Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3440 E. 2020/1822 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3440 Esas
KARAR NO: 2020/1822
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 22/05/2019
NUMARASI: 2019/52 Esas, 2019/573 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete sağlık sigorta poliçesi ile sigortalı …’nin 08/02/2011 tarihinde … plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunurken bu araçla …’ye ait … plakalı aracın çarpışması sonucu ağır yaralandığını, davalı … sigortanın … plakalı aracın sigortacısı olduğunu, kazada … plakalı araç sürücüsünün %75, davalı …(…) sigorta şirketinin sigortacısı olduğu … araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğunu, sigortalının 64.959,46 Euro tutarındaki tedavi masraflarının müvekkili şirket tarafından karşılandığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 64.959,46 Euro maddi tazminatın fiili ödeme tarihindeki kur değeri üzerinden TL karşılığının temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı SGK ve … Sigorta A.Ş. vekilleri cevap dilekçelerinde davanın reddini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; davalı SGK’nin sorumluluğu, kurum tarafından gerçekleştirilen bir haksız fiile dayalı bulunmayıp, 2918 sayılı Kanunun 98. madesi atfıyla, kazazedeye 5510 sayılı Kanun çerçevesinde yapılacak tedavi yardımı kapsamı ile ilgilidir. Bu haliyle dava, kapsamını 5510 sayılı Kanunun belirlediği sosyal güvenlik hukukunu ilgilendirmekte olup; uyuşmazlığın, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 ve 7/3. maddeleri ile 5510 sayılı Kanunun 101. maddesi uyarınca, SGK davalarına bakmakla görevli İş Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. İstanbul BAM 37. Hukuk Dairesi’nin 15/03/2018 tarih, 2018/97 esas, 2018/298 karar sayılı ilâmı, davamıza konu olaylar birebir örtüşmektedir. Bu emsal karar da gözönüne alınarak davaya bakma görevinin SGK davalarına bakmakla yetkili İş Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Gerekçesi ile dava dilekçesinin görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusunun, sigorta şirketinin trafik kazası sonucunda ödediği tedavi giderinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ve 2918 sayılı kanun kapsamında rücuen tazmini talebine ilişkin olup üç davalıdan ikisinin sigorta şirketi olduğunu, 6102 Sayılı TTK’nın 3. 4.5.1401 ve 1483 vd. Maddeleri gereğince davanın ticari dava niteliğinde bulunduğunu, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, trafik kazası sonucu ödenen tedavi giderlerinin sağlık sigorta poliçesi kapsamında rücuen tahsili istemidir. Dosya kapsamına göre dava dışı sigortalı …’nin … nolu “Sağlık Sigorta Poliçesi” ile davacı … nezdinde sigortalı olduğu, 08.02.2011 kaza tarihinde, …’ye ait … plakalı araç ile …’ye ait … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında, … plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan dava dışı sigortalı …’nin yaralandığı, davacının sigorta poliçesi gereğince ödediği tedavi giderlerini, rucü’en araçların trafik sigortasını düzenleyen davalı … şirketleri ile 6111 sayılı kanunun kapsamında davalı kurumdan talep ettiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, davanın İş Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile verilen görevsizlik kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Haksız fiil 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş, tazminatın mahiyeti ve kapsamı hakkında çeşitli hükümlere yer verilmiştir. Diğer taraftan, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1483/1. maddesinde sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş, aynı Kanunun 4/1-a maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 1. maddesi gereğince, İş kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemelerinin kurulacağı düzenlenmiştir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 67. maddesinde, sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları düzenlenmiş, 101. Maddede ise, bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanması ile ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemesinde çözüleceği belirtilmiştir. Somut olayda, davacı, sigortalısı dava dışı yaralanan ve tedavi hizmetlerinden yararlanan kişi ile davalı arasında İş Mahkemeleri Kanununun tanımında belirtilen şekilde işçi işveren ilişkisi söz konusu değildir. Taraflar arasındaki dava konusu uyuşmazlık haksız fiil olan trafik kazasıdır. Yasal düzenleme ile trafik kazalarından dolayı tedavi giderlerinden SGK nun sorumlu tutulması, tarafların sıfatını ve mahkemenin görevini değiştiremez. Mahkemelerin görevi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1. maddesinde belirtildiği gibi ancak kanunla düzenlenir ve kamu düzenindendir. Somut olayda davacı, trafik kazası sonucu yaralanan özel sağlık sigortası ile sigortalı için ödenen tedavi masraflarının araçların zorunlu mali mesuliyet sigortacısından ve Sosyal Güvenlik Kurumundan rücuan tazminini talep etmektedir. Bu durumda uyuşmazlık, davalı … şirketleri açısından sigorta poliçesindeki miktar ile sınırlı olarak ödeme yapılmasına ilişkin olup, zorunlu sigortanın 6102 sayılı TTK’da düzenlenmesine ve aynı Kanunun 4. maddesi uyarınca bu kanunda düzenlenen işlerden kaynaklanan hukuk davalarının ticari dava niteliğinde olduğunun kabul edilmesine ayrıca davacının da sigorta şirketi olmasına göre, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 5/11/2015 tarih 2015/9395 E. 2015/10556 K. Sayılı ilamı) Açıklanan nedenlerle, bu davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğu halde, hukuki ilişkinin ve maddi olayın tespitinde yanılgıya düşülerek, İş Mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenlerle kabulü ile, HMK 353/1a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kesin olarak kaldırılmasına, dosyanın usulünce delillerin toplanarak yargılama yapılması ve karar verilmesi için mahkemesine iadesine karar verilmiştir
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/52 E. 2019/573 K. 22/05/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 165,70 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 66,40 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1a.3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.01/10/2020