Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3286 E. 2023/460 K. 19.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3286 Esas
KARAR NO: 2023/460
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/07/2019
NUMARASI: 2018/466 Esas, 2019/915 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/04/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmayıp, müvekkili şirketin 01/06/2017 tarihinden itibaren davalı şirkete temizlik hizmeti verdiğini, hizmet karşılığında düzenlenen 25/08/2017 tarih ve 1.538,84 TL bedelli fatura ile 20/09/2018 tarih ve 21.248,64 TL bedelli fatura alacaklarının ödenmediğini, davalının söz konusu faturaları üçüncü kişiye iade ettiğini ve aynı hizmete ilişkin üçüncü kişi tarafından yeniden düzenlenen fatura bedellerini ödediğini beyan ettiğini, faturaların eksik veya hatalı olması halinde müvekkiline iade edilmesi gerekirken üçüncü kişiye verilmesinin hatalı olduğunu, fatura alacakları ile işlemiş faizin tahsili için davalı aleyhine takip başlatmışlarsa da davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına, müvekkili lehine icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 16/04/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davalarını alacak davasına dönüştürdüklerini belirterek iki adet faturadaki hizmet bedeli 23.254,42 TL’nin 20/10/2017 tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; müvekkili ile dava dışı … şirketi arasında Temizlik Hizmet Sözleşmesi olup, davaya dayanak faturaya konu hizmetleri … şirketinden aldıklarını, ancak … şirketi yetkilisinin davacı şirketin yetkilisi olarak tanıttığını ve akabinde davacı tarafın takibe konu faturaları düzenleyerek müvekkiline gönderdiğini, müvekkili şirket çalışanlarının, hizmetin … şirketi tarafından verildiğini ve faturaların … tarafından düzenlenmesi gerektiğini beyan etmesi üzerine faturaların geri alındığını ve … şirketi tarafından takip dayanağı faturalara konu hizmete ilişkin fatura düzenlendiğini, bu hizmet bedellerini de ödediklerini, müvekkilinin daha sonradan davacıdan hizmet almışsa da bu hizmet bedellerini de ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacının defterlerini ibraz etmediği, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davacı tarafından düzenlenen 11 adet faturanın davalının defterlerine işlendiği ve fatura karşılıklarının ödendiği, davacının başka alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; fatura delillerine ilişkin hiçbir inceleme yapılmadığını ve bu delillerinin gerekçeli kararda da tartışılmadığını, inceleme günü müvekkili şirket yetkilisinin yurt dışında olması nedeniyle defterlerini sunamadıklarını, bu mazeretlerinin dikkate alınmadığını, ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini, hizmet bedelinin … şirketine ödenip ödenmediğinin araştırılmadığını, … şirketinin defterlerinin incelenmediğini, ıslah dilekçeleri ile davaya alacak davası olarak devamı yönünde ara karar kurulmadan ve itirazın iptali ya da alacak davasından hangisinin reddedildiği belirsiz şekilde hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin iken, ıslah ile alacak davasına dönüştürülmüştür. Dosya kapsamından; davacı şirketin 25/08/2017 tarih ve 1.538,84 TL bedelli fatura ile 20/09/2018 tarih ve 21.248,64 TL bedelli fatura alacaklarının tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde takibe itiraz ettiği, bunun üzerine takibe itirazının iptali ve takibin devamı için bu davanın açıldığı, yargılama sırasında ıslah ile davanın alacak davasına dönüştürüldüğü görülmektedir. Mahkemece; davanın ıslah ile alacak davasına dönüştürülmesinin mümkün olduğu, ancak davacının defterlerini ibraz etmediği ve davalının defter ve kayıtlarına göre ise davacının alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili hükmü istinaf etmiştir. İlk derece mahkemesinde alınan raporda; davacının inceleme günü ticari defterlerini ibraz etmediği, davalının 2017 yılına ait defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil teşkil ettiği, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre takip konusu faturaların davalı defterlerine işlenmediği ve davacının davalıdan alacağı bulunmadığı, aynı dönemde dava dışı … firması tarafından düzenlenen ve takip konusu faturalar ile aynı miktardaki faturaların davalı defterlerine işlendiği ve bedellerinin ödendiği belirtilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte olan HMK’nın 222/2 fıkrası; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünü düzenlemektedir.Alacağının varlığını ve miktarını ispat yükü davacıya ait olup davacı, fatura konusu hizmeti verdiğini usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Fatura akdi ilişkiyi, mal teslimini ya da hizmet alımını tek başına kanıtlayamaz. Davacının sadece kendi ticari defterlerine dayanarak davasını ispat ettiği kabul edilemez. Somut davada, davalının usulüne uygun tutulan defter ve kayıtlarına göre, davacının alacağına dayanak faturalar davalının defterlerine işlenmiş değildir. Söz konusu faturaların davacı defterlerine kayıt edildiği kabul edilse dahi, davacının sadece kendi ticari defterlerine dayanarak davasını ispat ettiğinin kabulü mümkün değildir. Buna göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/466 Esas, 2019/915 Karar ve 19/07/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b.1 bendi ile aynı kanunun 362/1-a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.19/04/2023