Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3396 E. 2020/1093 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3396 Esas
KARAR NO: 2020/1093
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26/12/2018
NUMARASI: 2017/1332 Esas, 2018/968 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ: 18/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalılardan … A.Ş.’nin keşideci, davalı … Ltd.Şti’nin lehdarı olduğu 15/06/2017 tarihli çekin tahsili için davalılar aleyhine iflas takibi başlattığını, davalıların takibe haksız itiraz ettiklerini, bir adet fotokopi yazıya dayanarak çekin teminat için verildiğinin iddia etmişlerse de, çekin borç çeki olduğunu, çekte vade tarihi olmak üzere tüm yasal unsurların mevcut olduğunu, teminat çekinde vade olmayacağını, vade bölümünde teminat içindir şeklinde bir ibare yazılmış olması gerektiğini, ayrıca tek başına teminat kaydının da çeki teminat çeki haline getirmeyip, çekin neyin teminatı olduğunun ayrıca belirtilmesi gerektiğini belirterek davalıların İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yönelik itirazlarının kaldırılmasına ve ayrı ayrı iflaslarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; çekin davacı ile davalı … AŞ arasındaki sözleşmenin teminatı olarak davacı şirkete verildiğini, davacı şirket muhasebe biriminin de, takibe konu çeki teminat olarak aldığını yazıp imza ettiğini, çekteki tarihin 4 ay uzatılmasının da çekin teminat amaçlı verildiğini gösterdiğini, sözleşme edimlerinin zamanında yerine getirilmemesinde davacının kusurunun neden olduğunu, müvekkilinin takibe konu çekin karşılığını sözleşmeye dayalı olarak ifa ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, çekin teminat amaçlı olduğunu savunan davalı tarafın savunmasını kanıtlaması gerektiğini, takibe konu çekin üzerinde teminat çeki olduğuna dair kayıt olmadığı gibi, davalı tarafça sunulan sözleşmede de takip konusu çekin teminat senedi olduğuna ve teminat çeki düzenleneceğine dair kayıt bulunmadığı, çek fotokopisi altındaki davacı şirket çalışanı yazısının çekin teminat çeki olduğunu göstermeye yetmeyeceği, davalıların takibe itirazının haksız olduğu ve depo emrine rağmen borcun ödenmediği gerekçesiyle davalıların takibe itirazlarının kaldırılmasına ve iflaslarına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalılar vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde, cevap dilekçesini tekrarla; davacı şirket çalışanının “işbu teminatı elden teslim aldım” yazısı ile çeki aldığını, çekin sözleşmenin teminatı olarak davacıya verildiğini, müvekkillerinin borca batık olmadığını belirerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf talebine cevabında, önceki beyanlarını tekrarla çekin teminat çeki olmadığını belirterek istinaf başvurusunun reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava; takibe itirazın kaldırılması ve iflas talebine ilişkin olup, davanın, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde ve davalının muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açıldığı görülmektedir. Mahkeme, takipli iflas prosedüründe, genel hükümlere göre yapacağı inceleme sonucunda alacağın mevcut olduğunu tespit eder ve davalının itiraz ve def’ilerini yerinde bulmaz ise itirazın kaldırılmasına karar verir ve bu halde iflas takibi kesinleşeceğinden iflas talebini İİK’nın 166. maddesindeki usule göre ilan eder (KURU B./ARSLAN R./YILMAZ E.; İcra ve İflas Hukuku 23. Baskı, Ankara 2009, s. 471). Diğer yandan başka alacaklılar tarafından davaya müdahale edilmez veya yapılan itirazlar yerinde görülmez ise, borçluya alacağın ödenmesi konusunda ihtaratlı depo kararı verilir (Yargıtay 23. HD’nin 2015/1364 Esas, 2016/2405 Karar sayılı kararı). İİK’nın 158. maddesi, “Alacaklının iflas takibi kesinleştiğinde 166’ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir. İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahale veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler.” hükmünü, 166. maddesi, “ Daire ayrıca kararı, karar tarihinde, tirajı ellibinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biri ile birlikte iflas edenin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki bir gazetede ve Ticaret Sicili Gazetesinde ilan eder.” hükmünü içermektedir. Somut olayda, mahkemece itirazın kaldırılması ile davalının iflasına karar verilmiş ise de, tesis edilen hüküm takipli iflas prosedürüne uygun değildir. Zira, yargılama aşamasında alacağın varlığının belirlenmesi hâlinde itirazın kaldırılmasına karar verilerek takip kesinleştirilip, daha sonra depo kararı verilmesi gerekirken, İİK’nın 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasındaki usul uygulanarak sonuca gidilmesi ve Mahkemece İİK’nın 166/2. maddesi uyarınca yukarıda belirtilen ilanlar yapılmadan, davalı şirketin iflasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Sonuç olarak davalı vekilinin yukarıda açıklanan nedenlerle istinaf başvurusunun kabulü ile şimdilik diğer istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, yapılan açıklamalar çerçevesinde ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereği kaldırılmasına karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1332 Esas, 2018/968 Karar, 26/12/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 39,10 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL harçtan peşin olarak yatırılan 121,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,30 TL olmak üzere toplam 66,40 TL harcın davalı … SANAYİ VE TİCARET A.Ş’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 39,10 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL harçtan peşin olarak yatırılan 121,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,30 TL olmak üzere toplam 66,40 TL harcın davalı … TİCARET LTD ŞTİ’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/06/2020