Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3503 E. 2020/1436 K. 03.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3503 Esas
KARAR NO: 2020/1436
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26/12/2018
NUMARASI: 2016/624 Esas, 2018/1045 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 03/07/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen iflasın ertelenmesi davasında iflasın 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verildiğini, erteleme kararı verildiği tarihten bu yana geçen 1 yıllık sürede müvekkili davacı firmanın tüm imkanlarını ve ticari faaliyetini borca batıklıktan kurtulmak için harcadığını ve bu yönde irade beyanı ve kararlılık gösterdiğini, ciddi mesafeler kaydettiğini belirterek daha önce verilen ihtiyati tedbirlerine devamı ile iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili birleşen mahkememizin 2017/568 E. sayılı dava dosyasında, 2. defa iflasın 1 yıl süreyle uzatılmasını istemiştir. Asli müdahiller, gerek yazılı, gerekse de zapta geçen beyanları ile uzatılma talebine karşı beyan ve itirazlarını bildirmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi iddia, savunma, kayyum ve bilirkişi raporlarına göre; Ana iflas erteleme davasında verilen tedbir tarihinden itibaren 4 yıl 9 aydır tedbirlerle yaşayan ve hiç icra takibi görmeyen davacı şirketin, ilk dava açtığı döneme göre borca batıklık durumunda yaklaşık 5 kat artış olması, inandırıcı bir iyileşmenin olmaması, daha fazla beklenmesi halinde borçların artış göstereceği, bunun da alacaklıların aleyhine olacağı, hem kayyım raporlarının hem mali bilirkişi heyetinin revize projesini inandırıcı ve gerçekçi bulamadığı, projenin nakit girişi, yeni ortak alımı gibi nesnel ve gerçek kaynak ve önlem içermediği, şüpheli alacak kalemleri için son üç yıldır hiç bir girişimin olmadığı, sermaye artışının yetersiz kaldığı, kar hedeflerinin gerçekleşemediği, bu haliyle şirketin durumunda iyileşme olmadığı, iflas erteleme koşullarını taşımadığı gerekçesi ile Asil Dava Yönünden; Mahkememizin 2016/624 Esas sayılı ana dosyadaki 1. iflas erteleme uzatım davasının Reddine, İstanbul Ticaret Sicilinde … sicil noda kayıtlı olan … A.Ş’nin İcra İflas Kanun’un 179/b maddesi uyarınca bugün yani 26/12/2018 günü saat 14:33 itibarı ile İflasına, Birleşen Dava Yönünden; Mahkememizin bu dosyası ile birleştirilen 2017/568 E, 648 K. sayılı 2. uzatım davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İflas kararına esas alınan 19/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda davacı şirketin 30/09/2018 tarihi itibariyle (-) 7.810.608,66 TL borca batık durumda olduğunun tespit edildiğini, müvekkil şirketin, davanın başından itibaren tüm müdahillerle görüşerek alacaklılara vadeli ödeme tekliflerinde bulunduğunu, kabul eden alacaklılarla borç ödeme protokollerinin imzalandığını, protokoller doğrultusunda ödemelerin yapıldığını, müdahillerden özellikle … A.Ş. ile … Ltd. Şti.’ye de aynı şekilde defalarca ödeme planı dahilinde borçların ödenebileceği bildirilerek protokol imza etme talebi iletilmiş ise de bu alacaklılardan hiçbir yanıt alınamadığını, dosyada mübrez kayyım raporlarında izah edildiği üzere müvekkil şirketin, erteleme tedbirinden kısa bir süre sonra faaliyetinde kar elde eder hale geçtiğini ve karlı faaliyet yapısının iflas kararına kadar da devam ettiğini, ancak bu karlılığın, müdahil alacaklarını nakden ve def’aten ödemeye yeterli olmadığından sürekli olarak vadelendirilerek ödeme teklifleri üzerinde durulduğunu, bu tekliflerin müdahiller tarafından kabul edilmediğini, iflas kararı verilmesinin müvekkili şirketin yanı sıra müdahillerin de menfaatine olmadığını, borçların vadeye bağlanarak ödenmesine olanak verilmesi halinde borçların ödenebileceğini, vade konusundaki talepler değerlendirilmeksizin, iyileştirme projesindeki hedeflerin gerçekleştirmesine imkan verilmeden şirketin iflasına karar verildiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, İflas kararıyla kaldırılan iflas erteleme tedbirlerinin devamına, iflasın asıl dava ve birleşen dava bakımından ayrı ayrı bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, mülga İİK’nun 179 ve devamı maddeleri gereğince iflas erteleme süresinin uzatımına ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK’nun 179/a maddesinde, mahkemece, iflasın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarını onaması için derhal bir kayyım atayacağı, ayrıca şirketin ve Kooperatifin malvarlığının Korunması için gerekli diğer önlemleri alacağı, son fıkrada ise, kayyımın her üç ayda bir şirketin projeye uygun olarak iyileştirme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor edeceği düzenlenmiştir. Yasanın 181. maddesi gereğince somut olayda uygulanacak olan, 160. maddesinde, iflas isteyen alacaklının ilk alacaklar toplantısına kadar olan bütün masraflardan sorumlu olduğu, 166. maddede ise, kararın ilanı düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde ise, İflas isteme, davaya vekalette özel yetki verilmesi gerektiren haller arasında sayılmıştır. Somut olayın yasal düzenlemeler açısından değerlendirilmesi sonucunda, davacı vekilinin vekeletnamesin de, iflas erteleme davası açma yetkisinin bulunduğu, davacı şirket yönetim kurulunun 11/05/2016 tarih, 07 karar sayılı kararı ile, iflas erteleme süresinin uzatılması konusunda gerekli başvurunun yapılmasına oy birliği ile karar verildiği, mahkemece tensiple birlikte gerekli ilanların yapıldığı, asıl dosyadaki iflas avansı ve giderlerin uzatma talebinde bulunulan dosyaya aktarılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre; davacı şirketin 19/03/2014 tarihinde, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1194 E. sayılı dosyasında iflasın ertelenmesi talepli dava açtığı, mahkemece 24/03/2014 tarihinde İİK’nun 179/a-b uyarınca davacının malvarlığının korunması ile ilgili olarak tedbir kararı tesis edildiği, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/05/2015 tarih, 2014/1194 E. 2015/419 K. sayılı kararıyla da iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verildiği, kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 22/11/2016 tarih, 2015/7855 E. 2016/5138 K. sayılı ilamı ile onandığı, davacının 23/05/2016 tarihinde iflasın ertelenmesinin uzatılmasına dair 1. uzatma davasını İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/624 E. sayılı sayılı dosyasında, 22/05/2017 tarihinde iflasın ertelenmesinin uzatılmasına dair 2. uzatma davasını aynı Mahkeme’nin 2017/568 E. sayılı sayılı dosyasında açtığı, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/09/2017 tarih, 2017/568 E. 2017/648 K. sayılı kararıyla 2. uzatma davasını 2016/624 E. sayılı dosyayla birleştirilmesine karar verdiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, davacının ilk iflas erteleme tedbirlerinden yararlandığı tarih de nazara alınarak bilançosuna göre borca batık olup olmadığı, şirketin halihazır durumunda iyileşme olup olmadığı, iyileştirme projesine sadık kalıp kalmadığı sonuç itibariyle değişiklik öncesi 1 yıl ve 4 yıllık süreler itibariyle borçtan kurtulup kurtulmadığı veya böyle bir ihtimalin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır. Ayrıca davacı şirket hakkında dava tarihi itibari ile uygulanması gereken mülga İİK’nun 179/B-7 maddesidir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nun 179/B maddesi gereğince davacı şirket iflas ertelemenin sağladığı menfaatlerden en fazla 5 yıl faydalanabilecektir. Mahkemece alınan 19/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin öz kaynaklarının rayiçlere göre 7.810.608,66 TL miktarda borca batık olduğu, şirketin mali durumunda somut bir iyileşme sağlanmadığı, sermaye artışı hedefinin gerçekleştiği ancak kar hedefinin sağlanamadığı, revize projesinin analitik değerlendirmeye elverişli hedef ve öngörüler ile somut iyileştirme dayanaklarını içermediği ve gerçekleşme ihtimalinin olmadığı belirtilmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket hakkında 24/03/2014 tarihinde verilen tedbir kararından, 26/12/2018 karar tarihine kadar karlılık ve verimliliğin sağlanamadığı, borca batıklıktan kurtulamadığı, böyle bir ihtimalin bulunmadığı, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile İİK’nun 164. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 10 günlük süre içerisinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile kabul edildi.03/07/2020