Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3600 E. 2019/2255 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3600 Esas
KARAR NO : 2019/2255
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2018
NUMARASI : 2017/923 Esas, 2018/1371 Karar
DAVA : TAZMİNAT (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA; Davacı vekili 23.08.2017 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı sigorta şirketi arasında, işyeri paket sigorta poliçeleri imzalandığını, müvekkili şirket işyerinde, 07.03.2017 tarihinde yangın meydana geldiğini, ekspertizin mesleğinin gerektirdiği bilgi ve tecrübeye haiz olmadığını, hukuka aykırı tutum içine girdiğini, davalı taraftan alacak kalemlerinin ödenmesinin talep edildiğini ancak halen ödeme yapılmadığını, sigorta primleri gibi birçok gider devam ederken üretimin olmamasının müvekkili firmayı iflasın eşiğine getirdiğini, davalı sigorta şirketinin, yangın ekspertiz raporu dahil tüm bilgi ve belgeler hazır olmasına rağmen ödeme yapmayarak haksız bir davranış içine girdiğini, müvekkili şirketin takribi her ay için 80.000,00 TL munzam zarara uğradığını, 6098 sayılı TBK 122. madde gereğince kar ve İş kaybına bağlı munzam zarar talepleri olduğunu iddia ederek, munzam zararları dahil toplam 1.537.498,30 TL alacak taleplerinin şimdilik 300.000,00 TL ‘sinin ekspertiz rapor tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, poliçenin açıklama kısmında sigortalanan ve sigortalı ile mutabık kalınan bir takım makina ve emtia listesi bulunduğunu, yapılan araştırma ve soruşturma sonucunda, yangının binanın elektrik panosunun bulunduğu bölgeden başladığının tahmin edildiğini, ekspertiz çalışmalarında, işyerinin imalat kısmında alevli bir şekilde yangın çıkması nedeniyle hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, diğer yandan, kira sözleşmesinde belirtilmemiş ise de sigortalı adreste ortak faaliyet gösteren firmaya ait leasingli makinelerin bedellerinin istendiğini, sigorta genel kuralları çerçevesinde işleme alınmadığını, poliçe tanziminde bu hususun bildirilmediğini, tespit edilen toplam zarar miktarının 431.125,12 TL olduğunu, ilgili tutarın ödenebilmesi için sigortalıya defalarca teklif götürüldüğünü, söz konusu bedeli ödemeye hazır olduklarını, müvekkili şirket tarafından ibranamenin tanzim edildiği ve iletildiği tarihin, 17.08.2017 olduğunu bu tarihten sonra devamlı imzaların tamamlanma tarihleri konusunda mailler gönderildiğini, bu miktarın kabul edilmeyerek 300.000 TL bedelle dava açılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak, öncelikle hasar bedeli konusunda tevdi mahalli tayin edilmesini ve munzam zarar taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili, 27.06.2018 tarihli dilekçe ile HMK 107/2. maddesi gereğince, bedel artırım talebinde bulunmuş ve iş bu davanın HMK 107. maddesi gereğince tahsil amaçlı belirsiz alacak türü olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 1.500.000,00 TL tazminatın ( 1.000.000,00 TL ‘si sigorta poliçesinden kaynaklı tazminat. 500.000,00 TL ‘si munzam zarar talebi olmak üzere) HMK 107. maddesi gereğince ekspertiz rapor tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı talebine istinaden, 04.12.2017 tarihli ara karar ile … Bankası Biga/ Çanakkale Şube Müdürlüğünün tevdi mahalli olarak tayin edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davanın kısmi dava olarak açılmış olması nedeniyle, davacı vekilinin bedel artırım talebinin HMK ‘ya aykırı bulunduğu ,kısmi davada talep sonucunun artırılmasının ancak ıslah yoluyla yapılabileceği , usulüne uygun olmayan bedel artırım talebine göre işlem yapılamayacağı kanaatine varıldığı ,zarar miktarının açıkça belirttiği, dava dilekçesinde açıkça belirsiz alacak davası açtığını belirttiği halde kendisine ödeme yapıldıktan sonra belirsiz alacak iddiasında bulunarak ıslah yolunu açık bırakmasının davacının davalı karşısında aşırı koruma altında olması ve güçlü olması anlamını taşıyacağı, davacı tarafından dava aşamasında tahsil edilen alacak nazara alınarak davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ; Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekillinin, 19.03.2019 tarihli istinaf dilekçesine beyan dilekçesi kapsamındaki ifadelerinin ,katılma yolu ile istinaf talebi olabileceği kabul edilerek, gerekli harçların ve masrafların karşılanması amacı ile dosya ilk derece mahkemesine iade edilmişse de, davacı vekilinin, dosyaya ibraz etmiş olduğu tarihsiz dilekçe ile katılma yolu ile istinaf taleplerinin bulunmadığını beyan etmesi sonucunda, dilekçe inceleme konusu yapılmamıştır. Davalı vekili, istinaf nedenleri olarak, dava konusu zararın ödenmesi için dava öncesinde defalarca teklif götürüldüğünü, davacı tarafça hasar bedelinde mutabık kalınmadığı belirtilerek ödeme taleplerinin her defasında geri çevrildiğini, mahkemenin 04.12.2017 tarihli ara kararı ile 431.125,12 TL tutarındaki bedelin müvekkili şirket tarafından tayin edilen tevdi mahalline yatırıldığını, mahkeme tarafından konusuz kalması nedeniyle davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin değil aslında davacı şirketin temerrüdünün söz konusu olduğunu, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, konusuz kalmaya dair kararı verilmesini ve yargılama giderlerine hükmedilmesini kabul etmediklerini belirterek, kararın, vekalet ücreti, yargılama giderleri ve aleyhe hususlar yönünden kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, “ İşyeri Paket Sigorta Poliçesi “ kapsamında hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile davalı sigorta şirketi arasında, başlangıç tarihi 24.06.2016, bitiş tarihi 06.06.2017 olan sigorta poliçesinin düzenlendiği, riziko adresinin Biga/ Çanakkale ‘de bulunduğu, sigortalı işyerinin faaliyet konusunun plastik fabrikaları olduğu, 07.03.2017 tarihli, Biga Belediye Başkanlığı İtfaiye Müdürlüğü tarafından düzenlenen yangın raporunda, 07.03.2017 tarihinde olay yerine gidildiğinde, 4 adet plastik enjeksiyon makinasının 3 adetinin kısmen, 1 adetinin tamamen kullanılamaz hale geldiği, 1 adet tünel şiring fırın makinasının tamamen kullanılamaz …depo kısmında üretimi bitmiş 1500 civarı ayak sobasının kullanılamaz hale geldiği, yapının, montaj ve paketleme bölümünün tamamen kullanılamaz hale geldiği, yapılan araştırma ve soruşturmada, yangının binanın elektrik panosunun bulunduğu bölgeden başladığının tahmin edildiğinin belirtildiği, 14.08.2017 tarihli ekspertiz raporunda, 07.03.2017 tarihinde saat 20;30 sıralarında imalat kısmında yangın çıktığı, hasar meydana geldiği, sigortalı işyerinin, zemin kat ve 1 normal kattan oluşan betonarme yapı tarzında inşa edilen bir yapı olduğu, yangının işletme içinde bulunan tali elektrik panosundan çıktığı kanaatine varıldığı, sigortalı işyerinde, soba ve ani ısıtıcılı şofben imalatının yapıldığı, riziko için poliçede teminat olduğu, hasar miktarının 431.125,12 TL olduğunun belirtildiği, davalı sigorta şirketi tarafından, Biga Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/9 Esas sayılı dosyasında, 14.04.2017 tarihli tespit yaptırıldığı, 21.04.2017 tarihli tespit bilirkişi raporunda, sonuç olarak, yangının çıkışına dair bir değerlendirme yapılamadığının belirtildiği, davalı sigorta şirketi tarafından, davacı şirket adına 16.08.2017 tarihli 431.125,12 TL hasar bedeline ilişkin “ ibraname ve temlikname “ düzenlendiği, davacı şirket imzasının olmadığı, davacının iş bu davayı 23.08.2017 tarihinde açtığı anlaşılmıştır.Taraflar arasında, sigorta poliçesi ve içeriği, yangın olayı gibi konularda uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, dava tarihinden sonra tevdi mahalli tayini sonucu ödenen hasar bedeli neticesinde, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hüküm ile yargılama giderlerine dair kurulan hükmün usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır.Ödeme tarihi banka dekont örneğine göre, 27.12.2017, ödenen miktar ise tevdi mahalli kararında, davalı talebi doğrultusunda belirtilen 431.125,12 TL ‘dir. Harcı karşılanarak açılan dava değeri ise 300.000,00 TL ‘dir. Dava değerinden fazla bir miktarın dava tarihinden sonra ödendiği çekişmesizdir.Dava devam ederken, dava konusu alacağın ödenmesi, taşınır malın davacıya teslim edilmesi, taşınmazın tahliye edilmesi gibi bir nedenle, dava konusuz kalabilir. Yani, dava konusu ortadan kalkabilir .Davanın konusuz kalması halinde, artık esas talep hakkında hüküm verilmesine gerek kalmaz ( m.331/1). Bu halde mahkeme, davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek olmadığına karar verir. Bu halde, mahkemenin davanın esası hakkında karar verilmesine gerek olmadığına ilişkin hükmü bir tespit niteliğindedir.Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmeder ( m.331/1).Yargılama giderleri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 323. maddesi vd düzenlenmiştir. 323. maddede, yargılama giderlerinin kapsamına yer verilmiştir. Yasanın 326/1. fıkrasında belirtildiği üzere, kanunda yazılı haller dışında, kural olarak yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm kurulan taraftan alınmasına karar verilir. İstisnalar, davadan feragat, davayı kabul vb.dir.HMK 312/2. fıkrasında ise, davanın açılmasına kendi hal ve davranışları ile sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmişse davalının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilemeyeceğine yer verilmiştir.Somut olayın yasal düzenleme kapsamında değerlendirilmesi gerekecektir. Mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 331. maddede düzenlenen, esastan sonuçlanmayan davalarda yargılama giderlerine dair değerlendirme yapılmaksızın hüküm tesisi yerinde değildir. Ancak, özellikle Yasanın 312/2.fıkrasında yer verildiği üzere, davalı taraf her ne kadar ,davanın açılmasına davacının hal ve davranışlarının neden olduğuna benzer iddialarda bulunmuş ise de, davalı taraf, yasada belirtildiği üzere yargılamanın ilk duruşmasında veya cevap dilekçesinde davacı tarafın talep sonucunu kabul etmemiştir.Bu durumda, dava konusu, sigorta hasar bedelini, davadan sonra ödeyen davalı sigorta şirketinin yargılama giderinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. 312/2. fıkrasında, yukarıda ifade edilen her iki şartın gerçekleşmesi halinde, davalının yargılama giderine mahkum edilmeyeceği belirtilmiştir.Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 331 ve yargılama ile ilgili diğer düzenlemeri kapsamında, davadan sonra hasar bedelinin ödenmesi neticesinde, davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmemesi ve davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1- İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/923 Esas, 2018/1371 Karar ve 26.12.2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davalının peşin olarak yatırmış olduğu 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,80 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,4- Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/12/2019