Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3005 E. 2023/278 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3005 Esas
KARAR NO: 2023/278
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/06/2019
NUMARASI: 2018/1074 Esas, 2019/738 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili sigorta şirketine sigortalı dava dışı … San. Tic. AŞ’ye ait toplam 2906 adet tekstil ürününün fason işçilik amacıyla davalı tarafa teslim edildiğini, ancak davalıların iş yerinde bulunan tekstil ürünlerinin çalındığını, eksper raporu sonucu sigortalıya toplam 56.216,87 TL ödemede bulunduklarını, iş bu alacağın rücuen tahsili amacıyla davalılar aleyhine yapılan icra takibine davalıların haklı bir neden olmaksızın itiraz ettiklerini belirterek davalıların takibe itirazının iptali ile alacağın %20’sinde az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalılar vekili cevabında; sigortalıya ait tekstil ürünlerinin fason sözleşmesi gereği müvekkillerine ait iş yerinde iken çalındığını, ancak müvekkillerinin gerekli güvenlik önlemlerini almalarına rağmen hırsızlığın gerçekleştiğini, hırsızlık olayının meydana gelmesinde müvekkillerinin herhangi bir kusur ve ihmalinin bulunmadığını, husumetin hırsızlık olayını gerçekleştirenlere yöneltilmesi gerektiğini, müvekkillerinin de olaydan mağdur olduğunu belirterek davanın reddine ve alacağın %20’sinde az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; sigortalı ile davalılar arasındaki ilişki kapsamında, davalı tarafa teslim edilen ürünleri muhafaza edip iade etme yükümlülüğünün davalılara ait olduğu, bu bağlamda sigorta şirketi tarafından sigortalısına yapılan ödemenin davalılardan rücuen tahsil edilmesi gerektiği, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalıların takibe itirazının iptaline, 11.512,20 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalılar vekili istinaf nedenleri olarak; sigortalı ile müvekkilleri arasında sigortalının teslim ettiği ürünlerin dikimi ve teslimi hususunda sözlü anlaşma olduğunu, bilirkişi raporunda atıf yapılan fason sözleşmesinin dava dosyasında mevcut olmadığını, bu nedenle sözkonusu sözleşmeye göre müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını, müvekkillerinin tüm güvenlik önlemlerini almasına rağmen, kapı kilitleri ve camlar kırılmak suretiyle hırsızlığın gerçekleşmesi nedeniyle müvekkillerinin olayda kusurları bulunmadığını, alacağın varlığı yargılamayı gerektirmesine rağmen icra tazminatınına hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, Ticari Paket Sigorta Poliçesi kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen sigorta tazminatının hasar sorumluları olduğu ileri sürülen davalılardan tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı arasında 30/06/2017 başlangıç, 01/04/2018 bitiş tarihli Ticari Paket Sigorta Poliçesi düzenlendiği, sigortalıya ait tekstil ürünlerinin fason dikimi için davalılara ait işyerinde bulunduğu sırada çalındığı, davacı sigortacının eksper raporu doğrultusunda sigortalıya 56.216,87 TL sigorta tazminatı ödediği ve sigortalıya ödenen sigorta tazminatı ile işlemiş faizinin tahsili için davalılar aleyhine takip başlattığı, davalıların takibe yasal süresinde itirazı üzerine takibe itirazın iptali için eldeki davanın açıldığı görülmektedir. Mahkemece, sigortalı ile davalılar arasındaki sözleşme gereği davalıların imalat için kendilerine teslim edilen ürünlerin korunmasından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalıların takibe itirazının iptaline ve davacı lehine icra tazminatına hükmedilmiş, davalılar vekili hükmü istinaf etmiştir. İstinafa konu edilen uyuşmazlık, sigortalıya ait ürünlerin davalıların işyerinde bulunduğu sırada çalınması nedeniyle davalılarının kusurlu olup olmadığı ile davacı lehine icra tazminatına hükmedilmesinin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalılar vekili; sigortalı ile müvekkilleri arasında sözlü fason sözleşmesi bulunduğunu, eksper ve bilirkişi raporunda belirtilen fason sözleşmesinin dosya arasında bulunmadığını, bu nedenle bilirkişi raporu ve eksper raporunda müvekkillerinin sorumluluğuna dayanak gösterilen sözleşme maddelerine göre müvekkilinin sorumluluğuna karar verilemeyeceğini belirterek hükmü istinaf etmiştir. Eksper ve bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki fason sözleşmesinin 6, 7 ve 8 maddeleri rapora yazılmış ve bu hükümler gereği davalıların teslim aldığı ürünleri korunmasından sorumlu olduğu ve fasoncu firmanın teslim aldığı ürünleri işleyip, öngörülen sürede işveren firmaya eksiksiz teslim yükümlülüğü bulunduğunu belirtmişlerdir. Davalı taraf ilk derece mahkemesinde; sigortalı ile aralarında sözlü fason anlaşması bulunduğunu beyan etmediği gibi raporlarda belirtilen fason sözleşmesine ve sözleşme hükümlerine itirazda da bulunmamıştır. HMK’nın 357. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen savunmanın istinaf aşamasında dinlenmesi mümkün değildir. Davalılar vekili, ilk derece mahkemesinde sorumluluğuna dayanak gösterilen sözleşmeye ve sözleşmenin ilgili hükümlerine herhangi bir itirazda bulunmadığına göre, davalıların sorumluluğunun ilk derece mahkemesinde itiraz edilmeyen sözleşme kapsamında değerlendirilmesi gerekmiştir. Sözkonusu sözleşmede de, davalıların teslim aldığı ürünleri korunmasından sorumlu olduğu ve fasoncu firmanın teslim aldığı ürünleri işleyip, öngörülen sürede işveren firmaya eksiksiz teslim yükümlülüğü bulunduğu belirtildiğinden, davalıların yaşanan hırsızlık olayından sorumlu tutulmalarında isabetsizlik bulunmamaktadır. Kaldı ki taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı kabul edilse dahi, davalılar fason dikim için kendisine teslim edilen ürünlerin korunmasından sorumludur. Ayrıca İİK’nun 67/2 maddesi gereğince inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşul olup, borçlunun itirazının kötü niyetle olması gerekmez. Bundan başka alacağın likit ve belli olması da gerekir. Somut olayda, çalınan tekstil ürünlerinin davalılara teslim tutanağı ile teslim edilmiştir. Davalıların çalınan ürünlere ve miktarına yönelik bir itirazı da yoktur. Buna göre davacının rücu edebileceği miktar belirlenebilir olduğundan, alacağın likit olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece icra inkar tazminatına karar verilmesinde de isabetsizlik görülmemiştir, Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1074 Esas, 2019/738 Karar ve 24/06/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın davalı … Tekstil tarafından peşin olarak yatırılan 983,01 TL harçtan mahsubu ile bakiye 803,11 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili davalıya İADESİNE, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b.1 bendi ile aynı kanunun 362/1-a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.09/03/2023