Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2916 E. 2023/214 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2916 Esas
KARAR NO: 2023/214
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/05/2019
NUMARASI: 2018/781 Esas, 2019/566 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin reklam panoları, branda, afiş ve benzeri tanıtım materyalleri tedariki ile iştigal eden bir şirket olduğunu, davalının talepleri doğrultusunda verdiği hizmet sebebiyle düzenlenen faturalara davalı tarafından ticari ilişki süresince itiraz edilmediği ve faturaların reddedilmediğini, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu faturaların ödenmemesi sebebiyle başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu, neredeyse bir yıla yakın süredir tarafına gönderilen faturalar hakkında hiçbir itiraz yapılmamasının davalının faturalarda yer alan bedelleri kabul ettiğine karine teşkil ettiğini, müvekkilinin ticari ilişki kapsamında edimlerini yerine getirdiğini, buna bağlı olarak hizmet bedelinin talep edildiği faturaların haklı olarak düzenlendiğini belirterek icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin, müvekkili hakkında 06.06.2017 tarihli … nolu 8.496,00 TL bedelli, 13.06.2017 tarihli … nolu 21.122,00 TL bedelli, 03.07.2017 tarihli … nolu 15.222,00 TL bedelli, 07.07.2017 tarihli … nolu 11.210,00 TL bedelli, 01.08.2017 tarihli … nolu 5.910,14 TL bedelli, 17.08.2017 tarihli … nolu 649,00 TL bedelli, 21.08.2017 tarihli … nolu 7.315,05 TL bedelli, 21.08.2017 tarihli … nolu 5.577,89 TL bedelli, 23.08.2017 tarihli … nolu 4.336,50 TL bedelli, 25.08.2017 tarihli … nolu 4.186,64 TL bedelli, 26.08.2017 tarihli … nolu 5.664,00 TL bedelli, 31.08.2017 tarihli … nolu 3.270,24 TL bedelli, 09.09.2017 tarihli … nolu 10.502,00 TL bedelli, 16.10.2017 tarihli … nolu 11.210,00 TL bedelli ve 09.02.2018 tarihli … nolu 15.930,00 TL bedelli faturalara karşılık olarak icra takibi başlattığını, takibin haksız, hukuka ve gerçeklere aykırı olduğu cihetle itiraz edildiğini, davacı ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin 07.03.2016 tarihinde başladığını ve 25.09.2018 yılına kadar devam ettiğini, icra takibine konu edilen davacı tarafından kesilen ve hizmet alınan bir kısım faturanın bedelinin ödendiğini, bir kısım faturaya konu hizmetin ise alınmadığını, ödemelerin çek, havale ve nakit olarak yapıldığını ve toplamda 237.060,00 TL olduğunu belirterek davanın esastan reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; davacının icra takibine dayanak olarak sunduğu irsaliyeli faturalarda teslim alan imzası bulunmasa da dosyadaki faturaların her iki tarafında ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın aksi yönde bir bilgi sunmadığı, ayrıca davacının fatura konusu hizmetlerin yerine getirildiğine ilişkin sunduğu görsel kayıtlar birlikte değerlendirildiğinde faturalara konu hizmetlerin verildiğinin anlaşıldığı, davacı taraf her ne kadar 130.601,46 TL asıl alacak talebinde bulunmuşsa da davacının cari hesap kayıtlarında 113.522,22 TL alacaklı görüldüğü, bunun yanında bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere 5.847,00 TL’lik çek iadesi kaydı, 2.369,52 TL’lik ve 350,46 TL’lik satış faturaları ile ilgili dayanak belge sunulması, davalının kayıtlarındaki 2.370,00 TL’lik tahsilat makbuzunun kayıtlara alınmaması nedeniyle davacı alacağından tenzil edildiği, 2.260,00 TL’lik muhasebe kaydı hatası ve 708,00 TL’lik faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle davacının alacağına eklendiği, bunun neticesinde davacının sonuç alacağının 103.293,96 TL olduğu gerekçeleriyle bu miktar üzerinden itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebinin reddine, davalının takipten önce temerrüde düştüğü ispatlanamadığından işlemiş faiz talebinin reddine, icra inkar tazminatı talebinin kabulüne dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece verilen kararın eksik inceleme neticesinde verilmesi sebebiyle usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, hizmet alınmadığı belirtilen faturalar ile ödemeye yönelik itirazları doğrultusunda incelemeler yapılmadığını, alınmayan bir hizmet karşılığı kesilen faturalara yönelik itirazların medya-reklam alanında uzman olan bilirkişinin inceleme alanına girmesine rağmen faturaların dayanağı olan hizmetlerin alınıp alınmadığının tespitinin yapılmadığını, tüm itirazlarına ve bilirkişi raporu hükme esas teşkil etmeye elverişli olmamasına rağmen ilk derece mahkemesi tarafından itirazları göz ardı edilerek karar verildiğini, müvekkilinin, davacı şirkete borcu olmadığı gibi takibe konu faturaların ödendiğine ilişkin dosya kapsamına ödeme dekontlarının da eklendiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacının, davalı hakkında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 130.601,46 TL asıl alacak ve 10.069,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 140.670,67 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalının takibe ve borca karşı itirazda bulunduğu, davacının ise İİK 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, icra takibine konu edilen bir kısım fatura bedelinin ödenip ödenmediği, geriye kalan faturalara konu hizmetin verilip verilmediği, buna göre davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı ile miktarı hususlarında toplanmaktadır.Bilirkişiler 09/04/2019 tarihli raporlarında, davacının 2016-2017-2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre, takip tarihi (08.06.2018) itibariyle davalıdan 113.522,22 TL cari hesap alacağının bulunduğu, davalının 2016-2017-2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi (08.06.2018) itibariyle davacı yana 105.553,96 TL, 25.09.2018 tarihi itibariyle ise 21/07/2016 tarihinde yapılan 1.130,00 TL tutarındaki hatalı kaydın ters kayıt yapılmak suretiyle düzeltilmesi ile 103.293,96 TL cari borcunun bulunduğu, davacının takip dayanağı yapmış olduğu 15 adet 130.601,46 TL tutarlı faturaların davacı ve davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının düzenlemiş olduğu irsaliyeli faturalarda malları teslim alan kısımlarının boş bulunmasına rağmen mezkur faturaların tamamının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının 8 gün içerisinde mezkur faturalara ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığı da göz önünde bulundurulduğunda davacının takip dayanağı faturaların içeriklerini davalı yana teslim etmiş olduğu kanaatine varıldığı, taraflar arasındaki cari hesap farkının 7.968,26 TL olduğu, taraflar arasındaki cari farka neden olan kayıtların, raporunun 5.2 maddesinde listelendiğini ve değerlendirmelerin ayrıntılı olarak yapıldığını, neticeten davacı ve davalı yan ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacının takip tarihi (08.06.2018) itibariyle davalıdan 103.293,96 TL alacaklı olduğu, davacının takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, bu nedenle işlemiş faiz talebinin dayanağının bulunmadığı bildirilmiştir. Somut olayda, icra takibi kapsamında 06.06.2017 tarihli … nolu 8.496,00 TL bedelli, 13.06.2017 tarihli … nolu 21.122,00 TL bedelli, 03.07.2017 tarihli … nolu 15.222,00 TL bedelli, 07.07.2017 tarihli … nolu 11.210,00 TL bedelli, 01.08.2017 tarihli … nolu 5.910,14 TL bedelli, 17.08.2017 tarihli … nolu 649,00 TL bedelli, 21.08.2017 tarihli … nolu 7.315,05 TL bedelli, 21.08.2017 tarihli … nolu 5.577,89 TL bedelli, 23.08.2017 tarihli … nolu 4.336,50 TL bedelli, 25.08.2017 tarihli … nolu 4.186,64 TL bedelli, 26.08.2017 tarihli … nolu 5.664,00 TL bedelli, 31.08.2017 tarihli … nolu 3.270,24 TL bedelli, 09.09.2017 tarihli … nolu 10.502,00 TL bedelli, 16.10.2017 tarihli … nolu 11.210,00 TL bedelli ve 09.02.2018 tarihli … nolu 15.930,00 TL bedelli faturaların tahsili talep edilmiştir. Bu faturalardan 01.08.2017 tarihli … nolu 5.910,14 TL bedelli, 17.08.2017 tarihli … nolu 649,00 TL bedelli, 21.08.2017 tarihli … nolu 7.315,05 TL bedelli, 21.08.2017 tarihli … nolu 5.577,89 TL bedelli, 23.08.2017 tarihli … nolu 4.336,50 TL bedelli, 25.08.2017 tarihli … nolu 4.186,64 TL bedelli, 31.08.2017 tarihli … nolu 3.270,24 TL bedelli ve 16.10.2017 tarihli … nolu 11.210,00 TL bedelli faturalara konu hizmetin alındığı ve bedellerinin de ödendiği; öte yandan ise 06.06.2017 tarihli … nolu 8.496,00 TL bedelli, 13.06.2017 tarihli … nolu 21.122,00 TL bedelli, 03.07.2017 tarihli … nolu 15.222,00 TL bedelli, 07.07.2017 tarihli … nolu 11.210,00 TL bedelli, 26.08.2017 tarihli … nolu 5.664,00 TL bedelli, 09.09.2017 tarihli … nolu 10.502,00 TL bedelli ve 09.02.2018 tarihli … nolu 15.930,00 TL bedelli faturalara konu hizmetlerin ise alınmadığı davalı tarafça savunulmuştur. “…Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır. Ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir…” (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2017/1445 Esas 2018/1438 Karar sayılı ilamı). Somut olayda taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ihtilafsızdır. Davacı, verdiği hizmet sebebiyle düzenlediği faturalardan dolayı alacaklı olduğu; davalı ise bir kısım fatura bedelinin ödendiği, bir kısım fatura konusu hizmetin ise alınmadığı iddiasında bulunmaktadır. Davalının, çek, havale ve nakit olarak yapıldığını ileri sürdüğü ödemeler ile takip konusu faturalar her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlıdır. İncelenen ticari defterlere göre, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 113.522,22 TL alacağının bulunduğu, davalının ise takip tarihi itibariyle davacıya 105.553,96 TL borçlu bulunduğu, buna göre taraflar arasındaki ticari defterlere göre cari hesap farkının 7.968,26 TL olduğu, bu farkın sebebine ilişkin bilirkişi raporunda yapılan açıklamalar uyarınca Mahkemece davalının, davacıya 103.293,96 TL borcunun bulunduğunun değerlendirildiği, esasen bu hususa yönelik bir itiraz ve istinafın da bulunmadığı, davalının, yukarıda belirtilen bir kısım faturalar bakımından hizmetin alınmadığına yönelik iddialarına itibar edilemeyeceği, çünkü faturayı, süresinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine borç kaydeden davalının, fatura münderecatını aynen kabul etmiş olduğundan bu faturalar nedeniyle hizmet almadığını, dolayısıyla borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerektiği, bu anlamda davalının ispat yükümlülüğünü yerine getirdiğinin söylenemeyeceği, bu durumda faturayı düzenleyen davacının, faturalara dayalı alacağının varlığını ispatladığının kabulü gerektiği anlaşılmakla Mahkemece verilen karar isabetli olduğundan davalı tarafın istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/781 Esas, 2019/566 Karar ve 23/05/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 1.764,01 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.584,11 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE,3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktiren yer olmadığına,4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.23/02/2023