Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3382 E. 2020/1033 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3382 Esas
KARAR NO: 2020/1033
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/07/2019
NUMARASI: 2018/916 Esas, 2019/640 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı hakkında fatura alacağının tahsili için Bakırköy İcra Daire’sinde takip başlattıklarını, ancak davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek davalının takibe itirazının iptalini ve alacağın % 20’si oranında icra tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında, müvekkilinin yerleşim yeri Çorlu/Tekirdağ olduğundan, davada yetkili mahkemenin Corlu Mahkemeleri olduğunu belirterek öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davalının cevap süresinde adresi olan Çorlu Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtmişse de, yetki ilk itirazında bulunduğu, taraflar arasındaki yetki sözleşmesi gereğince davada İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, mahkemenin yetkisizliğine, süresinde başvurulması halinde dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmedeki imza müvekkiline ait olmadığından yetki şartına göre karar verilemeyeceğini, sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilirse sözleşme gereği takipte de İstanbul İcra Daireleri’nin kesin yetkili olduğunu, ancak takibin yetkisiz icra dairesi olan Bakırköy İcra Dairesinde yapıldığını, mahkemece yetkisiz icra dairesinde yapılan takip nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ve müvekkili lehine yargılama giderine hükmetmesi gerekirken sadece kendi yetkisi yönünden karar verdiğini belirterek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddini ve müvekkili lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf talebine cevap vermemiştir.
GEREKÇE Dava, faturaya dayalı alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde; davacı alacaklının faturaya dayalı alacağın tahsili için davalı borçlu aleyhine İstanbul İcra Dairesi’nde takip başlattığı, davalının süresinde yetkili icra dairesinin adresi olan Bakırköy İcra Daireleri olduğunu belirterek icra dairesinin yetkisine ve ayrıca borca itiraz ettiği, davacının yetki itirazını kabulü üzerine dosyanın gönderildiği Bakırköy … İcra Dairesinde çıkartılan ödeme emrine karşı da davalının borca ve ferilerine itiraz ettiği görülmektedir. Mahkemece, davada taraflar arasındaki sözleşme ile belirlenen İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine ve kararın kesinleşmesi halinde dosyanın İstanbul Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, davalı taraf, takibin de yetkili icra dairesinde yapılmadığını belirterek davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf yoluna başvurmuştur. İtirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunmalıdır. Dolayısıyla, mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da salt bu nedenle reddine karar vermesi gerekmektedir. Artık bu durumda, mahkemenin kendi yetkisine yapılan bir itiraz varsa bunu incelemesine gerek kalmamaktadır. İcra dairesinin yetkili olduğunun anlaşılması halinde, bundan sonra mahkemenin yetkisine yönelik itirazı incelemesi, sonucuna göre gerekli kararı vermesi gerekmektedir. İİK’nın 67. maddesine dayanan davanın, mutlaka takibi yapılan icra dairesinin yetki çevresinde açılacağını gösteren bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla, başka bir yer mahkemesinin başka bir yer icra dairesindeki takibe yapılan borca itirazı incelemesinde yasal bir engel bulunmadığı da gözetilmelidir (Yargıtay 23. HD’nin 2015/6427 Esas, 2016/3930 karar sayılı kararı). İİK’nın 50 maddesi uyarınca para veya teminat borcu için takip hususunda, HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanır. Somut olayda, davacı alacaklının faturaya dayalı alacağın tahsili için davalı borçlu aleyhine İstanbul İcra Dairesi’nde takip başlattığı, davalının yetkili icra dairesinin Bakırköy İcra Daireleri olduğunu belirterek takibe itirazı üzerine, davacının yetki itirazını kabul ettiği ve icra dosyasının Bakırköy İcra Dairesi’ne gönderildiği görülmektedir. Davalının yetki itirazı kabul edilerek, Bakırköy İcra Dairesi’nde takibe devam edildiğine göre, Bakırköy İcra Dairesi’nin takipteki yetkisi kesinleşmiştir. Bu nedenle, davalının, takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesine dair istinaf talebi yerinde değildir. Ancak davalı, davada da adresi olan Çorlu Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu belirterek yetki ilk itirazında da bulunmuş olup, mahkemece, icra dairesinin yetkili olduğunun anlaşılması halinde, bundan sonra mahkemenin yetkisine yönelik itirazı incelemesi, sonucuna göre gerekli kararı vermesi gerekmektedir. İİK’nın 67. maddesine dayanan davanın, mutlaka takibi yapılan icra dairesinin yetki çevresinde açılacağını gösteren bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla, başka bir yer mahkemesinin başka bir yer icra dairesindeki takibe yapılan borca itirazı incelemesinde yasal bir engel bulunmadığı gözetilmelidir. Dosya kapsamından, takipte ve davada, davalıya tebligatın Çorlu’da yapıldığı ve davalının yerleşim yerinin Çorlu olduğu anlaşılmaktadır. HMK’nın 6. maddesi uyarınca, davanın açıldığı tarihteki davalının yerleşim yeri mahkemesi genel yetkilidir. Öte yandan HMK’nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa yeri mahkemesi de yetkili olup, BK’nın 89. maddesi uyarınca para borçlarının alacaklının adresinde ifa edilmesi gerektiğinden, davacı alacaklının adresi mahkemesinin de davada yetkili olduğunu kabulü gerekir. Ne var ki, davanın, davalının adresi ya da sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılmadığı görülmektedir. Bu nedenle, mahkemece, davalının yetki ilk itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine, süresinde ve talep halinde dosyanın yetkili Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yetki sözleşmesi ile belirlenen yer mahkemesinin yetkisi kesin yetki olmamasına rağmen, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin kesin yetkili olduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Diğer taraftan davalının yetki ilk itirazında, yetkili olduğunu belirtmediği İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğuna karar verilmesi, ayrıca gerekçeli kararda yetki ilk itirazının yerinde olduğu belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında kesin yetkili mahkemede açılmayan davanın usulden reddine karar verilerek, yetkinin kesin olmadığı dava ile yetkinin kesin olduğu davalara ilişkin verilecek karar karıştırılarak çelişki oluşturulması da hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle yetki ilk itirazı uyarınca davayı görmeye Çorlu Mahkemeleri olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen neden ile kabulü ile, HMK’nın 353/1.a.3 bendi gereği esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/916 Esas, 2019/640 Karar, 01/07/2019 tarihli kararının HMK’nın 353/1.a.3 bendi gereğince KALDIRILMASINA, 3-a)Davalının yetki ilk itirazının kabulü ile mahkemenin YETKİSİZLİĞİNE, yetkili mahkemenin Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğunun tespitine, b)6100 sayılı HMK.20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ÇORLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE (TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) GÖNDERİLMESİNE, c) İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA, ç) 6100 sayılı HMK 331.maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin davanın açıldığı mahkemenin dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA, d)Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA, e)Sair işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 39,10 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL harçtan peşin olarak yatırılan 121,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,30 TL olmak üzere toplam 66,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/06/2020