 29/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminata ilişkin talebinin reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; hüküm kurmaya elverişli olmayan 31.07.2019 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, söz konusu raporda davacının vize sürecindeki eksiklikleri olduğunun belirtilmesine rağmen, raporun sonunda müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının çelişkili olduğunu, müvekkili şirketin, başvurucuların başvuru süreçlerine müdahale etmek, başvuruculara önerilerde bulunmak gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, aynı zamanda başvurucuların seyahat planını değiştirme veya başvurusunu kabul etmeme gibi müdahalelerde bulunmasının da mümkün olmadığını, buna ilişkin müvekkil şirkete ait internet sitesinde vize verme ya da reddetme kararı ve vize başvurusunun işlem süresinin Birleşik Arap Emirliklerinin inisiyatifinde olduğunun ifade edildiğini, müvekkili şirketin, davaya konu olayda üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, müvekkiline isnat edilecek hiçbir kusur ve hukuka aykırı fiil bulunmadığını, müvekkili şirketin vize başvuru sürecinde karar mercii olmadığını, Dubai vize başvuru formunda açıkça yetkinin Dubai Hükümetinde olduğu, başvuru sahibinin, vize başvurusunun işleme alınmasında gecikmeye sebebiyet vermesi halinde uğranacak kayıp veya zarardan başvuru sahibine karşı müvekkil şirketin sorumlu olmayacağı hususlarının yer aldığını, davacı şirketin başvurusunun sonuçlanmasında yaşanan gecikmede hiçbir kusuru bulunmayan müvekkili şirketin, hiçbir zaman vizelerin çıkarılacağı süre ile ilgili kesin bir tarih vermediği gibi hatta vize çıkacağına yönelik taahhütte dahi bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, edimin gereği gibi yerine getirilmediği iddiasına dayalı maddi ve manevi zarar alacağının tahsili istemine ilişkindir. Davalıya ait ticari defterlerin incelenmesi suretiyle hazırlanan 2 kişiden oluşan 30/03/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, davacının, davalıdan Dubai’ de yapılacak fuar için 17 kişilik vize başvurusu yaptığı ve davalı tarafın bunu kabul ederek aralarında bir ticari ilişkinin başladığı, davalının, davacıya yapmış olduğu 17 kişilik vize işlemi için 04.02.2015 tarihinde kişi başı 14 USD toplam 238,00 USD + 42,84 USD toplam 280,84 USD fatura tanzim ettiği, işlem kurunun 2,4133 TL olduğu, fatura toplamının Türki Lirası cinsinden 17 kişilik vize bedelinin 574,37 + 103,40 TL + KDV olma üzere toplam 677,76 TL olduğu, davalı şirketin tanzim ettiği hizmet faturasının davalı yevmiye defterine davacı hesabına 677,77 TL olarak borç kaydedildiği, 04.02.2015 tarihinde davacı tarafından 280,84 USD (677,75 TL) nakit ödeme yapıldığı, davalı taraf yevmiye defterinde davacı şirketin hesabına alacak kaydedildiği, davacı şirketin vize bedellerini ödediği, dava dosyasında davalı tarafın tanzim ettiği faturanın suretinin olmadığı, ilgili faturanın ekran görüntüsünün alındığı, istendiğinde faturanın arşivde bulunamadığı ve temin edildiğinde mahkemeye sunulacağının beyan edildiği, davacı tarafın 17 kişi için … Havayollarına uçak değişiklik ve fark bedeli olarak 10.733,78 TL, ayrıca 07.02.2015 tarihinde seyahatleri sağlanamayan 16 kişinin … otel konaklama bedeli olarak 3.250,36 TL ve akşam yemeği olarak 1.159,00 TL, yine 16 kişinin … oteline gecelik no-show bedeli olarak 7.736,11 TL, 1 kişi için Dubai’deki … oteline 1 gecelik no-show bedeli olarak 1.413,19 TL olmak üzere toplam 24.292,44 TL ödediğini iddia ettiği, davacı şirket merkezinin Ankara’da olması sebebi ile bu konu ile ilgili bilirkişi incelemesinin Ankara Asliye Ticaret mahkemesinden talimatla alınacağı, davalının, davacı firmaya 28/01/2015 tarihinde saat 10.25’te “19 Kişi Group Vizesi” konulu mailinde, “Önemli Not” başlığı altında, “İş günleri içerisinde saat 15.00 ‘ten sonra (Pzt-Cuma) ve hafta sonu alınan başvurular bir sonraki çalışma gününde işleme alınacaktır. Eğer yukarıda bahsedilen sürece uyulmaz ise meydana gelen gecikmeden veya başvurunuzun işleme alınamamasından sorumlu olmayacağız” ifadesinin yer aldığı, rapor içeriğinde davacı tarafından yolcuların evraklarının davalıya teslim edildiği tarih ve saatlere yönelik tespitler dikkate alındığında davacının, başvuru şartlarını belirlenen zamanda yerine getirmediğini, davalının ise grup vize başvuru prosedürlerini sırasıyla yerine getirdiğini, 31/01/2015 tarihinde sayının tekrar değiştiği bilgisinin (16 kişi olduğu görülüyor) davalı firmaya 11:36’da, toplu vize başvuru yazısı konusu altında mail olarak ulaştığı, davacının bahsettiği gibi 30/01/2015 tarihinde değişiklik olduğu bilgisinin doğru olmadığı, ses kayıtlarından 03/02/2015 tarihinde saat:11.05’te davacı firmadan … hanımın, davalı firmadan … hanıma telefon ile sözlü olarak 1 kişinin eklendiği bilgisini verdiği, yazılı olarak delil bulunmadığı, sektördeki işin genel uygulanmasında kural olarak hiçbir acentenin sözlü başvuru kabul etmeyeceği, sektördeki işin genel uygulamasında ki kural gereği vize başvurusunun başlaması için tüm evrakların zamanında ve eksiksiz olarak acenteye gönderilmesi gerektiği, bundan, evraklar acentenin eline ulaştıktan sonraki 3-4 günlük süre kastedildiği, başvurunun 3-4 gün önce yapılması gerektiği ve bu süreye tatil günlerinin (Cuma, Cumartesi ve Dubai resmi tatil günleri) dâhil olmadığının vize başvuru formunda ve internet sitesinde vize kalış süresi bölümünde belirtildiği, vize başvuru süresinin tüm sektördeki işin genel uygulanmasında kural olarak acentelerde yaklaşık olarak aynı süre içerisinde yapılabildiği, davalı firmanın verdiği sürenin de normal bir süre olduğu, 04/02/2015 tarihinde ise yolcuların okunmayan belgeleri ve ilave kişi evrakları ve mail order ile 17 kişinin ödemesinin davalı firmaya yapıldığının tespit edildiği, mail ve ses kayıtlarından evrakların tamamlandığı ve ödemenin yapıldığı tarihin 04/02/2015 tarihi saat:16.08 olduğu, işlemlerin saat 15.00’ i geçtiği için bir sonraki gün olan 05/02/2015 Çarşamba gününe kaldığı ertesi gün olan 06/02/2015 Perşembe Dubai resmi tatili olduğu için vize alımı için 1 gün kalmış olup gerekli olan 3-4 iş günü bulunamadığı, davacının gecikmesinden dolayı süre yetersizliğinden vizenin yetişememiş olduğu, davacı firmanın evrakları yeterli süre içinde teslim etmediğinden vize alınamadığı bildirilmiştir.Davacıya ait ticari defterlerin incelenmesi suretiyle talimat yoluyla aldırılan 2 kişiden oluşan 29/01/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, davacı şirketin, vize işlemlerinin gecikmesi nedeniyle yapmış olduğu harcamalara ilişkin (Bilet, Fatura vb.) belgeleri süresi içinde ticari defterlerine kaydetmiş olduğu, şirket defterlerinin VUK ve TTK hükümlerine uygun tutulmuş olması nedeniyle lehe delil niteliği taşıyacağı kanısına varıldığı, vize işlemlerinin tamamlanamaması nedeniyle davacı şirket tarafından Dubai’ye gönderilmek üzere İstanbul’a getirilen işadamlarının bir kısmının 07.02.2015 tarihinde davacı yanca otelde konaklatıldığı, otelde konaklatılan işadamlarının otel ücretleri, akşam yemeği bedellerinin davacı yanca karşılanmış olduğu, vize işlemlerinin 08.02.2015 tarihinde tamamlanması üzerine, Dubai’ye gidecek işadamlarının uçak bilet farklarının da davacı şirket tarafından karşılanmış olduğu, vize işleminin yetişmemesine bağlı olarak süresinde Dubai’ye gönderilemeyen iş adamlarının Dubai’deki bir gecelik konaklama giderlerinin de davacı şirket tarafından karşılandığı, davacı şirket ticari defter kaydına göre toplam harcanan tutar 24.292,44 TL olmasına rağmen dava dilekçesinde 24.192,38 TL talep edilmiş olduğu, davacı firmanın Dubai’de yapılacak fuara katılacak Güneydoğu Anadolu İhracatçıları Birliği (GAİB) üyelerinin uçak biletlerini … Havayollarından 22.01.2015 tarihinde almış olduğu, havayolu şirketi yönlendirmesi ile davacı şirketin fuara katılacak iş adamlarına vize alımı ile ilgili evrakların karşılıklı (davacı firma yetkilisi ile davalı firma yetkilisi arasında yapılan) telefon görüşmeleri ve elektronik posta mesajları sonucunda davalı firmaya teslim edilmiş olduğu, davacı firmanın vize ile ilgili yaptığı işlemleri davalı firma yönlendirmesine göre yürütmüş olduğu, davacı firma yetkilisi ile davalı firma yetkilisi arasında yapılan çeşitli tarihlerdeki görüşmelerde ve elektronik posta yazışmalarında, davalı firma yetkilisinin, vize işlemlerinde sorun yaşanmayacağı ve iş adamlarının süresinde Dubai’ye seyahat edeceklerini beyan etmiş olmasına rağmen, vize işlemlerinin süresinde tamamlanamamış olması nedeniyle davacı firmanın Dubai’ye götüreceği iş adamlarının İstanbul ve Dubai’de konaklaması ve iaşesi nedeniyle bir takım masraflara katlanmış olduğu, davacı firmanın, davalı firmanın vize işlemlerini süresinde sonuçlandırılmamasına bağlı olarak 24.292,44 TL harcama yaparak ilave masrafa katlanmış olduğu, huzurdaki davada ise bu tutarın 24.192,38 TL’sinin talep edilmiş olduğu, davacının söz konusu gidere davalı yandan kaynaklanan nedenlerle katlandığının değerlendirildiği, davacı yanca katlanılan ve dava konusu edilen 24.192,38 TL’nin 29.03.2018 tarihinden itibaren (… Noterliği aracılığı ile davalı yana keşide edilmiş olan 13 Mart 2015 tarih ve … Yevmiye nolu ihtarnamenin tebliğini takip eden 3. gün) tahakkuk edecek avans faizi ile birlikte davalı yanca ödenmesi gerektiği bildirilmiştir. Tarafların iddia ve savunmaları, işbu dosyada ve ayrıca talimat yolu ile alınan bilirkişi raporu ve tüm deliller ile dosya kapsamının değerlendirilmesi amacıyla hazırlanan 2 kişiden oluşan (ilk raporu tanzim edenlerden farklı bilirkişiler) 31/07/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, davalı ve davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, birbirlerini teyit ettiği, açılış ve kapanış kayıtlarının eksiksiz ve süresi içerisinde yapıldığı, dolayısıyla davalı ve davacının ticari defter ve kayıtları kendileri lehine delil olabilme niteliği taşıdığı, davalının, davacıya yapmış olduğu 17 kişilik vize işlemi için 04/02/2015 tarihinde USD karşılığı TL olarak toplamda 547,37TL+103,40 TL+KDV olmak üzere toplam 677,76 TL nakit olarak aldığı ve ticari defter ve kayıtlara işlendiği, dava dosyasına sunulmuş ve davacı ticari defterlerine (masraf hesaplarına) intikal etmiş tutarların (vizenin süresinde alınamadığından dolayı yapılan ekstra masraf) 24.292,44 TL olduğu, dava dilekçesinde bu tutara karşılık 24.192,38 TL talep edildiği, davacı firmanın … üyelerinin … fuarına götürülmesi seyahatini düzenlemek için kurum adına hareket ettiğini, bu seyahat ile ilgili olarak … uçak firmasından grup statüsünde yer aldığını, Dubai seyahati ile ilgili olarak gerekli olan vizenin alınması için … uçak firması tarafından refere edilerek “minimum evrakla başvuru” avantajını kullanmak amacı ile … firmasına yönlendirildiğini, davacı firmanın kendi üzerine düşen görevi ifa ederken bazı teknik hatalar yaptığı, grup sayısı ve kişiler üzerindeki hakimiyetini kaybettiği ve bu konuda davalı firmaya bilgilendirme amaçlı gönderdiği mailler ve mesajlar ile davalı firmada algı sorunları yarattığı görülmekle beraber, davalı firmanın haberleşme ve iletişim bakımından alt yapı sorunları yaşıyor olduğunun görüldüğü, davalı firmanın zaman yönetimi bakımından iki farklı önemli detayın mevcut olduğu, Dubai tatil günleri Cuma ve Cumartesi olduğu, ayrıca Dubai vize ofisinin Perşembe günü öğleden sonra çalışmadığı, bununla birlikte Türkiye tatil günü Pazar ile birleşince haftanın üç tam günü ve bir yarım gün dışındaki iş günlerinin çok iyi değerlendirilmesini, aynca Mumbai merkezdeki işlem saatine göre 15:00’den sonra işlem alınmaması hususlarının titiz ve dikkatli planlama yapılmasını gerektirdiği, ayrıca vize başvurularının, Dubai göçmen bürosuna bağlı olarak ve genelde 3-4 Dubai çalışma günü şeklinde ifadesinin de zaman anlamında ilave bir tedbir alınması gerekliliğini ortaya koyduğu, davalı firmanın, seyahat günü 07.02.2015 ve bir gün öncesi Cuma Dubai tatili olması nedeniyle ve kendi ilan ettikleri 3-4 gün işlem süresini dikkate alarak 02.01.2015 Pazartesi günü davacı firmayı uyarıp vizenin yetişmeyebileceğini ve uçuş planı değişikliğini önermesi gerektiği veya vize başvuru işlemlerini gerçekleştiren davalı firmanın vize dosyalarını sağlıklı vize başvuru işlemleri için yeterli süre olmaması sebebi ile kabul etmeyerek iade etmesi gerektiği, davalı firmanın 04.02.105 tarihinde hem davacı firmaya, hem de kendi iç yazışmalarında vizenin yetişebileceği izlemini vermesinin dezavantaj bir durum yarattığı, davalı firma yetkilisinin, 02.02.2015 tarihinde ki (saat 14:41) mesajında, davacı firma yetkilisine sorun olmaması için ikili yakın çalışma önermesine rağmen 05.02.2015 tarihinde davalı firma yetkilisinin çalışmaması ve yerine başka bir firma çalışanını bilgilendirmemesi büyük bir zaman kaybı oluşturarak iş ve işlemleri aksatmış olduğu kanısına varıldığı, davacı firmanın, davalı firmadan kaynaklanan nedenlerle 24.292,44 TL artı gidere katlanmış olduğu, bu tutarın 24.192,38 TL’sinin dava konusu edilmiş olduğu, anılan tutarın 29.03.2018 tarihinden itibaren tahakkuk edecek avans faizi ile birlikte davalı yanca davacıya ödenmesi gerekeceği bildirilmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusundan sonra 29/01/2020 tarihinde, Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. … tarafından hazırlanmış 27/01/2020 tarihli hukuki mütalaayı sunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, müşterilerine vize alınması amacıyla davacı tarafından, belgelerin süresinde ve eksiksiz olarak davalıya gönderilip gönderilmediği, vize alınamaması sebebiyle davalının bir kusurunun ve meydana gelen zarardan sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Somut olayda, davacı ile davalı arasında, davacının Dubai’ye gitmek isteyen müşterilerine vize alınması amacıyla ticari ilişki kurulmuştur. Davacı tarafından vize alınacaklara ilişkin gerekli belgelerin en son 04/02/2015 tarihinde davalı tarafa gönderildiği dosya kapsamı ile sabittir. Davalı taraf, vize değerlendirme süresinin, başvuru yapılmasından itibaren Cuma, Cumartesi ve Dubai resmi tatil günleri hariç 3-4 gün olduğunu ileri sürmüş olup esasen bu husus davacının da kabulündedir. Ayrıca davalı tarafından gönderilen 28/01/2015 tarihli e-mail ile, çalışma günlerinin resmi ve dini tatil günleri dışında Pazartesi’den Cuma’ya 09.00-12.30 ve 13.30-17.30 saatleri arasında olduğu, saat 15.00’den sonra ve hafta sonu alınan başvuruların bir sonraki çalışma günü işleme alınacağı bildirilmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde, evrakların eksiksiz şekilde en geç 04/02/2015 günü mesai saatleri içinde tam ve eksiksiz şekilde başvuru merkezine sunulmuş olması gerektiğini belirtmiştir. Oysa bu savunma, vizenin değerlendirme süresine uygun düşmemektedir. Şöyle ki, Cuma, Cumartesi ve Dubai resmi tatil günlerinin hariç olduğu gözönüne alındığında vize değerlendirme süresi olarak, 04/02/2015 tarihi Çarşamba gününe denk gelmekte olup bugün ile bir sonraki gün olan Perşembe günü kalmaktadır. Bir başka deyişle savunmada ifade edilen vize değerlendirilmesi için gereken 3-4 günün aksine 2 günlük bir süre söz konusudur. Davacı başlangıçta 16 kişi için vize alınması talebinde bulunmuşken akabinde 1 kişi daha bu listeye eklenmiştir. Davacı tarafından evrakların teslim edilmesinden sonra davalının yaptığı başvuru üzerine toplamda 17 kişiden sadece 3 kişinin vizesinin alınabildiği, vizesi alınanlardan 1 kişinin listeye en son eklenen kişi olduğu gözetildiğinde davacının, vizenin alınması için gerekli evrakları zamanında ve eksiksiz olarak teslim ettiği anlaşılmış olup buna göre vize alınamamasının davacı tarafından evrakların zamanında ve eksiksiz olarak teslim edilmemesinden kaynaklı olduğunu ileri sürülen davalı savunmalarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından hemen bir gün sonra 08/02/2015 tarihinde vize işlemlerinin halledilerek müşterilerinin Dubai’ye gönderildiği dikkate alındığında vize işlemlerinin davalıdan kaynaklanan sebeplerle yerine getirilemediği değerlendirilmiş olup bu nedenle davalının, vize başvuru sürecinde karar merci olmadığına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Ayrıca davalı, vize başvuru formunda, başvuru sahibinin vize başvurusunun işleme alınmasında gecikmesi halinde meydana gelecek zarardan sorumlu olmayacağını ileri sürmüş ise de az önce açıklandığı üzere davacının evrakları zamanında teslim ettiği ve bu nedenle bu anlamda bir gecikmeye sebebiyet vermediği de sabittir. Bu nedenle Mahkeme kararı isabetli olup davalının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. HMK’nun 357/1 maddesinin, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği ve yeni delillere dayanılamayacağına yönelik hükmü sebebiyle ilk derece mahkemesindeki yargılama sırasında alınıp ileri sürülmeyen davalı tarafından istinaf başvurusundan sonra sunulan mütalaanın dikkate alınması mümkün görülmemiştir. Kaldı ki sunulan mütalaa, davaya konu edilen uyuşmazlığa yönelik hukuki tespitler içermekte olup esasen hukuki bir nitelik arzeden ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan bu gibi hallerde Mahkemenin değerlendirme yapması da asıl olandır.Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/626 Esas, 2019/1124 Karar ve 17/09/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 1.696,98 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.517,08 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE,3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.15/06/2023