Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3487 E. 2023/676 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3487 Esas
KARAR NO: 2023/676
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2017/1078 Esas, 2019/1050 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 15/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili kooperatifin 66 no.lu ortağı olan davalının, tapusunu almasına rağmen kooperatif ortaklığından kaynaklanan genel kurul kararları ile saptanmış parasal ödemeleri yapmaması nedeniyle aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını, itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğunu, konutunun tapusunu aldıktan sonra 3. kişiye satıp ortaklık hak ve borçlarını, ortaklık payını devretmeyen ortağın parasal yükümlülükleri devam edeceği gibi tapusunu aldıktan sonra istifa eden ortakların da aynı yükümlülüklerinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 81. maddesi uyarınca devam edeceğini belirterek icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, davacı kooperatifin ortağı bulunmakta iken Üsküdar … Noterliğinin 15/12/2011 gün ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ortaklıktan çıktığını davacıya ihtaren bildirdiğini, 2010 yılı itibariyle ödenmesi genel kurul kararı ile saptanan ödenmiş toplam 60.690,00 TL’den bakiye bir borç kalmadığının davacı kooperatif tarafından müvekkili de dahil olmak üzere tüm ortaklara gönderilen borç çizelgesinden anlaşıldığını, bu çizelgenin esasen bir ibra niteliğinde olduğunu, müvekkilinin, kooperatif kayıtlarına göre herhangi bir borcunun olmadığını, istifanın kooperatif tarafından kabul edilmesi sebebiyle müvekkilinin genel kurullara kabul edilmediğini ve alınan kararlara karşı yasal haklarını kullanamadığını belirterek davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; denetime uygun bilirkişi raporu da dikkate alınarak davalının, davacı kooperatiften 15.12.2011 tarihinde istifa etmiş olduğu, icra takibinin 01.01.2015-30.06.2015 tarihleri arası aidat alacağına yönelik olduğu, davacının, davalı kooperatiften istifa etmiş olduğu hususu kooperatif tarafından kabul edilmiş olduğundan davalının takip konusu icra dosyasında sözü edilen ve kooperatifçe belirtilen genel kurul kararlarından ve bu genel kuruldaki aidat ödemelerinden sorumlu olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; tapusunu aldıktan sonra konutunu 3. kişiye satıp ortaklık hak ve borçları ile üyeliğini de aynı kişiye devretmeyen ortağın, parasal yükümlülüklerinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 81. maddesi uyarınca devam edeceğini, istifanın tek taraflı irade beyanı ile geçerli olduğunu, ancak, iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığından geçersiz olduğunu, çünkü, kooperatifin ürettiği konut, üyeliğe bağlı olup kooperatif tasfiye edilmeden kat mülkiyetine geçildiğinden davalının istifa etmekle yükümlülükten kurtulmaya çalıştığını, üyeliğini de istifa yerine konutunu sattığı kişiye devretmesi halinde ancak bundan kurtulmasının mümkün olduğunu, kaldı ki davalının Kasım 2011 ve takip eden Aralık 2011 ve 2015 yılının Haziran ayına ait borçları için başlatılan başka bir icra takibine itiraz üzerine açılan davanın yargılama aşamasında istifanın geçerli olmadığını düşünerek borcunu haricen kabullenip ödemesi sebebiyle İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan 2015/875 Esas sayılı davanın da takipsiz bırakıldığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacının, davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 16.500,00 TL asıl alacak ve 1.939,42 TL faiz olmak üzere toplam 18.439,42 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalının takibe ve borca karşı itirazda bulunduğu, davacının ise İİK 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.Bilirkişi tarafından sunulan 22/02/2019 havale tarihli raporda, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelere göre yapılan incelemeye göre davalının, davacı kooperatiften istifa etmiş olduğu hususu kooperatif tarafından kabul edilmiş olduğundan davalının takip konusu icra dosyasında sözü edilen ve kooperatifçe belirtilen genel kurul kararlarından ve bu genel kuruldaki aidat ödemelerinden sorumlu olmayacağını bildirmiştir.Başka bir bilirkişi tarafından sunulan 08/05/2019 tarihli raporda, 24.10.2014 tarihli Sultanbeyli Vergi Dairesinin yazısına göre davacı kooperatifin geçmiş faaliyet dönemlerine ait 1.115.233.45 TL’lik vergi borcunun yapılandırıldığı, yine SSK tarafından düzenlenen tabloya göre taksitler halinde 14.374.70 TL’lik prim borcunun yapılandırıldığının anlaşıldığı, 12.06.2015 tarihli davacı kooperatifin yönetim kurulu çalışma raporunun 9. sayfasında yer alan kooperatifin borçları bölümü incelendiğinde, davacı kooperatifin vergi dairesine 1.282.510.46 TL, geçmiş faaliyet dönemlerine ait vergi borçları ile 16.865.75 TL’lik sigorta prim borcunun bulunduğu, 12.06.2015 tarihli yönetim kurulu çalışma raporunun 10. sayfasında ise aidat ödemelerine karşın davacı kooperatifçe tapuları verilmemiş ortakların ortaklıktan ayrılmaları sonucunda iadesi gereken birikmiş 464.775.10 TL’lik borç yer aldığı, sözü edilen vergi ve sigorta prim borcu ile konut sahibi olmadan ortaklıktan ayrılanlara ödenmesi gereken borçların, konut tapusunu alarak istifa eden ortaklar da dahil olmak üzere tüm ortaklarla ilintili bulunduğu, bu borçlardan davalı gibi tapu aldıktan sonra istifa etmiş ortaklar dahil tüm ortakların sorumlu tutulması gerektiğini, eşitlik ilkesi gereği konut tapusunu alarak ortaklıktan istifa etmiş ortakların da ortak oldukları dönemi kapsayan kooperatif borçlarından sorumlu tutulmaları gerektiği, kooperatif borçlarının tamamının tasfiyesi sağlanmadan kooperatifin tasfiye süreci bitmeyeceğine göre kooperatif borçlarının tamamının tasfiye masrafı olarak değerlendirilmesi gerektiği, 2014 yılına ait noter tasdikli yevmiye defteri kapanış kaydına göre davalının tahakkuk ettirilerek yevmiye defterine intikal eden borcunun 7.500,00 TL, 2015 yılına ait noter tasdikli yevmiye defteri kapanış maddesi kaydına göre davalının borcunun 19.500,00 TL ve 2016 yılına ait noter tasdikli yevmiye defteri kapanış kaydına göre davalının tahakkuk ettirilmiş borcunun 19.500,00 TL olduğu, 03.10.2016 tarihi itibarı ile düzenlenen icra takip talebindeki tutarların genel kurul kararları ve yevmiye defteri kayıtları ile uyumlu olduğu, kooperatifin geçmiş faaliyet dönemlerine ait borçlarını tasfiye etmek üzere genel kurul kararlarına dayalı olarak davalının, davacı kooperatife 03.10.2016 tarihi itibarı ile 16.500,00 TL borcu ve 1.939 42 TL gecikme faizinin oluştuğu bildirilmiştir. Uyuşmazlık, icra takibine konu edilen aidat alacağının kooperatif üyeliğinden istifa eden davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Somut davada, … Mah. … Blok … nolu bağımsız bölümün tapusu ferdileşme yoluyla davalıya intikal etmiştir. Davalı Üsküdar … Noterliğinin 15/12/2011 tarih ve … yevmiye nolu “istifaname” başlıklı belgesiyle bu tarih itibariyle kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini davacı kooperatife bildirmiş olup kooperatif yönetim kurulu 21/12/2011 tarihli toplantısında aldığı karar ile davalı ile birlikte 4 üyenin kooperatif ortaklığına ait borçlarının yasal hükümler çerçevesinde talep edilmesi koşuluyla kooperatif ortaklığından istifalarının kabulüne karar vermiştir. Davaya konu icra takibi 01/01/2015-30/06/2015 tarihleri arası aylık 250,00 TL’den 6 aylık 1.500,00 TL ile 01/07/2015-30/09/2016 tarihleri arası aylık 1.000,00 TL’den 15 aylık 15.000,00 TL aidat alacağına dayalı olarak 03/10/2016 tarihinde başlatılmıştır. Davalı, davacının da kabul ettiği üzere kendisine ait bağımsız bölümü 3. kişiye devrettiği gibi aynı zamanda kooperatif ortaklığından da istifa etmiş olup davalının kooperatif üyeliğinden istifa ettiği ve istifasının kabul edildiği tarih 2011 yılı olduğundan takip tarihi itibariyle davalının kooperatif üyesi olmadığı ve bu nedenle takibe konu edilen genel kurul kararlarına dayalı aidat alacaklarını ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı sabittir. Öte yandan 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 81/2 maddesinde, tasfiye haline girmiş kooperatiflerde çıkma veya çıkarılma halinde ortağın konutu geri alınamaz ancak bu kişilerin tasfiye masraflarına katlanması gerektiği hususu düzenlenmiştir. Buna göre davalı her ne kadar bağımsız bölümü aldıktan sonra istifa etmiş ise de davaya konu icra takibi, genel kurullarda tasfiye payı olarak nitelendirilebilecek alınmış bir ödeme kararına değil genel kurul kararı ile belirlenen aidat alacaklarına dayalıdır. Bu madde uyarınca sorumluluk tasfiye masrafları ile sınırlı olduğundan davalının, bu nitelikte olmayan icra takibine konu borçtan sorumlu tutulması da mümkün değildir. Mahkemece isabetli olarak davanın reddine karar verilmesi sebebiyle davacının istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1078 Esas, 2019/1050 Karar ve 17/09/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.15/06/2023