Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3453 E. 2020/144 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3453 Esas
KARAR NO : 2020/144
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2016
NUMARASI : 2014/1392 Esas, 2016/723 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 16/01/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacı vekili 12.11.2014 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin müflis … San.ve Tic.A.Ş ‘nin alacaklılarından olduğunu, toplam 495.649,19 TL alacaklarının mevcut olduğunu, bu alacağın 15.10.2014 havale tarihli dilekçe ile iflas dosyasına bildirildiğini, alacağın 228.952,64 TL ‘lik kısmının kabulü ile 4. sıraya alınmasına, bakiye 266.695,55 TL ‘nin ise yapılan ödemenin düşülmemesi, usulsüz ve fahiş faiz İsteminden, iflas tasfiyesinde vekalet ücreti istenemeyeceği ve işin halli muhakemeyi gerektirdiği gerekçesi ile kısmen kabulüne karar verildiğini, red kararı verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili alacağının tahsili için borçlu aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe itiraz üzerine açılan İtirazın iptali davası sonucunda, İtirazın iptaline karar verildiğini, kararda, asıl alacağın 228.952,64 TL olduğuna ve ayrıca harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedildiğini, bu kararla birlikte 14.04.2014 tarihinde almış oldukları icra dosyası kapak hesabına göre, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında toplam alacaklarının işleyen faizle birlikte 472.848,67 TL olduğunu, mahkeme kararına göre, peşin harç, yargılama gideri, ilam vekalet ücreti olmak üzere toplam 22.800,52 TL alacaklarının daha olduğunu, buna göre 495.649,19 TL üzerinden İflas masasına kayıt talebinde bulunduklarını, red kararının hukuki açıdan dayanaksız ve yersiz olduğunu, ispat külfetinin ödeme yapıldığını iddia eden davalıya düştüğünü iddia ederek sıra cetveline yazdırdıkları alacaklarından İstanbul … İflas Dairesi tarafından reddine karar verilen 266.696,55 TL ‘ninde iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Müflis İflas idare vekili, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/134 Esas sayılı dosyasında 14.04.2014 tarihinden geçerli olmak üzere iflasına karar verilen müflis hakkındaki İflas tasfiye işlemlerinin İstanbul … İflas Dairesinin …. Esas sayılı dosyasında yürütüldüğünü, davacı talebinin reddi gerektiğini, İtirazın iptali davasının mahiyeti itibarı ile bir eda davası olmadığı gibi ilamında bir tahsil ilamı olmadığını, kayıt kabul davasında ispat yükünün alacaklı olduğunu iddia eden tarafa ait olduğunu, İtirazın iptali davasında dava kabul edilmiş olsa dahi bu alacağın varlığının araştırılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, süresinde açılan kayıt kabul davasında asıl alacağın belirlenmiş olmakla birlikte takibe konu değer üzerinden yapılan kapak hesabı ile de davacının İstemi çerçevesinde İflas tarihi itibariyle kayıt kabule esas alacağın belirlenmesi için bilirkişi inceleme kararı oluşturulduğu, davacı alacağının 476.265,62 TL olduğu, davacı talebinin İcra sistemine işlenemeyen peşin harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti de dahil olmak toplam alacağının bu durumda 495.649,19 TL olduğu, kayıt kabul istemi olarak 266.696,55 TL nin daha kabulü gerekeceği gerekçesi ile davanın kabulüne ve 266.696,55 TL ‘nin İflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.DAİREMİZİN 2017/430 ESAS, 2017/435 KARAR ve 18.04.2017 TARİHLİ KARARI İLE:Davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin, İİK 164. maddede düzenlenen on günlük süre geçtiği gerekçesi ile reddedilmiştir.Dairemizin red kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİNİN 2017/1907 ESAS, 2019/3797 KARAR ve 23.09.2019 TARİHLİ İLAMI İLE:“…Kayıt kabul davalarına yönelik yasa yolu süresi ile ilgili İİK ‘da özel bir düzenleme olmadığı, esasa ilişkin olarak alacağın varlığı incelendiği için genel hükümlere uygun olarak yasa yoluna başvuru süresinin 15 gün olduğu hususunda farklı görüşler bulunmaktadır. Somut olayda, mahkemece gerekçeli kararda yasa yolunun iki hafta olarak belirtilmesi ve Anayasa Mahkemesinin 26.06.2014 tarihli ve 2012/855 Başvuru sayılı kararı ile 26.02.2015 tarih ve 2013/3954 Başvuru sayılı kararı gözetilerek hukuki belirsizlik bulunduğu gerekçesiyle mahkemeye erişim hakkı kapsamında davalı vekilinin iki haftalık süre içinde yaptığı 21.02.2017 tarihli istinaf kanun yolu başvurusunun incelenmesi gerektiğinden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurma talebinin süreden reddine ilişkin kararının kaldırılması gerekmiştir…” gerekçesi ile bozulmuştur.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 373/3. fıkrası gereğince, taraflar duruşmaya davet edilerek dinlenilmiş, usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar, uyulmasına karar verilen, Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere, davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak, mahkeme tarafından alacağın var olup olmadığının, var ise ne kadar olduğunun tespiti için davacı şirket defterleri üzerinde inceleme yapılmadan, eksik inceleme neticesinde iş bu davanın kabulü yönünden hüküm kurulduğunu, kararın haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu, kayıt kabul davasında ispat yükünün alacaklı olduğunu iddia eden tarafa ait olduğunu, bilirkişi rapor sonucunda 2 farklı vekalet ücreti ve masraflar eklemek suretiyle alacak tutarının belirlendiğini, İflas tarihine kadar yapılan hesaplamanın üzerine ( yani masraf ve vekalet ücreti dahil olmak üzere toplam 472.848,67 TL olarak talepte bulunulan miktarın üzerine bilirkişi tarafından hiçbir şekilde dayanak gösterilmeden ve açıklama yapılmadan söz konusu toplam tutar üzerine tekrardan masraf ve vekalet ücreti eklenerek talep edilen miktardan daha fazla bir sonuca ulaşmış olduğunu, rapora beyan ve itiraz dilekçelerinde belirtildiğini, mahkeme tarafından işbu itirazları dikkate alınmadan çelişkili hesaplamaya dayanarak hüküm kurulduğunu, ayrıca bilirkişi tarafından İcra vekalet ücretinin İflas masasına kaydedilip kaydedilemeyeceği hususunda herhangi bir görüş bildirilmediğini, zaten bilirkişinin hukukçu olmadığını, gerekçeli kararda itirazlarının değerlendirilmediğini, sonuca nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığını, vekalet ücretinin takip masrafı olarak algılamanın kanuna açıkça aykırı olduğunu, zira İcra dosyasının düştüğü ve İcra dosyasında bir ödeme yapılmadığı açık olduğundan icra vekalet ücretinin takip masrafı olarak algılamanın kanuna açıkça aykırılık teşkil ettiğini, eksik inceleme sonucu kurulan ve bu hususa dair gerekçeli kararda da herhangi bir neden gösterilmeyen hükmün kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. m).Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi , sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.Somut olayda, İstanbul …. İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile ilgili , 03.12.2014 tarihli cevabı yazıda, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/134 Esas sayılı dosyasında 14.04.2014 tarihinde iflasına karar verilen …Sanayi ve Ticaret A.Ş ‘ ile ilgili sıra cetveli ilanının 30.10.2014 tarihli … Gazetesinde ve 04.11.2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan edildiği bildirilmiştir. Dava ise, 12.11.2014 tarihinde yani cetvelin son ilan tarihinden itibaren yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir.Taraflar arasında, müflis …Sanayi Ve Tic.A.Ş hakkında, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/134 Esas sayılı dosyasında 14.04.2014 tarihli kararla iflas kararı verildiği, kararın kesinleştiği, davacı ve müflis şirket arasında ticari ilişkinin olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacının alacak iddiasını ve miktarını ispat edip etmediği, incelemenin ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olup olmadığı ile İİK 195. maddesi kapsamında takip masrafları arasında vekalet ücretine yer verilmesinin doğru olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, davacı alacaklı şirket tarafından, borçlu şirket hakkında, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında, 19.06.2008 tarihinde, 228.852,64 YTL asıl alacak, 93.668,24 TL işlemiş ticari faiz olmak üzere toplam, 322.620,88 YTL den oluşan fatura ( fiş ) alacağının tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu şirketin 24.07.2008 tarihli itiraz dilekçesinde, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/907 Esas sayılı dosyasında iflasın ertelenmesi davasında ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu karar gereği hiçbir işlem yapılamayacağını belirterek borca ve ferilerine itiraz ettiği, alacaklı tarafından İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/63 Esas, 2011/60 Karar sayılı dosyasında, 18.11.2008 tarihinde İtirazın iptali davası açıldığı, mahkemenin, 24.11.2011 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalının İtirazının toplam 239.811,51 TL üzerinden iptaline, takibin asıl alacak miktarı 228.952,64 TL ye takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanarak devamına karar verildiği, gerekçede, bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporu çerçevesinde özellikle davalının ticari defterlerinde davacıya 228.952,64 TL borçlu olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği, 31.05.2010 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacının incelenen 2003,2004,2005,2006,2007 yılı ticari defter kayıtlarında, davacı tarafından, davalıya düzenlenen muhtelif ebat ve cins kalıp işçiliği faturaları mahsup fişi ve yevmiye defteri kaydı ile davacı şirketin kasasından nakit olarak tahsil edildiğine dair muhasebe kaydı yapıldığı, davacı tarafından davalı tarafa düzenlenen muhtelif ebat ve cins kalıp işçiliği faturaları toplamı 1.048.549,59 YTL olarak belirlendiği, bu fatura bedellerinin şirket kasasından nakit olarak tahsil edildiği, buna göre davacı yanın davalı taraftan herhangi bir aşacağının bulunmadığının tespit edildiği, ancak, davacı tarafın 2003,2004,2005,2006,2007 yılı ticari defter kayıtlarında yer almayan davacı tarafından davalı tarafa düzenlenen tahsilat makbuz içinde dökümü yapılan davalı tarafından davacı adına keşide edilen çekler ve yine davalı tarafından davacı tarafın banka hesabına gönderilmiş havalelerin dökümünün yapıldığı, davacı şirketin davalı şirketten çek ve havale şeklinde 867.697,95 YTL tahsilat yaptığı, bu durumda davacının davalıdan 1.048.549,59 YTL -867.697,95 YTL= 180.851,64 YTL alacağı olduğu, 20.09.2011 tarihli ek bilirkişi raporunda ise, davalı şirketin ticari defter kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davalının 2003, 2004,2005,2006,2007 yılı ticari defterlerine kaydetmiş olduğu, davalının kendi ticari defterlerinde İcra takip tarihi itibariyle davacıya 228.952,64 TL borçlu olduğunun belirtildiği, davacı alacaklı vekilinin, 15.09.2014 tarihli dilekçe ile İflas idaresine başvurduğu, başvuru dilekçesinde, müflis şirketten iflasın açıldığı tarih itibariyle 495.649,19 TL alacaklı olduğunu İflas masasına kaydını talep ettiği, dilekçede, itirazın iptaline dair ilamın İcra takibini başlattıkları İcra dosyasına sunulduğunu ancak müflis hakkında iflas erteleme kararı bulunduğundan takibe devem edilemediğini, İcra takibinin durduğunu, ilamda müvekkili şirket lehine hükmedilen ilam vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin birer alacak kalemi olarak sisteme kaydedilemediğini, müflisin 14.04.2014 tarihinde iflas ettiğinin öğrenilmesi üzerine İcra dairesinden müflisin iflas tarihi itibariyle icra dosyasına olan borcunu gösterir kapak hesabı alındığını, iflas erteleme kararı bulunması dolayısıyla ilamda bulunmasına rağmen İcra sistemine işlenemeyen, 3.090,90 TL peşin harç, 1.250,93 TL yargılama gideri, 18.458,69 TL olmak üzere toplam 22.800,52 TL olduğunu, müflisten toplam 495.649,19 TL alacaklarının bulunduğunu belirterek alacağın masaya kaydını talep ettiği, İflas idaresi tarafından, 03.10.2014 tarihli kararla, müflis şirket yetkililerinin beyanı ve ibraz edilen belgelerin incelenmesi neticesinde kayıt alacağının 228.952,64 TL ‘lik kısmının kabulü İle 4. sıraya alınmasına, bakiye 266.696,55 TL nin ise yapılan ödemenin düşülmemesi, usulsüz ve fahiş faiz isteminden, iflas tasfiyesinde vekalet ücreti istenemeyeceği ve işin halli muhakemeyi gerektirdiği gerekçesi ile reddine karar verildiği, davacının borçlu şirket aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında başlatmış olduğu 03.07.2008 tarihli takip tarihinden, 14.04.2014 İflas tarihine kadar dosya kapak hesabının, 228.952,64 TL takipte kesinleşen miktar, 14.00 TL başvurma harcı miktarı, 18.937,16 TL vekalet ücret miktarı, 224.937,87 TL toplam faiz miktarı, masraf miktarı 7.00 TL olmak üzere toplam 472.848,67 TL olarak hesaplandığı, davacı vekili talebin reddedilen miktarı için kayıt kabul davası açtığı anlaşılmıştır.23.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafın inceleme günü ticari defterlerini incelemeye sunulmadığından defterler üzerinde inceleme yapılamadığı, davalının ….iflas idaresindeki defterlerinin incelendiği, davalı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapılmış olduğu, 14.04.2014 tarihinde İflas kararı verildiği, tasfiyesinin İstanbul …. İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden devam ettiği, İstanbul 20. ATM dosyasında, davalının ticari defterlerinde, davalının davacıya 228.952,64 TL borçlu olduğuna karar verildiğinin belirtildiği, davacının davalıdan 07.11.2007 tarihi itibariyle cari hesap bakiyesinden 228.952,64 TL alacağının hesaplandığı, 03.07.2008 tarihinden. 14.04.2014 tarihine kadar avans faiz tutarının 228.354,82 TL olduğu, başvuru harcı 14,00 TL, masraf 7,00 TL, vekalet ücreti 18.937,16 TL olmak üzere İflas tarihi itibariyle toplam alacak tutarının 476.265,62 TL olduğu, davacının kapak hesabı toplamının 472.848,67 TL olduğu, taleple bağlı olduğu, davacının İflas tarihi itibariyle toplam alacak tutarının 472.848,67 TL, “ vekalet ücretinin 18.458,69 TL, yargılama gideri 1.250,93 TL, peşin harç 3.090,90 TL =22.800,52 TL “ toplam 495.649,19 TL olduğu, bakiye 266.696,55 TL ‘nin davacı alacağı olarak kayda alınması gerektiği belirtilmiştir.Davalı müflis İdare vekili, bilirkişi raporuna karşı istinaf nedenlerinde ileri sürdüğü hususlara benzer nedenlerle itiraz etmiştir.Davacı vekili, rapor doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190/1. fıkrasında, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu belirtilmiştir. Benzer düzenlemeye, TMK’nun 6. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbirinin, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür ifadelerine yer verilmiştir. Her iki tarafta tacirdir. Davacı şirketin, davalı şirket hakkında iflas kararından önce başlattığı İcra takibine karşı davalı tarafın itirazı üzerine açılan İtirazın iptali davasında alınan bilirkişi raporunda, davalı şirketin usulüne uygun ticari defter ve kayıtlarında davacı alacağının mevcut olduğu belirtilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da aynı husus tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda, davalı müflis şirketin ticari defter ve kayıtlarının usülüne uygun düzenlendiği ve delil niteliğinde olduğu belirtilmiştir. HMK ‘nun 222. maddesinde ticari defterlerin ibrazı ve delil olması düzenlenmiştir. Düzenlemede, ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu, bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtların birbirinden ayrılmayacağına yer verilmiştir. Somut olayda, usulüne uygun olarak tutulan davalı müflis ticari defter kayıtlarına göre, davalı tarafın davacı şirkete ticari ilişki kapsamında borçlu olduğunun kabulü kaçınılmazdır. Çünkü kendi ticari defter ve kayıtlarında davalı müflisin davacı şirkete İflas tarihi itibarı İle ödenmemiş borçları mevcuttur. Davalı tarafça, bu bedellerin ödendiğine dair bir iddia veya belge ibraz edilmemiştir. Bu deliller karşısında davalı tarafın davacının alacak iddiasını ispatlaması gerektiğine dair iddialarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Diğer yandan, davacının masaya yazdırılması gereken alacak kalemlerinin değerlendirilmesi gerekecektir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun yedinci babında iflasın hukuki neticeleri düzenlenmiştir. Yasanın 184. maddesi “ İflas Masası“, üst başlığı ise “Borçlunun Malları Hakkında İflasın Neticeleri “ dir. 193. maddesinde, “ Takibin durması ve düşmesi “ başlığı ile iflasın açılmasının, borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takiplerle, teminat gösterilmesine İlişkin takipleri durduracağı, iflas kararının kesinleşmesi ile bu takiplerin düşeceği, iflasın tasfiyesi müddetince müflise karşı birinci fıkradaki takiplerden hiçbirinin yapılamayacağı, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplere iflastan sonra da takip alacaklıları tarafından İflas masasına karşı devam edileceği, satış bedelinin 151’inci maddeye göre rehinli alacaklılara paylaştırılacağı, artan kısmın İflas masasına intikal edeceğine yer verilmiştir.” Alacaklıların Hakları Üzerine İflasın Tesirleri “ üst başlığı ile 195. maddede, “ Müflisin borçlarının muacceliyet kesbetmesi “ başlığı ile, borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılmasının müflisin borçlarını muaccel kılacağı, iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ve takip masraflarının anaya zammolunacağı ifade edilmiştir.Somut olayın yasal düzenlemeler kapsamında değerlendirilmesi halinde, davacının İflas kararından önce müflise karşı başlatmış olduğu İcra takibinin İflas kararının kesinleşmesi ile düştüğü anlaşılmaktadır. Yani takip hükümsüz kalmıştır. Bu durumda fiilen yapılan takip masrafları haricinde, vekalet ücreti ve tahsil harcına karar verilemeyecektir. ( Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2001/7124 Esas, 2002/483 Karar ve 24.01.2002 tarihli emsal ilamda, “İİK .nun 195. maddesinde takip masraflarınında masaya kaydının istenebileceği hükme bağlanmış olup, vekalet ücreti ve tahsil harcı haricindeki diğer takip masraflarının masaya kabul edilmemesi isabetli değildir “ şeklinde belirtilmiş, emsal, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/2703 Esas, 2016/5220 Karar ve 30.11.2016 tarihli ilamında ise, ilk derece mahkemesi tarafından, “…İİK ‘nın 195. maddesi uyarınca, müflisin borçlarının İflas ile birlikte muaccel hale geleceği ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masraflarının asıl alacağa ekleneceği, bilirkişilerin işlemiş faiz hesabını doğru yaptığı ancak yasal düzenlemenin aksine vekalet ücretinin de asıl alacağa eklendiği İİK 195. maddesinde takip masrafları arasında vekalet ücreti ve tahsil harcına yer verilmediği bu nedenle bilirkişilerin hesaba ekledikleri ….TL vekalet ücreti haricindeki alacağın subuta erdiği gerekçesiyle…” bakiye kısmın müflisin İflas masasına kayıt kabulüne karar verildiği …., “ şeklinde verilen karar özeti ilamda açıkça gösterilerek karar onanmıştır .) Bu açıklamalar doğrultusunda, davacı talebinin yeniden değerlendirilmesine ihtiyaç durulmuştur. Davacı, 03.07.2008 takip talebinde, 228.952,64 YTL asıl alacak talebi ile birlikte 93.668,24 YTL işlemiş faiz talep etmiş, itirazın iptali davasının görüldüğü İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/63 Esas, 2011/60 Karar ve 24.11.2011 tarihli ilamı ile toplam 239.811,51 TL üzerinden İtirazın iptaline, asıl alacak 228.952,64 TL ye takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanarak takibin devamına, 3.090,90 TL peşin harcın, 1.250,93 TL mahkeme masraflarının, 18.458,69 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Masa tarafından, mahkemenin kabul ettiği asıl alacak miktarı 228.952,64 TL kabul edilerek bakiye talep reddedilmiştir. İİK 195. maddesi gereğince, iflasın açılması ile açıldığı güne işlemiş faiz ve takip masraflarıda asıl alacağa ekleneceğinden, bilirkişi tarafından, takip tarihinden, iflasın açıldığı tarihe kadar hesaplanan 228.354,82 TL işlemiş faiz alacağı ( talep 224.937,87 TL ) ile icra dosyasında gerçekleştirilen 14,00 TL başvuru harcı ile 7,00 TL masraf olmak üzere toplam 224.958,87 TL ile İtirazın iptali dosyasında davalı aleyhine hükmedilen, 18.458,69 TL vekalet ücreti, 1.250,93 TL yargılama gideri ve 3.090,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 22.800,52 TL nin ilavesi ile 247.759,39 TL nin kabulü ( toplam talep edilen, 266.696,55 TL den İcra takip dosyası için talep edilen 18.937,16 TL ‘ vekalet ücret alacağının mahsubu neticesinde 247.759,39 TL ) ve müflis şirketin İflas masasına kayıt kabulü gerekirken, yasa gereğince düştüğü kabul edilen İcra takip dosyası için hesaplanan vekalet ücreti alacağının da masaya kaydı yönünden karar tesisi isabetli olmamıştır.Açıklanan tüm nedenler ve özellikle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 193, 195. maddeleri ve mahkeme kararının yeterli gerekçeyi içermemesi nedenleri ile, davalı … İdare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Ancak yapılan hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı … İdare vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1392 Esas, 2016/723 Karar ve 14.12.2016 tarihli kararının KALDIRILMASINA,3- a ) Davanın kısmen KABULÜNE, b) 247.759,39 TL nin müflis … Sanayi ve Ticaret A.Ş ‘nin İflas masasına KAYIT VE KABULÜNE,c) Fazla talebin REDDİNE, d) Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 29,20 TL karar harcından peşin olarak alınan 25,20 TL ‘nin mahsubu ile bakiye 4,00 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, e) Davacının yapmış olduğu 500,00 TL bilirkişi ücreti, 18,00 TL tebligat gideri ve 54,40 TL olmak üzere toplam 568,40 TL yargılama giderinin takdiren 500,00 TL ‘lik kısmının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,f) Taraflar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ,1.800,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen miktar üzerinden takdir edilen 1.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,g) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 333. maddesi gereğince, hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatıran tarafa iadesine,4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı İle istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5- Davalı tarafça karşılanan fazla harcın varlığı halinde, hükmün kesinleşmesi ve talep halinde davalı tarafa iadesine, 6- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.700,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı tarafa verilmesine, 7- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile hakim …’nın muhalefeti ile karar verildi.16/01/2020

MUHALEFET ŞERHİ İİK’nın 195/1. maddesinin “Borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar. İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur.” hükmü uyarınca iflas tarihine kadar doğan iflas alacağı ve fer’ileri ile takip masrafları konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp, belirlenen tutarın kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerekir. İİK’nın 195. maddesine göre iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda feri alacak niteliğinde bulunan vekalet ücretinin dahil edilerek yapılan hesaplamada ve rapor doğrultusunda tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 02.12.2019 tarih, 2016/6886 Esas, 2019/5042 karar sayılı kararında aynı hesap yöntemini belirleyen mahkeme kararını onamıştır. Başvurunun reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluk görüşüne muhalifim.