Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3146 E. 2020/1118 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3146 Esas
KARAR NO: 2020/1118
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2019
NUMARASI : 2018/969 Esas, 2019/311 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 23/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili asıl ve birleşen dosyalarda özetle; hazırlanan konkordato ön projesi doğrultusunda müvekkili şirketler/ortak/yöneticileri gerçek kişiler hakkında İİK’nun 287. maddesi gereğince öncelikle üç aylık geçici mühlet kararı verilmesini ve akabinde İİK’nun 289. maddesi gereğince bir yıllık kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, iddia, geçici komiser heyeti raporları ve tüm dosya kapsamına göre; İİK’nun 288/1 maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, 292. maddede ise konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması halinde konkordato talebinin reddi ile borca batıklığı nedeniyle de iflasına karar verileceği düzenlendiğinden bahisle davacılar … Limited Şirketi, …, … yönünden konkordato taleplerinin ayrı ayrı reddine, tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına, davacı … Limited Şirketi’nin konkordato talebinin reddi ile borca batık olmasi sebebiyle iflasina karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı … San. Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde; karara dayanak olarak alınan heyet raporundaki eksiklik ve hatalara ilişkin olarak yerel mahkemeye sunulan 06/03/2019 tarihli itiraz dilekçelerinin dikkate alınmadığını, müvekkilimin borçtan kurtulma çabası ve dürüstlüğü komiserler tarafından da tespit edilmiş olmasına rağmen konkordato talebinin reddedilmiş olmasının anlaşılamadığını, kararın gayri faal olmayı, stokların şişirilmiş ve gerçek dışı olmasını, borç azaltma yerine borç arttırmayı özendirecek nitelikte olduğunu, Komiser Heyet raporunda müvekkilinin … Plastik ünvanlı şirketten yüklü miktarda alacaklı olduğu ve bu tutarı tahsil edememesi halinde ödeme yapamayacağının yazıldığını, oysa komiser heyetinin bu borca ilişkin … Plastik ile müvekkili arasına ödeme planı yapıldığından haberdar olmadığını, alacağın tasil edilmesi halinde müvekkilim hemen hemen borçtan kurtulmuş olacağını, olumsuz faraziyeye bakılarak hüküm tesisinin yasal ve hakkaniyetli olmadığının belirterek ret kararının kaldırılmasına, Konkordato kesin mühlet talebimizin kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK’nun 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkindir. HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran davacı vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda reesen gözetilerek yapılmıştır. Davacı … Tic. Ltd. Şti’nin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Başakşehir/İstanbul olduğu, davanın İİK’nun 285/3 ve 154/1.maddesinde öngörülen yetkili mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı vekilinin GOP … Noterliğinin 16/10/2018 tarih, … yevmiye nolu vekaletnamesinde eldeki davayı açmak üzere özel yetkisine istinaden konkordato geçici mühleti verilmesi talebi üzerine davacı … San Tic Ltd Şti’nin şirketi hakkında 30/10/2018 tarihinde 12/10/2018 tarihinden itibaren üç ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş,10/01/2019 tarihli celsede, 12/01/2019 tarihinden itibaren 2 ay süre ile uzatılmış, gerekli ilanlar yapılmış ve komiser heyeti oluşturulmuştur. Davacı şirketin rayiç değer bilançosunun oluşturulması amacıyla şirketin taşınır ve taşınmaz malları ile stoklarının rayiç değer tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, konkordato geçici komiser heyetinden, yargılama aşamasında raporlar alınmıştır. Şirketin tescilli sermayesinin 31/10/2018 tarihi itibariyle 2.000.000,00 TL olduğu, ortakların sermaye taahhütlerinden dolayı 1.297.269.63 TL borçlarının bulunduğu, şirketin faaliyet konusunun; her türlü inşaat malzemesi kimyasalları ve boyalarının yurt içi ve yurt dışından almak yurt içi ve yurt dışına satmak bu konuyla ilgili yurt içi ve yurt dışına kalıp ve yedek parçalatın imal ithali ihracı yurt içi ve yurt dışı pazarlaması ile dahili alım ve satımı olduğu, ön projede; konkordatonun tasdiki tarihinden başlayarak tamamının iki yılda, iki eşit taksitle faizsiz olarak garameten borçların tasfiye edileleceği, şirket ortaklarının, konkordato projesinin tasdikinden itibaren 1.297.269,63 TL tutarında nakit sermaye ödemesini yapacağı, şirketin 2018 yılı 4 aylık dönemde 7.000.000,00 TL, 2019 yılında 19.850.000 TL, 2020 yılında 21.335.000,00 TL net satış yapmayı öngördüğü, elde edilecek karlarla borcun bitirileceğinin hedeflendiği dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılmıştır. Geçici Komiser heyeti 03/12/2018 havale tarihli raporlarında; şirket faaliyet karının net satışlara oranının, 2015 yılında % 2, 2016 yılında % 4, 2017 yılında % 4 ve Ekim/2018 döneminde ise % 10 olarak gerçekleştiğini, faaliyet giderlerinin net satışlara oranının, 2015 yılında % 10, 2016 yılında % 7, 2017 yılında % 5 olarak ve Ekim/2018 döneminde ise % 12 olarak gerçekleştiğini, finansman giderlerinin net satışlara oranının, 2015 yılında % 1, 2016 yılında %5, 2017 yılında %5 olarak ve Ekim/2018 döneminde ise %19 olarak gerçekleştiğini, şirketin net karının net satışlarına oranının, 2015 yılında % 1 , 2016 yılında % 1 2017 yılında % l olarak ve Ekim/ 2018 döneminde ise -% 29 olarak gerçekleştiğini, şirketin mali yapısı ve karlılığının iyi durumda olup faaliyetlerini devam ettirebilme yeteneğine sahip olmakla birlikte nakit sıkışıklığı içinde olup vadesi gelen borçlarını zamanında ödemekte sıkıntıya düştüğünü, şirketin 31/10/2018 tarihi itibariyle 7.424.620,51 TL, stokları, 862.230,32 TL maddi duran varlıklarının olduğunu, 31/10/2018 tarihi itibariyle şirketin 3.120,860,80 TL zararının bulunduğunu, şirketin kayıtlı bilançosunda stokların değerlenmesinin bilirkişi raporu sonrasında tespit edileceğini geçici mühlet içinde ortaya çıkabilecek (alacak tahsili v.s.) gelişmelerin ve şirket mal varlıklarının rayiç değerlerinin tespiti beklenilerek kesin bir değerlendirme yapılabileceğini bildirmişlerdir. Geçici Komiser heyeti 09/01/2019 havale tarihli raporlarında; şirketin Aralık/2018 dönemine ilişkin muhasebe kayıtlarının yasal süreler bitmediğinden tamamlanamadığını, bilanço ve gelir tablosu gibi temel mali tabloların hazırlanmadığını, sonuç olarak mali tablolar üzerinden değerlendirmelerin şirketin dönem sonu işlemleri tamamlandıktan sonra yapılabileceğini, bu nedenlerle şirket hakkındaki geçici mühlet süresinin uzatılmasının mali durumunun iyileşmesi açısından uygun olacağını beyan etmişlerdir. Geçici Komiser heyeti 05/03/2019 havale tarihli nihai raporlarında; 31/01/2019 tarihli kaydı değer bilançosuna göre özkaynaklannın (+)880.356.15 TL olarak hesaplandığını ve şirketin kaydi olarak borca batık durumda olmadığını, projede öngörülenlerin aksine 6 aylık sürede fiilen gerçekleşen mali verilerin şirket aleyhine olduğunu, şirketin 31/08/2018’de 1.590.060,00TL olan zararının 31/10/2018’de 3.120.860,00TL’ye yükseldiğini, 31/12/2018 ‘de ise (-) 2.666.656.-TL olarak gerçekleştiğini, davacının 31/08/2018 tarihinden itibaren faaliyet karı elde edemediği gibi, finansman giderlerinin yüksekliği nedeniyle dönem zararının daha da arttığını, davacının projesinde olumlu olarak öngördüğünün fiilen gerçekleşmediğini, mevcut proje ile şirketin kısa vadeli borçlarını ödeyecek döner varlıkları, özellikle Hazır Değerlerinin çok yetersiz olması ve şirketin satış işleminden kar elde edememiş olması nedeniyle nakit girişi sağlamaması sonucunda teknik iflas halinde olacağını, netice de konkordato projesinin onaylanmasının mümkün olmadığını bildirmişlerdir. İİK 287. maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin “konkordatonun başarı şansı“ kavramı altında ifade edildiğine yer verilmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku -Av.Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt). İsv.İİK‘da da konkordato mühletinin amaçlarından biri olarak açıkça, “ borçlunun iyileşmesi“ kavramına yer verildiği, buna göre, geçici mühletin, açıkça iyileşme ümidi görülmüyorsa, yani konkordatonun tasdikine gerek kalmaksızın iyileşme yahut konkordato ihtimali yoksa kaldırılacağı ifade edilmiştir. Ancak burada iyileşmeden söz edebilmesi için bilançosal bir iyileşme yeterli olmayıp başarılı bir iyileşme için yapısal (gerçek) bir iyileşmenin varlığı aranmalıdır. Bu sebeple konkordato talebi, sadece zaman kazanmaya yönelik bir talep olmayıp sürekli ve kalıcı bir iyileşme olasılığını konkordato projesi yardımıyla inanılır kılmalıdır. Bu nedenle ön proje sadece dilek ve temenniler içeren soyut bir belge olarak anlaşılmamalı, mahkeme tarafından kesin mühlet verilebilmesi için ön projenin nasıl başarılı olacağı açıklanmalıdır. ( Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 187 ) İİK’nun 286/1-a maddesinde “borçlunun talebiyle birlikte borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda, alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren ön proje ibraz etmesi” gerektiği ifade edilmiştir. Bu şekilde borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için mali kaynağın nasıl sağlanacağı net bir şekilde açıklanmalı ki projenin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ve kayıtlarla uygun olup olmadığı değerlendirebilmelidir. Dolayısıyla 286/1- a bendinde, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve ödemelerini yapabilmesi ifadesi ile konkordatonun amacının da bir anlamda ifade bulduğunun kabülü doğru olacaktır. Mali kaynağın nasıl edileceği kapsamında, Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 184-185 de ifade edildiği gibi “ortakların yeni sermaye getirmeleri, kişisel malvarlıklarını paraya çevirerek şirkete getirmeleri, sermaye artırımı yaparak yeni ortak almaları, işletmenin bir bankadan kredi bulması ilk akla gelenlerdir.” Bu nedenle ön proje, maddenin 1. fıkranın a bendinde sözü edilen bütün unsurları içermelidir. Tüm dosya kapsamına nazaran; davacı şirketin halen ödenmemiş sermaye borcu bulunduğu gibi İİK’nun 286. maddesi kapsamında mali kaynak olarak sadece zaten ödemekle yükümlü olduğu sermayeyi ödeyeceğini taahhüt ettiği, onun dahi ödenmediği, ön projenin başarı şansının bulunmadığı, mahkemece tesis edilen hükümde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nun 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı … Tic Ltd Şti’nin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacı … San. Tic. Ltd. Şti’den alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nun 293/3 ve 164/2 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/06/2020