Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2958 E. 2023/406 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2958 Esas
KARAR NO: 2023/406
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2019
NUMARASI: 2015/189 Esas, 2019/866 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında 12/05/2013 tarihli yaşam döngüsü değerlendirilmesi kapsamında hizmet alımı sözleşmesi bulunduğunu, müvekkilinin sözleşmenin 3. maddesinde belirtilen işleri muhatabın koordinasyonu ile eksiksiz yerine getirdiğini, öncelikle ilgili firmalardan verileri toplayarak 19 adet ürün raporu ve bir adet sektör ARGE raporu düzenlediğini, raporların ilgili şirketlerce beğenildiğini, 13/01/2014 tarihinde kapanış toplantısı yapılarak nihai raporu teslim ettiklerini ve taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiğini, böylece müvekkilinin sözleşme uyarınca, sözleşmenin bitim tarihinde ödenmesi kararlaştırılan sözleşme bedelinin % 40’ına hak kazandığını, müvekkilinin yaptığı işlerin eksiksiz olması nedeniyle aldığı davalının aldığı teminat mektuplarını iade de ettiğini, ancak düzenlenen faturaların ödenmemesi üzerine 118.018,97TL alacağın tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek takibe itirazın iptali ile takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; taraflar arasındaki sözleşmede davacının 31/12/2013 tarihine kadar analiz raporunu sunma yükümlülüğü bulunduğunu, davacının edimini yerine getirtmemesi üzerine Beyoğlu … Noterliğinin 13/02/2014 tarihli ihtarı ile 10 gün içerisinde raporu sunmasının talep edildiğini, raporun süresinden çok sonra teslim edildiğini, ancak sözleşme ve eki şartnameye uygun olmaması nedeniyle davacıya iade edildiğini, eksikliklerin giderilerek sözleşme eklerine uygun rapor düzenlenmesinin talep edilmesine rağmen düzenlenmediğini, iki üniversiteden alınan raporlarla sunulan raporun sözleşme ve eki şartnameye uygun olmadığının belgelendiğini, sözleşmenin 25/1 maddesi uyarınca yüklenici tarafından hazırlanan raporların ve dökümanların sözleşme şartlarına uygun olduğunun tasdiki için müvekkili tarafından onaylanması gerektiğini, ancak müvekkilinin raporları hiçbir zaman onaylamadığını, 14/07/2014 tarihli ihtar ile genel koşulların 36. maddesi gereğince işin önemli ölçüde sözleşmeye uygun şekilde yerine getirilmemesi nedeniyle sözleşmenin fesh edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; taraflar arasında düzenlenen 13/05/2015 tarihli yaşam döngüsü değerlendirilmesi hizmet alım sözleşmesi gereğince davacı tarafın gerekli raporlama hizmetlerini verme işini üstlendiği, davalının hizmetin verilmediğine ilişkin itirazlarının soyut ve subjektif değerlendirilmeler olup raporun teknik şartnamede gösterilen niteliklerde düzenlenip düzenlenmediğine bakılması gerektiği, bilirkişi kurullarınca denetine elverişli şekilde belirlendiği üzere davacının hizmet edimini yerine getirdiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının takibe itirazının iptaline, alacağın % 20’s tutarında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davacının sunduğu nihai raporun teknik şartname ve sözleşmeye uygun olmadığını, iki üniversiteden alınan rapora göre sunulan raporun fahiş hatalarla dolu olduğunu; hükme esas alınan 25/06/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda yer alan, -veriler konusunda müvekkilinin itirazını gösterir bir dokumana rastlanmadığı- tespitinin gerçeği yansıtmadığını, davacının düzenlediği raporlarda tespit edilen eksikliklerin giderilmesine yönelik talep ve itiraz yazılarının dosyada bulunduğunu; bilirkişi heyeti raporunda yer alan, -teknik şartnamade hazırlanacak raporların kabul edilebilirlik şartlarının açık olarak belirlenmediği- tespitinin gerçeği yansıtmadığını, teknik şartnamenin 1.1 ve 6.2 maddelerinde raporların kabul edilebilirlik şartlarının belirtildiğini; yine bilirkişi heyeti raporunda yer alan, -sürecin başından itibaren düzenlenen YDD raporlarının sözleşmeye uygun olup olmadığı hususunda bir tutanağın düzenlenmediği- tespitinin de doğru olmadığını, raporlardaki eksikliklerin davacıya yazılı ve sözlü olarak iletildiğini; davacının projenin bitiş tarihine kadar eksiklikleri gidermemesi nedeniyle sözleşme bedelinin kalan % 40’nı talep edemeyeceğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin şartlarının oluşmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, hizmet sözleşmesi kapsamında düzenlenen fatura alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında 12/05/2013 tarihli yaşam döngüsü değerlendirilmesi kapsamında hizmet alımı sözleşmesi bulunduğu, davacının nihai raporu teslim ettikleri ve sözleşme uyarınca, sözleşmenin bitim tarihinde ödenmesi kararlaştırılan sözleşme bedelinin % 40’ına hak kazandıkları gerekçesiyle 118.018,97 TL alacağın tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalı aleyhine takip başlattığı, davalının yasal süresinde takibe itirazı üzerine, itirazın iptali ve takibin devamı için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. İstinaf konusu edilen uyuşmazlık; davacı tarafça sunulan nihai raporun teknik şartname ve sözleşmeye uygun olmadığı noktasında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesinde alınan 20/03/2017 tarihli raporda; taraf ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde düzenlendiği, davacının ticari defterlerinde 118.018,97TL alacak kaydı bulunduğu, davalı ticari defterlerinde borç alacak kaydı bulunmadığı, uyumsuzluğun davacı faturalarının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, YDD raporlarının bahse konu standartların genel gereklerini yerine getirdiği, ancak bazı eksikliklerin olduğu, davacının sözleşmeye genel anlamda riayet ettiği, davacı yanca sunulan hizmetin tam anlamıyla sözleşmeye uygun olarak sunulmadığı çalışmasının eksiklikler içerdiği, bu nedenle %40 oranındaki ödemeye hak kazanmadığı belirlenmiştir. Davacının itirazı üzerine yaşam döngüsü konusunda uzmanlığı bulunan bilirkişi kurulu oluşturularak alınan 31/08/2018 tarihli raporda ise; davacının hazırladığı nihai raporun teknik şartnameye uygun olduğu, bu nedenle davacının 118.018,97 TL alacağının bulunduğu belirtilmiştir. Mahkemece raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla alınan 25/06/2019 tarihli raporda ise; ilk bilirkişi raporunun sözleşme ve dosya içeriğine uygun olmadığı, davacının edimini yerine getirdiği, YDA raporları ile ilgili standartların genel gerekliklerin yerine getirildiği, ancak önerilerde kısmen beklentileri karşılamadığı, bunun nedeninin, tarafların şartnamede tarif edilen birlikte çalışmalarının istenilen düzeyde olmamasından ve eleştirel gözden geçirme işleminin tam yapılamamasından kaynaklandığı, YDD çalışmalarının detay seviyesinin değişkenlik gösterebileceği ve özellikle yorum beklenen öneriler için bunun teknik şartnamede acıkça belirtilmesi gerektiği bildirilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 12/05/2013 tarihli sözleşme gereği davacı yüklenici, Yaşam Döngüsü Değerlendirilmesi (Analizi) hizmetini verme işini üstlenmiştir. Sözleşmenin 3. maddesinde sözleşme bedeli 360.000,00 TL olarak kararlaştırılmış, sözleşme bedelinin % 20’si sözleşmenin başında ödeneceği, % 40 ara ödemelerin hak ediş esasına göre yapılacağı ve Yaşam Döngüsü Değerlendirilmesi (Analizi)’nin nihai raporunun sözleşme makamı tarafından onaylanmasını takiben sözleşme bedelinin kalan % 40’nın ödeneceği hüküm altına alınmıştır. İlk derece mahkemesinde ilk bilirkişi heyetinden alınan raporda dahil olmak üzere alınan raporlardan, davacı tarafça sunulan YDD raporlarının bahse konu standartların genel gereklerini yerine getirdiği, davacının sözleşmeye genel anlamda riayet ettiği anlaşılmaktadır. Davalı taraf, sunulan nihai raporun teknik şartname ve sözleşmeye uygun olmadığını belirterek, hizmetin ayıplı ve eksik verildiğini savunmuştur. HMK’nın 190. maddesi uyarınca ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davalı, davacı ile aralarında hizmet ilişkisi olduğunu ve hizmet aldığını kabul ettiğine göre, sunulan hizmetin eksik yada sözleşme ve şartnameye uygun olmadığını ve davacının edimlerini gereği gibi yerine getirmediği yönündeki savunmasını kanıtlamalıdır. Ne var ki alınan çelişkili raporlara göre davalının bu yöndeki savunmasını kanıtladığından söz edilemez. İlk bilirkişi raporunda, davacının çalışmasının eksiklikler içerdiği belirtilmekle birlikte, ayrı bilirkişilerden alınan ikinci raporda davacının düzenlediği raporun teknik şartnameye uygun şekilde hazırlandığı tespit edilmiştir. Ayrıca ilk bilirkişi heyetinden alınan raporda dahil olmak üzere alınan raporlardan, davacı tarafça sunulan YDD raporlarının bahse konu standartların genel gereklerini yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Buna göre davacının edimini yerine getirdiği, davalının, sunulan nihai raporun sözleşme ve şartnameye uygun olmadığı yönündeki savunmasını kanıtlayamadığı sonucu varıldığından, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/189 Esas, 2019/866 Karar ve 16/07/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 2.015,46 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.835,56 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b.1 bendi ile aynı kanunun 362/1-a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.06/04/2023