Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3029 E. 2019/1808 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3029 Esas
KARAR NO : 2019/1808
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/05/2019
NUMARASI 2018/581 ESAS – 2019/551 KARAR
DAVA: TİCARİ ŞİRKET (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
KARAR TARİHİ: 16/10/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili 13/06/2018 tarihli dava dilekçesinde, müvekkilinin 09/05/2018 tarihli yönetim kurulu kararında belirtilen parasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı kooperatife borcunun bulunmadığını, bu sebeple ortaklıktan çıkarılmasına dair kararın ana sözleşme ve kooperatifler kanuna aykırı olduğunu, ortaklıktan çıkarılma kararına dayanak borcun ödendiğini, ayrıca ihtarnamede bir aylık ödeme süresi belirlenmediğinden ihtarnamenin usulsüz olduğunu belirterek 09/05/2018 tarihli yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili; müvekkili kooperatifin 30 yıl süreli olmak üzere kurulan ve halen faaliyetini devam ettiren bir toplu iş yeri yapı kooperatifi olduğunu, ihraç işleminin husumet nedeni ile değil davacı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve haksız talep ile isteklerini ileri sürmesi sonucunda usul ve yasalara uygun bir biçimde yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi rapou sonucunda, davanın kabulü ve yönetim kurulu kararının iptaline dair hüküm tesis etmiştir. Mahkeme hükmünün incelenmesinden, bilirkişi Kübra Akın’ın düzenlemiş olduğu raporun doğrudan kopyalanmak suretiyle gerekçeli karar haline getirilmiş olduğu, anlaşılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak; yetkisiz bilirkişi tarafından verilen raporun hükme esas alındığını, zira raporu düzenleyenin avukat olduğunu, herhangi bir ödeme bulunmadığını, icra dosyasına yapılan ödemeyi kabul etmediklerini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava; kooperatif yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, yukarıda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Anayasanın 141/III maddesi uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde ayrıntılı bir şekilde hükmün kapsamı düzenlenmiş, hükmün hangi hususları kapsayacağı maddeler halinde ve açıkça belirtilmiştir. HMK.nun 297/1- c bendinde “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin hükümde gösterilmesi” gerektiğine yer verilmiştir. Gerekçe, hakimin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak (m.33), hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Hakim gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendi kendini denetler. Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz. Hakim hükmün gerekçesini hazırlarken yargı kararlarından (içtihatlardan) ve bilimsel görüşlerden yararlanır (TMK m.1). Gerekçe çok önemli olduğundan, Anayasa’ya “bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı” hakkında açık hüküm konulmuştur (Anayasa m.141/3) (Prof.Dr.Baki Kuru, Prof.Dr.Ramazan Arslan, Prof. Dr.Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku 22. Baskı,sayfa 472).İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının incelenmesinde; bilirkişi raporu tümden bilgisayar ortamında ve teknik olarak alınmış ve üzerinde herhangi bir düzeltme yapılmamıştır. Bilirkişi raporu mahkemeye hitaben düzenlediğinden aynı üslup korunmuştur. Zaten raporda ki hiçbir ifadeye dokunulmadan karara geçirilmiştir. Sadece Bilirkişinin ifadeleri ile yetinilmiştir. Kararın hükümden önceki son üç satırı rapordan bağımsız olarak oluşturulmuştur. Ancak HMK’nın 297. Maddesinde belirtildiği gibi tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller ve delillerin tartışıp değerlendirilmesi, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler mahkeme hakimince yerine getirilmemiştir. HMK’nın 266 ve devamı maddelerinde bilirkişiye başvurulması gereken haller düzenlenmiştir. Özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin görüşüne başvurulur. Bilirkişinin görüşünü içeren raporun tamamen alınarak mahkeme hakimince gerekçeli kararda yer verilmesi yasal düzenlemeler kapsamında ve özellikle HMK’nın 297. Maddesi gereğince gerekçeli karar olarak kabul edilemez. Bu durum açıklandığı üzere yasanın 297. Maddesine açıkça aykırılık oluşturmaktadır. Sonuç olarak, kararda, hangi delile üstünlük tanındığı veya taraflarının delilinin ne olduğu, bu delillerin nasıl tartıştığı anlaşılamamaktadır. Yukarıda da ifade edildiği üzere, gerekçe hakimin kararının denetlenmesi için önemlidir. Taraflar hakimin gerekçelerine istinaden istinaf sebeplerini ileri sürerler.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin, kararın gerekçesiz ve delil değerlendirilmesi yapılmadan verilmiş olması nedeniyle kabulüne ve ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,2- Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/581 Esas, 2019/551 Karar ve 21/05/2019 tarihli kararının kararının KALDIRILMASINA,3- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davacının peşin olarak yatırdığı toplam 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,80 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,6- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/10/2019