Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3376 E. 2023/509 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3376 Esas
KARAR NO: 2023/509
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16/03/2017
NUMARASI: 2014/1143 Esas, 2017/254 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 11/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili nezdinde sağlık sigorta poliçesi ile sigortalı …’ın sevk ve idaresindeki araç ile davalı …’in maliki olduğu aracın 26/11/2009 tarihinde çarpışması sonucunda sigortalının yaralandığını, müvekkilinin sigortalının tedavi gideri olarak 22.938,45 Euro ödeme yaptığını, kazada davalının maliki olduğu araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, davalı … şirketinin aracın zorunlu trafik sigortacısı olarak ödedikleri tedavi giderinden sorumlu olduğunu belirterek 22.938,45 Euro’nun kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı … vekili cevabında; kazaya ilişkin ceza dosyasının sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini, davacının sunduğu belgelerin Almanca olması nedeniyle beyan haklarını saklı tuttuklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevabında; davacının talep hakkının zamanaşımına uğradığını, 25/02/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 Sayılı Yasa’nın 59. maddesi uyarınca trafik kazalarındaki sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, Yasa’nın geçiçi 1. maddesi uyarınca 25/02/2011 tarihinden önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de kurumca karşılanması gerektiğini, müvekkilinin tedavi giderlerini teminat yükümlülüğünün 6111 Sayılı Yasa ile getirilen düzenleme nedeniyle sona erdiğini, davacının zararını ve olayda müvekkilinin sigortalısının kusurunu ispatlaması gerektiğini, avans faizi istenemeyeceğini belirterek davanın davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, 6111 Sayılı Yasa’nın yürürlük tarihinden önce meydana gelen trafik kazalarında ödenmemiş sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağı, ödenmiş tedavi giderinden SGK’nın sorumlu tutulamayacağı, bu nedenle davacı sağlık sigortacının yasanın yürürlük tarihinden önce ödediği tedavi giderinden davalı araç maliki ile davalıya ait aracın zorunlu sigortacısı davalı şirketinin sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 22.938,45 Euro’nun dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davacının ödeme tarihinden faiz talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davalı … vekili ile katılma yolu ile davacı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; 25/02/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 Sayılı Yasa’nın 59. maddesi uyarınca trafik kazalarındaki sağlık hizmet bedellerinden SGK’nın sorumlu olduğunu, Yasa’nın yürürlük tarihinden öncesi için müvekkili şirketin prim aktarımı yaptığını ve sorumluluğunun kalmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili katılma yolu ile istinaf nedenleri olarak; davaya konu tazminat talebinin haksız fiile dayandığını, haksız fiil sorumlusunun, ihtara gerek kalmaksızın haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düştüğünü, halefiyete dayalı açılan davada son ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edilebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını ve tüm davalılar yönünden son ödeme tarihinden itibaren alacağa faiz uygulanmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, trafik kazası sonucu cismani zarara uğrayan sigortalısı için tedavi gideri ödeyen davacı sağlık sigortacısının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia edilen davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı … nezdinde sağlık sigorta poliçesi ile sigortalı …’ın 26/11/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazası ile yaralandığı, davacı sağlık sigorta şirketinin, sigortalının tedavi gideri olarak 22.938,45 Euro ödeme yaptığı, sigortalıya ödenen sigorta tazminatının araç maliki ve trafik sigortacısından rücuen tahsili için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, 6111 Sayılı Yasa’nın yürürlük tarihinden önce meydana gelen trafik kazalarında ödenmemiş sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağı, ödenmiş tedavi giderinden SGK’nın sorumlu tutulamayacağı, davacı sağlık sigortacısının yasanın yürürlük tarihinden önce ödediği tedavi giderinden davalılar araç maliki ve trafik sigortacısının sorumlu olduğu kabul edilmiş, davalı trafik sigortacısı ile davacı vekili hükmü istinaf etmiştir. İstinaf konusu uyuşmazlık; davacı … şirketinin, 6111 Sayılı Yasa’nın yürürlüğünden önce gerçekleşen trafik kazasında yaralanan sağlık sigorta poliçesi ile sigortalı sigortalısı için ödediği tedavi giderinden, 6111 Sayılı Yasa’nın 59. maddesi uyarınca dava dışı SGK’nın sorumlu olup olmadığı, rücu tazminatına hangi tarihten itibaren faiz uygulanması gerektiği noktasında toplanmaktadır. 1-Davalı trafik sigorta şirketi trafik kazası nedeniyle ödenen tedavi giderinden dava dışı SGK’nın sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. 25.02.2011 tarihinde 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunun 59. maddesi ve geçici madde 1 ile trafik kazası sebebi ile kazazedelerin sağlık hizmet bedellerinin, sosyal güvenceleri olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı ve yine bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre; 6111 Sayılı Kanun gereği yasanın yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeni ile sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Bu nedenle davacının dava konusu tedavi giderlerinden belgeli/faturalı sağlık giderlerinin tümünden Sosyal Güvenlik Kurumu, belgesiz/paramedikal giderlerden ise aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı sorumludur. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/212 Esas, 2020/88 Karar sayılı kararı) Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değiştirilen 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesi ve geçici 1. maddesi gereği, kanunun yürürlüğünden önceki kazalara ilişkin olanlar da dahil olmak üzere, tüm tedavi giderlerinden sorumluluğun SGK’ya geçtiği kabul edilmiş; ancak 27.08.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililerine Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin geçici 1. maddesindeki “Kanunun yayımı tarihinden önce meydana gelen trafik kazalarından kaynaklanan ve anılan tarih itibariyle ödenmemiş tüm tedavi gideri bedelleri kanunun geçici 1. maddesi kapsamında kurumca ödenir. Bu tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle ilgili sigorta şirketlerinden ve …ndan tahsil edilen tutarlar bakımından ilgili sigorta şirketlerine ve …na herhangi bir iade yapılmaz. Bu tutarlar kuruma bu yönetmelik uyarınca aktarılan tutarlardan mahsup edilemez” düzenlemesi gereği, 6111 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce olduğu için, ödenen tedavi giderinden dava dışı SGK’nın sorumlu olmadığı belirtilmiş, mahkemece denetime elverişli bulunan bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı araç maliki ve sigorta şirketi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6111 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek üzere çıkartılan ve 27.08.2011 tarihli 28038 numaralı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin 1/3 maddesinde “bu Yönetmelik Zorunlu Trafik Sigortası, Zorunlu Taşımacılık Sigortası ve Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortasını kapsar” düzenlemesinin yapıldığı, davacının düzenlediği poliçenin ise “Can Sağlığı Sigorta Poliçesi” olduğu dikkate alındığında, mahkemece hükmü istinaf eden kazaya karışan aracın ZMMS sigortacısı davalı … T.A.Ş yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekir. Nitekim Yargıtay 17. HD’nin 06/11/2019 tarih ve 2016/18316 Esas, 2019/10225 Karar sayılı kararı ile 27/01/2020 tarih ve 2019/212 Esas, 2020/88 Karar sayılı kararında 6111 Sayılı Yasa’nın yürürlüğünden önce gerçekleşen trafik kazası nedeniyle sağlık sigorta poliçesi kapsamında sigortalısının tedavi giderini ödeyen sigorta şirketinin ödediği bedeli SGK’dan isteyebileceği, aracın zorunlu trafik sigortacısı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle mahkemece, sigortalısının tedavi giderini ödeyen sigorta şirketinin ödediği bedeli SGK’dan isteyebileceği gözetilerek hükmü istinaf eden davalı trafik sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davalının sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Davacı vekili alacağa son ödeme tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğini ileri sürürek hükmü istinaf etmiştir. Sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan rücu alacaklısı davacı … şirketinin, üçüncü kişi konumunda olan sigortalısına ödeme yaptığı tarih itibariyle, rücu borçlusu olan davalı temerrüde düşmüş olup ayrıca temerrüde düşürülmüş olmasına gerek olmadığından, faiz başlangıç tarihinin ödeme tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Bu nedenle mahkemece hükmü istinaf etmeyen davalı araç maliki hakkında son ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır. Kabule göre de dava tamamen kabul edilmesine rağmen, dava değeri içerisinde yer almayan faizin başlangıç tarihi yönünden talebin reddi nedeniyle davanın kısmen kabul edilmesi de doğru olmayıp, nitekim yargılama harç ve giderlerine de davanın tamamen kabulüne göre karar verilmiştir. Açıklanan nedenler ile tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından, HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davalı … yönünden davanın reddine, hükmü istinaf etmeyen davalı … yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak doğduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-)Davacı ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, HMK’nun 353/1b-2 maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1143 Esas, 2017/254 Karar ve 16/03/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,2-a)Davacının dava konusu belirtmiş olduğu 22.938,45 Euro’nun 02/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı … tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE, b) Davalı … yönünden davanın REDDİNE, c)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 4.495,98 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.124,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.371,98 TL harcın davalı …’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, d)Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvurma harcı, 1.124,00 TL peşin harcın toplamı olan 1.148,30 TL’nin davalı …’den alınarak davacıya VERİLMESİNE, e)Davacı tarafından sarfedilen 117,00 TL tebligat ve yazışmalar gideri ve 1.300,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.417,00 TL yargılama giderlerinin davalı …’den alınarak davacıya VERİLMESİNE, f)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 10.530,77 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya VERİLMESİNE, g)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 10.530,77 TL TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … şirketine VERİLMESİNE, h)Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA ı)Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, İstinaf Giderleri Yönünden; 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.069,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 889,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE, 4-Davacı … tarafından karşılanan 27,80 TL istinaf yargılama giderleri ile 265,60 TL istinaf karar harcı ve başvuru harcı olmak üzere toplam 293,40 TL’nin davalı …’den tahsili ile davacı … şirketine VERİLMESİNE, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 1.124,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 944,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı … şirketine İADESİNE, 6-Davalı … tarafından karşılanan 43,00 TL istinaf yargılama giderleri ile 265,60 TL istinaf karar harcı ve başvuru harcı olmak üzere toplam 308,60 TL’nin davacıdan tahsili ile davalı … şirketine VERİLMESİNE, 7-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 8-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının taraflara İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere hakim …’ın karşı oyu ile oyçokluğuyla karar verildi. 11/05/2023 6111 Sayılı Yasa’nın yürürlüğünden önce gerçekleşen trafik kazasında yaralanan sağlık sigorta poliçesi ile sigortalı için ödenen tedavi giderinden, 6111 Sayılı Yasa’nın 59. maddesi uyarınca dava dışı SGK’nın sorumlu olduğu konusunda sayın çoğunluk ile aramızda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, ilk derece mahkemesi kararında aleyhine alacağa hükmedilen ve hükmü istinaf etmeyen davalı araç maliki yönünden, davacı sağlık sigortacısının faizin başlangıç tarihine yönelik istinaf talebinin kabul edilip edilemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Faiz yan edim olup, hukuki niteliği itibariyle asıl alacağı genişleten bir yan haktır. Bu nedenle, faiz borcunun varlığı ve devamı, herşeyden önce asıl alacak hakkının varlık ve devamına bağlıdır. Asıl alacak hakkı doğmamışsa faiz borcu da doğmaz. (Yargıtay 3. HD’nin 29/09/2020 tarih ve 2020/4843 Esas, 2020/5134 Karar sayılı kararı) Buna göre davacı …, ilk derece mahkemesi kararını, rücu alacağına uygulanacak temerrüt tarihi yönünden istinaf etmişse de, davacının davalı araç malikine yönelik alacağı bulunmaması faiz alacağı da olamayacağından, davacının temerrüt tarihine yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekir. Bu nedenle karara muhalif kaldığımı bildiririm.