Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2978 E. 2020/1028 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2978 Esas
KARAR NO: 2020/1028
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2019
NUMARASI: 2018/1204 Esas, 2019/486 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesi ile; davalılar … A.Ş ile … A.Ş’nin … şirketler grubunun bünyesinde yer alan kardeş şirketler olduğunu, TTK. 209. Maddesi uyarınca, zarardan dolayı grup şirketlerine veya hakim ortağa dava açılabileceğinin öngörüldüğünü, davalı … A.Ş’nin borçlarından dolayı tüzel kişilik perdesinin aralanması kuralı gereği diğer grup şirketleriyle ortaklarının da hukuki sorumluluğunun bulunduğunu, … A.Ş’nin davacı şirkete 4.482.756,15 TL borçlu olduğunu, bu alacağın tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası ile takip yapıldığını, takibe yapılan şikayet ve itirazların mahkemece reddedildiğini, davalı … A.Ş’nin kesinleşmiş olan takip dosyasındaki borcunu ödememek ve tahsilatı geciktirmek ve mal kaçırmak amacıyla hileli iş ve eylemlerde bulunduğunu, borçlu … A.Ş’nin borcu ödememek amacıyla şirketin içinin boşaltılarak davalı …Ş’ye geçirdiğini belirterek İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında kapak hesabı yapılarak belirlenen alacağın ödenmesi için muhtıra gönderilmesine, İİK. 177/4. maddesi uyarınca ilama bağlı alacak bulunduğundan ayrıca hileli işlemlerle borç ödenmediğinden davalıların İİK’nın 37 ve 177/4. maddesine dayalı olarak ayrı ayrı iflaslarına ve davalılar hakkında İİK. 159. maddesindeki muhafaza tedbirlerinin uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı … vekili cevabında; davacının icra dosyasında 4.482.756,12 TL alacaklı olduğunu ileri sürmesi nedeniyle bu bedel üzerinden peşin harcı ikmal etmesi gerektiğini, davacının daha önce İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/88 E. sayılı dosyasında da aynı haksız iddialar ile müvekkili şirketin icra dosyasından sorumlu tutulmasını ve iflasını istediği, bu davanın İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1427 E. sayılı dosyası ile birleştirildiğini, aynı iddialar ve taleplerle açılmış olan huzurdaki bu davanın öncelikle derdestlikten reddi gerektiğini, bunun dışında müvekkilinin icra dosyasında borçlu olmadığını ve dosya borcu ile bir ilgisinin bulunmadığını, takip borçlusu … A.Ş ile aralarında bağlı şirket yahut hakim şirket ilişkisinin bulunmadığını, ticari ya da hukuki bir ilişkilerinin dahi olmadığını, TTK. 195. ve 209. maddelerinin uygulanmasının mümkün olmayıp, davanın haksız olduğunu ve esastan da reddi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece davalı … A.Ş yönünden dosyanın tefrikine karar verilmiş, davalı … yönünden ise eldeki davanın, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/88 E. sayılı dosyasında görülen dava ile, dava konusu, sebepleri ve talep sonucu ile tarafları aynı olan yeni bir dava olduğu gerekçesiyle derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı şirket yetkilisi yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/88 E. Sayılı dosyasında tarafların farklı olup dava konusunun da tazminat davası olduğundan derdestliğin söz konusu olamayacağını belirterek karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf talebine cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 177 maddesine dayalı doğrudan iflas talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, davacı taraf karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Davacı, dosyası tefrik edilen borçlu … A.Ş’nin takip dosyasındaki borcunu ödememek ve tahsilatı geciktirmek ve mal kaçırmak amacıyla hileli iş ve eylemlerde bulunduğunu, borcu ödememek amacıyla şirketin içinin boşaltılarak davalı …’ye geçirdiğini, anılan şirketlerin grup şirketleri olduğunu ve borçtan takipte taraf olmayan davalı …’nin de sorumlu olduğunu ileri sürerek davalıların İİK’nın 37 ve 177/4 maddeleri uyarınca iflasını talep etmiştir. İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/88 E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacıların … LTD. ŞTİ. ile eldeki davanın davacısı …; davalıların ise …, … HİZMETLERİ A.Ş, … A.Ş, … ve eldeki davanın davalısı olan … (eski ünvanı: … A.Ş) olduğu, dava tarihinin 20.01.2017 olup, mahkemece dosyanın İstanbul Anadolu 2. ATM’nin 2016/1427 E sayılı dosyasıyla birleştirildiği anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu 8. ATM’nin 2017/88 Esas sayılı dosyasında da, aynı davacı tarafından, aynı davalıya karşı huzurdaki bu davada dayanılan maddi vakıalar ileri sürülmek suretiyle ve aynı icra dosyasındaki borcun ödenmemesi maksadıyla hileli işlemler yapıldığı ve mallarının kaçırıldığı belirtilerek davalının İİK 177/1. maddesi uyarınca doğrudan iflasının istendiği, İstanbul Anadolu 8. ATM’nin 2017/88 E. sayılı dosyasında görülen davanın, 20.01.2017 tarihinde işbu davadan daha önce açıldığı görülmektedir. Anılan mahkeme dosyasında, eldeki dosyadaki davacıdan ve davalıdan başka bir davacı ve davalının olmasının neticeye bir etkisi olmayıp, her iki davada da, aynı davacı tarafından aynı maddi vakıalara dayalı olarak aynı davalının iflasının istendiği anlaşılmaktadır. HMK 114.1.ı maddesi uyarınca, aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması ( olumsuz ) dava şartıdır. Görülmekte olan birinci dava ile yeni açılan ikinci davanın aynı dava olduğunu söylemek için, maddi anlamda kesin hükümdeki gibi, birinci dava ile ikinci davanın taraflarının, konularının ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir. Somut olayda, incelemesi yapılan dosya ile İstanbul Anadolu 8. ATM’nin 2017/88 Esas sayılı tarafları ve dava konusu aynı olup, 2017/88 Esas sayılı dosyada davanın daha önce açıldığı ve dosyanın hala derdest olduğu anlaşıldığından davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine dair ilk derece mahkemesi kararı yerindedir. Açıklanan nedenlerle incelenen ilk derece mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, HMK’nın 353/1.b.1 bendi uyarınca davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 39,10 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL harçtan peşin olarak yatırılan 121,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,30 TL olmak üzere toplam 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile İİK’nın 164/2 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/06/2020