Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/360 E. 2022/555 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/360 Esas
KARAR NO: 2022/555
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2018
NUMARASI: 2016/307 Esas, 2018/999 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’nin 22.06.2015 tarihinde dava dışı … Bankası T.A.O. nezdinde 25.000,00-TL miktarlı “Kamu Personeline özel TIK 3”adlı krediyi kullandığını, davalı nezdinde … Sigortası poliçesi düzenlendiğini, murisin 02.12.2015 tarihinde vefat ettiğini, davalının teminatı ödemediğini, murisin poliçenin düzenlendiği tarih itibari ile kanser hastası olduğunu bilmediğini, kesin teşhisin 07.08.2015 tarihinde konulduğunu belirterek 25.000,-TL’lik vefat teminatının rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta poliçesi üzerinde … Bankası T.A.O’nın daini mürtehin kaydı bulunduğunu, davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığını, sigortalıdan sigortaya giriş öncesi sağlık durumu ile ilgili beyan formu alındığını ve sigortalının: “kanser hastalığı bulunmadığını, buna ilişkin herhangi bir tedavi görmediğini.. sigorta öncesinden gelen kanser hastalığının teminat dışında olduğunu bildiğini” beyan ettiğini, sigorta poliçesi üzerinde “Sigorta öncesinden gelen kanser hastalığına bağlı vefat teminat kapsamı dışındadır” hükmünün bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; kredi borcunun kapatıldığı, banka alacağının bulunmadığı, sigortalının beyan yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; talebin teminat kapsamında olmadığı tespitinin yapılabilmesi için, TTK’nun 1435. maddesi ve bu kapsamdaki içtihatlar gereği hem sözleşme tarihinde sigortalıda kanser hastalığının bulunması hem de sigortalının bu durumu bilip kasten gizlemesi gerektiğini, mahkemece murisin tahlil sonuçlarının çıktığı tarihi bile dikkate almadığını, içerisinde genel cerrahi uzmanı dahi bulunmayan bilirkişi heyet raporuna göre eksik inceleme ile karar verildiğini, murisin Batın USG incelemesine dair evrak incelendiğinde, tahlil tarihinin 18.06.2015, yazdırma tarihinin ise 23.06.2015 olduğunu, murisin bu sonuçlan öğrenebileceği en erken tarihin 23.06.2015 tarihi olduğunu, bu tarihte de teşhisin henüz konulmadığını, murise Lüleburgaz Devlet Hastanesinin 18.06.2015 tarihli Tüm Batın USG incelemesinden sonra ileri tetkikler yapıldıktan ve kredi sözleşmesinin imzalanmasından yaklaşık 2 ay sonra, 07.08.2015 tarihinde Adenokarsinom İnfıltrasyonu (Kanser) teşhisi konulduğunu, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, her ne kadar, davalının ikametgahının yetkili olduğu düşüncesi ile huzurdaki davanın davalının ikametgahı mahkemesinde açılmışsa da; HMK’nun 15/2 maddesi gereğince Can Sigortalarında kesin yetkili mahkemenin lehdar müvekkillerinin ikametgah adresleri olan Lüleburgaz/Kırklareli mahkemeleri olduğunu, mahkemenin yetkisizlik kararı vermesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava; “… Sigortası ” poliçesi kapsamında sigorta bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Muris …’nin 22.06.2015 tarihinde dava dışı … Bankası T.A.O.’dan ” Kamu Personeline Özel TIK-3″ adı altında 25.000,00 TL bireysel ihtiyaç kredisi kullandığı, kredinin teminatı olarak davalı sigorta şirketi nezdinde 22.06.2015-15.06.2018 tarihleri arasında … Sigortası Poliçesi düzenlendiği, poliçede … Bankası T.A.O.’nın dain mürtehin olduğu, murisin 02.12.2015 tarihinde vefat ettiği, davanın 23.03.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve tüketici kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.Davacılar, davalı sigorta şirketi ile hayat sigorta sözleşmesi imzalayan murisin mirasçılarıdır. Somut olayda uyuşmazlık, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup dava 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra 23.03.2016 tarihinde açılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. (Yargıtay 11.H.D., 10.10.2016 T., 2016/7590 E., 2016/7972 K.) Dolayısıyla İlk Derece Mahkemesi tarafından dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilmesi doğru olmamıştır. Bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacıların istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2- İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/307 Esas, 2018/999 Karar ve 14/11/2018 tarihli kararının HMK’nın 353/1.a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Açılan davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle MK.114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE, a)6100 sayılı HMK.20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, b)İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına resen karar verileceğinin İHTARINA, c) 6100 sayılı HMK 331. maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin davanın açıldığı mahkemenin dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA, d)Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA, e)Sair işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Davacı tüketici, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73/2 fıkrası gereğince harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, peşin olarak alınan harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE, 6-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/04/2022