Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3133 E. 2023/343 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3133 Esas
KARAR NO: 2023/343
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10/07/2019
NUMARASI: 2018/1341 Esas, 2019/669 Karar
DAVA: MENFİ TESPİT (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; icra takibinde şeklen borçlu görünen müvekkilinin, takip alacaklısı davalı şirket ile takip konusu edilen hiçbir ticari ilişkisi ve bu kapsamda davalıya hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkil bir gerçek kişi olduğuna ve tüzel kişiliği bulunmadığına göre havalimanı hizmetlerine ilişkin olarak alacaklı şirketten şahsen, takip talebinde borç sebebi olarak gösterilen hizmetlerden birini alması ve bunun üzerinden borçlanmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin … Şirketinin temsilcisi olmayıp çalışanı olduğunu, davalının … Şirketinin temsilcisi olduğunu, müvekkili adına kesilen bir faturanın dosyaya sunulmadığını, müvekkilinin takip konusu ile alakasının olmadığını, takibe konu mal ve hizmetlerden şahıs olarak yararlanmasının mümkün olmadığını, alacağın varlığı ve müvekkilinin borçlu olduğunu davalının ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamanı gelmemek kaydıyla takipte istenen faizin de fahiş ve yasaya aykırı olduğunu belirterek Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile, takibin iptaline ve davalı aleyhinde %20’den daha fazla bir miktarda kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davada hukuki yarar olmadığını, şöyle ki; davaya konu icra dosyasının borçlusu ve muhatabının … Temsilciliği olduğunu, davacı adına yapılan takip ve tebligat bulunmadığını, davacının, söz konusu icra dosyası nedeniyle müvekkili şirkete borçlu olmadığını, takibin salt … Temsilciliği aleyhine açıldığını, davacının şahsına yapılan bir tebligat ya da icra takibi bulunmadığını, davacının yalnızca icra dosyasının borçlusu olan … Temsilciliği nezdinde temsilci sıfatının bulunduğunu ve huzurdaki davayı açma sıfatı bulunmadığından davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; icra takibinde borçlunun … Temsilciliği olduğu, davacının ise şahsının borçlu olarak gösterilmediği, icra takibinde davacının isminin, … Temsilciliği temsilcisi olarak parantez içinde yazılı olmasının onu borçlu konumuna getirmeyeceği, bazı durumlarda temsilciliğin temsilcisine, temsilcilik adına tebligat yapılabildiği, icra dosyasında davacının şahsına yönelik davalı alacaklı tarafından talep edilen ve yapılan bir işlem olmadığı, davalı tarafından davacı aleyhine doğrudan doğruya icra takibi yapılmadığından davacının icra takibini gerekçe göstererek menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunduğunun kabulünün mümkün olmadığı gerekçesiyle hukuki yarar eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Türkiye’de faaliyet gösteren, “… Temsilciliği” diye bir işyeri, işletme, gerçek veya tüzel kişilik olmadığını, dolayısıyla takipte taraf ehliyeti bulunmadığını bilen davalının, müvekkilinin ismi ve kimlik numarasını yazarak hem takipte taraf ehliyetini tamamladığını hem de aleyhinde cebri icra yapabilecek bir takip borçlusu/muhatabı yarattığını, müvekkilinin, icra dosyasında borçlu sıfatının bulunması nedeniyle davanın açılmasında hukuki yararın olduğundan bahisle Mahkeme kararının hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, davacının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespiti ile, takibin iptali istemine ilişkindir. Takip alacaklısı davalı, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip borçlusunu … Temsilciliği (…) olarak göstererek toplam 525.679,11 Euro’nun tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatmıştır. İcra Müdürlüğünün 31/12/2018 tarihli kararı ile, davacı …’in ödeme emrine itirazının, süresinde olmadığından reddine ve takibin devamına karar verilmiştir. Takip alacaklısı davalı vekili 08/04/2019 tarihli dilekçesinde, takip borçlusunun … Temsilciliği olduğu, …’in borçlu olmadığı ve sehven dosyaya eklendiğinden bahisle …’in dosya borçlusu olmadığının kabulü ile kaydının silinmesine, takibin yalnızca borçlu … Temsilciliği yönünden devamına karar verilmesini talep etmiştir. Bunun üzerine İcra Müdürlüğü 08/04/2019 tarihli kararı ile, alacaklı vekilinin, …’in borçlu olmadığından bahisle borçlu sıfatının kaldırılması talebinin kabulüne, ancak … Temsilciliğine bu haliyle ödeme emri tebliğ edilmediğinden “… Temsilciliği” olarak ödeme emri tebliğ edilmesi halinde takibin devamına, UYAP’ta borçlu sıfatının bu şekilde düzeltilmesine karar vermiştir. … vekili tarafından, tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile, ödeme emri tebliğ tarihinin 28.12.2018 olarak kabulüne, itirazın reddine ilişkin müdürlük kararının kaldırılmasına ilişkin açılan davada Bakırköy 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/44 Esas 2019/343 Karar sayılı kararı ile, davanın kabulü ile, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davacıya çıkarılan ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünün tespiti ile öğrenme tarihinin 28/12/2018 tarihi olarak tespitine, icra dosyasında mevcut havale tarihli itirazları nedeni ile takibin davacılar yönünden kanunen durduğunun tespitine, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında verilen 31/12/2018 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Mahkemece, icra takibinde borçlunun … Temsilciliği olduğu, davacının ise şahsının borçlu olarak gösterilmediği, icra takibinde davacının isminin, … Temsilciliği temsilcisi olarak parantez içinde yazılı olmasının onu borçlu konumuna getirmeyeceği, bazı durumlarda temsilciliğin temsilcisine, temsilcilik adına tebligat yapılabildiği, icra dosyasında davacının şahsına yönelik davalı alacaklı tarafından talep edilen ve yapılan bir işlem olmadığı, davalı tarafından davacı aleyhine doğrudan doğruya icra takibi yapılmadığından bahisle davacının işbu icra takibini gerekçe göstererek menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine dair karar verilmiştir. Mahkeme tarafından verilen kararın, gerekçelerine nazaran yerinde olduğu gibi ayrıca kaldı ki, takip alacaklısı davalı vekilinin icra dosyasına sunduğu dilekçe ile, takip borçlusunun … Temsilciliği olduğu, …’in borçlu olmadığı ve sehven dosyaya eklendiğinden bahisle …’in dosya borçlusu olmadığının kabulü ile kaydının silinmesine, takibin yalnızca borçlu … Temsilciliği yönünden devamına karar verilmesini talep etmesi üzerine İcra Müdürlüğünün 08/04/2019 tarihli kararı ile, alacaklı vekilinin, …’in borçlu olmadığından bahisle borçlu sıfatının kaldırılması talebinin kabulüne, ancak … Temsilciliğine bu haliyle ödeme emri tebliğ edilmediğinden “… Temsilciliği” olarak ödeme emri tebliğ edilmesi halinde takibin devamına, UYAP’ta borçlu sıfatının bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında davacı tarafından açılan işbu davada hukuki yararın bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1b-1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1341 Esas, 2019/669 Karar ve 10/07/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KADINA,3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 361/1.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.23/03/2023