Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3230 E. 2023/453 K. 19.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3230 Esas
KARAR NO: 2023/453
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/06/2019
NUMARASI: 2017/593 Esas, 2019/560 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/04/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından davalıya keşide edilen 6 adet faturadan kaynaklı toplamda 40.887,02 TL’nin ödenmesi için çekilen ihtarnameye cevap verilmediği gibi ödeme de yapılmadığını, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibin, davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava ve takip dayanağı faturaların tek taraflı ve sanal olarak düzenlendiğini, davacıdan, fatura içeriğinde görülen nitelik ve tutarda mal/hizmet alınmadığını, davacının, davasında haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddi ile haksız ve kötüniyetli olması sebebiyle asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacının icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; taraflarca incelemeye sunulan 2016 yılı ticari defterlerin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacının incelenen ticari defterlerine göre, davalıdan takip tarihi itibarıyla 40.887,02 TL açık hesap alacaklısı olduğu, davalının incelenen ticari defterlerine göre, borç ve alacağının olmadığı yani bakiyenin sıfır olduğu, davacı tarafından davalıya düzenlenen takibe konu 6 adet toplamda 40.887,02 TL tutarlı fatura muhteviyatındaki ürünlerin davalıya teslim edildiğinin ispata muhtaç olduğuna ve davacı tarafın yemin deliline dayanması üzerine davalı yetkilisinin yasaya uygun olarak yemin etmesi sebebiyle davacının, davasını ispatlayamadığına kanaat getirildiğinden bahisle ispatlanamayan davanın reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, faturaların muhteviyatının tamir, servis ve işçilik bedellerine ilişkin olmasına rağmen Mahkemece herhangi bir ürün varmış gibi bir gerekçe oluşturmasının hatalı olduğunu, e-posta yazışmalarının değerlendirilmediğini, dosyada hiç bir delil yokmuşcasına taraflarının adeta yemin deliline dayanmaya mecbur bırakıldığını, davalının müşterilerine verilen servis hizmetlerine ilişkin tüm formların dosyada mevcut olduğunu, servis hizmeti alınan müşterilere müzekkere yazılarak davaya konu hizmeti alıp almadıklarının sorulması gerektiğini, yemin edasının usulüne uygun yaptırılmayarak hazırladıkları yemin metnine sadık kalınmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacının, davalı hakkında İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün 2016/20227 Esas sayılı dosyasında 6 adet faturaya dayalı toplamda 41.416,04 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalının takibe ve borca karşı itirazda bulunduğu, davacının ise İİK 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi tarafından sunulan 10/07/2018 tarihli raporda, her iki tarafın incelemeye sunulan ticari defterlerinin yasal olarak usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacının kendi defterlerine göre 40.887,02 TL alacaklı olduğu, davalının ise, davacıya bir borcunun bulunmadığı, taraflar arasındaki cari hesap farkının, takibe konu 6 adet faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı bildirilmiştir.Mahkemenin 12/12/2018 tarihli celsesinde, davacı vekili, yemin haklarını kullanacaklarını beyan etmiş olup celse arasında hazırlanıp sunulan yemin metninin davalı vekilince, müvekkili şirket yetkilisi olduğu bildirilen …’e tebliğ edildiği, adı geçen tarafından, davacıdan hizmet alınmadığına ilişkin eda edilen yemin ve dosya kapsamı da gözetilerek davanın ispatlanamadığından bahisle reddine karar verilmiştir. “…HMK’nın 232/2 maddesinde “Taraflardan biri tüzel kişi yahut ergin olmayan veya kısıtlı bir kimse ise onlar adına yapılmış bir işleme ilişkin vakıanın ispatı için yemin, tüzel kişiyi temsile yetkili kişi veya organ yahut kanuni mümessil tarafından eda ya da iade olunabilir.” hükmü yeralmaktadır. 5393 sayılı Belediye Kanunun 37 maddesine göre Belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi belediye başkanıdır. Tüzel kişilerin taraf olduğu davalarda tüzel kişiye teklif edilen yemin, tüzel kişinin yetkili organı tarafından eda edilir. Bu temsilci, yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki değil, yemin teklif edildiği zamandaki temsilcidir. Bu nedenle mahkemece, davacı kurumun temsilcisi olarak yemin teklif edildiği tarihteki belediye başkanına yemin teklif edilmesi gerekirken davacı kurumu temsil sıfatı kalmayan belediye eski başkanına yemin teklif edilerek sonucuna göre karar verilmesi doğru değildir…” (Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2013/7260 Esas 2014/30 Karar sayılı ilamı). Kesin deliller arasında sayılan “Yemin” 6100 sayılı HMK’nun 225 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 232/2 maddesinde “Taraflardan biri tüzel kişi yahut ergin olmayan veya kısıtlı bir kimse ise onlar adına yapılmış bir işleme ilişkin vakıanın ispatı için yemin, tüzel kişiyi temsile yetkili kişi veya organ yahut kanuni mümessil tarafından eda ya da iade olunabilir.” hükmü yer almaktadır. Buna göre tüzel kişilerin taraf olduğu davalarda tüzel kişiye teklif edilen yeminin, tüzel kişinin temsile yetkili organı tarafından eda edilmesi gerekir. Bu temsilci, yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki değil, yemin teklif edildiği zamandaki temsilcidir. Somut olayda, davalı vekilince, müvekkili şirketin yetkilisi olarak bildirilen ve yemini eda eden …’in beyanına göre, davalı şirketin muhasebe müdürü olduğunun anlaşıldığı, adı geçenin, davalı şirketin, yemin teklif edildiği zaman ki temsilcisi olup olmadığı belli olmadığı gibi kendisiyle birlikte davalı şirketi temsile yetkili başka kişilerin bulunup bulunmadığı da belli değildir. Temsile yetkisi bulunmayan bir kişi tarafından eda edilen yemine, kanunun bağladığı hukuki sonuçların doğması mümkün değildir. O halde davalı vekilinin, müvekkili şirketin yetkili temsilcisi olarak bildirdiği …’in, davalı şirketin yemin teklif edildiği zamanda ki yetkili temsilcisi olup olmadığı, onun dışında davalı şirketi temsile yetkili başka kişi yada kişilerin bulunup bulunmadığı hususları araştırılarak buna dair kayıtların getirtilmesinden sonra yasal hüküm doğrultusunda işlem yapılarak sonuca gidilmesi gerekir. Mahkemece eksik inceleme ile verilen karar isabetli değildir. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince eksik inceleme neticesinde yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmadığından davalının istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma sebebine göre istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/593 Esas, 2019/560 Karar ve 12/06/2019 tarihli kararının HMK 353/1a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.19/04/2023