Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/340 E. 2022/466 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/340 Esas
KARAR NO: 2022/466
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2018
NUMARASI: 2016/803 Esas, 2018/795 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete sigortalı … Ltd. Şti.’ne ait işyerinin bitişiğindeki davalıların maliki bulunduğu … Apartmanına ait çatıdan inen ve sigortalı binaya yakın zeminden geçen borulardan sızan suların sigortalıya ait işyerine sirayet etmesi nedeniyle hasara uğradığını, sigortalıya 20.020,00 TL. Hasar ödemesi yapıldığını, dahili su hasarı nedeniyle ortaya çıkan zarardan bina maliki davalıların gayrimenkuldeki hisseleri oranında sorumlu olduklarını, davalılar aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarının aksine dava konusu zararın oluşuna … Apartmanının çatısından gelen yağmur iniş borusu ve borunun kanalizasyona bağlandığı dirsekten su sızmasının neden olmadığını, dosyaya sunulan 19/09/2014 tarihli ekspertiz raporunda “hadisenin bitişikteki … nolu … apartmanının çatıdan inen ve sigortalı binaya yakın zeminden geçen borulardaki aşırı basınçtan kaynaklanmakta olduğundan rücu imkanının mevcut olup olmadığına ait kararın tarafımızca verilmesi uygun bulunmuştur” yönündeki tespit ve değerlendirmenin müvekkillerinin zarardan sorumlu olmadığının açık kanıtı olduğunu, davaya konu zararın no:..’de bulunan … apartmanının bahçesinde gider olmamasından, aşırı yağış sonucu borularda basınç oluşması ve bahçede biriken yağmur sularının da, kanalizasyon sisteminin tıkalı olması nedeniyle tahliye edilememesinden kaynaklandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda; zararın davalıların müşterek maliki olan … apartmanından kaynaklanmadığı hasara doğal kullanım sonucu yıpranmanın sebep olduğu gerekçesi ile davanın davanın REDDİNE, karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; dava konusu hasarın doğal kullanım sonucu bir sızıntıdan ibaret olmadığını, hasardan sonra İSKİ tarafından çalışma yapıldığını, zarar veren borunun boşaltılarak kullanıma kapatıldığını, hükme esas alınan kök ve ek heyet raporunda işyerinin, girişe göre sol yan duvarının üzerinde bulunan ortak alandan sızan suların hasara neden olduğundan bahsedildiğini, bu görüşün hiçbir maddi dayanağının bulunmadığını, İSKİ’nin yaptığı çalışma ile ilgili belgelerin celpedilmeden karar verildiğini, keşif sırasında doğal kullanım nedeniyle yıprandığı belirtilen kapı ve parkelerin, hasardan sonra tekrardan yapılan ve kullanılan kapı ve parkeler olduğunu, kök ve ek bilirkişi heyet raporları doğrultusunda verilen kararın hatalı olduğunu, ne … Apartmanının arka cephesindeki su borusunun ne de … cephesine bakan yönde bulunan su borusunun dava konusu hasar ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, iki bina arası mesafenin 6 m. olmasının davalılar lehine yorumlanmasının mümkün olmadığını, eksik incelemeye dayalı karar verildiğini, yan bina maliklerinin kusuru ile hasarın oluştuğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava; sigorta hasar bedelinin rücuen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir.HMK’nun m. 114/1-c gereğince görev dava şartı olup HMK’nun m. 115/1 uyarınca taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. Taraflar da yargılama süresince mahkemenin görevli olmadığını ileri sürebilirler. Dosya kapsamından, dava dışı … Ltd. Şti. ile davacı arasında … Paket Sigorta Poliçesi tanzim edildiği, teminat altına alınan iş yerinde hasar oluştuğu, davacının hasar bedelini sigortalısına ödediğinden bahisle 6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet ilkesi uyarınca davalılar aleyhinde takip başlattığı, takibe itiraz edilmesi üzerine eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık; hasarın, sigortalı işyerinin bitişiğinde bulunan bina maliklerinin kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı noktasında toplanmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih ve 37 E.- 9 K. 3 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu dâvası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. Bir başka deyişle, sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki dava, ticari dava niteliğinde ise davaya Ticaret Mahkemesinde bakılacak, böyle değilse yani esas uyuşmazlık ticari nitelikte değilse böyle bir dava da Ticaret Mahkemesi görevli olmayacaktır. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nun 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nun 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür. Somut uyuşmazlıkta, dava dışı sigortalı tacir olup husumetin yöneltildiği davalılar sigortalı işyerinin bitişiğindeki binanın kat malikleridir. Davalıların tacir olmadığı olayın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlıkta görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.Açıklanan nedenlerle, mahkemece dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girmesi isabetli olmamıştır. Bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/803 E. 2018/795 K. 13.07.2018 tarihli kararının HMK 353/1a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, a-Açılan davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK.114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava dilekçesinin usulden REDDİNE,b)6100 sayılı HMK’nın 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,c)İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,d) 6100 sayılı HMK 331. maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin davanın açıldığı mahkemenin dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA, e)Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA,f)Sair işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE,3-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1b-2 bendi gereğince düzeltilerek aynı yasanın 353/1-a-3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/04/2022