Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3160 E. 2019/2029 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3160 Esas
KARAR NO : 2019/2029
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2018/1532 Esas
KARAR NO : 2018/993
KARAR TARİH: 21/12/2018
DAVA: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA:Davacılar , … San.ve Tic.A.Ş , … San. İç.ve Dış Tic.Ltd.Şti, … vekili 17.09.2018 tarihli dava dilekçesinde, ….Ltd.Ştinin, 2006 yılında tescil edildiğini , adresinin ,Sultanbeyli / İstanbul olduğunu, gerçek kişilerin şirket ortakları olduğunu , şirketin, her türlü gıda maddelerini almak, satmak ,gıda maddelerini paketlemek için tesisler kurmak ,işletmek kiraya vermek ve ana sözleşmede ki diğer işlerle iştigal ettiğini, satışı yapılan ürünlerin tedarikinin büyük oranda grubun diğer şirketi … Gıda’dan sağlandığını, ortakların sektördeki canlanma ve firmanın mali yapısının ıslah edilebilir olduğu görüşüyle konkordato projesi çerçevesinde borçlarını belli bir vadeye yayarak ödemek suretiyle ( vade konkordatosu) bu darboğazı aşacağı inancında olduklarını, ekonomik sıkıntı sebeplerinin, kurların ve faiz oranlarının yükselmesinin kredi ve tedarik maliyetleri üzerindeki olumsuz etkisi, alacaklar ve borçların vadelerinde meydana gelen uyumsuzluğun yansımaları, … Gıda Şirketinin banka kredi borçlarına kefil olunması, alacaklıların bir kısmının tahsilinin şüpheli hale gelmesi olduğunu, şirketin borca batık durumda olduğunu , özkaynaklarının (-) 690.999,80 TL olduğunu, borçlardan herhangi bir iskonto yapılmadan ilk 10 ay geri ödemesiz sonraki 4 yılda eşit paylı ödeme şeklinde borçların ödeneceğini, konkordato sürecinde şirketin aktifine kayıtlı herhangi bir duran varlığın satışının yapılmayacağını , mevcut ya da yeni ortaklarca 5 yılda toplam 1.450.000 TL nakit sermaye artışı , şirket ortaklarının, şahsi gayrimenkullerini satarak şirketin özellikle banka kredi borçlarının ödenmesinin sağlanması, 2018 yılı içinde ve 2019 yılı ilk 6 ayında alacaklara borç ödemesi yapılmayarak işletme sermayesi birikiminin sağlanması, maliyet ve giderlerde yapılacak ciddi tasarrufların önemli tutarda kaynak çıkışının önlenmesi şeklinde olduğunu, gerçek kişi müvekkillerinin , şirket borçlarına kefil olduklarını , her iki şirketin konkordato talebi kabul edildiğinde müvekkillerinin kefil olduğu borçlarında ödenmiş olacağını iddia ederek, İİK 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak hazırlanmış olması sebebiyle ,İİK 287. maddesi gereğince 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesini, gerekli tedbir kararlarının alınmasını, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme sonucu bir yıllık kesin mühlet verilmesini ve konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.Alacaklılardan bir kısmı , davaya katılarak yazılı ve /veya sözlü beyanda bulunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece, 19.12.2018 tarihli duruşmada dosyaları tefrik edilen davacılar, … San.İç ve Dış Tic.Ltd.Şti hakkındaki talebin , davacı şirketin, rayiçlere göre (-) 849.123,06 TL borca batık durumda olduğu , dava tarihinde alacağı var gösterdiği bilanço ve ön projeyi sunmasına rağmen aynı gün alacağı… Şirketi’ne temlik etmek suretiyle özvarlığını azalttığı , konkordato sürecinde davacı borçlunun iyi niyetle ve dürüst hareket etmek mecburiyetinde olduğu , davacı şirketin geçici mühlet içinde elde ettiği net karın öngörülen vadelerde borcun ödenebilmesinin de mümkün ve gerçekçi görülmediği gerekçeleri ile davacılar, … yönünden kesin mühlet ve konkordato talebinin reddine, davacı … Ticaret Ltd.Şti yönünden konkordato talebinin reddine İİK 287/5 maddesi yollamasıyla İİK 292. madde uyarınca 21.12.2018 tarihi itibarı İle iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ;Karar, yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak, konkordato müessesinin amacına aykırı şekilde red kararı verildiğini, gerçek kişilerin konkordato talep etmelerinde bir engel olmadığını , mahkemenin , gerçek kişilerin kendine özgü hiçbir tedbir ve hedef içermeyen konkordato taleplerinin olduğu gerekçesine dayanılmasının kanaatlerine göre yersiz olduğunu , her ne kadar gerçek kişilerin bağımsız projeleri söz konusu olmasa da zaten ana proje ile doğrudan bağlantılı olduğunu , duruşma yapılmaksızın karar verilmesinin eksik inceleme sonucunu doğurduğunu , eksik belgeler için süre verilmesi gerekirken red kararının eksik inceleme olduğunu , müvekkili şirketin dürüstlük kuralına uygun ve iyiniyetli davrandığını, müvekkili şirketin borca batık olmadığını , konkordato kabul şartlarının oluştuğunu , konkordato talebinin reddi ile İflas kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını, İhtiyati tedbir kararı verilmesini ve kesin mühlet kararı verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir.2004 sayılı İİK ‘nun 285. maddesinde , yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş , yasada , İflasa tabi olan borçlu için İİK ‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır.Somut olayda, davanın , davacı şirketlerin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açıldığı , yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.Diğer yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde , “ Davaya vekalette özel yetki verilmesi gerektiren haller “ düzenlenmiştir.Maddede, açıkça yetki verilmedikçe vekilin, müvekkilinin iflasını isteyemeyeceği , konkordato veya sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması teklifinde bulunamayacağı ve bunlara muvafakat veremeyeceğine de yer verilmiştir.Yasanın düzenlemesi emredici niteliktedir .Aynı yasanın 114/1- f bendinde , vekil aracılığı ile takip edilen davalarda , vekilin davaya vekalet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekaletnamenin bulunması dava şartları arasında sayılmıştır.Konkordatonun bir dava olmayıp ,HMK 382 . maddede sayılan çekişmesiz yargı işlerinden olduğu ,bu halde iş bu durumda dava şartlarının ne şekilde değerlendirilmesi gerekeceği akla gelebilirse de, öncelikle HMK 74. maddedeki emredici düzenlemede ,konkordatonun dava değil, çekişmesiz yargı işi olması konusunda herhangi bir ayrım yapılmamıştır .Ve devamında , çekişmesiz yargı işlerinde , niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulünün uygulanacağına 385/1. fıkrada yer verilmiştir.Yasanın 316 vd maddelerinde ise basit yargılama usulüne tabi dava ve işler düzenlenmiştir .Ön inceleme ve tahkikat üst başlıklı 320/2. fıkrada , daha önceden karar verilmeyen hallerde mahkemenin , ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinleyeceği ,322. maddenin ilk fıkrasında ise ,bu kanun ve diğer kanunlarda basit yargılama usulü hakkında hüküm bulunmayan hallerde yazılı yargılama usulüne İlişkin hükümlerin uygulanacağına yer verilmiştir.138. maddede, mahkemenin öncelikle, dava şartları ve ilk itirazlar konusunda dosya üzerinde karar vereceği , gerektiği takdirde , kararını vermeden önce , bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebileceği belirtilmiştir, Dava şartlarının incelenmesi ise ,HMK 115. maddede ayrıntılı şekilde belirtilmiş , ikinci fıkrada ise, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verileceği , bu süre içinde dava şartı noksanlığını giderilmemişse davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usülden reddedileceği ifade edilmiştir. Vekaletname eksikliği bu anlamda değerlendirildiğinde, giderilebilecek dava şartı noksanlıklarındandır .Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için varlığı veya yokluğu gerekli olan hallere dava şartları denir. Dava şartları , dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi için gerekli olan şartlardandır. Mahkeme ,dava şartlarının mevcut olup olmadığını , davanın her aşamasında kendiliğinden resen araştırır ( m 115 ) . Dava şartları , dava açılmasından hükmün verilmesine kadar var olmalıdır .Konkordatoda uygulanması gereken usulü kurallar açıklandıktan sonra, somut olayın değerlendirilmesi gerekmiştir. Öncelikle vurgulanması gereken, konkordato talebinde de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenen dava şartlarının, talebin niteliği de gözönünden bulundurularak mahkemece resen araştırılması gerektiğidir. Yani mahkeme, mutlak yetki, özel vekaletname gibi iş bu talepte öne çıkan dava şartlarını, dilekçenin mahkemeye gelmesi ile birlikte resen araştırmak , sonucuna göre bir karar vermek durumundadır . Bu eksikliğin varlığına rağmen karar verilmesi, mevcut eksikliği ortadan kaldırmış veya etkisiz hale getirmiş olmayacaktır. Dava şartları resen, yargılamanın her aşamasında gözönünden bulundurulacaktır. İncelemenin istinaf mahkemelerinde yapılması veya Yargıtay ‘da temyizen yapılması sonucu değiştirmeyecektir .Mahkemece , dosyanın tefrik edilmeside gözetilerek , istinaf aşamasında, gerek fiziken, gerekse ,UYAP sistemi üzerinde inceleme yapılmıştır .Yapılan inceleme neticesinde, dava dilekçesine ekli 17 Ekim 2011 tarihli ,Sultanbeyli … Noterliğinde düzenlenen … yevmiye nolu vekaletnamede özel yetkinin bulunmadığı, hatta, karar sonrasında ibraz edilen 10.06.2019 tarihli Sultanbeyli …. Noterliğinde, …yevmiye nolu düzenlenen vekaletnamede de özel yetkinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Özellikle tefrik edilen dava dosyası olduğu göz önünde bulundurarak, HMK 347/3. fıkrasında belirtilen şekilde dosyanın dizi listesine bağlı olarak gönderilmesi isabetli olacaktır. Kaldı ki yasal düzenleme yalnızca tefrik edilen dava dosyalarına özgü düzenlenmemiştir. Gerek fiziken gerek sistem üzerinden ulaşılan evrak ve zabıtların incelenmesinden, özel yetkiyi taşıyan usulüne uygun bir vekaletnamenin olmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca, bu eksikliğin giderildiğine dair bilgi ve belgeye de ulaşılamamıştır .Talep neticesinde davacı şirket hakkında İflas kararı verilmiş olması da göz önünde bulundurularak, yapılan araştırma neticesinde dosyanın geri çevrilmesinde hukuki yarar görülmemiştir .Diğer yandan, mahkemece 19.12.2018 tarihli celsede tefrik kararı verilmiş, duruşma yapılmaksızın 21.12.2018 tarihinde ise iş bu karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 289/2. fıkrasında , kesin mühlet hakkında bir karar verilmesi için , mahkemenin borçluyu ve varsa konkordato talep eden alacaklıları duruşmaya davet edeceği düzenlenmiştir. Düzenleme emredici niteliktedir .Mahkemeye takdir hakkı verilen veya dosya üzerinde karar verilmesine olanak sağlayan bir düzenleme olmadığı dikkat edilmeksizin dosya üzerinde karar verilmiş olmasıda hatalıdır .Aynı şekilde yasanın 292. maddesinin son fıkrasında da, mahkemenin karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet edeceğine yer verilmiştir.Yukarıda ifade edildiği üzere, yasal düzenlemenin aksine dosya üzerinde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, bu durum, HMK 27. maddede düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının ihlali sonucunada neden olabilecektir. 27/2. Fıkrada, hukuki dinlenilme hakları arasında , yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması , açıklama ve ispat hakkını , mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi sayılmıştır.Açıklanan nedenlerle ve özellikle İİK ‘nın konkordato ile ilgili düzenlemeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun ilgili hükümleri uyarınca , öncelikle yasanın emredici düzenlemeleri uyarınca ,davacıların usulüne uygun vekaletnamelerinin olup olmadığının araştırılıp varsa buna dair eksikliğin giderilmesi ve uygun sonuç çerçevesinde, duruşma açılarak bir karar verilmesi gerektiğinden, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak takdiren aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,2- İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1532 Esas, 2018/993 Karar ve 21.12.2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA ,3- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine gönderilmesine,4- Davacıların diğer istinaf başvurularının hükmün kaldırılma nedeni gözetilerek incelenmesine yer olmadığına,5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan, davacıların peşin olarak ayrı ayrı yatırmış oldukları toplam 165,70 TL harcın mahsubu ile her bir davacıdan bakiye 23,80 TL harcın tahsili ile hazineye irat kaydına,6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ve davanın niteliği nedeniyle vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,7-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin davanın niteliği nedeniyle kendi üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/4 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/11/2019