Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3529 E. 2020/1867 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3529 Esas
KARAR NO: 2020/1867
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/10/2019
NUMARASI: 2019/174 Esas, 2019/948 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 04.04.2019 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin, … İşletme Müdürlüğü tesislerinde kullanılmak üzere, tesislerde çıkan Şlam, Kömür Külü ve Arıtma Çamurunun kamyonlara yüklenmesi, nakli, boşaltılması ve döküm sahalarında tesviye edilmesi işi için davalıdan operatörü ile birlikte Loder makinası kiraladığını ve bu şekilde hizmet alımı yaptığını, davalının Loder makinesi ve operatörünün çalışmalar sırasında işini gereği gibi yapmaması ve aksattığı için fabrikada işlerin durmasına neden olduğunu, kamera görüntüleri ve tutanaklarla sabit olduğunu, fabrikada işlerin durması nedeniyle …‘nün müvekkiline 30.000,00 TL ceza uyguladığını ve hakedişten kestiğini, davalının sebebiyet verdiği için müvekkili tarafından fatura kesilerek davalıya yansıtıldığını, davalının faturayı kabul etmeyerek iade ettiğini, 30.000,00 TL cezayı ödemediğini, müvekkilinin ceza miktarını davalının cari hesabına borç kaydederek kayıt ettiğini ve 26.078 TL alacağını cezadan mahsup ettiğini, bakiye 3.922 TL ceza ve işlemiş faiz için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının yetki İtirazının müvekkili şirketin adresinin, Kağıthane / İstanbul olması ve bu adresin İstanbul Adliyesi yetki sınırları içinde bulunması nedeniyle yersiz olduğunu, taraflar arasında hizmet alımı ve faturaya dayalı sözleşme ilişkisinin mevcut olduğunu, para borçlarının alacaklının ikametgahında ödeneceğini, sözleşme ilişkisinin sabit olduğunu, Yargıtay İçtihatlarına göre, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin olduğu durumlarda İİK ‘nın 50. maddesine göre HMK ‘na dair yetki düzenlemelerinin takip hukukundada dikkate alınması gerektiğini, takibe karşı yapılan İtirazın haksız olduğunu iddia ederek, İtirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere İcra ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili hakkında yetkili icra müdürlüğünde takip yapılmadığı gibi davanın da yetkili mahkemede açılmadığını , uyuşmazlık konusu sözleşmenin bir hizmet sözleşmesi olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 6.maddesi gereğince her davanın kural olarak davalının ikametgahında açılacağını, ayrıca sözleşmeden doğan davaların ayrıca sözleşmenin İcra olunacağı yer mahkemesinde de açılabileceğini (HMK m.10), müvekkilinin yerleşim yerinin Bandırma hemde sözleşmenin ifa edildiği yerin davacının dilekçesinde belirttiği üzere … İşletme Müdürlüğü Tesisleri olduğundan HMK 10. madde gereğince Bandırma İcra Müdürlükleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olması nedeniyle icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, söz konusu faturanın haksız ve mesnetsiz olarak düzenlendiğini, müvekkilinin işini gereği gibi yapmadığı ve işleri aksattığı, fabrikada işlerin durmasına neden olduğu iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davacının sözleşme bedelini ödemekten kurtulma çabasında olduğunu savunarak, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI; Mahkemece, davanın davacı yanın davalı ile yaptığı hizmet nedeniyle cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın ödenmemesi üzerine yapılan takibe karşı İtirazın iptali davası olduğu, öncelikle yetki İtirazının incelenerek karara bağlanması gerektiği, davalının ikametgahının Bandırma, işin yapılacağı yerinde Bandırma olduğu, bu durumda takibin davalının ikametgahı sayılan Bandırma İcra Dairesinde yapılması gerektiği, usulüne uygun yetkili İcra müdürlüğünde yapılmış bir İcra takibi bulunmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin red kararının Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu , müvekkilinin hizmet alımı yaptığını, taraflar arasında hizmet alımı ve faturaya dayalı sözleşme ilişkisinin mevcut olduğunu, para borçlarının alacaklının ikametgahında ödeneceğini, cari hesap kayıtları ve ticari defterlerde daha önce kesilen fatura ve ödenen bedellerle sözleşme ilişkisinin sabit olduğunu , TBK m.89 gereğince borçlunun ediminin konusunun para alacağı olup alacaklının ikametgahında ödenmesi gereken bir borç olduğunu, fatura öncesinde de çalışma yapıldığını, yetkisizlik kararının hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını, İtirazın iptali ile takibin devamına %20’den az olmamak üzere İcra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, hizmet sözleşmesi kapsamında düzenlenen bakiye fatura ve cari hesap alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasında hizmet sözleşmesinin olduğu, sözleşme kapsamında davalı tarafın Loder makinası ve operatör vasıtası ile … İşletme Müdürlüğü tesislerinde iş görme edimini üstlendiği, davacı şirket tarafından davalı adına takip konusu 30.000,00 TL bedelli yansıtma faturası ( hakediş ceza kesme yansıtma faturası ) düzenlendiği, davacı tarafın davalı hakkında ,İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında,15.02.2019 tarihinde . 3.922,00 TL asıl alacak ve 634,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.556,88 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlattığı, davalının takip tarihinde adresinin Bandırma / Balıkesir, davacı adresinin ise Büyükçekmece/ İstanbul olduğu, davalı borçlunun İcra takibine karşı itiraz dilekçesinde, takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığını, bulunduğu yerin Bandırma / Balıkesir olduğunu, Bandırma İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu belirterek İcra Dairesinin yetkisi ile borca ve ferilerine itiraz ettiği konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, tarafların sözleşme ilişkisini kabulü halinde, sözleşmeden kaynaklanan alacağa dair takipte yetkili yer icra Dairesinin hangi İcra Dairesi olacağı ile mahkeme kararının bu anlamda usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun ikinci ayrımında 5. vd maddelerde yetki düzenlenmiştir. 6. maddede “ Genel yetkili mahkeme “, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olarak tarif edilmiştir.Yasanın 10. maddesinin üst başlığı ise “ Sözleşmelerden doğan davalarda yetki “ olup, maddede, sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceğine yer verilmiştir. Yasanın iş bu maddesinde ki düzenleme emredici nitelikte değildir. 6098 sayılı TBK ‘nın ikinci bölümünde, borç ilişkisinin hükümleri ,birinci ayırımda borçların ifası 83 vd maddelerde düzenlenmiştir. TBK 89. maddenin üst başlığı ise “ İfa yeri “ dir.TBK 89/1. fıkrasında, borcun İfa yerinin, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirleneceği, aksine düzenleme yoksa aşağıdaki hükümlerin uygulanacağı belirtilerek, 89/1. bentte “ Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ,” düzenlemesine yer verilmiştir. Diğer taraftan, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 50. maddesinde yetki ve itirazları düzenlenmiştir. İlk fıkrada, para veya teminat borcu için takip hukukunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunacağı ifade edilmiştir.Somut davanın, yasal düzenlemeler kapsamında değerlendirilmesi isabetli olacaktır. Davada taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin, 18.10.2004 tarihli, 2004/1481 Esas, 2004/10270 Karar sayılı emsal ilamında, akdi ilişki inkar edilmemişse ,bir miktar para alacağına dayanan takipte yetkili icra dairesinin B.K ‘nın 73( 6098 sayılı TBK ‘nın 89 m)maddesine göre tayin edileceği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir miktar para borcuna İlişkin bulunduğu ve BK ‘nın 73 maddesi ve HUMK ‘nın 10.( HMK m.10) maddesi hükmü gözetilerek alacaklının ikametgahı İcra Müdürlüğünün ve mahkemenin yetkili olduğunun kabulü ile işin esasının incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Aynı dairenin, 03.12.2001 tarihli, 2001/8552 Esas, 2001/8020 Karar, 2016/12856 Esas, 2017/7627 Karar,vb ilamları, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin, 2018/7244 Esas, 2019/9198 Karar, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin, 2014/28803 Esas, 2015/36840 Karar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/11-630 Esas, 2014/332 Karar sayılı ilamları da aynı veya benzer niteliktedir. Ne var ki, dosya kapsamından, alacaklı şirketin 21 Mayıs 2018 tarihli Beşiktaş … Noteliğinde düzenlenen … yevmiye nolu vekaletnamede, adresinin “ … Mah. … Sok. No …, … Büyükçekmece/ İstanbul, takibe ekli 20.12.2017 tarihli faturada ve en önemlisi 15.02.2019 tarihli İcra takip talebinde adresinin Büyükçekmece/ İstanbul olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından 04.04.2019 tarihli dava dilekçesinde davacı şirket adresi olarak Kağıthane / İstanbul olarak gösterilmiş ise de takip tarihinde adresinin Kağıthane / İstanbul olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge yoktur. Yasal düzenlemeler ve yetki kuralı gereğince, davacı alacaklı dava konusu alacak para alacağı olduğundan takip tarihinde yerleşim yeri olan Büyükçekmece İcra Dairesinde veya borçlunun yerleşim yeri olan Bandırma İcra Dairesinde takip başlatabilecekken, yetkisiz İstanbul İcra Dairesinde takip başlatmıştır. Davacı alacaklının, yasanın kendisine tanıdığı seçim hakkını yerinde kullandığının kabulü mümkün olmamıştır. İtirazın iptali davasını görme yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. İtirazın iptali davasının görülebilmesi usulüne uygun şekilde yapılmış, geçerli bir İcra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda İtirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun yetkiye dair düzenlemeleri, İİK 50. maddesi ve yasal düzenlemeler kapsamında davacı alacaklının takip tarihinde yetkili olan icra dairesinde takip başlatmamış olması nedeniyle dava dilekçesinin reddi kararı sonuç olarak yerinde olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/174 Esas, 2019/948 Karar ve 04.10.2019 tarihli karar usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/10/2020