Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3336 E. 2020/971 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3336 Esas
KARAR NO : 2020/971
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 19/07/2019
NUMARASI : 2019/537 Esas, 2019/786 Karar
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 04/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkiline ait işyerinin davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı iken işyerini su bastığını ve toplam 445.280,45 TL hasar meydana geldiğini, davalı sigorta şirketinin eksik sigorta bulunduğu gerekçesiyle emtia, makine ve dekorasyon için toplam 255.106,00 TL ödeme yaptığını, eksik sigortanın davalı sigorta şirketi ile sigorta sözleşmesine aracılık eden diğer davalının kusurundan kaynaklandığını, müvekkilinin yeni makine alınması ve emtianın artması halinde teminat miktarının artırılması gerektiği hususunda bilgilendirilmediğini, davalıların sigorta sözleşmesi kurulurken ve sigorta süresinde aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle zararın tamamından sorumlu olduklarını belirterek eksik sigorta gerekçesiyle ödenmeyen 106.836,00 TL’nin olay tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, TTK’nın 5/A maddesi uyarınca uyuşmazlıkta öncelikle arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu, davacının arabuluculuk faaliyet sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağı sunmadığı ve arabuluculuğa başvurduğuna dair beyanı da bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.Davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesi ile, davayı UYAP sistemi üzerinden 18/07/2019 tarihinde açtıklarını ve UYAP sisteminden açılan davalarda arabuluculuk tutanağı aslının dava dilekçesine eklenemediğini, arabuluculuk son tutanağı aslını araya hafta sonu tatili de girmesi nedeniyle 22/07/2019 tarihinde sunduklarını, ancak mahkemece arabuluculuk faaliyet sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağı sunmak için süre vermeden 19/07/2019 tarihinde davanın reddine karar verdiğini, 6325 Sayılı Yasa’nın 18/A maddesi gereği arabuluculuk faaliyet sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağı sunmak için kendilerine 1 haftalık kesin süre verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.Dava, sigorta sözleşmesi gereği sigorta bedeli talebine ilişkindir.Mahkemece, zorunlu arabuluculuğa başvuru dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı taraf karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. 19.12.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı Yasa’nın 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiştir. TTK’nın 5/A maddesi; “(1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü düzenlemektedir. Görüldüğü üzere, 6102 sayılı TTK’ye eklenen 5/A maddesinde, Kanun’un 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalarda arabuluculuk, dava şartı olarak belirlenmiştir.6325 sayılı HUAK’na “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile 18/A maddesi eklenmiş olup, 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasında; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.Bu düzenlemelere göre 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar para ve tazminatın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda, dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurulup, anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece, davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilmelidir. Somut olayda, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde sunması için davacıya süre verilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı taraf karardan sonra arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslını da sunduğuna göre, mahkemece bu yönde başka bir işlem yapılmasına gerekte bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.4 bendi uyarınca esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/537 Esas, 2019/786 Karar, 19/07/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 39,10 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL harçtan peşin olarak yatırılan 121,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,30 TL olmak üzere toplam 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-4 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/06/2020