Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3121 E. 2020/1455 K. 03.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3121 Esas
KARAR NO: 2020/1455
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/717
KARAR NO: 2019/809
KARAR TARİHİ: 17/07/2019
DAVA: İFLAS (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 174)
KARAR TARİHİ: 03/07/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketin yasal temsilcisi tarafından imzalanan … Bankası’nın 1000.000 USD tutarlı, 11/06/2018 tarihli 8501267 nolu çekin müvekkili lehine keşide edildiğini, çek hakkında karşılıksız işlemi yapıldığını, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takip başlatıldığını, davalı tarafça imzaya ve borca itiraz edildiğini belirterek itirazın kaldırılarak iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket adına çıkarılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz edilmemiş, davalı şirket vekili ön inceleme duruşmasına katılarak icra müdürlüğüne ibraz edilen itiraz dilekçesinde imzaya itiraz edilmiş ise de, senet altındaki imzanın şirketi münferiden temsile yetkili …’a ait olduğunu, senedin teminat senedi olup gerçekte böyle bir borcun bulunmadığını belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davalı tarafın takibe konu çekin teminat amaçlı olarak verildiğine yönelik iddiası ispatlanamadığından itirazın kaldırılmasına ve celbedilen kapak hesabına göre davalıya depo emrinin tebliğine karar verildiği, davalı tarafa usulüne uygun şekilde tebliğ edilen depo emrine rağmen verilen süre içerisinde takibe konu miktarın ödenmediği, davalının iflas şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davalı şirketin iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde, depo emrinin tebliğden sonra tarafların anlaşma ihtimaline binaen mehil istedikleri, mehilin bitiminden sonra yeniden depo emri verilmeden önceki ara karar uyarınca çıkarılmış olan depo emri üzerine iflas kararı verilmesi hatalı olduğunu, takibe konu çekin davacının ve davacının kızının maliki olduğu taşınmazlara konulan ipoteklere teminat amacıyla verildiğini, davacıyla ipotek ilişkisi dışında başkaca ticari ilişki bulunmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK 171 vd maddelerinde düzenlenmiş olan, kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takip sonucu, borçluluların borcu ödememesi, itiraz veya şikayette bulunmaması sonucu açılan iflas davasıdır. 2004 sayılı İİK 154. maddenin üst başlığı ise, “ İflas Yolu İle Takip “ olup ilk maddede yetki düzenlenmiştir. Maddede, İflas yolu ile takipte yetkili merciinin, borçlunun muamele merkezinde bulunan icra dairesi olduğu, 154/3.fıkrada ise, borçlu ile alacaklının yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tayin etmişlerse, o yerin icra dairesinin dahi iflas takibi için yetkili sayılacağı, iflas davaları için yetki sözleşmesinin yapılamayacağı, iflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılacağına yer verilmiştir. Maddedeki iflas davasının açılacağı yetkili yer mahkemesinin yetkisi, mutlak yetki olup, kamu düzenine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1- ç bendinde, yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili bulunması dava şartları arasında sayılmıştır. Yani aynı yasanın 115.maddesinde belirtildiği gibi, mahkemece, davanın her aşamasında ve kendiliğinden araştırılması gerekir. Bu açıklamalar sonrasında somut olay değerlendirildiğinde, dava, davalı borçlunun sicil adresinin yetki çevresinde bulunan Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır. Dosya kapsamından, davacı alacaklının, 03/07/2018 tarihinde, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında, davalı borçlu şirket hakkında 11/06/2018 keşide tarihli 1.000.000 USD bedelli çeke dayalı alacağın tahsili amacı ile kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile icra takibi başlattığı, ödeme emri davalı şirkete 05/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, 09/07/2018 tarihinde davalı tarafından borca ve imzaya itiraz edildiği, davacı vekili tarafından 19/07/2018 tarihli dilekçe ile iş bu iflas davasının açıldığı anlaşılmıştır. Öncelikle, 2004 sayılı İİK‘nun 176. maddesindeki yasal düzenleme kapsamında atıf yapılan İİK.nun 156/son fıkrası uyarınca, iflas isteminin, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir sene içerisinde, yani hak düşürücü süre içerisinde yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi gerekmiştir. Kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takipte, iflas davasının ödeme emrine itiraz edilsin edilmesin bir sene içinde açılması gerekir. (İİK 176, 156/son) Söz konusu yasada, iflas istemenin, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir sene sonra düşeceği belirtilmiştir. Somut olayda, iflaslı takibe ilişkin ödeme emri borçluya 05/07/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, dava ise, 19/07/2018 tarihinde yani bir senelik hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Davanın yasal sürede ve şekil şartlarına uygun açılmış olduğu, alacaklı tarafından iflas avansının mahkeme veznesine depo edilmesi edildiği ve İİK 173. madde düzenlemesi kapsamında aynı yasanın 166. maddesi gereğince gerekli ilanlar yaptırılmış olduğu anlaşılması sonrasında işin esası incelenmiştir. Mahkemece, davalı tarafın takibe konu çekin teminat amaçlı olarak verildiğine yönelik iddiası ispatlanamadığından itirazın kaldırılmasına ve İcra Müdürlüğün’den celbedilen kapak hesabına göre 15/05/2015 tarihi itibariyle ile depo kararına esas alacağın 6.028.132,43 TL olarak davalıya depo emrinin tebliğine karar verilmiş, depo emri davalı vekiline 06/04/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili istifa dilekçesi sunması nedeniyle depo emri bu sefer davalı şirkete 15/05/2015 tarihide tebliğ edilmiştir. 15/05/2015 tarihli duruşmada, davacı vekili, tarafların sulh olma ihtimali olduğunu beyan ederek süre talep etmiş, tarafların talebi doğrultusunda duruşma ileri bir tarihe ertelenmiş, 17/07/2019 tarihli duruşmada tarafların anlaşamamasına binaen yeni bir depo emri verilmeden davalı şirketin iflasına karar verilmiştir.Mahkemece, davalının depo emrinde belirtilen meblağı öngörülen sürede ödemediği gerekçesiyle iflas kararı verilmiş ise de davalıya depo emrinin tebliğden sonra taraflar, 15/05/2019 tarihli duruşmada, sulh olma ihtimali bulunduğundan mehil istediği, tarafların anlaşma ihtimaline binaen duruşmanın 17/07/2019 tarihine ertelenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.Doktirinde (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, 2013, Ankara, sh 1118, Talih Uyar tarafından kaleme alınan Ankara Barosu Dergisi, Yıl: 65, Sayı: 2, Bahar 2007, 201-210, İflas Davalarında Yargılama Usulü ve Depo Kararı) ve Yargıtay 19 HD’nin 05.10.2006 tarih ve 8094 E, 9184 K sayılı ilamında ifade edildiği üzere; depo kararı ile borçluya borcunu ödeyerek iflâs etmekten kurtulabilmesi için son bir imkân tanınmaktadır. Ticaret mahkemesi, depo kararını verirken, borçlunun borçlu olduğuna kesin kanaat getirmiş ve borçlunun itirazının kesin olarak kaldırılmasına karar vermiş, bununla borçlunun iflâsına karar vermek gerektiği sonucuna varmıştır. Ancak mahkeme, depo kararı ile, iflâs kararını yedi gün daha ertelemektedir. Bu yedi gün içinde borç (faiz ve icra giderleri ile birlikte) depo edilmez veya ödenmezse, mahkeme borçlunun iflâsına karar vermek zorundadır. Depo kararında sonraki ilk oturumda alacaklı borçluya borcu ödemesi için mehil verirse, mahkeme, bu mehile göre başka bir oturum günü belirler ve iflâs kararı verilmesini o oturuma erteler. Bu halde, mahkemenin, o günkü duruma göre yeni bir depo kararı vermesi ve bunu yeni oturum günü ile birlikte borçluya veya vekiline tefhim veya tebliğ etmesi gerekir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 19/09/2013 tarih 2013/3665 E. 2013/5527 K. Sayılı ilamı) Bu durumda, mahkemece verilen sürenin bitiminden sonra ödenmesi gereken borç miktarı tespit edilerek yeniden depo emri kararı verildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalı şirketin iflasına karar verilmesi hukuka uygun olmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 bendi gereğince kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, belirtilen hususlar doğrultusunda dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun sair hususlar incelenmeksizin KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/717 E. 2019/809 K. 17/07/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davalı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 165,70 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 66,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA, 5-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/07/2020