Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3522 E. 2023/693 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3522 Esas
KARAR NO: 2023/693
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2019
NUMARASI: 2016/1282 Esas, 2019/98 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin 31.03.2016 – 30.06.2016 tarihlerinde davalı şirkete …, sunucu barındırma, donanım ve lisans kiralama hizmetleri sağladığını, bu hizmetler nedeniyle 17.05.2016 tarih ve 5.508,52 TL bedelli fatura ile 01.06.2016 tarih ve 5.483,08 TL bedelli fatura düzenlediğini, davalının 6102 Sayılı TTK’nun 21/2 maddesinde belirtilen yasal süre içerisinde faturalara itiraz etmediğini, buna göre müvekkili şirketin davalıdan 10.991,60 TL tutarında alacaklı olduğunu, alacağın tahsil edilememesi üzerine asıl alacak ve işlemiş faizin tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı taraf süresinde davaya cevap vermemiş, davalı vekili 21.06.2017 tarihli dilekçesi ile; taraflar arasında söz edilen hizmet konusunda ön görüşme yapılmışsa da, mutabık kalınmadığından sözleşme imzalanmadığını, davacıdan herhangi bir hizmet almadıklarını, davacının hizmetin verildiğini ispatlaması gerektiğini, faturaları davacıya iade ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacının fatura konusu hizmeti verdiği, e-posta yazışmalarında Vidom hizmetinin aktif edilmiş tüm çalışmalarının tamamlandığının davalıya bildirildiği, borcun üç gün içinde ödenmesi ihtarını içerir ihtarnamenin davalıya 17.08.2016 tarihinde tebliği nedeniyle davalının 21.08.2016 tarihinde temerrüde düştüğü, buna göre takip tarihine kadar işleşim faiz alacağının 189,15 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 10.991,60 TL asıl alacak, 189,15 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.180,15 TL üzerinden devamına, alacağın % 20’si tutarında icra tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı istinaf nedenleri olarak; taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığını, öngörüşme yapılmışsa da anlaşma sağlanamadığını, davacıdan fatura konusu hizmeti almadıklarını, e-posta yazışmalarında gözüken adresin müvekkiline ait olmadığını, sehven ödedikleri fatura ile takip konusu iki adet fatura için iade faturası düzenlediklerini, davacının iade faturalarına itiraz etmediğini, alacağın likit de olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME Dava; faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı şirketin 17.05.2016 tarih ve 5.508,52 TL bedelli fatura ile 01.06.2016 tarih ve 5.483,08 TL bedelli faturaya dayanarak davalı aleyhine 10.991,60 TL asıl alacak ve 466,45 TL işlemiş faizin tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlattığı, davalının süresinde takibe itirazı üzerine itirazın iptali ve takibin devamı için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, fazla istenen işlemiş faiz alacağı yönünden davanın kısmen reddine karar verilmiş, davalı taraf hükmü istinaf etmiştir. İstinafa konu edilen uyuşmazlık; davacının takibe dayanak fatura konusu hizmeti verip vermediği ve faturadan kaynaklı alacağın bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda; taraflarca incelemeye sunulan 2016 yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, takip konusu 17.05.2016 tarih ve 5.508,52 TL bedelli fatura ve 01.06.2016 tarih ve 5.483,08 TL bedelli fatura ile davaya konu edilmeyen 31.03.2016 tarih ve 5.318,73 TL bedelli faturanın her iki tarafın ticari defterlerine kaydedildiği, faturalara karşılık davalının yaptığı 5.18,73 TL ödemenin de her iki tarafların da defterlerine kaydedildiği, ancak davalının üç adet fatura için iade faturası düzenlediği, davacı defterlerine göre davacının 10.991,60 TL alacağı bulunduğu, davacının iade faturalarını kabul etmediği ve üç gün içinde borcun ödenmesine dair ihtarın davalıya 17/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre davalının temerrüde düştüğü 21.08.2016 tarihinden takip tarihine kadar işlemiş fazin 189,15 TL olacağı belirtilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır. ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir (Yargıtay 15.H.D. 2017/1445 Esas, 2018/1438 Karar sayılı kararı). Somut olayda, davalının takip konusu faturaları defterlerine işlediği, faturaları teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden davalının bu faturaların geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılacağı, bu durumda davalının fatura nedeniyle hizmet almadığını ve bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekmesine rağmen usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı anlaşıldığından mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Diğer yandan, takip konusu alacak faturaya dayanan bu anlamda borçlu tarafından likit ve bilinen bir alacak olduğundan kabul edilen alacak miktarı üzerinden İİK 67. maddesi gereğince davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1282 Esas, 2019/98 Karar ve 05/02/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 190,95 TL harçtan mahsubu ile bakiye 11,05 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.15/06/2023