Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3000 E. 2023/309 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3000 Esas
KARAR NO: 2023/309
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04/12/2018
NUMARASI: 2014/629 Esas, 2018/1202 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 16/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/06/2013 tarih ve 2011/415 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile iflasına karar verilen … Sanayi AŞ’nin iflas tasfiyesinin İstanbul … İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile yürütüldüğünü, müflis şirketin, müvekkili bankaya Genel Kredi Sözleşmeleri ile asaleten ve kefaleten borçlu olduğunu, alacağın ipotek ve menkul rehni ile teminat altına alındığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinin İstanbul 9. İcra Mahkemesinin 2002/1867 Esas 2004/177 Karar sayılı kararı ile kesinleştiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında müflis şirketin müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu borçlar için başlatılan ve itiraz üzerine duran icra takibinin İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2003/109 Esas 2004/19 Karar sayılı kararı ile kesinleştiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıldığını, iflas tarihi itibariyle müvekkili bankanın 44.248,040,96 TL alacağının bulunduğunu, iflas idaresinin ise alacağın 21.015.000,00 TL’sini rüçhanlı alacak olarak kabul ettiğini, kalan 23.233.040,96 TL’nin ise reddine karar verildiğini belirterek reddedilen alacağın müflis şirketin iflas masasına rüçhanlı alacak olarak kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/06/2013 tarih ve 2013/415 Esas sayılı dosyasında verilen kararı ile iflasına karar verilen … AŞ’nin tasfiye işlemlerinin İstanbul … İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile iflas idare memurları tarafından yürütüldüğünü, davacının iflas tarihindeki alacak miktarını masaya bildirip, alacağın varlığını ve miktarını ispata yarar belgeleri sunmadığından, alacak miktarının belirsiz olması nedeniyle talebin reddedildiğini belirterek alacağın varlığının ve miktarının tespit edilebilmesi için dosyanın bilirkişiye gönderilmesi ile davacının alacak iddiasını ispatlayamaması halinde davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; davacı bankanın Topçular şubesi ile davalı müflis şirket arasında bağıtlanan Genel Kredi Sözleşmeleri uyarınca; bankanın asıl borçlu sıfatıyla müflis şirketten iflas tarihi itibarıyla toplam 37.126.000,57 TL tutarında alacağının bulunduğu, davacı banka ile dava dışı … Tic. A.Ş. arasında bağıtlanan Genel Kredi Sözleşmelerinin 5.000.000,00 USD limitle müflis şirket tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, adı geçen şirkete kullandırılan kredilerden dolayı müflis şirketin kefaleten 11.954.414,90 TL tutarında borçlu bulunduğu, davacı bankanın alacağının limit ipoteği ile teminat altına alındığı, işbu ipoteklerin davalı müflisin kendi kullandığı kredilere ve kefaleten kullandırılan kredilerin teminatı olarak verildiği, taşınmazlar üzerindeki ipotek bedelleri toplamının 8.000.000,00 USD olduğu, ayrıca 02/06/2015 tarihli … yevmiye numaralı menkul rehin sözleşmesi ile 6.350.000,00 TL bedelle menkul rehninin düzenlendiği, ipotekler ve rehnin hem müflis şirketin hem de müflisin kefil olduğu dava dışı … Tic. A.Ş.’nin kullandığı kredilerin teminatını kapsadığı, davacının iflas idaresine 52 kayıt numarası ile kaydedilen alacağı 34.901.059,73 TL asaleten, 9.346.981,23 TL kefaleten olmak üzere toplam 44.248.040,96 TL olup bu alacağının 21.015.000,00 TL’lik kısmının rüçhanlı olarak kabul edildiği, iflas tarihi itibarıyla belirlenen toplam alacak tutarı taleple bağlı olarak 44.248.040,96 TL olup alacağın tamamının ipotek ve rehinle teminat alındığı, bu nedenle davacının belirlenen 23.233.040,96 TL’lik alacağının daha masaya rüçhanlı alacak olarak kabul ve kaydı gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 23.233.040,96 TL davacı alacağının İstanbul … İflas Dairesinin … iflas sayılı dosyasında tasfiye işlemleri sürdürülen Müflis … San. A.Ş.’nin masasına rüçhanlı alacak olarak kayıt ve kabulüne, iflastan sonra İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında 7.956.174,86 TL’lik tahsilatın ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasındaki 812.241,00 TL’lik tahsilatın İflas Müdürlüğünce dikkate alınmasına dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Esas Mahkemesi tarafından dosyaya sundukları beyan ve itirazları hiçbir surette nazara alınmadan ve eksik incelemeyle, gerekçesiz ve hakkaniyete aykırı olarak karar tesis edildiğini, davalı müflis şirket adına görevi sona eren iflas idare memurlarına çıkarılan tebligatların usulsüz olduğunu, bu durumun müflis şirketin savunma hakkını kısıtladığını ve salt bu hususun dahi kararın ortadan kaldırılma sebebi olduğunu, dosyaya sunulan aynı heyet tarafından düzenlenmiş ve birbiri ile çelişir nitelikte tespitler içeren kök ve ek raporların hüküm tesisine elverişli olmadığını, davacı bankanın somut olayda, var olmayan fiktif nitelikte bir alacağı masaya rüçhanlı alacak olarak kaydettirerek, yıllarını ve tüm emeklerini müflis şirkete vermiş olan 1400 uzel işçisinin işçilik alacaklarının dahi önüne geçerek işçilik alacaklarının ödenmesine engel olmak istediğini, konusunda uzman, tarafsız bilirkişilerce yapılacak hesaplama ile davacı bankanın, iflas masasına kaydettirdiği miktar kadar dahi bir rüçhanlı alacağı bulunmadığının görüleceğini, 18.05.2015 tarihli banka muhasebe kayıtlarında yer alan verilerin, müflisin hem asaleten hem de kefaleten borçlu olduğu tüm kredilere ilişkin tek hesap olarak tutulduğunu, bu hesabın 18.05.2015 tarihi itibariyle sadece 8.170.739,14 TL borç bakiyesi verdiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. Md). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. İstanbul … İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyası üzerinden verilen 04/12/2014 tarihli yazı cevabında, müflis … Sanayi AŞ hakkında İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/415 Esas sayılı dosyasından 12/06/2013 tarihinden geçerli olmak üzere iflas kararı verildiği, tasfiyenin münferiden temsile yetkileri bulunan iflas idare memurları tarafından yürütüldüğü, davacının iflas masasına … kayıt numarası ile 44.248.040,96 TL alacak kayıt başvurusunda bulunduğu, alacak kayıt talebinin, 21.047.000,00 TL’sinin rüçhanlı kabul edildiği, bakiye 23.201.040,96 TL’nin ise reddine karar verildiği, red kararının alacaklıya 15/05/2014 tarihinde tebliğ edildiği, sıra cetvelinin 18/05/2014 tarihli … gazetesinde ve 23/05/2014 tarihli ticaret sicili gazetesinde ilan edildiği, davacı tarafından kararın tebliği için masraf yatırıldığı bildirilmiş olmakla davacı tarafından 29/05/2014 tarihinde yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından sunulan 01/05/2015 tarihli ön rapor ile, esas raporun hazırlanabilmesi için belirtilen noksanlıkların tamamlanması gerektiği bildirilmiştir.Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 15/04/2016 tarihli raporda, maliki … AŞ olan 3 adet taşınmaz üzerinde 5.700.000,00 USD bedelli limit ipoteğinin bulunduğu, davacı banka lehine 7.060.000,00 TL menkul rehni tesis edildiği ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 6.350.000,00 TL üzerinden başlatılan takibin kesinleştiği, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile, müflis şirketin de aralarında bulunduğu borçlular aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, davacı banka tarafından dava dışı … Dış Ticaret AŞ’nin kullandığı kredilere kefil olan … San. AŞ ve … AŞ’ye karşı, borcun ödenmemesi üzerine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine yönelik itirazın geri alınması üzerine takibin kesinleştiği, davacı banka ile müflis şirket arasında, müflis şirketin asaleten ve kefaleten imzaladığı genel kredi sözleşmelerinin bulunduğu, kat ihtarlarının tebliğ tarihi itibariyle 01/11/2002 tarihinde temerrütün oluştuğu, bu tarih itibariyle müflis şirketin kullandığı kredi sebebiyle asıl borç tutarının 5.584.047,35 TL ve müflis şirketin kefil olduğu asıl borç tutarının ise 5.918.292,27 TL olduğu, müflis şirketin kullandığı kredi bakımından banka kayıtlarına göre yapılan toplam ödeme miktarının 5.498.696,33 TL olduğu, buna göre iflas tarihi olan 12.06.2013 tarihi itibariyle davacı bankanın, müflis şirketin kullandığı kredi bakımından alacağının 5.584.047,35 TL asıl alacak ve 31.541.953,22 TL faiz ve ferileri olmak üzere toplam 37.126.000,57 TL olduğu, dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin kullandığı kredi bakımından banka kayıtlarına göre yapılan toplam ödeme miktarının 5.808.545,82 TL olduğu, bu halde iflas tarihi olan 12.06.2013 tarihi itibariyle davacı bankanın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müflis şirketten 11.385.157,05 TL temerrüt faizi ve 569.257,85 TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 11.954.414,90 TL alacaklı olduğu, netice olarak davalı müflis şirketin 12.06.2013 iflas tarihi itibariyle, davacı bankanın kayıt kabulü gereken tutarın müflis şirketin asaleten imzaladığı krediler bakımından 34.901.059,73 TL ve müflis şirketin kefaleten imzaladığı krediler bakımından 9.346.981,23 TL olmak üzere toplamda 44.248.040,96 TL olduğu, davacı bankanın ipoteklerinin limit ipoteği olduğu, işbu ipoteklerin müflis şirketin gerek kendi kullandığı gerekse kefaletlerine ilişkin olarak imzalanan genel kredi sözleşmelerinin teminatı olarak verildiği, taşınmazlar üzerindeki ipotek bedelleri toplamının 5.700.000 USD olduğu, 02.06.2015 tarih … yevmiye no.lu menkul rehin sözleşmesi ile 6.350,000,00 TL bedelle 19 makine ve techizatın davacı bankaya rehinli olduğu, bu nedenle ipotekler ve rehnin hem müflis şirket hem de müflis şirketin kefil olduğu, dava dışı … Tic. A.Ş.’nin kullandığı kredilerin teminatını kapsadığı, İcra ve İflas Kanununa göre rüçhanlı sıraya yazılacak alacakların, ancak ipotek ve teminat altına alınan alacaklar olduğu, ipotek ve rehin kapsamını aşan alacakların rüçhanlı sıraya yazılması mümkün olmadığı gibi teminat kapsamını aşan kısmın rüçhanlı sayılmayacağı, bu alacağın teminata alınmış olan ipotek tutarı 5.700.000,00 USD ile menkul rehninden 6.350.000,00 TL bedelli teminat mevcut olduğundan rüçhanlı kayıt talebi mümkün bulunduğu, buna göre rüçhanlı alacak tutarının 17.061.440,00 TL olduğu, davacı bankanın 52 nolu kayıtla kabul edilen 21.015.000,00 TL’lik rüçhanlı alacak kaydına ilave edilecek kaydın bulunmadığı bildirilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 28/09/2017 tarihli raporda, maliki … AŞ olan 2 adet taşınmaz üzerinde 4.200.000,00 USD bedelli limit ipoteğinin bulunduğu, davacı banka lehine 7.060.000,00 TL menkul rehni tesis edildiği ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 6.350.000,00 TL üzerinden başlatılan takibin kesinleştiği, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile, müflis şirketin de aralarında bulunduğu borçlular aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, davacı banka tarafından dava dışı … Ticaret AŞ’nin kullandığı kredilere kefil olan … San. AŞ ve … Holding AŞ’ye karşı, borcun ödenmemesi üzerine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine yönelik itirazın geri alınması üzerine takibin kesinleştiği, davacı banka ile müflis şirket arasında, müflis şirketin asaleten ve kefaleten imzaladığı genel kredi sözleşmelerinin bulunduğu, kat ihtarlarının tebliğ tarihi itibariyle 01/11/2002 tarihinde temerrütün oluştuğu, bu tarih itibariyle müflis şirketin kullandığı kredi sebebiyle asıl borç tutarının 5.584.047,35 TL ve müflis şirketin kefil olduğu asıl borç tutarının ise 5.918.292,27 TL olduğu, müflis şirketin kullandığı kredi bakımından banka kayıtlarına göre yapılan toplam ödeme miktarının 5.498.696,33 TL olduğu, buna göre iflas tarihi olan 12.06.2013 tarihi itibariyle davacı bankanın, müflis şirketin kullandığı kredi bakımından alacağının 5.584.047,35 TL asıl alacak ve 31.541.953,22 TL faiz ve ferileri olmak üzere toplam 37.126.000,57 TL olduğu, dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin kullandığı kredi bakımından banka kayıtlarına göre yapılan toplam ödeme miktarının 5.808.545,82 TL olduğu, bu halde iflas tarihi olan 12.06.2013 tarihi itibariyle davacı bankanın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müflis şirketten 11.385.157,05 TL temerrüt faizi ve 569.257,85 TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 11.954.414,90 TL alacaklı olduğu, netice olarak davalı müflis şirketin 12.06.2013 iflas tarihi itibariyle, davacı bankanın kayıt kabulü gereken tutarın müflis şirketin asaleten imzaladığı krediler bakımından 34.901.059,73 TL ve müflis şirketin kefaleten imzaladığı krediler bakımından 9.346.981,23 TL olmak üzere toplamda 44.248.040,96 TL olduğu, davacı bankanın ipoteklerinin limit ipoteği olduğu, işbu ipoteklerin müflis şirketin gerek kendi kullandığı gerekse kefaletlerine ilişkin olarak imzalanan genel kredi sözleşmelerinin teminatı olarak verildiği, taşınmazlar üzerindeki ipotek bedelleri toplamının 4.200.000 USD olduğu, 02.06.2015 tarih … yevmiye no.lu menkul rehin sözleşmesi ile 6.350,000,00 TL bedelle 19 makine ve techizatın davacı bankaya rehinli olduğu, bu nedenle ipotekler ve rehnin hem müflis şirket hem de müflis şirketin kefil olduğu, dava dışı … Tic. A.Ş.’nin kullandığı kredilerin teminatını kapsadığı, İcra ve İflas Kanununa göre rüçhanlı sıraya yazılacak alacakların, ancak ipotek ve teminat altına alınan alacaklar olduğu, ipotek ve rehin kapsamını aşan alacakların rüçhanlı sıraya yazılması mümkün olmadığı gibi teminat kapsamını aşan kısmın rüçhanlı sayılmayacağı, bu alacağın teminata alınmış olan ipotek tutarı 4.200.000,00 USD ile menkul rehninden 6.350.000,00 TL bedelli teminat mevcut olduğundan rüçhanlı kayıt talebi mümkün bulunduğu, buna göre rüçhanlı alacak tutarının 14.242.640,00 TL olduğu, davacı bankanın … nolu kayıtla kabul edilen 21.015.000,00 TL’lik rüçhanlı alacağına ilaveten 23.233.040,96 TL’nin daha şarta bağlı alacak olarak masaya kaydı gerektiği, müflis şirketin iflas tarihinden sonra inceleme tarihi itibariyle sağlanan tahsilatların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinde 7.956.174,86 TL ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı (eski … Esas) icra takibinde ise 812.241,00 TL olduğu bildirilmiştir.Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 17/05/2018 tarihli raporda, alacaklı banka lehine 4 adet taşınmaz üzerinde 8.000.000,00 USD bedelli limit ipoteğinin bulunduğu, davacı banka lehine 7.060.000,00 TL menkul rehni tesis edildiği ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 6.350.000,00 TL üzerinden başlatılan takibin kesinleştiği, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile, müflis şirketin de aralarında bulunduğu borçlular aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, davacı banka tarafından dava dışı … Ticaret AŞ’nin kullandığı kredilere kefil olan … San. AŞ ve … Holding AŞ’ye karşı, borcun ödenmemesi üzerine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine yönelik itirazın geri alınması üzerine takibin kesinleştiği, davacı banka ile müflis şirket arasında, müflis şirketin asaleten ve kefaleten imzaladığı genel kredi sözleşmelerinin bulunduğu, kat ihtarlarının tebliğ tarihi itibariyle 01/11/2002 tarihinde temerrütün oluştuğu, bu tarih itibariyle müflis şirketin kullandığı kredi sebebiyle asıl borç tutarının 5.584.047,35 TL ve müflis şirketin kefil olduğu asıl borç tutarının ise 5.918.292,27 TL olduğu, müflis şirketin kullandığı kredi bakımından banka kayıtlarına göre yapılan toplam ödeme miktarının 5.498.696,33 TL olduğu, buna göre iflas tarihi olan 12.06.2013 tarihi itibariyle davacı bankanın, müflis şirketin kullandığı kredi bakımından alacağının 5.584.047,35 TL asıl alacak ve 31.541.953,22 TL faiz ve ferileri olmak üzere toplam 37.126.000,57 TL olduğu, dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin kullandığı kredi bakımından banka kayıtlarına göre yapılan toplam ödeme miktarının 5.808.545,82 TL olduğu, bu halde iflas tarihi olan 12.06.2013 tarihi itibariyle davacı bankanın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müflis şirketten 11.385.157,05 TL temerrüt faizi ve 569.257,85 TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 11.954.414,90 TL alacaklı olduğu, netice olarak davalı müflis şirketin 12.06.2013 iflas tarihi itibariyle, davacı bankanın kayıt kabulü gereken tutarın müflis şirketin asaleten imzaladığı krediler bakımından 34.901.059,73 TL ve müflis şirketin kefaleten imzaladığı krediler bakımından 9.346.981,23 TL olmak üzere toplamda 44.248.040,96 TL olduğu, davacı bankanın ipoteklerinin limit ipoteği olduğu, işbu ipoteklerin müflis şirketin gerek kendi kullandığı gerekse kefaletlerine ilişkin olarak imzalanan genel kredi sözleşmelerinin teminatı olarak verildiği, taşınmazlar üzerindeki ipotek bedelleri toplamının 8.000.000 USD olduğu, 02.06.2015 tarih … yevmiye no.lu menkul rehin sözleşmesi ile 6.350,000,00 TL bedelle 19 makine ve techizatın davacı bankaya rehinli olduğu, bu nedenle ipotekler ve rehnin hem müflis şirket hem de müflis şirketin kefil olduğu, dava dışı … Dış Tic. A.Ş.’nin kullandığı kredilerin teminatını kapsadığı, şu halde, iflas tarihi olan 12.06.2013 tarihi itibariyle davacı bankanın müflis şirketten alacağının 44.248.040,96 TL olduğu, bu alacağın teminata alınmış olan ipotek tutarı 8.000.000,00 USD ile menkul rehninden 6.350.000,00 TL bedelli teminat mevcut olduğundan rüçhanlı kayıt talebinin mümkün bulunduğu, davacı bankanın … nolu kayıtla kabul edilen 21.015.000,00 TL’lik rüçhanlı alacağına ilaveten 23.233.040,96 TL’nin daha rüçhanlı alacak olarak masaya kaydı gerektiği, müflis şirketin iflas tarihinden sonra inceleme tarihi itibariyle sağlanan tahsilatların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinde 7.956.174,86 TL ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı (eski … Esas) icra takibinde ise 812.241,00 TL olduğu bildirilmiştir. “…Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; taraflar, mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine, diğeri aleyhine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. Bu kapsamda HMK’nın 281. maddesi hükmü değerlendirildiğinde; bir tarafın bilirkişi raporuna itiraz etmemesi ile bilirkişi raporuna itiraz eden taraf lehine usulî kazanılmış hak doğacaktır. Başka bir anlatımla; bir taraf bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğerinin itirazı veya mahkemenin kendiliğinden gerekli görmesi üzerine yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılır veya aynı bilirkişiden ek rapor alınır ve ikinci bilirkişi raporu veya ek rapor, birinci rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, ilk rapora itiraz etmeyen taraf bakımından ilk bilirkişi raporu kesinleştiğinden ve bununla itiraz eden taraf lehine usulî kazanılmış hak doğduğundan, mahkemenin ilk bilirkişi raporuna göre karar vermesi gerekir (KURU, Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s. 2753). Yargıtayın yerleşik içtihatlarında; HMK’nın 281. maddesi ve 282. maddesi ayrı ayrı değerlendirilmektedir. Bu durumda; hakimin HMK’nın 282. maddesi uyarınca, raporu diğer deliller ile birlikte serbestçe değerlendireceği, ancak bilirkişi raporuna itiraz edilmemesi halinde ikinci bilirkişi raporu veya ek rapor, birinci rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, ilk rapora itiraz etmeyen taraf bakımından HMK’nın 281. maddesi gereği ilk bilirkişi raporu kesinleştiğinden itiraz eden taraf lehine usulî kazanılmış hak doğduğu kabul edilmektedir. Ayrıca, aleyhe olan hususların kabul edilmediği beyan edilse bile itiraz nedenleri gösterilerek ek ya da yeni rapor alınmasının talep edilmediği ve rapora göre karar verilmesinin talep edildiği durumlarda da usuli kazanılmış hakkın ortaya çıktığı benimsenmiştir (Emsal, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18/02/2021 tarihli ve 2018/10(21)-94 E., 2021/111 K. sayılı ilamı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 13/09/2017 tarihli ve 2016/14455 E. , 2017/7655 K. sayılı ilamı, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 25/11/2021 tarihli ve 2021/4525 E. 2021/1793 K. sayılı ilamı). (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2022/222 Esas 2022/2331 Karar sayılı ilamı). Davalı vekili istinaf başvurusunda, müflis şirket adına görevi sona eren iflas idare memurlarına çıkarılan tebligatların usulsüz olduğunu iddia etmiştir. Somut olayda bilirkişi heyeti tarafından sunulan 28/09/2017 tarihli raporun davalı iflas idaresi vekili Av. …’a 23/11/2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen rapora karşı beyanda bulunulmamıştır. Müflis şirket iflas idare memurları Av. … ve Av. … 23/05/2018 tarihli dilekçelerinde, müflis şirketin 09/05/2018 tarihli olağanüstü alacaklılar toplantısında alınan karar uyarınca görevlerinin sona erdiğini belirterek bundan sonra dosyadan çıkarılacak tüm tebligatların göreve gelecek iflas idare memurlarına tebliğ edilmesini talep etmiştir. Bunun üzerine Mahkemece iflas müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen 30/05/2018 tarihli cevapta, 09/05/2018 tarihli olağanüstü alacaklılar toplantısında iflas idare memurları Av. … ve Av. …’in görevlerine son verildiği, yeni iflas idare memurları seçilmiş ise de toplantıya şikayet olduğundan henüz yeni iflas idare memurlarının atanmadığı bildirilmiştir. Bu arada bilirkişi heyeti tarafından sunulan 17/05/2018 tarihli raporun ise davalı iflas müdürlüğüne 30/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve rapora karşı süresinden sonra 01/10/2018 tarihinde iflas idare memuru Av. … tarafından beyanda bulunulduğu görülmüştür. İflas Müdürlüğü 27/06/2018 tarihli cevabi müzekkere ile ise, İstanbul 8. İcra Mahkemesinin 31/05/2018 tarih ve 2018/586 Esas 2018/683 Karar sayılı kararı ile iflas idare memurları Av. … ve Av. …’in görevlerine devamına, ayrıca İstanbul 8. İcra Mahkemesinin 19/06/2018 tarih ve 2018/6 D.İş 2018/6 sayılı kararı ile Av. …’in de iflas idare memuru olarak görevlendirilmesine karar verildiği belirtilmiştir. Buna göre hem 28/09/2017 hem de 17/05/2018 tarihli bilirkişi raporlarının davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır.Davalı vekilinin istinaf başvurusu alacağın miktarına yöneliktir. Somut olayda, davalının usulüne uygun olarak tebliğ edilen hem 28/09/2017 hem de 17/05/2018 tarihli bilirkişi raporlarına karşı süresi içerisinde itirazlarını bildirmemesi ile birlikte artık davacı taraf lehine usulî kazanılmış hak doğmuştur. Asıl rapordan sonra alınan 28/09/2017 tarihli rapora itiraz etmeyen davalı taraf bakımından artık bu bilirkişi raporu kesinleşmiştir. Kaldı ki davalı 17/05/2018 tarihli rapora da süresi içerisinde itiraz etmemiştir. 6100 sayılı HMK’nun 281/2,3 fıkralarında, Mahkemenin, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır. Mahkemece 28/09/2017 tarihli rapordan sonra alınan 17/05/2018 tarihli raporda, önceki rapora göre davacı tarafın aleyhine bir durum söz konusu olmadığı gibi böyle bir durum olsa bile davacı taraf lehine usulî kazanılmış hak doğduğundan artık davacı tarafın aleyhine olan ek yada yeni rapora göre karar verilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davalı vekilinin ek yada yeni rapor alınması talebine yönelik istinaf başvurusu sonuca etkili değildir.Açıklanan sebeplerle ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/629 Esas, 2018/1202 Karar ve 04/12/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1 bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. Maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/03/2023