Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2862 E. 2023/148 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2862 Esas
KARAR NO: 2023/148
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/01/2019
NUMARASI: 2017/128 Esas, 2019/21 Karar
DAVA: MENFİ TESPİT (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı … arasında herhangi bir anlaşma olmadığını, müvekkilinin işyerinde güvenlik malzemelerini kurulu olduğunu ve işyerini bu şekilde kullanmaya başladığını, müvekkilinin aldığı hizmetlerin faturalarını da ödediğini, davalı ile anlaşması olmadığından, işyerini kapattığını bildirerek söküm yapılmasını talep etmesi gerektiğini bilmediğini, ancak davalının aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …3 Esas sayılı dosyasında takip başlattığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve takipte kötüniyetli olan davalı alacaklının % 40’dan az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; taraflar arasında 18/01/2013 tarihli Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesinin imzalanmasının akabinde sistem kurulumu sağlanarak davacıya tam, sağlam ve çalışır şekilde teslim edildiğini, davacının hem hizmetten yararlandığını kabul etmesinin, hem de sözleşme yapmadığından bahisle borçtan sorumlu tutulamayacağı yönündeki iddiasının çelişkili olduğunu, davacının kendisine gönderilen faturalara süresinde itiraz etmediğini, güvenlik sistemini kullanan davacının sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığı ve güvenlik hizmeti bedelinden sorumlu tutulamayacağı yönündeki iddiasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece;, davacı borçlunun 23.01.2013-08.09.2014 tarihleri arasında güvenlik hizmeti alması nedeniyle bu döneme ilişkin faturalardan sorumlu olacağı, ancak davalı alacaklının 08/09/2014 tarihinden sonra güvenlik hizmeti verildiğini ispatlayamadığı, 23.01.2013-08.09.2014 tarihleri arasındaki güvenlik hizmeti nedeniyle davalının 993,63 TL alacağı bulunduğu, kalan 4.555,93 TL alacak yönünden güvenlik hizmeti verildiği kanıtlanamadığından davacının borçlu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı borçlunun takip konusu alacağın 4.555,93 TL kısmı yönünden borçlu olmadığının tespitine, davalı alacaklının takipte kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davacı borçlunun hizmeti aldığını kabul ettiğini ancak işyerini kapattığında müvekkiline gerekli bildirimi yapmadığını beyan ettiğini, müvekkilinin davacının işyerini kapattığını bildirim yapılmadan bilemeyeceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 08/09/2014 tarihinden sonra güvenlik hizmeti verildiğine dair somut bir bilgi ve belgenin bulunmadığı belirtilmişse de, belirtilen tarihten sonra da alarm sisteminin çalıştığını, ancak sinyal bağlantısının bulunmaması nedeniyle alarm merkezine bildirim gelmediğini, sundukları sinyal kayıtlarına ilişkin raporda görüldüğü üzere bu durumda davacıya bilgi verildiğini ve durumun düzeltilmesinin istendiğini, ancak davacının servis talebinde bulunmadığını, bu durumda müşterinin hatanın giderilmesini istemesi ya da sözleşmeyi feshetmesi gerektiğini, tacir olan davacının TTK’nın 18 maddesi şekline uygun fesih ihbarı bulunmadığını, müvekkilinin hizmeti eksiksiz yerine getirdiğini, güvenlik sistemi cihazlarının davacının işletmesinde yer aldığını, müvekkili tarafından sinyal bağlantısının bulunmaması nedeniyle alarm merkezine bildirim gelmediğine ilişkin uyarılara rağmen davacının faturalara itiraz etmediğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;Dava, hizmet bedelinin tahsili için yapılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; davalı alacaklının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 5.555,56 TL cari hesap alacağının tahsili için davacı borçlu aleyhine takip başlattığı, takibe itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği, davacı borçlunun takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talebiyle işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı borçlunun 4.555,93 TL kısmı yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, davalı alacaklı hükmü istinaf etmiştir.İstinaf konusu edilen uyuşmazlık, davalının davacıdan takip konusu güvenlik hizmeti alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda; davalı … şirketinin 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defterlerinin HMK ve TTK hükümlerine uygun olduğu, davalının 2013 yılı Ocak ayından başlamak üzere davacı tarafa her ay bir adet fatura tanzim ettiği ve bedellerini Aralık 2013 faturası hariç olmak üzere tahsil ettiği, ancak Ocak 2014 ayından başlamak üzere en son Ağustos 2016 ayı olmak üzere davacı tarafça hiç ödeme yapılmamış olmasına karşın 32 adet fatura tanzim edildiği, davalının kendi ticari ve muavin defter kayıtlarına göre davacıdan takip tarihi itibariyle 5.555,56 TL alacaklı olduğu, ancak; tarafların aralarındaki sözleşmeye uygun olarak güvenlik hizmetini verilmiş olmakla birlikte 08/09/2014 tarihinden sonra davacının işyerindeki güvenlik sistemine ilişkin panel ile iletişimin koptuğu, alarm ve arızaların davalının alarm merkezine düşmediği ve sorunun giderilmesine yönelik herhangi bir işlemin mevcut olmadığı, bu nedenle 08/09/2014 tarihi itibariyle güvenlik hizmetinin verildiğine dair somut bir kaydın, bilgi ve belgenin bulunmadığı, davacının 23/01/2013 ile 08/09/2014 tarihleri arasındaki faturalardan sorumlu tutulabileceği ve bu tutarında 999,63 TL olduğu bildirilmiştir.Davacı borçlu, davalı tarafından sağlanan güvenlik sistemini kullandığını ve bir kısım faturaları ödediğini beyan ettiğine göre, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunun kabulü gerekir. Bununla birlikte davacı, aralarında sözleşme bulunmaması nedeniyle işyerini kapattığında güvenlik sisteminin sökülmesi için davalıya bildirimde bulunması gerektiğini bilmediğini beyan etmiştir. Davalının verdiği hizmeti kullanan davacı ile davalı arasında güvenlik hizmeti verilmesine dair yazılı olmayan sözleşme ilişkisi bulunmaktadır. Tacir olan davacı TTK’nın 18/3.fıkrasında belirtilen şekilde sözleşmenin feshine dair ihbarda bulunmadığına göre, davacının işyerini kapatmasıyla taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin de sona erdiği söylenemeyecektir.Diğer taraftan davacı taraf, takip dayanağı fatura konusu hizmetleri almadığını beyan etmiş ve bilirkişi raporunda da 08/09/2014 tarihinden sonra davacının işyerindeki güvenlik sistemine ilişkin panel ile iletişimin koptuğu, alarm ve arızaların davalının alarm merkezine düşmediği belirtilmiştir. Ancak belirtilen tarihten sonra da alarm sisteminin çalıştığı, ancak sinyal bağlantısının bulunmaması nedeniyle alarm merkezine bildirim gelmediği, durumun düzeltilmesi konusunda davacıya gerekli bildirimin yapılmasına rağmen sonuç alınmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre 08/09/2014 tarihinden sonra da davalının edimini yerine getirdiği, davacının bu döneme ilişkin hizmet nedeniyle süresinde eksik ve ayıplı hizmet verildiğine dair ihbarının da olmadığı anlaşıldığından, mahkemece davanın tamamen reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/128 Esas, 2019/21 Karar ve 07/01/2019 tarihli kararının HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE, 2-a)Davanın REDDİNE, b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 94,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 85,02 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, c)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.555,56 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, d)Davalı tarafından karşılanan posta masrafları, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.517,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, e)Davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
İstinaf Başvurusu Yönünden; 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 78,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 101,90 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Davalı tarafından karşılanan 50,00 TL istinaf yargılama gideri ile 199,30 TL istinaf karar harcı ve başvuru harcı olmak üzere toplam 249,30 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,6-6100 sayılı HMK’nın 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra artan kısmın yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.2 bendi ile aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/02/2023