Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3196 E. 2023/431 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3196 Esas
KARAR NO: 2023/431
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2019
NUMARASI: 2017/84 Esas, 2019/727 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 13/04/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin dava dışı … San. ve A.Ş.’nin inşaat işinde vardiya şefi olarak çalıştığını, 11/08/2012 tarihinde işverene ait araçta bulunurken aracın devrilmesi sonucu yaralandığını ve malul kaldığını, işverene karşı açtıkları davada Ankara 6. İş Mahkemesi’nin 2013/57 Esas, 2016/564 Karar sayılı kararı ile 271.460,31 TL maddi tazminata hükmedildiğini, işveren ile davalı sigorta şirketi arasında 09/03/2012 başlangıç ve 09/03/2013 bitiş tarihli İşveren Sorumluluk Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, poliçede işçilerin işverence sağlanan bir taşıtla, işin yapıldığı yere toplu olarak getirilip götürülmeleri esnasında yaşanacak iş kazalarının de teminata dahil olduğunu, kazanın işverene ait aracın sürücüsünün dikkatsiz ve tedbirsiz olarak kullanması ve işverenin gerekli iş güvenliği tedbirini almaması nedeniyle meydana geldiğini, davalı sigorta şirketinin müvekkilinin söz konusu iş kazası nedeniyle uğramış olduğu maddi zarardan poliçe gereği sorumlu olduğu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL sigorta tazminatının olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 23/05/2019 tarihli dilekçesi ile taleplerini 271.460,31 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; müvekkiline ihbar edilen iş mahkemesi dosyasında dava konusu tazminat talebi hakkında karar verildiğinden davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini, dava konusu hadisenin trafik kazası sonucunda meydana geldiğini, kazaya sebebiyet veren aracın karayolları zorunlu mali mesuliyet sigortacısının öncelikli olarak zarardan sorumlu olduğunu, işverene verilmiş bir kusur bulunmadığından ve tazminat talebi trafik kazasından kaynaklandığından ödeme yapılmadığını, kaza yerinin Türkmenistan olması sebebi ile de, motorlu taşıtlar bürosu vasıtası ile tazminat ödemesi yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, müvekkili sigorta şirketi temerrüte düşürülmediğinden faizden sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; dava dışı işveren ile davalı sigorta şirketi arasında düzenlenen işveren sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında, zarar gören davacı işçinin sigorta tazminatı talep edebileceği, poliçe limitinin 1.000.000,00 USD olduğu ve davacının talep ettiği bedelin poliçe limiti dahilinde kaldığı, davacının sigorta şirketine 13/12/2016 tarihinde başvurması nedeniyle bu tarihten itibaren 8 gün sonrası için davalının temerrüde düştüğü gerekçesiyle davanın kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 271.460,31 TL’nin 24/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; mahkemenin kararını sadece temerrüt tarihi yönünden istinaf ettiklerini, zira davalı sigorta şirketine iş kazasının ihbar edildiğini ve davalının 15/08/2012 tarihinde hasar dosyası açtığını, ancak herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenle sigorta tazminatına hasar dosyasının açıldığı 15/08/2012 tarihinden ya da 8 gün sonra temerrüt faizi uygulanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, işveren sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında sigorta tazminatı isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile 271.460,31 TL’nin 24/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, davacı vekili temerrüt tarihi yönünden hükmü istinaf etmiştir. İstinafa konu edilens uyuşmazlık, alacağa hangi tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanacağı noktasında toplanmaktadır. TTK 1427/4 fıkrası uyarınca borç muaccel olunca, sigortacı ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer. Sigorta tazminatının ya da sigorta parasını ödeme borcunun ne zaman muaccel hale geleceği ise TTK’nın 1427/2. fıkrasında düzenlenmiştir. Anılan fıkra; “Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur.” hükmünü düzenlemektedir. Bu hüküm genel hükümler içerisinde düzenlendiği için tüm sigorta türleri için geçerlidir. Kanun koyucu sigorta şirketinin araştırmalarının uzun sürme ihtimaline binaen bu süreyi sınırlamış ve sigorta tazminatının herhalde TTK’nın 1446’da düzenlenen ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmesinden kırk beş gün sonra muaccel olacağını düzenlemiştir. Somut davada kaza 11/08/2012 tarihinde gerçekleşmiş, davalı sigorta şirketine yapılan ihbar üzerine 15/08/2012 tarihinde hasar dosyası açılmıştır. Buna göre yapılan ihbardan itibaren 45 gün sonra, 29/09/2012 tarihinde alacağın muaccel olduğu ve sigortacının temerrüde düştüğü anlaşıldığından, mahkemece bu tarihten itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararı kalıdıralarak yeniden esas hakkında davanın kabulüne karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile KABULÜ ile, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/84 Esas, 2019/727 Karar ve 16/07/2019 tarihli kararının HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE, a)DAVANIN KABULÜ İLE, 271.460,31 TL’nin Ankara 1. İş Mahkemesinin 2013/57 esas, 2016/564 karar sayılı dosyasında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 29/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 18.543,45 TL harçtan davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harç ile 924,00 TL ıslah harcı toplamı 955,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 17.588,05 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, c)Davacı tarafından karşılanan peşin ve başvuru harcı ile vekalet harcı olmak üzere 67,40 TL, yargılama aşamasında yapılan 503,89 TL masraf ve 924,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.495,29 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, d))Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince 41.004,44 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, e)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
İstinaf Başvurusu Yönünden; 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafından karşılanan 104,50 TL yargılama giderleri ile 165,70 TL istinaf başvuru harcı ve karar harcı olmak üzere toplam 270,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından karşılanan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından sarf edilmeyen miktarın kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa İADESİNE, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361.1 maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/04/2023