Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3096 E. 2023/342 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3096 Esas
KARAR NO: 2023/342
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15/05/2019
NUMARASI: 2018/214 Esas, 2019/518 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 23/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında TÜYAP Kongre Merkezi ve Fuar Merkezinde yapılan EMİTT 2017 turizm ve seyahat fuarı için stand yeri kiralama sözleşmesi akdedildiğini, yer kiralama karşılığı olarak 23/12/2016 tarihli 3.894,00 Euro bedelli faturanın davalıya tanzim ve tebliğ edildiğini, bedelin sözleşmede belirlenen süre ve taksitlerde müvekkili şirkete ödenmediğini, bu sebeple davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalı şirketin ödeme emrine itiraz etmesi ile takibin durduğunu belirterek icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından dosyaya sunulan sözleşmede imzası bulunan kişinin adının tespit edilemediğini, sözleşmenin imza yetkisi bulunan kişi tarafından imzalandığına dair herhangi bir belge sunulmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin bu sözleşmeden kaynaklı davacıya ödemesi gereken borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddi ile, %20’den az olmamak üzere davacı aleyhinde kötü niyet tazminatına karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; taraflar arasında sözleşmesel ilişkinin bulunduğu, davacı tarafından davalıya düzenlenen faturanın, tarafların delil vasfına haiz olan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının temerrüde düşürülmemesi sebebiyle işlemiş faizin talep edilemeyeceğinden bahisle davanın kısmen kabulüne, takibin 3.894,00 Euro üzerinden devamına, 3.894,00 Euro’ya takip tarihinden itibaren davacının talebini aşmamak üzere 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan % 20 icra inkar tazminatı olan 3.268,15 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; savunma ve delillerinin bilirkişi raporunda incelenmediğini, raporun eksik ve hatalı olduğunu, müvekkilinin, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber sadece faturanın tebliğ edilmesi ve tebliğden itibaren sekiz gün içerisinde itiraz edilmemesinin akdi ilişkinin varlığının kanıtı niteliği taşımadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/1008 Esas 2017/1000 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın gönderildiği anlaşılmıştır. Davacının, davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında toplam 3.955,24 Euro’nun tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalının takibe ve borca karşı itirazda bulunduğu, davacının ise yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından sunulan 27/03/2019 tarihli raporda; davacı ile davalı arasında 26 – 29 Ocak 2017 tarihinde … Kongre Merkezinde düzenlenen EMİTT 2017 Fuarına katılmak üzere sözleşme akdedildiği, fuar alanında yer kiralama bedeli olarak 3.894,00 Euro karşılığı 14.260,61 TL’lik fatura düzenlendiği, tarafların incelemeye sunulan defter ve belgelerinin HMK’nun 222. maddesine göre delil vasfını taşıdığı, davacının düzenlediği faturanın defterlerde kayıtlı olduğu, 3.894,00 Euro olarak davacının defterlerinde borç bakiyesi, davalının defterlerinde alacak bakiyesi olarak birbirini teyit ettiği, icra takibinde talep edilen 61,24 Euro işlemiş faizin hesaplanandan fazla olmadığı, değerlendirme ve takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir. Mahkemece 15/05/2019 tarihinde karar verildikten sonra Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1164 Esas 2019/1056 Karar sayılı ilamı ile, davalı şirketin 07/11/2019 tarihi itibariyle iflasına karar verildiği, iflas tasfiyesinin Bakırköy … İcra Dairesinin … İflas sayılı dosyasından yürütüldüğü, müzekkereye cevap verildiği 26/11/2019 tarihi itibariyle, tasfiye şeklinin henüz belli olmadığı, iflas idaresi seçiminin henüz yapılmadığı ve iflas kararının kesinleşmediği anlaşılmıştır. “…İflastan önce açılmış olup da devam eden, müflisin (davacı veya davalı olarak) taraf bulunduğu hukuk davaları, (maddede yazılı istisnalar dışında) iflâsın açılması ile durur. Bu durma, ikinci alacaklılar toplantısından (md. 237) on gün sonraya kadar devam eder; ancak bundan sonra, duran hukuk davalarına devam edilebilir. (md. 194/1) İflâs idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını (yani davalara devam edip etmeyeceğini) tespit edebilmek için, ilk önce iflâs organlarının oluşması ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. Bu ise, zaman isteyen bir husustur. İşte bu nedenle, Kanun, müflisin taraf bulunduğu hukuk davalarının, iflâsın açılması ile belli bir süre için durmasını kabul etmiştir. (md. 194). İflâsın açılması ile duracak olan davalar, iflâstan önce açılmış olup da halen derdest bulunan (görülmekte olan) ve iflâs masasına giren mal, alacak ve haklara ilişkin hukuk davalarıdır. Bunlar, (davacı olarak) müflisin açmış olduğu davalar ile müflise karşı (davalı olarak) açılmış olan davalardır. Mesela alacak, taşınır mal veya taşınmaz mal davaları gibi. Yukarıda görüldüğü gibi, iflâs kararının kesinleşmesi ile düşen icra takipleri (md. 193/1 ve 3) ile ilgili itirazın kaldırılması, icra takibinin iptal ve taliki, itirazın incelenmesi ve icranın geri bırakılması talepleri de düşer. Yani, bu talepler, 194. madde hükmüne tabi değildir. İcra mahkemesi, artık bu talepler hakkında inceleme yapıp karar veremez. Buna karşılık, iflâs kararının kesinleşmesi ile düşen icra takipleri (md. 193/1 ve 3) ile ilgili hukuk davaları, iflâs kararının kesinleşmesi ile düşmez; bu davalar, iflâsın açılması ile sadece durur. Buna göre, itirazın iptali davası, borçlunun iflâsı ile durur (md. 194). Buna göre itirazın iptali davası (md. 67), borçtan kurtulma davası (md. 69), menfi tespit davası veya istirdat davası (md. 72) borçlunun iflâsı ile sadece durur; fakat, iflâs kararının kesinleşmesi ile düşmez. Bilâkis, bu davalara da, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra devam edilir. (md. 194) Davaların durduğu bu süre içinde, iflâs idaresi, duran davalar hakkında araştırma yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir. Burada, müflisin davacı veya davalı olmasına göre, bir ayrım yapmak gerekir:Müflisin davacı olduğu davalarda, iflâs idaresi bir davanın başarı şansı olduğu kanısına varırsa, masanın bu davayı takip etmesine karar verir; bu karar ikinci alacaklılar toplantısının uygun bulması ile kesinleşir ve ikinci alacaklılar toplantısından sonraki on günlük süre geçince, bundan böyle davaya, davacı olarak iflâs idaresi tarafından devam edilir. İflâs idaresi ve ikinci alacaklılar toplantısı, davanın başarı şansı olmadığı kanısına varırlarsa, masanın davayı takip etmemesine karar verirler. Bu halde, o davayı takip yetkisi, isteyen alacaklıya devredilir (md. 245). Hiçbir alacaklı, davayı takip etmek istemezse, o zaman, müflisin dava takip yetkisi yeniden doğar ve müflis iflâsın kapanmasını beklemeden, davayı kendi adına devam ettirebilir. Müflisin davalı olduğu davalara gelince: iflâs idaresi, alacakları tahkik ederken, ( md. 230 vd) müflise karşı dava açan alacaklının alacağının mevcut olup olmadığı hakkında bir karar vermez; sadece, bu alacağı davalı (çekişmeli) alacak olarak sıra cetveline geçirir. Bu alacağın, dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkındaki kararı, ikinci alacaklılar toplanması verir. İkinci alacaklılar toplanması davaya devam edilmesine karar verirse, iflâs idaresi, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra (müflis yerine) davayı takip eder veya tayin edeceği bir avukat vasıtasıyla davayı takip ettirir. Yargıtay 19. HD’nin 25.11.1999 tarih ve 7032 E, 7129 K; 11. HD’nin 22.08.2007 tarih ve 2005/13761 E, 2007/624 K; 02.11.2007 tarih ve 8826 E, 11712 K. Dairemizin 02.12.2013 tarih ve 6042 E., 7639 K. sayılı ilamlarında açıklandığı üzere; bir hukuk davasının kayıt-kabul davasına dönüşmesi için davalının iflas etmesi, iflas idaresinin de dava konusu alacağı iflas masasına kabul etmemesi gerekir. Davalı tarafı dava sırasında iflas eden aleyhine iflastan önce açılan ve İİK’nın 194. madde hükmünde sayılan istisnalardan olmayan bir davaya bakan Mahkemece asıl dava konusu alacağın, ikinci alacaklılar toplanmasında, iflas masasına kaydedilip, alacağın masaca kesin olarak kabul edilip edilmediğinin araştırılması ve şayet kesin suretle kayıt ve kabul edilmiş ise, konusu kalmayan davada hüküm tesisine yer olmadığına kararı verilmesi; masaya kayıt edilmesi istenip de alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise ve kayıt-kabul davası ayrıca açılmamışsa, davaya alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilerek, varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir…” (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/3781 Esas, 2014/8256 Karar sayılı kararı). Somut olayda, karar tarihi itibariyle davalı şirketin iflasına karar verilmemiş ise de, işbu kararın kesinleşmesinden önce davalı şirketin iflasına karar verilmesi sebebiyle bu durumda Mahkemece, davalının iflasından önce açılan davanın, iflâsının açılması ile durduğu ve ikinci alacaklılar toplantısından (md. 237) on gün sonra devam edilebileceğinin gözetilmesi, ayrıca iflasın açılmasıyla taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil, iflas idaresine ait olacağından taraf teşkilinin de buna göre değerlendirilmesi, ikinci alacaklılar toplanmasında, iflas masasına kaydedilip, alacağın masaca kesin olarak kabul edilip edilmediğinin araştırılması ve şayet kesin suretle kayıt ve kabul edilmiş ise konusu kalmayan davada hüküm tesisine yer olmadığına; masaya kayıt edilmesi istenip de alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise davaya alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilmesi gerektiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca esası incelenmeden kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/214 Esas, 2019/518 Karar ve 15/05/2019 tarihli kararının HMK 353/1a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının davalı tarafından peşin olarak yatırılan 323,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 143,55 TL’nin hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 5-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/03/2023