Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3359 E. 2023/750 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3359 Esas
KARAR NO: 2023/750
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2019
NUMARASI: 2016/847 Esas, 2019/654 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirkete ait işyerinin 09/03/2015 başlangıç, 08/03/2016 bitiş tarihli “Geniş Kapsamlı Yangın Paket Sigorta Poliçesi” ile davalı … nezdinde sigortalı olduğunu, 10/11/2015 tarihinde sigortalı işyerinde yaşanan yangın nedeniyle makine, ekipman, ürün, tesisat ve elektrik ünitelerinin kullanılamaz hale geldiğini, davalı … şirketinin ekspertiz raporuna göre müvekkiline 267.185,65 TL sigorta tazminatı ödediğini, müvekkilinin gerçek zararının çok daha fazla olduğunu, Bakırköy 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/153 Değişik İş sayısıyla dosyasında alınan rapora göre sadece makine bedelinin 450.000,00 TL, bunların kurulum bedelinin ise 45.000,00 TL olarak tespit edildiğini, işyerinde gerekli onarımların müvekkili tarafından yapıldığını, zarar bedeli 495.000,00 TL’den fazla olmasına karşın, gerçeği yansıtmayan ekspertiz raporuna göre ödeme yapıldığını, davalı … şirketine olayın yapıldığı gün ihbarda bulunulduğunu, davalının başvuru tarihi olan 10.11.2015 tarihinde temerrüde düştüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 22/03/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 166.589,72 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; davada yetkili mahkemenin müvekkilinin yerleşim yeri mahkemesi olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, zarar bedeline konu edilen bir kısım makine ve teçhizatların finansal kiralama şirketine ait olması nedeniyle bu kısım mallarda davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacının 706.550,93 TL talep ettiğini, yapılan ekspertiz incelemesinde davacının zararının daha fazla 709.244,55 TL olarak tespit edildiğini, ancak zarar bedelinden amortisman, eksik sigorta ve sovtaj tenzili yapılması gerektiğini, ayrıca poliçede yer alan hasar tutarının % 25’nin sigortalı üzerinde bırakılacağı düzenlemesi ile, sigortacının % 75’inden sorumlu olduğu miktardan % 5 oranında muafiyet indirimi düzenlemesi dikkate alındığında toplam tazminat tutarının 267.186,00 TL olarak belirlendiğini, zarar bedelinin sigortalıya ödendiğini ve sorumlulukları kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; yapılan ödemenin mahsubundan sonra davacının 79.492,06 TL daha talep edebileceği, ancak davanın kısmi dava olarak açıldığı, kısmi davada zamanaşımının sadece dava edilen kısım yönünden kesileceği, henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımının işlemeye devam edeceği, davacının zararının 10/11/2015 tarihinde gerçekleştiği, bu tarihten ıslah dilekçesinin verildiği tarih olan 22/03/2018 tarihine kadar TBK’nın 72. maddesinde öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ıslahla artılan bakiye kısım yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; tazminat taleplerinin haksız fiile dayandığını, haksız fiil suç oluşturduğundan caza zamanşamının uygulanması gerektiğini, bu nedenle davanın zamanaşımına uğramadığını, davalı … aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediğinden eksik sigorta, müşterek sigorta ve muafiyet uygulanamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davacıya eksik ödendiği belirtilen tutarın KDV’den kaynaklı olduğunu, davacının KDV talep etme hakkını bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME Dava İşyeri Yangın Sigortasından kaynaklı sigorta tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı şirkete ait işyerinin 09/03/2015 başlangıç, 08/03/2016 bitiş tarihli “Geniş Kapsamlı Yangın Paket Sigorta Poliçesi” ile davalı … nezdinde sigortalı olduğu, 10/11/2015 tarihinde gerçekleşen yangın nedeniyle sigortalı işyerinde makine, demirbaş, emtia ve dekorasyonda hasar meydana geldiği, davalı … şirketinin davacı sigortalıya 267.185,65 TL sigorta tazminatı ödediği, davacının gerçek zararının daha fazla olduğu gerekçesiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; davacının ödenmemiş 79.492,06 TL daha tazminat talep edebileceği, ancak ıslah ile artılan kısmın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, ıslah ile artılan kısma yönelik davanın zamanaşımı süresi geçtiğinden reddine karar verilmiş, taraflar hükmü istinaf etmiştir. 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; Davacı vekili, uzamış ceza zamanaşımı hükmüne göre ıslah ile artılan alacaklarının zamanaşımına uğramadığını belirterek hükmü istinaf etmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde 10.000,00 TL sigorta tazminatının tahsilini talep etmiş, 22/03/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 166.589,72 TL’ye yükseltmiştir. Belirsiz alacak davalarında ıslah müessesesi bulunmamaktadır. Belirsiz alacak davalarında sadece harcın yatırılması gerekli ve yeterlidir. Davacı taraf davayı ıslah ederek iradesini kısmi dava olarak göstermiştir. (Yargıtay 23. HD’nin 2015/2784 Esas, 2017/1150 Karar sayılı kararı). Kısmi davada ise zamanaşımı yalnızca dava edilen kısım için kesilir. Henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımı işlemeye devam eder. TTK 1420. maddesi; “ Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482 nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Diğer kanunlardaki hükümler saklıdır.” hükmünü düzenlemektedir. Rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 154/1. maddesinde (818 sayılı BK’nun 133/1. maddesi) borçlunun ödemede bulunması zamanaşımını kesen sebepler arasında sayılmıştır.Somut olayda, dava kısmi dava olarak açılmıştır. Rizikonun gerçekleştiği tarih 10/11/2015 olup dava açılmadan önce davalı tarafca 05/02/2016 tarihinde kısmi ödeme yapılmış ve bu tarihte zamanaşımı kesilmiştir. Ancak, anılan tarihten itibaren davanın ıslah edildiği 22/03/2018 tarihine kadar yeniden işlemeye başlayan 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Davalı vekili, davacının ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Bu durumda ıslah ile artılan alacak yönünden TTK’nın 1420. maddesinde öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup, davaya konu talep haksız fiilden değil, sigorta sözleşmesinden kaynaklandığından, somut olayda BK’nın 72. maddesi ve ceza zamanaşımının uygulanması mümkün değildir. Açıklanan bu durum karşısında mahkemece, ıslah ile talep edilen kısım bakımından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi sonucu itibarıyla doğrudur. 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; Davalı vekili, ilk derece mahkemesinin davacının daha fazla zararı olarak belirlediği miktarın KDV’den kaynaklandığını, davacının KDV tutarını talep edemeyeceğini belirterek hükmü istinaf etmiştir. İlk derece mahkemesinin hükme esas aldığı 29/03/2019 tarihli raporda; amortisman ve sovtaj bedeli düşüldükten sonra yangın nedeniyle sigortalı işyerinde makine, demirbaş, dekorasyon ve emtia hasar miktarının toplam 412.343,81 TL olduğu, % 18 KDV (74.221,89 TL) eklendiğinde hasar miktarının 486.565,70 TL olacağı, poliçede yer alan müşterek sigorta ve muafiyet düzenlemesinin uygulanması ile davalı … şirketinin ödediği kısmın mahsubundan sonra davacının 79.492,06 TL daha talep edebileceği belirtilmiştir.Tüm mal sigortası türlerinde olduğu gibi, işyeri sigortasında da, sigorta kapsamına giren rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigortacı tarafından “gerçek zarar miktarının” ödenmesi gereklidir . Sigortalı işyerinde, makine, demirbaş, dekorasyon ve emtia hasarı oluşmuştur. Ayakkabı ve çanta imalatı ile iştigal eden davacının üretim için aldığı makine, demirbaş ve emtia ile yaptırılan dekorasyon için KDV ödemesi gerektiği dikkate alındığında KDV bedeli de gerçek zarara dahildir. Bu nedenle davalı … şirketinin KDV tutarının talep edilemeyeceği yönündeki istinaf başvurusu yerinde değildir.Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, tarafların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/847 Esas, 2019/654 Karar ve 21/06/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,07 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.12/07/2023