Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3330 E. 2020/1072 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3330 Esas
KARAR NO: 2020/1072
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/455 Esas
KARAR NO : 2018/801
KARAR TARİHİ: 24/10/2018
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 17/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Kadıköy İflas Müdürlüğünün 11/06/2009 tarihli … iflas sayılı müzekkeresi ile Kadıköy 3. Ticaret mahkemesi’nin 2008/798 E. Sayılı dosyasından 09/06/2009 günü davalının iflasına karar verildiğini, müvekkilinin Kadıköy İflas Müdürlüğüne başvuruda bulunarak İstanbul 1 Tüketici Mahkemesinin 2010/76 E. sayılı dosyası ile açılan tazminat davasından dolayı alacaklı olduğunu ve bu alacağa ilişkin masaya kaydının yapılması söz konusunun olduğunu ancak iflas idaresi alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle reddine karar verdiğini, bundan dolayı davanın ikame edildiğini belirterek, iflas idaresi tarafından verilen ret kararının kaldırılmasına, müvekkilinin alacağının iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının alacak kaydınının yasal delillere dayanmadığını, rücu imkanının olanaksız olduğunu belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; kayıt kabul davası için hatta masaya başvuru olması için öncelikle muaccel olmuş bir alacağın varlığı şart olduğu, ileride muaccel olacak alacaklar için masaya kayıt talebi mümkün olmadığı, davacı, iş bu davanın dava tarihi olan 24/06/2011 tarihinde müflisten alacaklı olmadığı gibi masaya başvuru yaptığı tarih olan 17/01/2011 tarihinde de müflisten alacaklı olmadığı, davacı ancak, mahkeme tazminata mahkum ederse, bu karar sonucunda tüketiciye bir ödeme yaparsa, o takdirde, en erken, ödeme tarihinde müflis şirkete rücu etme hak ve alacağına kavuşacağı, diğer alacaklılara göre sıra cetvelinde öne geçmek için müeccel ve varsayıma tabi, ileride hükmedilebilir bir mahkeme kararına dayanılarak masaya başvuru yapılması dürüstlük kuralına da uygun olmadığı, öte yandan mahkeme, asıl alacak tutarı bakımından masaya başvuru ile de bağlı olup fazlasına hükmedemeyeceği aksi halde kayıt kabul davası için yasada öngörülen 15 günlük hak düşürücü sürenin de bir anlamı kalmayacağı, sonuç olarak muaccel olmayan alacak için masaya yapılan başvuru usulüne uygun bir başvuru olmayıp, masa red kararı da yerinde olduğundan, erken açılan, hukuki yarar olmayan davanın usulden reddine karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müflis şirket ile yapılan sözleşmenin feshi sonucunda söz konusu projeden konut satın alan alıcılardan … tarafından, müflis firma ile yaptıkları sözleşmeye dayanılarak, müflis firmaya ödedikleri konut satış bedellerinin tahsili için idare aleyhine İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi 2010/76 E sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığını, müvekkil idare tarafından müflis fimanın konut alıcısından tahsil etmiş olduğu bu alacak ile ilgili olarak iflas masasına rücu hakkı doğacağından alacağın bir an önce sıraya girmesi ve hak kaybına sebebiyet verilmemesini teminen bu tutar için iflas masasına müracaat edildiğini, açılan dava ile müvekkilinin müflis şirkete karşı müracaat hakkı doğduğunu, davalı iflas idaresi aleyhine benzer mahiyette tesis edilen kayıt kabul kararları Yargıtay onamasından geçtiğini, bu doğrultuda pek çok emsal yargıtay kararı ve başta yerel mahkemenin bizzat kendisinin de aynı konuda verdiği kabul kararlarına rağmen huzurdaki davanın sekiz yıl aradan sonra dava şartı yokluğundan reddedilmesi usul ve yasaya açıkça aykırı olup verilen kararın kaldırılması ile talepleri doğrultusunda Yargıtay kararları uyarınca masaya ilk talep edilen tutar üzerinden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, Kadıköy … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu 28/10/2011 tarihli cevabı yazıda, müflis … San. Ltd. şirketine ilişkin iflas dosyasında davacı … kayıt sıra numarası ile 44.432,00 TL alacak kayıt başvurusunda bulunduğu, iflas idaresince düzenlenen ek sıra cetvelinde alacağın tamamı reddedildiği, ek sıra cetveli 06/03/2011 tarihli … Gazetesinde ve 10/03/2010 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ayrı ayrı ilan edildiği, davacı tarafça masraf yatırıldığından red kararı alacaklı vekiline 10/06/2011 tarihinde tebliğ edildiği, davanın, 24/06/2011 tarihinde yani red kararının tebliğ tarihinden itibaren yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır Davacı, alacağına dayanak olarak İstanbul 1. Tüketici Mahkemesinin 2010/76 Esas sayılı dava dosyasını göstermiş olup bu davada kendisi aleyhine dava dışı tüketici tarafından dava açıldığını, davanın kabul edilmesi halinde ödeme yapmak zorunda kalacağını, ödediği tutarı müflise rücu edebileceğini ileri sürerek masaya kayıt talebinde bulunmuştur. İstanbul 1. Tüketici Mahkemesinin 2010/76 Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; dava dışı tüketici … tarafından, TOKİ’ye karşı tazminat davası açılmış olup, mahkemenin 26/01/2012 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiş, verilen kararın temyiz edilmesi sonucunda verilen bozma kararı neticesinde 09/02/2016 tarihli karar ile davanın kabulüne, 37.800,00 TL’nin faizi ile birlikte davalı TOKİ’den alınarak davacı tüketiciye verilmesine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür. Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalardır. Bu sebeple iflas masasına kaydedilecek alacağın iflas tarihinden önce doğmuş olması gerekir. Mahkemece, muaccel olmayan alacak için masaya yapılan başvuru usulüne uygun bir başvuru olmayıp, masa red kararı da yerinde olduğundan, henüz müflisten alacaklı olmamış davacının davasının usulden reddine karar verilmiştir. Somut olayda müflis şirket tarafından imal edilen taşınmazları satın alan tüketici tarafından davacı TOKİ’nin müşterek müteselsil sorumluluğundan hareketle tazminat davası açıldığı, masaya başvuru tarihinde davanın henüz sonuçlanmadığı ve davalı TOKİ tarafından henüz ödeme yapılmadığı görülmüştür. Ancak Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/9511 Esas 2019/4081 Karar 07/10/2019 tarihli ilamında ve benzer nitelikteki uygulamalarında “davanın kabulü halinde alacağın mahkemece kabul tarihinde değil eksik bırakılan bağımsız bölümün teslim tarihinde doğduğu kabul edilmelidir. Bu tarih iflas tarihinden önce olması nedeniyle eldeki davada kaydı istenen bedelin iflas tarihinden önce doğduğunun kabulü gerekir. Tüketiciler tarafından takip edilen davaların davacı aleyhine sonuçlanma ihtimali bulunduğundan dava edilen bu alacağın masaya nizalı alacak olarak kaydının yapılması gerekir. ” şeklinde ifade edilmiştir. Yargılama sırasında davacı aleyhine tüketici tarafından açılan tazminat davasının sonuçlandığı ancak kararın henüz kesinleşmediği ve davacı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığı görülmüştür. Davacı tarafça her ne kadar tüketiciye ödeme yapılmamış ise de yukarıda zikredilen yargıtay ilamı uyarınca tüketici tarafından açılan tazminat davası gözönüne alınarak tarafların tüm delilleri toplanıp değerlendirilerek masaya kaydı talep edilen alacağın, nizalı alacak olarak kaydı gerekip gerekmediği hususu tartışılması gerekirken, davacı kurumun masaya başvuru tarihinde müflis şirketten alacaklı olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi hukuka uygun bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, tarafların davanın esası ile ilgili gösterilen delilleri hiç değerlendirilmeden davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/455 E. 2018/801 K. 24/10/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi