Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2964 E. 2023/317 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2964 Esas
KARAR NO: 2023/317
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/11/2018
NUMARASI: 2018/599 Esas, 2018/1140 Karar
DAVA: Kooperatif Genel Kurulunun Toplantıya Çağrılması
KARAR TARİHİ: 16/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; davalı kooperatifin 2012 ve 2015 yılında yapılan genel kurulunda alınan birçok kararın iptal edildiğini, yöneticiler hakkında bir çok suç duyurusu bulunduğunu, kooperatifin aidat almadığı yeni ortaklar aldığını ve ödeme yapmayan yönetime yakın bu ortakları koruduğunu, bu ortaklar yoluyla genel kurulda hakimiyet sağlandığını, kooperatifin arsalarının alımını sağlayan ve yükümlülüklerini eksiksiz yerine getiren ortakların haklarının ihlal edildiğini, Kooperatifler Yasası’nın 23. maddesinde öngörülen haklarda ve mükellefiyetlerde eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini, bu nedenle iptal edilen genel kurul kararlarındaki iş ve işlemlerin yönetim kurulu tarafından yapılmasının beklenemeyeceğini, bu iş ve işlemlerin gerçekleştirilmesi için kayyım atanması gerektiğini belirterek davalı kooperatife kayyım atanmasına, kayyımca hiçbir ödemesi olmayan ortakların tefrik edilmesine ve gerçek ortaklardan oluşturduğu hazirun listesi ile 2018 yılı genel kurulunun yapılmasına, bu genel kurulda yöneticilerin ibra edilmemesi halinde sorumluluk davası açılmasının sağlanmasına, iptal edilen genel kurul kararları gereğinin bu kayyımlar tarafından sağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı kooperatif vekili cevabında; genel kurulca seçilen yönetim ve denetim kurulunun görevine devam ettiğini, organ yokluğu veya organın görevini yerine getirmesine engel olacak bir durum mevcut olmadığından kayyım atanması şartlarının bulunmadığını; geçmiş genel kurul kararlarının iptal edilmesinin kayyım atanmasını gerektirmediğini, kooperatifin iptal edilen kararları görüşmek üzere olağanüstü toplantıya çağrıldığını; kooperatifte 80 civarında ödemesiz üye olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, bir ortağın birden fazla ortaklık payı sahibi olabileceğini, davacıların ortak sayısı ile ortaklık payı sayısı arasındaki farkı ödemesiz üye yapıldığına dayanak yaptığını, sadece % 90’ı değişmiş önceki yönetim kurulunun kooperatif projelerini yapmış bir mimara o tarihteki zaruret nedeniyle giriş aidatı olmaksızın üyelik verildiğini, bu nedenle ceza davası açılmış ve mahkemece HAGB kararı verilmişse de, bu kararın çoğu değişmiş yönetim kurulunun azlini ve kayyım atanmasını gerektirmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı kooperatifin en son yapılan 2016 yılındaki genel kurul toplantısında 4 yıl süreliğine seçilen yönetim ve denetim organlarının mevcut olduğu, kooperatifte organ yokluğunun olmadığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda yönetim kurulu üyelerinin azli ve yerine kayyım atanmasına ilişkin bir düzenleme olmadığı, anılan yasanın 98. maddesi yollaması ile 6102 sayılı TTK nun 364. maddesine göre ise yönetim kurulu üyelerini görevden alma yetkisinin TTK nun 334/2. maddesi hükmü saklı kalmak üzere münhasıran genel kurula ait olduğu, davacı ortakların, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması konusunda öncelikle genel kurula müracaat etmesi, buradan verilecek karara göre dava açma hakkını kullanmaları gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin öncelikle genel kurula başvurulması gerektiği yönündeki gerekçesinin somut olaya uygun olmadığını, zira ortada dengeli bir genel kurul bulunmadığını, sanal ortaklar ile doldurulmuş bir genel kurulun kooperatifin hak sahibi gerçek ortaklarının hukuku uygun eğilimlerini karşılama olanağı olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı kooperatife kayyım atanması ve kayyımca kooperatifin gerçek ortakları tespit edilerek kooperatifin daha önce iptal edilen kararları için genel kurul toplantısı yapılması istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekili hükmü istinaf etmiştir. Davacılar vekili, kooperatifin usulsüz ortak kabul ettiğini iddia etmişse de, üyeliklerin iptaline karar verilmediği sürece, genel kurul hazirun cetvellerindeki katılımcıların ortaklar defteri kayıtlarında esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Ayrıca Yargıtay 11. HD’nin 2006/1988 Esas, 2007/5494 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; gerek Kooperatifler Kanunu, gerekse Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla TTK’nun anonim şirketlerle ilgili hükümleri ve MK’nun 426. maddesine göre kooperatife kayyum atanabilmesi için kooperatifin organsız kalması, yönetim kurulu üyelerinin işledikleri suçlar nedeniyle kesinleşmiş ceza mahkumiyetlerinin bulunması, hükümlü yada tutuklu bulunmaları nedeniyle görev yapamamaları gerektiği gibi kooperatifin karar organı olan genel kuruldan bu konuda talepte bulunma olanağı da mevcuttur. Ancak somut olayda kooperatifin organsız kalması ya da organın görevini yerine getirmesine engel olacak bir durum bulunmamaktadır. Ayrıca davacıların bu konuda öncelikle genel kurula müracaat etmesi olanağı da mevcuttur. Bu itibarla mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir, Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/599 Esas, 2019/1140 Karar ve 21/11/2018 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/03/2023